CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün Çorum’a gidiyor ve daha sonra çarşıda esnafı ziyaret ediyor. Gezisi sırasında bir kadına hâl hatır soruyor, "Nasılsınız, iyi misiniz?" diye soruyor. Kadın belli ki soruyu bekliyor ve hemen "İyiyiz, sakın çocuğuma dokunma, hayır, hayır, hayır, hadi yürü, yürrrü" diye yanıtlıyor.
Yanıtın başındaki "İyiyiz" sözcüğü kadının ağzında gayrı ihtiyari çıkmış, yanı normal yaşamındaki gibi yanıtlamış ama sonra kendisine öğretilen bir yanıt, öğretilen bir edepsizlik ve bu edepsizliği kabul ediş biçimi.
CHP’li yetkililer bu karşılığa çok şaşırmışlar ve bu yaklaşımların bilhassa Anadolu kültüründe olmadığını söylemişler.
Ben bu görüşe katılmıyorum, Türkiye eğitimsiz bir ülke ve eğitimsiz olduğu için de oldukça lümpeni bol bir ülke.
Sorun sadece bu da değil, eğitimsiz ve okuma yazma oranı düşük olduğundan inandığı dini de okumamış ve tam olarak neye inandığını da bilmiyor.
Kur’an-ı Kerim satışlarının yüksek olması, onun okunduğu anlamına gelmiyor.
Dikkat ederseniz sokaktaki polis son yıllarda ciddi bir şekilde değişti. 70’lerde sağcı-ülkücü ve solcu-devrimci diye ikiye ayrılabilen polis, şimdi sadece sağcı-dinci-ülkücü statüsünde ve insan dövmek için eller aynı anda havaya kalkıp, beraber iniyor vücuda jopla.
Neden böyle oldu, insanlar mı değişti, yani çok düzgündüler de AKP’yle mi değiştiler, hayır değişen bir şey olmadı, sadece onlar gibi kendisi de lümpen olan birisi, önce belediye başkanı, sonra başbakan, ardından da cumhurbaşkanı oldu.
Bunun Türkiye’yi getirdiği nokta şu oldu, lümpenler iktidara geldi. İnsanlar mahallenin serseri ruhlu delikanlılarının sadece Kasımpaşa ya da Tophane’de olduğunu sanıyor.
Oysa bu gençlik bütün mahallelerde vardı ama büyük şehirlere göç ile bunların sayısı genel nüfusta artmadı ama büyük şehirlerde arttı.
Polis genellikle bu gençlikten seçildi ve kendilerine "Sokakların hakimisiniz" garantisi verildi.
Bu lümpen gençliğe verilen yetki, yani lümpenlerin iktidara gelip güç kazanması, eskiden yok sandığımız bir gerçeği ortaya çıkardı. O güç ele geçince, kadın öldürmeler ve hem tecavüz hem de taciz arttı, çocukları istismar normalmiş gibi çoğaldı, eskiden öğrenemediğimiz gerçekleri, sosyal medya ortaya çıkarmaya başladı ve hep beraber "Eskiden böyle değildi" yalanına sarıldık.
Din konusunda da aynı çelişkiyi yaşamıyor muyuz, "Eskiden bu kadar dinci yoktu" teranesi dilimize pelesenk olmuş, gidiyor. Oysa vardı ama iktidar elinde olmadığı için aynı "Uyuyan hücre" gibiydiler. Tan Matbaası’nın yakılmasından tutun da günümüze kadar yaşanan bütün katliamlarda "Allah Allah" seslerini duymadık mı? Dinci grup her zaman derin devlette emir bekleyen bir grup gibi hazır oldu ve emri aldığında da elinden gelenin fazlasını yaptı.
6-7 Eylül olaylarında piyon kim yapıldıysa, Maraş’ta da, Madımak’ta da aynısıydı. Osmanlı döneminde Kur’an-ı Kerim’in neden Türkçeleştirilmediğini çözerseniz durumu daha iyi anlarsınız. Ya da şeriatçı IŞİD’in önceki gün Şeriatçı Taliban’ın ülkesini neden bombaladığını düşünün. Büyük düşünürler ABD için yapıldığını söylüyor, size ne kadar inandırıcı geliyor bu, sizce ABD tamamıyla çıkınca devam etmeyecek mi?
Başlıkta yazdığım gibi, insanlar neden bu kadar çirkinleşti ya da dünyada demokrasi ve insan haklarını savunanların sayısı arttıkça çirkinlikler iyice doruk noktasına geldi. Çünkü demokrasi geliştikçe, aynı oranda olmasa da çirkinlikler kimi bölgelerde iktidara geliyor ve o lümpen tayfanın elinin ölçüsü hiçbir zaman yok. AKP’de dünyadaki bu girdabın bir parçası.
İlk kuruluşundaki AKP’yi tartışırken ne kadar önemli kurucular olduğunu ama ayrıldıklarını da tartışırız hep. Peki o zaman, bu kadar akıllı kurucu neden Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yaptılar. Bence hepsini yarıştırdılar ve en lümpen Erdoğan kazandı.
