Ahmet Nesin
Kana kan intikam Ergenekon seçimleri yaklaşıyor!..
AKP iktidara geldiğinden beri neredeyse her sene bir seçime kilitlenmişiz. Mesela genel seçimlerde 2 seçim fazlamız var. 15 yılda 12 değişik seçim yaşamışız ve bunlardan 2 tanesi çok ilginç, Recep Tamam Erdoğan sonuçlarını beğenmediği için yaşadık. Ben bu seçimlerle dünyaya gelişim arasında bir bağlantı kuruyorum. Şimdi bunu okur okumaz bana megaloman diyebilirsiniz ama iş hiç de öyle değil. Ablam Oya ve ağabeyim Ateş’ten sonra babam annemle evlenmiş ve Ali doğmuş. Babam Ali’ye bakmış ve "Ali bana benzemiyor, bir tane daha yapalım" demiş. Annem bana bunu 3 yıl önce anlattı, çok gülmüştüm dünyaya geliş nedenime ve tabii Ali’ye borçluyum esasında. Bunun detaylarını anılarımda yazacağım, çünkü babam biraz bekleseydi Ali’nin de kendisine ne kadar benzediğini görür ve benden vazgeçebilirdi. İşte 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimlerden sonra yapılan 1 Kasım 2015 seçimleri de böyle bir seçim, Erdoğan’ın "Ben sonuçları beğenmedim, istediğim gibi değil" diye yaptırdığı seçimler.
Bunun yanında bir de son yaşadığımız seçimler var ki herkesi şaşırtan seçimler. Erdoğan’ın üstüne basa basa "Erken seçim olmayacak" dediği ama Devlet Bahçeli’nin bir kez söylemesiyle yapılan Ergenekon seçimleri. Ergenekon grubunun burada beğenmediği bir seçim yok aslında ama zamanında yapıldığı takdirde beğenmeyeceği bir seçim vardı. Beğenmeyeceği seçim ne demek, şöyle ki, AKP, CHP ve HDP’nin %10’luk baraj sorunu yok, İYİ Parti MHP’ye alternatif olarak kurulmuş, onun da CHP ve MHP memnunsuzlarından gelecek oylarla baraj sorunu yok, geriye sadece MHP’nin baraj sorunu var. Bütün seçimlerde beklediğimiz bir trafoya giren kedi sorunumuz olduğundan ve bunu da kanıksadığımızdan 2,5 milyonluk bir oy yer değiştirmesi konusu var. Son seçimde MHP’nin AKP’yle beraber seçime girmesinin nedeni de bu zaten.
İşte seçim sonuçları bizi şaşırttı. Herkesin şaşırdığı yer değiştiren 2,5 milyon oy değil, yer değiştiren oyların hangi partiye gittiği. MHP'ye % 5 dolaylarında beklenirken AKP’de % 44 gibi bekleniyordu. Toplamı en fazla %49 olacağından hükümet ya ucu ucuna kaybedilecek yada kurulacaktı. Oysa 2,5 milyonluk oy değişimi hiç de beklediğimiz gibi olmadı, AKP oyları tahmin ettiğimiz gibi düştü ve hatta Recep Tamam Erdoğan’ın gizli koalisyon ortaklarının oylarını çıkardığımızda tarihinde ilk kez AKP’den bile az aldığını görüyoruz. Yani 2,5 milyonluk oy değişimi MHP’yi ortak olmadan da seçime girse seçime girecek noktasına getirdi.
Şimdi önümüzde mahalli seçimler var ve ilginç konuşmalar dönüyor. Bunları konuşmadan önce işlerin nasıl ve neden bu noktaya geldiğini konuşmak ve bilmek zorundayız. Barış masası neden yıkıldı, bütün Türkiye mutlu sona giderken ve bu başarıda ne kadar kızsak da Erdoğan’ın da payı varken Erdoğan bu masayı neden devirdi ve birden içinden bir canavar çıktı. Emin olduğum bişey var, o da masayı Erdoğan’ın devirmediği, Erdoğan’a "Devir bu masayı" dendi ve o da devirmek zorunda kaldı. Devir diyen MHP ve Ergenekon ekibiydi, artık Kürtlerin ve sosyalistlerin gelişmesi onları gereğinden fazla rahatsız etmeye başlamıştı.
Rahatsız eden çok konu var ama en önemlisi HDP’nin olası bir seçimle hükümet ortağı olması ve bu sayede Milli Güvenlik Kurulu’na bakan gönderebilme olasılığıydı. Bu milliyetçiler ve Ergenekoncular için çok fazlaydı, dil eğitimi, eyalet yada özerklik sistemi biyere kadar ertelenebilinir yada engellenebilinir bir konu ama seçimlerle hükümet olma öyle kolay kolay ertelenemez, tek yolu vardır, o da darbedir. 15 Temmuz darbe girişimine karşı darbe planını bu açıdan irdelerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Peki, Erdoğan bu öneriye karşı tavır alabilir miydi, 17-25 Aralık üçkağıdı olmasaydı belki alırdı ama bu belgeler varken alamazdı. Yani 17-25 Aralık üçkağıdını Ergenekon destekleseydi Erdoğan şu an tutuklu yada tutuksuz olarak yargılanıyordu. Tabii bu arada IŞİD’e gittiği söylenen silahlar var, MİT bu işin içinde olduğu sürece bu konu da yargıya taşınacaktı. MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın 15 Temmuz 2015 gecesi Erdoğan ile hiç telefonlaşmadığını düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Şimdi belediye seçimleri öncesi MHP genel başkanı Devlet Bahçeli bu seçimlere de AKP’yle beraber gireceğini açıkladı. Erdoğan sadece "Konuşalım" demekle yetiniyor. Oysa bu bir belediye seçimi ve Erdoğan’ın tavır koyması gerekiyor, barajın olmadığı seçimlerde ortaklığın anlamının olmadığını açıklaması gerekiyor. Çünkü bu sistemle AKP’nin kimi yerlerde direkt MHP adayını desteklemesi lazım. AKP’li adayı destekleyen MHP etkilense de AKP kadar etkilenmez, çünkü AKP ve Erdoğan dünyada bulunmaz bir hint kumaşı, onlar zaten yenilmez ve başkasına muhtaç olmazlar.
Seçim gecesi olacakları şimdiden yazmakta fayda var, bu seçimlerde seçilecekleri Ergenekon belirleyecek ve Bahçeli açıklayacak. Son seçimde hani hiçbir parti açıklama yapmadı ya, herkes nedenini çok merak ediyordu. Muhalefet partilerini bir kenara koyun ve Erdoğan’ın gece 21 sularında yaptığı açıklamayı tekrar tekrar izleyin. Hem kazanıp, hem de bu kadar korkmak neyin nesi, o korku Ergenekon’un patlama anını bekleme korkusu. O gece yukarıdan telefon gelmiştir diye bir yorum yapmıştım. Evet bence bir telefon gelmiş ama bu telefon Erdoğan’dan gelmedi, gelemez de, ne Erdoğan’ın böyle bir gücü var ne de muhalefet Erdoğan’ın tehditini dinler. Bu telefon Ergenekon’dan geldi. İşte, HDP dışındaki bütün muhalefete sözünü dinletebilecek tek grup var Türkiye’de o da Derin Devlet. Mahalli seçimler vatana millete hayırlı olsun.