Asena Özkan
Kim bunlar?
Soruya yanıt vermek için maçın öncesine gitmek zorunluluk! Beşiktaş, Antalya deplasmanında, kulüp başkanı Ahmet Nur Çebi de Antalya Beşiktaşlılar Derneği’nin organize ettiği Cumhuriyet Balosu'nda… Beşiktaş Kulübü Başkanı uzatılan mikrofonu eline alıyor ve diyor ki, "Yıllarca maaş alan profesyoneller, yeni başkanı ve yönetimi beklemeden gitti. Kimi de tazminatlarını Kartal Yuvası çekleriyle alıp gitti. Bizim nereye geldiğimizi anladınız mı? Beş tane profesyonelin kulübe yıllık maliyeti üç milyon lira, yedi senede yirmi bir milyon lira. Sonra ben ve arkadaşlarım 105 milyon lira bulmak için gecemizi gündümüze katarak çabalıyoruz. Kulübün içinde bu zihniyette başkalarının da var olduğunu biliyorum, onlar da gidecek."
Kim bunlar?
Bu salt Beşiktaş’a değil, içeride 5 aylık maaş alacakları bulunan emekçilere de ihanet, hem de en alasından. Evinin kirasını ödeyemeyen, okula giden çocuğunun cebine harçlık koyamayan, eşine mutfak giderleri için para bırakamamanın utancıyla evinden gün doğarken çıkan Beşiktaş’ın vefakar çalışanlarının ‘bedduası’ üzerine Fikret Orman ve de işbirlikçileri… Şayet Ahmet Nur Çebi ve yönetimi sizlerden bunun hesabını sormaz ise emin olun ‘bir şekilde çıkar’ yaptıklarınızın ‘ahı!’
Bu anlayışın sahibi şahsın ve yardakçılarının takımda ‘iyi’ futbolcu bırakmaları olası mı? ‘Şark kurnazı’ Fikret Orman kaçacağı zamanı öylesine iyi belirledi ki kendi başına yaptığı transferlerle, gereksiz elemanları takımın başına musallat edip apar topar yok oluverdi. Bunu neden yaptığı yakın gelecekte mutlaka açıklığa kavuşacak tabii ki! Kaçan goller, yitirilen puanlar, çoğu zaman vasatı dahi bulmayan oyun için kimi suçlayacaksın? Yeni yönetimi mi, teknik direktörü mü? Hadi canım…
Douglas Pereira dos Santos, Victor Ruiz Torre, Pedro Miguel Braga Rebocho, Mohamed Elneny, Tyler Boyd, Georges-Kevin N’Koudou, Abdoulay Diaby…
Kim bunlar?
Beşiktaş, Antalyaspor’u Antalya’da 2-1’lik skorle yendi ama özellikle son 10 dakikada kalesinde 3 mutlak gol tehlikesi yaşadı. Doğrusu karşılaşmanın ikinci bölümünde bu kaygıyı hem yaşadı hem de yaşattı yandaşlarına. Beşiktaş’ın art arda ve erken bulduğu 2 gole yanıt ev sahibi Antalyaspor’dan ikinci yarının başlarında geldi ve skor 2-1 oldu. Ancak o dakikaya kadar Beşiktaş girdiği pozisyonlar oldukça fazlaydı. Jeremain Lens’in kaçırdığı gol üzerine hiç duraksamadan 3 paragraf yazılır ama yersiz ve de gereksiz. Zira hafta içinde bir arkadaşım durumu oldukça net ve kısa şekilde özetledi: "Lens bu, ne bekliyorsun ki!" Oğuzhan Özyakup’un da becerisi ortada. Düşündüren belki de gülünç olanı ise şu: Beşiktaş Jeremain Lens ile sahada 10 kişi mücadele ediyor, buna bir de Oğuzhan Özyakup eklenince rakip bayram yapıyor çünkü Beşiktaş oluyor sahada 9 kişi!.. Gökhan Gönül çabaladı, Adem Ljajic oyundan alınsa da Caner’in yokluğunda sol kanadı kötü kullanmadı. Belki çok üretemedi ama sağ kulvardaki Jeremain Lens gibi de saçmalamadı. Umut Nayır’ın oynamaya gereksinimi var tıpkı Güven Yalçın gibi daha fazla süreye…
Sorun da bu. Tribündeki, ekran başındaki Beşiktaşlı bekleme yanlısı değil. Hele, hele alt yapıdan gelecek olası oyuncuları hiç. Beşiktaş geceyi 3 puanla noktaladı ama oynanan futbol ne teknik kadroyu, ne yönetimi, ne de yandaşı umutlandırdı.
Sanıyorum sahadakiler de yengiye karşın keyif almadılar. Şimdilik eldeki mevcut bu…