Ahmet Tulgar & İshak Karakaş

Ahmet Tulgar & İshak Karakaş

‘Kürtler 7 Haziran’dan daha güçlü hayır diyecek’

HDP İstanbul milletvekili Erdal Ataş’a göre ‘çözüm sürecinin önündeki engellerin aşılması için önemli noktalardan biri referandumda çözüm karşıtı zihniyetin başarısızlığa’ uğratılması.

İshak Karakaş & Ahmet Tulgar

Erdal Ataş, Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili. Genç yaşında  epey bir mücadele tecrübesi biriktirmiş bir siyasetçi. HDP üzerindeki bütün baskılara rağmen disiplinle Meclis’te ve sokakta siyaset yapmayı sürdürüyor. Erdal Ataş ile buluştuk ve kendisine HDP’nin ruh halini ve referandum çalışmalarını sorduk.

İshak Karakaş: Eşbaşkanlarınız ve birçok vekil arkadaşınız tutuklu. HDP’de şu anda hakim olan duygu ne? Umut mu, hüzün mü, öfke mi? Bu süreçte parlamentoda ve sokakta yalnız bırakıldığınızı düşünüyor musunuz?

Erdal Ataş: HDP ve bileşenleri olarak savunduğumuz doğrular bizleri  geniş halk yığınları ile birleştirdi. Savunduğumuz fikirler daha şimdiden milyonlarca insanı etkilemiş ve umut olmuştur.  İktidar sahipleri daha geniş kitleleri etkileme potansiyelimizi engellemek için eş başkanlarımız vekillerimizi ve örgütlü çalışanlarımızı tutuklamaktadır. 80 darbesi düzeyinde bir saldırı olmasına rağmen geniş kitlelerce sahiplenildiğimizi düşünüyorum. HDP ve birleşenlerindeki duygu, hüzün ve öfke değil, haklılığımızdan gelen umut ve kararlılıktır.

Ahmet Tulgar:  Hemen ilk cevabınızda bileşenleri vurguladınız. HDP ve bileşenleri arasında uyum devam ediyor mu, yoksa süreci farklı okuyan gruplar söz konusu mu?

Erdal Ataş: HDP ve bileşenleri arasındaki uyum halklarımızın temel sorunlarının çözümüne ve insanların temel hak ve özgürlüklerine dayalıdır. Bileşenler arasında sürece ilişkin farklılıklar zenginlik olarak görülmekte, esasta uyum içerisinde çalışma devam etmektedir.

İshak Karakaş:  Ben solda HDP’ye bir yaklaşma ya da daha belirgin bir daayanışma gözlemliyorum. HDP üzerindeki baskılar nedeniyle sizinle eskisine göre daha fazla dayanışma içine giren siyasetler oluyor mu? ÖDP gibi?

Erdal Ataş: HDP ve bileşenleri olarak coğrafyamızda ki bütün demokrasi güçleriyle ayrım yapmaksızın ortak noktalarda birlikte çalışma yönelimindeyiz. Yaşanan gelişmelerin bazılarında en geniş kesimlerle ortaklaşma sağladığımız gibi bazı süreçlerde ise istediğimiz hedefe ulaşamamaktayız. Şu anda var olan KHK ve OHAL’den kaynaklı belirtilen güçlerle daha fazla ortaklıklar öne çıkmaktadır..

Ahmet Tulgar: Peki, bu siyasetlerle ilişkiyi güçlendirecek misiniz? Türkiye’de geniş bir demokrasi cephesi kurmanın şartları nedir?

Erdal Ataş: Demokrasi  cephesinin ana şartı temel hak ve özgürlüklerde yaşanan ortaklıktır. Yani ulus,  inanç, cinsiyet ve renklerde tam hak eşitliğini savunan, emekten doğru adil bölüşüm ve örgütlenme özgürlüğünü savunan, ekolojik tahribata karşı çıkan ve demokratik bir yönetimi savunan tüm demokrasi güçlerinin kendi farklılıklarını koruyarak bir araya gelmesi insanlığın ve doğanın yararınadır.

İshak Karakaş: Bu yönde adımlar atılıyor mu?

Erdal Ataş: Coğrafyamızda son dönemlerde geniş bir demokrasi cephesi için önemli adımlar atıldı ve büyük ilerlemeler kaydedildi henüz istenilen noktada olmasak da bugün savunulan fikirler 3 -5 yıl sonra en geniş demokrasi cephesini zeminini hazırlamaktadır.

İshak Karakaş: Referandum sürecinde HDP’nin öncelikleri nedir? Bu öncelikler Hayır cephesine nasıl etkiliyor?

Erdal Ataş: Referandum demokrasi güçlerinin engellenmesi için 12 Eylül Anayasası’nın tek adam sistemi ile birleştirilerek yeniden halka onaylaatılmak istenmesidir. HDP ve bileşenleri olarak önceliğimiz KHK ları, basın yasaklarını, işten çıkarmaları, OHAL’leri, tekçiliği, ayrımcılığı, kadın ve LGBTİ düşmanlığını, doğanın tahribatını, yoksulluğu, yasakları 12 Anayasası’nda 18 maddeyi değiştirerek yasallaştırmaya çalışan referanduma hayır demektir.

Ahmet Tulgar: Evet çıkması durumunda tavrınız ne olacak? Hayır için çalışıyorsunuz ama bir B planı hazırladınız mı evet sonucu için?

Erdal Ataş: Bizler onyıllardır bu coğrafyada demokrasinin gelişmesi için mücadele yürüttük.  Referandum bu mücadelemizin sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Evet’in çıkacağını düşünmüyorum fakat bir an için evet çıktığını düşünsek bile bu ülkede demokrasi gelene kadar mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz.

İshak Karakaş: Hayır çıkması durumunda nasıl bir Türkiye tasavvur ediyorsunuz?

Erdal Ataş: Hayır’ın çıkacağına inanıyoruz. HDP ve bileşenlerinin bu coğrafyadaki insanların temel sorunlarını çözme noktasındaki projeleri açıktır. 17 Nisan’dan sonra bu coğrafyadaki tüm demokrasi güçleri ile, siyasal çevrelerle,  sivil toplum kuruluşları ile, sosyal kimliklerle de tam hak eşitliği, emeğin özgürlüğü, ekolojik demokratik yönetimi içeren bir toplum yaratmak için mücadelemizi devam ettireceğiz.

İshak Karakaş: Kürt seçmenlerinizin referandumda alacakları tavra ilişkin çok spekülasyon yapılıyor. Kürt seçmenlerde nasıl bir hayır oranı bekliyorsunuz?

Erdal Ataş:  16 Nisan’da, 18 maddesi değiştirilerek referanduma sunulan 12 Eylül zihniyetinin en büyük hedefi Kürtler olmuştur. Dilleri yasaklanmış, yaşam alanları yerle bir edilmiş baskı ve katliamlarla yok sayılarak bugünlere kadar gelinmiştir. 12 Eylül Anayasası’na Hayır deme gerekçelerine sahip olan kesimlerden biri de Kürt halkıdır. Kürt halkı bu referandumda 7 Haziran sürecindeki orandan daha güçlü hayır diyecektir..

İshak Karakaş: Kürdistan’da şartlar çok ağır. Sandık güvenliği için bir örgütlenme yapıyor musunuz?

Erdal Ataş: Geçmiş seçimlerdeki tecrübeler doğrultusunda sandıktaki oyların korunması için sandık başkanı, sandık görevlileri, müşahit ve elektronik seçim sistemi üzerinden sandıklarımızı koruyarak Hayır’ı çıkaracağımıza da inanıyoruz. Bizim dışımızda Hayır diyen diğer siyasi partilerin de bu yönlü hazırlıkları mevcuttur. Geçmişteki seçimlerde her siyasal parti kendi oyunu korumakta idi fakat şimdi sadece hayırı koruyacağı için sandık güvenliği geçmişe oranla daha fazladır. Yapılması gereken sandığa gitmek, Hayır kullanmak ve onu korumaktır..

Ahmet Tulgar: OHAL şartlarında referandum ne anlama geliyor?

Erdal Ataş: Coğrafyamızda bugüne kadar yapılan bütün anayasalar demokrasiye ve demokrasi güçlerine karşı yapıldığı için sürekli olarak OHAL şartları tercih edilmiştir. 16 Nisan’a OHAL şartlarında gidilmesi iktidar sahiplerinin kaybetme korkusundan ileri gelmektedir. 70 ve 80 darbeleri nde ve önceki süreçlerde OHAL uygulamaları ile istedikleri anayasayı halk oylamasından geçirenler bugün de aynı yöntemi denemektedirler. Fakat bu defa toplumsal güçler ve kitlelerin büyük çoğunluğu bu gerçeğin farkına vararak gelen anayasanın 12 Eylül Anayasası olduğunu bilmekte ve ona karşı çıkmaktadır. Tüm OHAL uygulamalarına rağmen tekçi zihniyet kaybedecektir.

İshak Karakaş: Çok sayıda il ve ilçe başkanınız, partilileriniz tutuklu ya da gözaltında. Örgütlülüğünüzü yine de ayakta tutuyorsunuz. Bu nasıl mümkün oluyor?

Erdal Ataş: HDP ve bileşenleri olarak bu ülkenin demokratikleşmesi için sürdürdüğümüz mücadeleyi sadece yöneticilerle değil bu davanın asıl sürdürücüleri olan geniş kitlelerle yürütmekteyiz. İçimizden en iyi ve tecrübelilerimizi engellemeleri elbette işimizi zorlaştırmaktadır fakat bizler bu mücadeleyi 6 milyon insanın ortak örgütlenmesi ve büyük emekleri ile sürdürüyoruz. Tüm tutuklamalara rağmen içeri ve dışarıyı birleştirerek çalışmalarımızı yürütüyoruz.  Geçmiş tarihlerde de önemli bir yönetici kitlemiz içerde olmasına rağmen sürekli güçlenerek, başarılı kampanyalar yürüterek bugünlere kadar geldik, bu referandum sürecinden de güçlenerek çıkacağımız açıktır..

Ahmet Tulgar: CHP’nin bu süreçteki tavrını nasıl buluyorsunuz? Sizinle iletişime geçiyorlar mı?

Erdal Ataş: CHP kendi argümanları ile Hayır cephesinde yer almaktadır. Merkezi bir karar ile bizimle aynı yerde görünmeme tutumu mevcuttur. Hayır noktasında CHP ile bazı noktalarda argümanlarımız ortaklaşırken statüko ve demokratik yönetimde ayrışmaktayız. Kısacası herkes kendi hayrını örmektedir.

İshak Karakaş: Sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinin size yaklaşımı nasıl?

Erdal Ataş: HDP ve bileşenleri olarak gerek referandum sürecinde gerekse de onun dışında halklarımızın  sorunlarının çözümlerine yönelik sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleriyle sürekli olarak değerlendirme ve istişare toplantıları gerçekleştirmekteyiz.

Ahmet Tulgar: Referandum sonrası barış taleplerini yükseltecek misiniz?

Erdal Ataş:  HDP ve bileşenleri toplumsal barıştan hiçbir zaman vazgeçmediler. Toplumsal barışın referandum öncesi  ya da sonrası değiştirilmesi ya da askıya alınması söz konusu bile olamaz. HDP ve bileşenleri kendi özgün bakış açıları ile sürecin nasıl işletilmesi gerektiğini ifade etmeye devam etmektedirler.

İshak Karakaş: Çözüm sürecine yeniden dönmenin şartları nedir?

Erdal Ataş:  Çözüm sürecinin önündeki engellerin aşılması için önemli noktalardan biri referandumda çözüm karşıtı zihniyetin başarısızlığa uğratılmasıdır. Başta Kürt ve Alevi sorununun olmak üzere bunlara bağlı diğer sorunların çözümünde muhatapları ile oluşturulacak müzakere süreçlerinden başka çözüm yolu yoktur Eninde sonunda bu süreçler halkların lehine sonuçlanacaktır.

İshak Karakaş:  Çok teşekkür ederiz.

Erdal Ataş: Ben teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Tulgar & İshak Karakaş Arşivi