Mehveş Evin
Bu mu bağımsız, tarafsız yargı?
Referanduma gidilirken, ‘en olumlu’ anayasal değişikliklerden biri olarak yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığının da eklenmesi gösteriliyor ya… Buyrun size bağımsız, tarafsız yargıdan bir tanecik örnek!
Mehveş EVİN
Dün, bir grup gazeteci yine Çağlayan Adliyesi koridorlarında buluştuk. Beklerken bir İngiliz gazeteci, "Meslektaşlarınızın yargılanmasını takip etmek asıl bir duygu?" diye soracak oldu. Hafifçe huysuzlanarak "Artık çok alıştığım bir duygu, hayatımız böyle geçiyor" deyip ekledim: "Asıl alışamadığımız, zorlandığımız mesele, hukukun olmadığını bile bile bu duruşmaları izlemek…"
Malumunuz, aralarında Murat Aksoy ve Atilla Taş’ın da bulunduğu, hemen hepsi tutuklu 29 gazetecinin yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) davasının ilk duruşması dün görüldü. Taş’ın "Terörden değil, ham çökelekten yargılasanız daha mantıklı" demesi boşuna değil.
Duruşma ve iddianameye dair notlar aktaralım:
– Duruşma diyoruz ama usullerin hiçe sayıldığı tuhaf bir gösteri demek daha doğru. Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı, Atilla Taş’la birlikte altı gazeteciyi tutuklayan sulh hakimi. Kanuna göre soruşturma evresinde tutuklayan hakimle yargılayanın aynı kişi olamaz. Bu nedenle avukatları, CMK’nın 23/1 no’lu maddesi gereği hakimin çekilmesini yoksa reddi hakim talebinde bulunacaklarını beyan etti. Lorasdağı, kısa bir ara verdikten sonra ‘oybirliğiyle talebin reddi’ kararını açıkladı, yani usulü görmezden geldi.
– Bir başka avukatsa iddianamenin sanıklara okunmadığını, dosya numarasının eksik olduğunu ve ek delilleri müvekkilinin görmediğini belirtti. Mahkeme Başkanı’na göre lüzumsuz ayrıntılardı bunlar. Savunmalara bir an evvel geçilsin, yoksa çok uzun sürüyor diye itirazları kaale almadı.
GÜLEN ALEYHİNE YAZILAN HABERLE FETO’CU OLMAKLA SUÇLANIYOR
- Yargılanan gazetecilerden Ahmet Memiş, bir adım uzaklıkta duran jandarma erinin nezaretinde ifade verdi. Normalde jandarma kendine ayrılan yerde durur, ama bu davada belli ki bazı usuller işlemiyor.
- Memiş, fuat avni’nin rotahaber’de yazacağını duyurmak, kimlik bilgilerini saklamak ve emniyetin cemaat raporunu haberleştirmekle suçlanıyor. Memiş, bir yazarı duyurmanın meslekte rutin olduğunu, kimlik bilgilerini bilmediğini söyledi. En çarpıcısı, suçlandığı Emniyet raporunun Gülen yapılanmasının aleyhine olması, örgütün hiyerarşik yapısı anlatılırken iddianamede bu haberden faydalanılması, hatta Gülen’in kendisinden Memiş’ten şikayetçi olması!
- Memiş, cemaat bağlantılı bir medyada çalışmadığı gibi Akit, İhlas gibi iktidara yakın yayınlarda çalışmış bir gazeteci. İfadesinin sonunda, her sanığa olduğu gibi "Bank Asya’da hesabın var mı? Bylock kullanıyor musun? Yurtdışına çıktın mı?" gibi sorular yöneltildi. Buradan yola çıkarak ‘FETO’ye üye olunup olunmadığına karar verilebiliyor…
- İddianame, başlı başına tartışma konusu. Evrensel gazetesi yayın yönetmeni Fatih Polat, dünkü yazısında 196 sayfalık iddianameyi analiz etti. Yargılananların, "Gülen Cemaati ile anılan basın organlarında çalışmış olmaları, yazdıkları köşe yazıları, attıkları tweetler ve hatta yaptıkları retweetlerden hareketle 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte, örgütün hedeflerine uygun algı oluşturmakla suçlandığı"nı belirten Polat, ‘delil’ sayılan bazı tvitlerin, onbinlerce twitter kullanıcısını töhmet altında bırakabileceğini de yazdı. Misal, Ali Akkuş’un attığı "Dünyaca ünlü düşünür Chomsky: Medyaya darbe Türkiye’nin gerilemesine işarettir" şeklindeki tviti de iddianamede!
TAŞ’IN ‘TAYYİP BEY DEMOKRAT BİRİ☺’ TVİTİ DE DELİL!
- Atilla Taş’a yönelik suçlamalarda kanaat belirtilen kısım, Gezi protestolarında popüler olması! Sanki daha önce hiç tanınmıyormuş, Gezi isyanı esnasında her kullanıcının takipçi sayısı artmamış gibi…
- Taş’ın "darbe ve darbeye zemin oluşturduğu değerlendirilen" bazı tweetlerini yorumunuza bırakıyorum:
‘Ben zaten Tayyip beyi hep sevmişimdir. Yanlış anlaşıldı bence, o aslında çok demokrat biri:) (20 Ağustos 2015)
"TRT açılım= Tayyip Radyo Televizyon Kurumu" (25 Temmuz 2014)
"Erdoğan Dünya lideriymiş, e ben de Dünya starıyım o zaman hadi bakalım nasıl olacak" (18 Temmuz 2014)
- Murat Aksoy’un ‘delil’ sayılan tvitleri de aşağı kalmıyor: ‘Torba yasalarla meclisi işlevsizleştiren AKP, 17-25 Aralık soruşturmalarından sonra hukuku adım adım yürütmeye bağlamıştır.’ (27 Ekim 2015) Veya ‘İnsan sormadan edemiyor @fuatavni_f daha ne yapsın?’ (06 Temmuz 2015) Aksoy’un gazete yazıları da suç delili sayılmış.
- Bugün Gazetesi muhabiri Cihan Acar ise Zaman Gazetesi’ne kayyım atandığında paylaştığı tvitleri ve Çağlayan Adliyesi önünde protesto gösterisine katılmaktan dolayı "örgüt üyeliği"yle suçlanıyor…
29 gazetecinin yargılandığı davadan yalnızca birkaç örnek verdim. 196 sayfalık iddianame ve duruşma, hukukun nasıl eğilip büküldüğüne dair sayısız örnekle dolu. Bu bakış açısına göre değil 29, pekala 29 bin kişi de örgüt üyesi sayılıp hapse atılabilir.
Atilla Taş’ın duruşmada neden "Buraya gelirken hukuk adına biraz umudum vardı. Sizi karşımda mahkeme başkanı olarak gördüğümde son umudum da kalmadı" dediğini herhalde anladınız…
Referanduma gidilirken, ‘en olumlu’ anayasal değişikliklerden biri olarak yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığının da eklenmesi gösteriliyor ya… Buyrun size bağımsız, tarafsız yargıdan bir tanecik örnek!