Rahat olun, bu seçimde hırsızlık olmayacak!..

İnatla söylüyorum, bu seçimler 7 Haziran 2015 seçimleri gibi, hilenin en az olduğu bir seçim olacak. Tamam mı Recep, sıkıldık artık Bay Erdoğan...

Buna benzer bir yazıyı 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce, yani Erdoğan ve AKP hükümetinin devrilmesinden 1-2 ay önce yazmıştım. Yazımın başlığı "DAVUTOĞLU HDP'YE OY VERECEK"ti. Burada kastettiğim tabi ki Davutoğlu'nun HDP'ye oy vermesi değil, Erdoğan tarafından yapılmak istenen seçim hilesinin önüne geçebilmekti. Bunun mantığı şuydu, Erdoğan'ın istediği olsa ve HDP baraj altında kalsaydı, Erdoğan cumhurbaşkanı olarak anayasayı kendisi değiştirip, seçimden birinci parti çıkacak olan AKP'yi ana muhalefet partisi konumuna düşürecek ve Davutoğlu hiçbişeye yaramayan parti başkanı olarak seçilmiş olacaktı. Ve 7 Haziran seçimlerinde hile yok denecek kadar az oldu ve Erdoğan hükümetten düştü. Davutoğlu'nun hesaplayamadığı HDP'nin % 13 oydu, onlar % 11 umuyor ve 50'ye yakın vekil bekliyorlardı. Hem MHP hem de HDP 80'er vekil çıkartınca olan oldu ve Erdoğan ilk darbesini yedi. Oysa % 13 ve 80 vekili de TV'de söylemiş ve yazmıştım, demek ki okuyup dinlememiş.

Bu yazımda da buna benzer bir öneri ve iddiayla gidiyorum ama muhatap aldığım kişi başbakan olduğunu zanneden Binali Yıldırım değil. Yıldırım zaten yeterince rezil olmuş durumda, çoğu yerde bin kişi bile bulamadan miting yapıyor. Sadece o mu, Recep Tamam Erdoğan da mitinglerini en az 1-2 saat geç başlatıyor, önceki gün Yalova'da 3'te başlatması gereken miting 4'te başladı, çünkü sadece 3 bin kişi vardı. Hemen adam toplama teşkilatı göreve başlıyor ama bu kez de Denizli'ye getirilenler "Ödemiş seninle gurur duyuyor" diye bağırmaya başlayıp komacan AKP'nin oyununu ortaya seriyor.

 

Neyse, gelelim benim tezime. Bu kez tezim hükümet üzerinden değil, Yüksek Seçim Kurulu üzerinden gidiyor. Sonuçta her seçimde olduğu gibi oylar hesaplanıyor ve toplam oy pusulası bağlı olduğunuz il yada ilçe seçim kuruluna teslim ediliyor. İşte bütün sorun da burada başlıyor, eski seçimlerde barajı aşamayan ufak partilerin oyları üzerinden bir düzenleme yapılıp, oyun oynanıyordu. Şimdi iş biraz değişti ve iki nedenden dolayı değişti. Bunların ikisini ve neden hilenin zorlaştığını yazacağım.

İki nedeni yazmadan önce çalınan oyları yazmam gerekiyor esasında. Bugüne değin çalınan oylarla hiçbir şehirde vekil sayısının değişmediğini gördük. Belki koca seçimde çok nadir de olsa 1-2 vekil sayısı oynayabilir ama bu da seçimi çok fazla etkilemez. Tabi bu yazdığım belediye başkanlığı seçimleri için geçerli değil ve kedi-trafo-elektrik üçgeni yok. Esas hile oyların yüksek seçim kuruluna verildikten sonra nasıl bilgisayara yüklendiği.

Bu seçimde HDP dışında baraj sorunu olmadığından baraj altında kalması olası parti de yok. Vatan Partisi var diyenler olabilir ama dikkat ederseniz Doğu Perinçek'i son zamanlarda siyasetçi insan yerine koymadığımdan hiç kâle almıyor ve yazmıyorum. Seçimlerde SIFIR baraj sistemi uygulanacağından barajı geçemiyor diye bir partinin oyları AKP'ye yazılamayacak. Elde kalan seçim tutanakları buna izin vermiyor. Eskiden sadece CHP ve HDP itiraz ediyordu, şimdi aklınıza gelen bütün partilerin ellerinde tutanaklarla itiraz hakkı var. Bu seçim tutanaklarının birleşimini hesaplayan programı hem HDP hem de CHP yaptı. Yani Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklamasıyla HDP ve CHP'nin seçim programlarında bir değişiklik olma olasılığı sıfıra yakın. Ancak CHP ve HDP'de eksiklik olabilir, o da unutulan seçim tutanağından yada ulaşılamayandan olur. Yani HDP yada diğer partilerin seçim sonucu yüksek seçim sonucundan fazla olmaz, ancak az olur, o da dediğim gibi unutulursa o kargaşada.

İkinci neden daha da önemli. Sonuçta bu hileyi yapacak olanlar yüksek seçim kurulunda görev alan hakim ve savcılar olacak, bütün bilgiler onlara teslim ediliyor. Eskiden bir rahatlık vardı, çünkü AKP nasıl olsa kazanıyordu, barajı aşamayan partilerden dolayı AKP % 35 oyla % 65'lik vekil çıkarabiliyordu. Dikkat edin AKP en çok vekili % 35'le kazandı, % 40'la kaybetti, % 49'la MHP'ye muhtaç kaldı. Bu da seçimin komikliğini gösteriyor. Hükümet değişmedikçe yüksek seçim kurulunda yapılan oyunlardan dolayı kimsenin ekmeği yer değiştirmiyordu.

Daha açık konuşayım, 24'ünden sonra hükümet Muharrem İnce, Selahattin Demirtaş yada Meral Akşener tarafından kurulursa, yüksek seçim kuruluna değişik seçim toplamları tarafından hesap sorulacak. Bu görevli hakim ve savcıların bir kısmı emekliliğine yakın, bir kısmı da bütün geleceğini o işe yeni bağlamış gençler olacak. Olası bir hükümet değişikliğinde –ki bu çok büyük bir olasılık- yüksek seçim kurulunda görevinde hile yapan herkes mahkemelik olacak, evrakta sahtekarlıktan tutuklanacak, bunca yıllık memur hayatı silinecek, görevi kötüye kullanmaktan mahkum olacak ve yaşama sıfırdan başlayacak. Yaşama sıfırdan nerede başlayacak, hapishanede başlayacak. Bu riski kim göze alır bilemiyorum ama gerçekten cesaret ister bence. İşte bu yüzden bütün cumhurbaşkanı adayları bunun üzerinde durmalı ve açıklamalı, "Seçimlerde ve sayımda hile yapan bütün memurlar yargılanacaktır" diye.

Bir de şunu unutmasınlar, Recep Tamam Erdoğan vekillik için aday olduğunda İstanbul belediye başkanlığından kalma 18 dolandırıcılık dosyası ve fezlekeyle geldi bu meclise. Yardım edecekleri kişi zaten sanık anlamında da olsa sabıkalı ve o artık bir tirilyoner. Bu seçimde yardım etmek amacıyla hile yapmayı düşündüğünüz kişi sizinle beraber yargılanacak, 18 davadan birinde suçlu bulunsa bile bunu düşünmeniz gerekiyor.

İnatla söylüyorum, bu seçimler 7 Haziran 2015 seçimleri gibi, hilenin en az olduğu bir seçim olacak. Tamam mı Recep, sıkıldık artık Bay Erdoğan...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi