"Ben artık bittim" demenin en açık örneğini yaşatıyor Recep Tamam Erdoğan bize. Bundan sonra ağzıyla kuş tutsa da artık muhalefete verdiği muhteşem "TAMAM" sloganından kurtulma şansı sıfır artı sıfır. Recep Tamam Erdoğan'ın bu noktaya gelmesinin çok nedeni var ama en önemlisi Türkiye'de kendisinden daha önemli insan görmemesi. İkinci nedeni de etrafındakilerin ona değerinden fazla değer verip devamlı pohpohlaması.
"TAMAM" demek esasında gayet doğal bişey, seçim diye bişey varsa ve tek kişi için yapılmıyorsa, karşısındakilerin de kendisi kadar kazanma şansı vardır. Geçen yazımda da yazmıştım, yandaş yazarımsılar ve uzmanımsılar devamlı muhalefetin Erdoğan'ı alaşağı etmeleri için siyaset yapmalarından yakınıyorlardı. Onlar muhalefetin Erdoğan'ı pohpohlamalarını istiyor, yani dünya siyasetinde olmayan bişey istiyorlar.
Recep Tamam Erdoğan'ın "Halk TAMAM derse" diye kendi mağlubiyetini ilan etmesi sadece muhalefetin çok iyi hazırlanması, taktikler geliştirmesi değil, herkesin söylediği gibi ekonominin çökmeye başlaması da değil, fire AKP'de. Evet, yanlış okumadınız, AKP içinde Erdoğan'a ve politikalarına karşı çok ciddi bir muhalefet var. Bunun çeşitli nedenleri var, bazılarını geçen günkü yazısında Türkiye Gazetesi yazarımsısı Cem Küçük yazmış. Küçük bu kez muhalifleri tehdit etmiyor, AKP'lileri tehdit ediyor. Küçük yazısında "Oyumu Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'a vereceğim ama milletvekilinde başka partiye." İki gün önce Erdoğan nemaları kesildiği için ağlayan bu güruha haklı olarak "münafık" dedi. Çünkü bu "çıkarcı grup" aslında AK Parti üzerinden her istediğini alıyordu. Birisi köşesinden ahlak dersi verip neo-kapitalizmi yerin dibine batırırken (!) belediyeleri söğüşlüyordu. Bazıları boş beleş kitaplarını bakanlıklara satıp milyonları cebe atıyordu. Birileri vekil olmak için yana yakıla PR yapıyordu. Yani her yöntemle köşeleri dönüyorlardı. Hatta bazıları Erdoğan'a ekranlarda, "Azizim Erdoğan bizi dinlese iyi ama dinlemiyor" diye kendince ahkam kesiyorlardı" diye yazmış.
Bunlar ciddi itiraflar, AKP'nin ne üzerine kurulduğunun çok açık göstergesi. Ancak iş bununla bitmiyor, para, ihale biyere kadar, çünkü bu kişiler iktidara gelecek partiyle de aynı işi hemen yapmaya çalışır ve olmayan dünya görüşlerini değiştiriverirler. AKP'de başka bir sıkıntı var, o da Recep Tamam Erdoğan'ın siyasetine karşı bir duruşun başlaması. Bu sadece AKP üyeleri ve sempatizanlarından gelen bişey değil, bürokraside de var, askeriyede de... Bunun nedeni son zamanlarda bütün siyasetini savaş üzerine kurmuş bir Recep Tamam Erdoğan'ın yanında yer almamak.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Abdullah Gül'ün adaylığının bu kadar tartışılması boşuna olmadı, hatta alternatif olarak Ali Babacan'ın düşünülmesi yada Abdüllatif Şener'in isminin geçmesi durup dururken yapılmadı. Darbe yazılarımda da gerek Suriye savaşına, gerek Kürt sorununun masada çözülmesi gerektiğini söyleyen hem asker hem sivil insanlar var bu ülkede. Onların bir kısmı da Gülen'in adamları diye hapsedildi ama durum öyle değil. Dikkat edin, Gezi Olayları'nda insan öldürülmesine karşı çıkan ve Dolmabahçe Mutabakatını imzalayıp açıklayan bir kişi yok Recep Tamam Erdoğan'ın yanında. O dönemde, hele Sur Katliamı başladığında oldukça yüksek sayıda asker ve polis istifa mektuplarını vermişti ama kabul görmedi ve basına yansımadı. Çünkü siyaseten bir insana inanmak başka bişey, onun yükselen diktatörlüğüne katlanmak başka bişey.
Erdoğan'ın muhalefetle mutlaka sorunu var ve olmalıdır da ama bu kez sorunu sadece onlarla değil. Mesela Selahattin Demirtaş'ı serbest bıraktırabilir ve bu sayede Kürtlerin bir kısmından oy alabileceğini sanabilir ama bu kez işbirliği yaptığı MHP ve BBP'yle sorun yaşar. Anlayacağınız Recep Tamam Erdoğan kazanmak için işbirliği yaptığı MHP tarafından da kilitlenmiş durumda, artık kendisinin politikalarını savunmayan AKP'liler tarafından da... Erdoğan'ın söylediği gibi olmayacak, belki büyük bir iddia ama bence tam tersi olacak, Erdoğan bu kez partisinden daha az oy alabilir. Çünkü bu kez kendisi "TAMAM" dedi.
