Murad Mıhçı
Seçim şarkıları bizlere ne anlatıyor? İçindeymişik, Yeşilmişik, Sazmışık
Suda
Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık
Tutmuşum tutmuşum ellerinden senin
Düşmüşüz yavaşça bir sakin derenin
İçindeymişik yeşilmişik sazmışık
Balıklar gibiymiş sessiz ve karanlık
Yüzermiş saçların yüzermiş nefesin
Susarmışız öyle bir sakin derenin
İçindeymişik yeşilmişik sazmışık
Seçim çalışmaları başladı, hâliyle partilerin seçim müzikleri de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Ben de kendi destekleyeceğim siyasi yapıya şiir yoluyla bir gönderme yapmak istedim. Kelimelere ruh katan, kaybettiğimiz değerli yoldaşımız Can Yücel’in dizelerinden kopya çekerek, şöyle bir slogan yazdım: İçindeymişik, Yeşilmişik, Sazmışık, eee tabii Sol’muşuk.
Alışkanlığımdır, seçim dönemi başladığında seçilen şarkılara çok dikkat ederim. Çünkü bilirim ki seçim şarkıları aslında bir yapının siyasi yol hattını da anlatır. Fark ettirmeden siyasi algıyı seçmene empoze eder. Kimi görüşlere göre seçimde müzik, aday olan lidere, seçmenin aşina olmasını sağlar; kimi araştırmacılara göre ise parti liderini seçmene kahraman olarak lanse etmeye çalışan bir araçtır. Bugün tam da bu konu üzerine yazmak istedim.
Ak Parti iktidarının geçmiş seçim dönemlerinde kullandığı ve en çok akılda kalan parça muhtemelen ‘DOMBRA’dır. Bu seçim müziği ilk kullanıldığında (2014) önce Astana'da yaşayan şarkının sahibi Arslanbek Sultanbekov, müziği izin alınmadan kullanıldığı için yasal işlem başlattı. Daha sonra anlaşma sağlandı, Sultanbekov mitinge davet edildi, seçim propagandası için Türkçe sözler yazıldı. Sözlerin bir bölümünü hatırlatmış olayım.
‘’Oldu her zaman sözünün eri
Çıktığı yoldan dönmedi geri
Kararlıdır davasında, anaların duasında Recep Tayyip Erdoğan’’
2014’te Ak Parti’nin seçim parçası olan bu parça, sözleriyle Ak Parti’den daha çok Sayın Tayyip Erdoğan’ın önderliğinin ve liderliğinin altını çiziyordu. Kendisinin tek ve güçlü lider olduğu algısı, bu şarkıyla daha o günlerde yaratıldı. Parti şarkılarında Sayın Erdoğan’ın adının, kendi partisinin adından daha fazla yer almasının yolu daha o günlerde hazırlandı.
Daha sonra, seçmen kitlesini referanduma yine seçim parçalarıyla hazırladı. Mevcut rejimin anayasal değişiklik ile tek adam rejimine evrilmesinde bu algı çalışmaları ciddi önem kazandı. Günümüzde görsel algının, okumanın ve araştırmanın çok önüne geçtiği bir gerçek. Bugüne kadar iktidar, bu alanı çok iyi değerlendi.
MHP VE SEÇİM ŞARKILARI
MHP’ye gelirsek; 2019 yılında özellikle emir kipleriyle dolu sözlerle gündem olan parçayı ve Mustafa Yıldızdoğan’ı hemen hatırlarız. “HEP BİRLİKTE TÜRKİYEYİZ” adlı seçim şarkısının sözleri şöyleydi:
“Milliyetçi Hareketiz
Ülke için bereketiz
Ayırmadan Kayırmadan
Hep birlikte memleketiz.”
Şarkı İç Anadolu ezgisi ve ritimleriyle MHP’nin en fazla oy aldığı seçmen kitlesine yönelikti. Bu parça ve diğer şarkılar da teklik vurgularıyla doluydu. Aslında tercih edilen müzik de sözler de klasik milliyetçi seçmen kitlesini korumaya çalışan bir algıyı hissettiriyordu.
MHP’nin özellikle oyları kemikleşmiş kitlesini ve geleneksel siyasetini koruma çabası içinde olduğu fark ediliyordu. Muhtemelen döneminde kendi tabanından koparak İYİ Parti’ye geçişleri engellemek için daha geleneksel bir çizgiyi perçinleyen sloganvari bir parça kullanılmıştı. Şarkının sözleri, milliyetçiliğin yükseleceği algısıyla doluydu.
CHP VE ŞARKILAR
CHP’ye gelirsek; tarihsel olarak yüksek oy aldığı dönemde daha popüler parçalar tercih etmiş. Örneğin 1973 yılında ‘Sev Kardeşim’ ve ‘Hayat Bayram Olsa’ gibi geniş çevreyi etkileyecek parçalar kullanmış.
Daha sonra geleneksel marşları kullandığı seçimler var; burada da ideolojik hattını koruduğunu ispatlamaya çalıştığını ve seçmende böyle bir algı yaratmaya gayret ettiğini söylemek yanlış olmaz. Yakın zamanda, Haluk Levent’in ‘İzmir Marşı’ yorumunun kullanılması, dönemsel olarak sıkışan CHP’nin, ideolojik Kemalizm hattı üzerinden seçmeni etkilemesi içindi. Bu tarz seçim müzikleri, klasik Kemalist tabanla bütünleşme arzusuydu.
Bugün ise CHP, Sezen Aksu’nun sözlerini yazdığı, Levent Yüksel’in yorumuyla bildiğimiz ve yine geniş tabanı kucaklayacak TUANA şarkısıyla karşımıza çıkıyor. Sözlerinden alıntı yapayım.
‘’Seyirci kalmayan, korkusundan susmayan, sözü dinlenen, kıymeti bilinen, en güzel şarkılarını bağıra çağıra söyleyebilen, neşesi çocuklarının gözünden okunan bir Türkiye için geliyoruz. Sana söz, yine baharlar gelecek.’’
Sözleriyle seçmenin moralsizliğine derman olmaya ve umut algısını yaratmaya çalışıyor. Levent Yüksel yorumuyla döneminde hit olan bu parçanın yeni sözleriyle, seçimde daha geniş kesimleri kucaklamayı hedeflediğini anlayabiliyoruz. Tabii şarkının ağırlıklı olarak daha batıdaki seçmeni etkileyeceği de çok net. Büyükşehirlerde başarı elde eden CHP’nin tekrar bu alanı elinde tutmaya çalıştığını söylemek hiç yanlış olmayacaktır.
Gelelim HDP/YSP’ye. İlk günden bu yana halklar ve inançlar ama en çok da ‘öteki’ görülenlerin beklentilerini, dertlerini siyasi hat olarak benimsedi. İlk hatırladığımız seçim şarkısı ‘’Bizler Meclise’’ idi. Bu şarkıyla özellikle ‘öteki’ konumundakilere halaylarla barajı yıkma umudu vermeye çalıştı. Bu algı başarılı da oldu.
‘El ele, omuz omuza, barajları aşmaya! Oylar HDP'ye, Biz'ler Meclise! Biz'ler Halaya’
Ayrıca her seçim döneminde özellikle Kürtçe ağırlıklı olmak üzere diğer halkların ana dillerine de yer verildi. Bu çalışmalarla, ana dilin ne kadar önemli olduğunu tüm demokrat yapılara da hatırlattı.
2023 seçimlerinde Yeşil Sol Parti üç ana şarkıyla arenada yerini aldı. İlk çıkış parçası ‘Buradayız’ oldu.
‘Buradayız Buradayız Birlikte Değiştireceğiz, Birlikte Değiştireceğiz, Yine Biz’ler Buradayız.’
Kadınlar özelinde Kürtçe- Türkçe özel bir parça da seçim müziği olarak kullanılmış. Özellikle kadın haklarının ve yeşil politik hattın inatla savunduğunu hatırlatıyor.
Fakat benim ezgi olarak da en beğendiğim ve bu seçimde sık sık çalınacağını tahmin ettiğim şarkı, ‘DîsaDîsa Em XetaSerfiraziyê’ adlı Kürtçe parça oldu. Neredeyse tüm halkları temsil eden enstrümanları ve tabii halay çekebilecek ritimleri de barındırıyor. Kendini bir bölgeye hapsetmeye çalışanlara karşı inatla çok renkliliğin siyasi hattını göstermeye çalışıyor.
Toplum, seçimlere kısa süre kalmışken bakalım hangi ezgilerde kendini bulacak, hangi şarkılarda kendini ifade edecek, göreceğiz.
Geçen sene 1 Mayıs’ta dinlediğimiz, Tarkan’ın seslendirdiği parçayı hatırlatarak yazımın bu bölümünü sonlandırayım.
‘Dayan, çoğu gitti azı kaldı
Yapma! Güze, kışa boğma yazını
Yakındır sabrın zaferi
Düştük evet ama kalkmadık mı?
Biz hep hayata meydan okumadık mı?
Sen ferah tut içini
Biz neleri atlatmadık ki
Geççekgeççek elbet bu da geççek
Gör bak umudun gününü gün etçek’
***
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI
Seçime neredeyse 40 gün kala özellikle TİP ve HDP/YSP seçmenleri arasında TİP’in seçime ayrı listeyle girmesi üzerine tartışmalar yaşanıyor. Eski Eş Başkan Demirtaş ve Gülten Kışanak’ın, TİP’e mektupları sonrası bu tartışma biraz daha alevlendi. Örgütlenmeden sorumlu Tayip Temel, sosyal medyada TİP Başkanı Erkan Baş’ı ekleyerek paylaşımda bulundu.
Açıklamayı hatırlatayım.
‘’HDP ve TİP’e dair halkımızın yoldaşlarımızın doğru anlaması için durumu anlatacağım. Bu birlikteliği yani Kürt Hareketi ve Türkiye sosyalist güçlerinin tarihsel ittifakına her koşulda karşı olanlara durumu izah etmek zor. Ancak sözüm tarihsel ittifaktan yana olanlaradır.
HDP bileşenleri ve onların seçim partisi olan Yeşil Sol Parti Türkiye’nin her ilinde yani 81 ilinde en güçlü adaylar ile seçime girecektir. Ve halkımıza tek çağrımız sadece Yeşil Sol Parti’nin altına mührü vurmalarıdır.
TİP ise Yeşil Sol/HDP ile beraber aynı ittifakın bir partisi olarak bazı kentlerde demokratik bir yarış temelinde partimizden hiçbir imtiyaz veye destek istemeden seçime girmek istiyor ve bazı adaylar ile şansı denemek istiyor. Bu onların kendi tercihi ve hakları.
Parti kaygısı taşıyan değerli halkımıza, yoldaşlarımıza ve gönlü HDP ile olan herkes emin olsun ki TİP’li arkadaşlarımız hiçbir yerde bir imtiyaz ve bir temsilci istemiyor. Ayrıca HDP’ye zarar verebilecek yerlerde seçime girmeyip, partimiz olan Yeşil Sol Partiyi destekleyecek
Sonuç olarak, amacımız her koşulda Emek ve Özgürlük İttifakı ve Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nı omuz omuzda büyütmektir. Bu uğurda uzun süredir devam eden görüşmelerimiz sürüyor. 3. Yol'a inancımız diridir, sabır ve büyük bir inatla geliyoruz.’’
Sayın Eş Başkan Yardımcısı Tayyip Temel’in bu açıklaması, HDP/YSP siyasetinin sadece seçimlere endeksli olmadığını bir kez daha gösterdi. 40 gün kala blok içerisindeki bir kopuşun, ne TİP’e ne de diğer blok bileşenlerine ama en başta Türkiye halkları ve sınıflarına bir faydası olmayacağı ortada. Bu yaklaşım, genişlemeyi benimseyen 3. Yol hattının bir bölüm sosyalistlerle bağ kurmaya çalıştığının da net göstergesi. Herkesin malumu bu seçime HDP/YSP tek liste girmek için çaba verdi. Bu olmayınca kavga etmek yerine birleştiren bir yol hattını Sayın Temel tekrar hatırlattı.
Ben kendi namıma bu açıklamayı yerinde ve zamanında yapılmış doğru bir açıklama görüyorum. Bu açıklama sonrası eminim bir bölüm sosyalistler de kendilerinden beklenen özveriyi göstermeyi evrensel sol adına görev bilecektir. Tabii kriminalize edilmek istenen Kürt hareketinin ülkedeki kitlesel siyaset adına gösterdiği bu demokratik tutum bir kez daha tarihe geçti. Özellikle blok içinde olan tüm sol yapıları destekleyen aktivistlerin kullandığı dile, gelecekte kırılmalar yaratmaması için dikkat etmesi de elzem.
Tekrar hatırlatmak istiyorum. Bu seçim cennetin kapısını açmayacak ama cehennemin kapısını kapamak için umut verecek.
***
İlk dönem MYK ve PM’de çalışma arkadaşlığı yaptığım değerli siyasetçi Dr. İDRİS BALUKEN, siyasi rehin süreci 7 yıl sürdükten sonra serbest kaldı. Buradan değerli dostumuzu selamlamak ve geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim.
Murad Mıhçı: Ermeni yazar, siyasetçi, aktivist. 1975’te İstanbul'da doğdu. 2010’da Eşitlik ve Demokrasi Partisi Parti Meclis üyesi oldu. 2014’te İstanbul Halkların Demokratik Partisi İl yönetiminde görev alıp basın sözcüsü görevini yürüttü. 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde HDP İstanbul 1. Bölge Vekil adayı oldu. 2016 ve 2017 'de Halkların Demokratik Partisi 2 Kongresi’nde Parti Meclis ve Merkez Yürütme Kurul üyesi görevlerini üstlendi. Halklar İnançlar ve Genişleme Komisyonlarında çalışma yürüttü. Turnusol, Agos Gazetesi (misafir yazar), Demokrat Haber'de yazarlık yaptı. ''Yeniden İnşa Et '' kitap yazarlarından.