Sizin duygularınız nasıldı bilemem ama şahsen rakiplerden biri yenilse üzülecektim.

Gerçi hazırlık maçı; atsan ne olur, yesen ne olur?

Yine de üzülürdüm. Çünkü çocuklar o kadar efendi, o kadar iyi niyetliydi ki...

Ataklarda Türkiye daha etkiliydi. Dolayısıyla gole daha yakın olan taraftı. 

Ginelileri de zevkle izledim. Futbolcudan çok beleti andırıyorlardı. 

Faulleri bile zarif göründü gözüme... 

* * *

Şenol Güneş ideal kadroyu oluşturmakta bence  zorlanacak. 

Doğrusu "Şu şu kişinin takımda yeri yok" diyemiyorum. 

Bana sorsalar, "Kaşarları koymayın, başarısız da olsak önemi yok" derim.

"Kaşar" derken yaşı büyük olanları değil, zayıf karakterlileri kastediyorum. 

Dolayısıyla  duygusal yaklaşıyorum konuya. 

Ama haksız mıyım sevgili okurlar? 

Sedat Peker'i arayıp, "Reyiz, falancaya 24 ayar altın tesbih hediye etmişsin. Keşke bana da aynısının 99'luğundan göndersen. Bilsen ne kadar sevinirim" diyenlere nasıl sempati besleyebilirim?.. 

Hele hele aynı yaratıklar, Peker çiftinin zamanında gururla paylaştıkları düğün fotoğraflarını, adamın ayağı kaydırılınca şimşek hızıyla silmezler mi...

* * *

Sadece futbolcular mı? 

Daha dün gibi aklımda. 

Sinema oyuncusu Sümer Tilmaç da düğün davetlileri arasındaydı. Törenin orta yerinde kalp krizine yakalandı. 

Hastaneye kaldırdılar ama kurtarılamadı. 

Olayı haber alan kameramanlar hastaneye koştu. 

Kendisini gazeteci olarak niteleyen Mesut Yar'ı karşılarında görünce uzattılar mikrofonu. Cevap şöyleydi:

"Bir düğündeydik.Aniden fenalaştı. Buraya getirdiklerini duyunca, durumunu öğrenmeye geldim ama maalesef kaybettik." 

Demek "bir düğün"; öyle mi Mesut beyler?..

* * *

Aaa bak, yeri gelmişken içimden geçen bir şeyi de söyleyeyim:

Madem Robin Hood'luğa soyundu, ah keşke Sedat Peker şu "Canım abim; kredi kartımın borcunu ödeyemiyorum, eve haciz gelecek" diye kendisinden para koparan gazeteci-televizyoncu müsveddelerini de açıklasa...