Ahmet Nesin
See you later, alligator Erdoğan...
İngilizlerin en sevdiğim taşlamasıdır bu, devamı da var "See you later alligator, after awhile crocodile..." diye. Buna bir de ben ekleyeyim, olsun bitsin: "See you later alligator, after awhile crocodile, bye-bye butterfly..."
"Görüşürüz Erdoğan, güle güle Erdoğan..." bu sıralar en inandığım analiz. AKP'liler bunun aksini kanıtlamak için ciddi çaba içindeler. Erdoğan dışında herkes elbirliği içinde oylarının aynen yerinde durduğunu, hatta arttığını ama MHP'nin verdiği sözde durmadıklarını söylüyorlar. MHP'nin kimseye söz verecek hali kaldı mı onu bilemem ama şu bir gerçek ki, o da referandum sonrası AKP, MHP ve CHP'nin ciddi bir sarsıntı geçireceği ve içinden yeni oluşumların çıkacağı gün gibi aşikar.
Bu tür parti içi yalanlar esasında kendi partisini ikna etmekten çok diğer partilileri ve basını kandırmak üzere söylenir. Sonuçta kendi partisinin bölge bölge eski oylarını bilen parti merkezi öyle bir noktaya geldi ki, "EVET" oylarının çalındığını bile söyledi. Bu yaklaşım "Yavuz hırsız" mantığını bile aşmış durumda.
"EVET" oyları Erdoğan'ın istediği kadar çıksaydı bence Erdoğan parti içi temizliğine hemen başlayacaktı, yani parti içi Gülenciler büyük olasılıkla dışlanacaktı. Oysa şimdi 1 haftadır tartışılan başka bir durum çıktı ortaya, o da Erdoğan'ın elini çok ama çok zorlaştırdı. Ya da başka bir deyimle Fethullahçılar AKP içinde tekrar garip bir güç sahibi oldular. Bu tartışmayı Fehmi Koru başlattı, önceki gün Ahmet Hakan da köşesine taşıdı: "Ya AKP içindeki Fethullahçılar, yani "HAYIR" ekibi sessiz kalmak yerine propaganda yapsalardı, "HAYIR" oyları ne olurdu?"
İşte bu soru ya da sorun Erdoğan'ı şu an çıldırtıyor. Bunca kavga ve dalaştan sonra ne yapacağını şaşırmış durumda. Mühürsüz oylar geçersiz sayıldığında Erdoğan'ın hezimete uğradığını artık bilmeyen kalmadı. AKP içindeki "HAYIR"cı ekibin ne kadar oyu etkilediği tam olarak bilinmiyor. İşin içinde MHP'nin bir kısım oyları olmasa Erdoğan ve AKP'nin işi daha kolay olacaktı esasında. Son aldığın oylara bakarsın, düşüşü görüp kararını verirsin. Oysa şimdi durum böyle değil, o yüzden de kendi içlerindeki "HAYIR"cıları abartmamak için suçu MHP'ye atıyorlar.
Ve tekrar ediyorum, Erdoğan bunca kavga ve dalaştan sonra bu ekibi partiden uzaklaştırmak ve yoluna sadece kendisine biat edenlerle, hiç ama hiç karşı çıkmayanlarla devam etmek zorunda. Esasında bu ekip de atılmayı beklemiyor değil. Kendileri ayrılıp "Erdoğan'a ve AKP'ye ihanet ettiler..." konumuna düşmek istemiyorlar. Haklı olarak merkez sağda kurulacak parti için ihanet yerine, atılmış olmak işlerine gelecek.
Erdoğan'ın kafasında erken seçim var ama bu sorunu çözmeden erken seçim kararı da alamıyor. AKP'nin bu referandum sonucu tahmini oyları % 38 ila % 40 arasında. AKP oyları şu an 7 Haziran seçimlerinin altına düşmüş durumda. İçindeki "HAYIR"cılarla beraber gitse, onlardan yine vekil ve bakan yapmak zorunda. Almasa, o oy kaybını yeniden, hatta daha fazla bir şekilde yaşayacak.
İşte bu nokta tam da zurnanın zırt dediği yer. Erken seçimle kaybetmeyi göze alamayacak Erdoğan ne yapacak?.. Şaka değil, Erdoğan'ın 15 gün içinde vereceği karar 2019 seçim sonuçlarını da etkileyecek. Ya da işin aslı şu, Erdoğan aylardır uğraştığı anayasa değişikliğini boşu boşuna yaptırmış olabilir. Çünkü bugünkü durum her geçen gün AKP ve Erdoğan'ın düşüşünü hızlandıracak.
Herkes şimdi Erdoğan'ın partiye genel başkan olacağı günü bekliyor. Eğer Erdoğan yukarıda saydığım riskleri iyi görürse parti başkanı olmayı geciktirebilir. Çünkü Erdoğan parti başkanı olarak hiç mağlup olmadı. Kendi yerine mağlup olacak bir yeni başkan bulabilir.
Bize de SEE YOU LATER, ALLİGATOR ERDOĞAN demek düşüyor.