"Ne oluyor Türkiye'ye, nasıl bu duruma geldik" derken birden aklıma yukarıdaki başlık geldi. Bu kadar çeşit insan öldürme, bu kadar değişik siyaset yapma yada yaptığını zannetme, bu kadar tecavüz ve tecavüze ses çıkarmama, ölen bebeklere cenaze arabası vermeme, Yunanistan'daki 100'e yakın ölümle sonuçlanan yangına Yananistan diye başlık atma, bence Türkiye gerçekten kudurdu.
Türk Dil Kurumu'na baktığınızda kudurmanın 5 anlamı olduğunu göreceksiniz. Birincisi kuduz hastalığına yakalanmak, ikincisi aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek. Üçüncü, çok yaramazlaşmak ve ele avuca sığmamak, dördüncüsü, gücünü arttırmak, tehlikeli bir durum almak ve tehlikeli bir duruma gelmek. Sonuncusu da çok kızmak ve öfkelenmek. Esasında altıncısı da var ama TDK cinsel içerikli bulduğundan yazmamış.
Biz, bunların hepsine sahibiz esasında. Kuduz hastalığını herkes bilir, daha çok yabani hayvanların ısırmasıyla salyasından bulaşır. Hastalık genellikle geri kalmış ülkelerde görülür ve hastalık ilerledikçe kaygılanma artar ve halüsinasyonlar görmeye başlanır. En belirgin özelliği de sudan korkmaktır. Kaygılanmayla halüsinasyon bana çok yabancı gelmiyor, hani son hükümetin damat bakanı açıkladı ya, yakında parmakla gösterilen ülke olacakmışız ya, esasında kayınpederi açıklamasa da, bu kadar kaygılanırken damadın halüsinasyon görmesinden daha doğal ne olabilir ki, en ufak geziye giderken bin kişilik korumayla giderken kuduran sudan korkmuş çok mu yani...
İkincisi de aşırı davranışlarda bulunmaktı. Hangi birini sayayım ki, adam neredeyse "Recep beni dinlemiyor, Tayyip'e söyleyeceğim" diye şikayette bulunup altına da Erdoğan diye imza atacak. Neyi, ne zaman, nerede ve niçin yapacağımıza kadar karışan bir insandan bahsediyorum, bir ziyaretinde kızın birinin adını beğenmemişti de "Bunu değiştir" diye karışmıştı, insanın ismine karışmaktan, maddi yada manevi durumuna bakmadan kaç çocuk yapacağına kadar karışıp, hangi tarz okullarda okunacağını belirlemek aşırılık değil de nedir sizce.
Gelelim yaramazlaşmaya, en ilginci de bu sanırım. Şımarık yaramaz çocuklar vardır ya, benim diyen oyuncunun beceremeyeceği şekilde ağlar gibi yapar ve anne-babalarını ama daha çok nine ve dedelerini ikna ederler, sonunda dedikleri olur ama sonuçta mantık yenildiğinden cezasını sonradan görürler, işte Türkiye 16 yıldır bu ortamı yaşıyor. Sabah bir bakıyoruz ki canı bişey istemiş ve o başbakan, o cumhurbaşkanı, o reyiz, o başkan, o zaman onun isteği yerine getirilmeli, ama ekonomikmiş, ama uluslararası sorunmuş, ama sosyolojikmiş, ne önemi var ki, o büleee istedi bikerem... Aylarca oturulan ve bir noktaya gelinen Kürt masasından kalkıp, "Nereden çıktı bu leynnnn" deyip de bunca insanın katledilmesini bana başka türlü kim açıklayabilir ki...
Dördüncüsünü anlatmama gerek var mı, gücünü arttırmak, tehlikeli durum almak ve tehlikeli hale gelmek. Gerçekten hangisini sayayım ki, maç içinde atılan gol sevinci gibi Afrin'de öldürttüğü Kürtlerin sayısını televizyonlara çıkıp hönkürmek, halk mitinglerinde ölenleri halka alkışlatmak, bu tehlikeli bir durum almak değilse nedir.
Kızmak ve öfkelenmek, en sakin konuşmasını izleyin, normal bir insansanız kaçacak delik ararsınız. Çiftçiye küfretmek, baro başkanının üstüne yürümek, Gezi Eylemlerinden bir kadın arkadaşa saldırıp, kovmak, bunların psikolojideki adı kızmak ve öfkelenmek değil midir? Erdoğan bugüne değin kaç kişiye haddini bildirdi, bunun sayısını bilen bir gazeteci yada araştırmacı var mıdır acaba, bence yoktur, mutlaka bikaçını atlarız yada bilmiyoruzdur.
İşte neden Türkiye kudurdu diye başlık attım. İmam Hatip Lisesi mezunu, İmam Recep Tamam Erdoğan karşınızda, son günlerde bu halkın yaptıkları da ortada. Bir ülke insanı daha ne kadar kudurabilir ki!..
