Ahmet Nesin
Yarım Anayasa'nın 18 maddesi...
MADDE 1- Bu Kılıçdaroğlu var ya bu Kılıçdaroğlu, bunun biz SSK Müdürlüğünü de biliriz. O zamanlar annemin başı ağrımıştı, ilaç almaya eczaneye gittim, yarım ilaç verdiler. Düşünebiliyor musunuz, yarım aspirin... Tabii, annemin baş ağrısı geçmiyor, ben de başbakan olup bunları düzeltmeye karar verdim...
MADDE 2- Biz iktidara geldiğimizden beri neler yapmadık ki, benim kadar emirle çoluk-çocuk, genç öldürten var mı? Neymiş, daha çocukmuş... Ne çocuğu be, ben onun yaşındakileri milletvekili yapacağım. Baliğ olanın ikbali de sağlam olur... Ben insanı yaradandan ötürü severim.
MADDE 3- Kim hayır diyor, Kandil hayır diyor... Kandil'in oy hakkı var mı, yok... O zaman neden HAYIR diyorsun... Hadi HAYIR demene karşın oy kullanamıyorsun da ben neden sana kızıyorum? İşte o kadarını da benim halkım anlar... Benim halkım anlayışlı bir halktır...
MADDE 4- Sadece Kandil HAYIR dese iyi, İmralı da HAYIR diyor... Diyeceksiniz ki İmralı halk oylaması başlayalı beri konuştu mu, HAYIR ama ben bunların kanuni evveliyesini, ahvâl-i evveliyesini, baya evveliyesini bilirim, konuşsa HAYIR diyecektir.
MADDE 4- Ben HAYIR diyen teröristtir demedim. Pensilvanya HAYIR diyor mu, diyor... Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana arkadaşını diyorum. Sonunda ben mi çıkıyorum, iyi de ben HAYIR demiyorum. Zaten HAYIR diyen teröristtir de demedim mi dedim!..
MADDE 5- Bizden önce Dakka başı bakan değiştirmişler. Bakıyorum tek parti dönemine, 24 yılda 12 içişleri bakanı değiştirmiş. Biz öyle miyiz, 15 yılda 9'u partiden, 3 bağımsızla birlikte 12 içişleri bakanı değiştirmişiz. Gördüğünüz gibi bizim kadar hiçbir zaman istikrarlı olamadılar...
MADDE 6- Anayasa mahkemesinin üyelerinin hepsini ben seçiyor muşum? Asla inanmayın bunlara, 12'sini cumhurbaşkanı olarak, 3'ünü de parti başkanı olarak seçiyorum... Şimdi cumhurbaşkanıyla parti başkanı aynı mı, değil, o zaman bu gürültü niye? Okumamışlar, okumamışlar, bir de bilmeden konuşuyorlar...
MADDE 7- Ben meclisi feshediyor muşum, bunlar okuduğunu da anlamıyorlar, feshetmiyorum, siz yoksunuz diyorum, gidin ve bir daha gelin diyorum... Onlarla birlikte ben de gidiyorum, beraber seçildik biz bu yollarda...
MADDE 8- Ben 2 kereden fazla cumhurbaşkanı seçilebiliyor muşum, hadi ordan sen de... Ben sadece 2 kez seçiliyorum, ayrıca parti başkanı son anda 2 kez erken seçim isterse tekrar seçilebilirim ama ne yapalım şimdi, en fazla oy alan partinin başkanının dediğine karşı gelmek demokrasiyle bağdaşır mı?
MADDE 9- Biz Yavuz Sultan Köprüsü'den şunlar geçer, bunlar geçemez diyor muyuz? Biz Çanakkale Köprüsü'nden şunlar geçer, bunlar geçemez diyor muyuz? Bizde tarafsızlığın daniskası var be!.. Bu kadar demokratik anayasa nerede var, işte bizde var...
MADDE 10- Kılıçdaroğlu darbecilerle havaalanında temas kurmuş. Ben onlarla partimde temas kurdum, vekil yaptım, müsteşar yaptım, bakan yaptım, yardımcım yaptım, sen benim temas ettiklerimle neden temas kuruyorsun. Bunların anladığı demokrasi bu kadar, öğreteceğiz...
MADDE 11- Ben aldatıldım. Ama benim aldatıldığımı söyleyenler avuçlarını yalar, ne aldattım, ne de aldatıldım...
MADDE 12- Avrupa bizi kıskanıyor. O yüzden geçen gün Hollanda'da benim bakanımı sınır dışı ettiler. Ne oldu yaptınız da, kıskançlığından ırkçı parti oylarını arttırdı, biz Avrupa seçimlerine de hükmeden bir ülkeyiz...
MADDE 13- Ayakkabı kutularımıza taktılar kafayı. Ben zamanında da söyledim. Bitek bu saatim var, başkasını görürseniz beni devirin, dedim. Hâlâ aynı saati kullanıyorum, bu bana reva mıdır, anayasaya aykırıdır. İşte bunu anlamıyorlar...
MADDE 14- Bunlar gazeteci mi, 20 dakikada bir yazı yazıyorlar, sonra da gazeteciyiz diyorlar. Bu anayasa kaç sayfa biliyor musunuz ama onlarda bunu yazacak kafa yok.
MADDE 15- Hayvanat bahçeleri müdürünü TÜBİTAK müdürü yaptık diye beni eleştiriyorlar. TÜBİTAK'ın hayvanlar üzerine kaç kitabı var, bilmezler ki, bunlar kitap okumadan entel-dantel olmuşlar...
MADDE 16- Eskilere bakın, cumhurbaşkanıyla başbakanlar hep kavga etmiş. Oysa biz hiç etmedik ve bu yüzden 2 başlılık istemiyoruz!..
MADDE 17- Bizden önceki yargılamalara bakıyorum da şaşırıp kalıyorum. Cumhuriyet yazarlarını bizden önce hem DHKC'den, hem PKK'den, hem de FETÖ'den yargılayan olmamış. Ahmet Şık diye biri çıkmış, Fethullah Gülen aleyhine kitap çıkarmış, tabii şimdi içerde, sana mı kaldı benim eski teröristimi yazmak...
MADDE 18- Var ya, bu taslağa tek bir yorum yapanı yakalarsam...