Yılmaz Onay’a veda!

Hakkında tez hazırladığım Yılmaz Onay hayata veda etti… Sanat ve politik mücadele ile dolu saygın ve örnek bir yaşam… O, sosyalist tiyatronun yön bulmasına ışık olmuş aydınlama çınarı…

Türkiye entelektüel ortamında yaprak dökümü ne yazık ki devam ediyor…  Geçtiğimiz hafta aktör Münir Özkul ve mimar- yazar Aydın Boysan, bu hafta yazar, çevirmen ve siyasetçi Tektaş Ağaoğlu ve son olarak yazar, yönetmen ve çevirmen Yılmaz Onay…  Bu saygın dört isim birikim ve donanımlarıyla kendi alanlarında aydınlanma ışığı olmuş,  üretimleriyle entelektüel hayatın şekillenmesinde emek vermiş, sorumluluk sahibi duyarlı aydınlarımızdı. Her birisi hakkında sayfalarca kitap yazılabilir… Aramızdan ayrılmaları büyük kayıp…  Dördününde ruhu şad olsun ışıklar içinde uyusunlar…    

Yapıtları, yaşamı ve sanat anlayışı üzerine mezun olduğum fakültede "Sosyalist Gerçekçilik ve Yılmaz Onay" başlıklı tez hazırladığım Yılmaz Onay hayata veda etti… Yılmaz Onay… Sanat ve politik mücadele ile dolu bir saygın insan ve örnek bir yaşam… O, çalışmalarıyla Türkiye’de sosyalist tiyatronun yön bulmasına ışık olmuş aydınlama çınarı…

Aslen Elazığ’lı olan Yılmaz Onay 1937 yılında Gaziantep’in Üçkubbe köyünde doğdu. Lise öğrenimini Ankara’da, üniversiteyi İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat mühendisliği bölümünde tamamladı. Tiyatro hayatına 1955 yılında İTÜ Genç Oyuncular’da başladı.

1960 yılında mezun olduktan sonra Ankara’ya yerleşti ve çalışmalarına bu kentte devam etti. İlk çalışmasını Ankara Deneme Sahnesi’nde genç yaşta yitirdiğimiz sosyalist tiyatrocu Sermet Çağan’ın (1929-1970) "Öyle Bir Oyun" adlı radyo oyununu " Savaş Oyunu" adıyla sahneye uyarladı ve yönetti…  Onay daha sonra Yaşar Kemal’in Yer Demir Gök Bakır adlı romandan Nihat Asyalı’nın oyunlaştırdığı Uzundere adlı uyarlamayı yönetti. Yılmaz Onay bu dönemde çeşitli dergi ve gazetelere tiyatro, sanat ve estetik üzerine yazılar yazmaya ve seminerler vermeye başladı…

İlk profesyonel sahnelemeyi 1972'de Ankara Sanat Tiyatrosu’nda iktidarın faşist uygulamalarını deşifre etmek ve bir direniş gösterisi olarak Bertolt Brecht’in kült oyunu Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti’ni yöneterek yaptı, oyun beşinci gösteriden sonra yasaklandı. Aynı yıl baskı ve sömürüye karşı güç birliği temasını işlediği Dev Masalı adlı politik oyunun taslağını yazdı, oyununu tamamlamadan Uluslar arası Tiyatro Enstitüsü’nün çağrılısı olarak Almanya’ya gitti ve Essen ve Berlin tiyatrolarında araştırma ve incelemelerde bulundu.

Almanya’dan döndükten sonra kuruluşuna katıldığı Çağdaş Sahne’de sırasıyla Nazım Hikmet’in Yusuf  ile Menofis, Fyodor Gladkov’un aynı adla uyarlanan romanından Nihat Asyalı'nın uyarladığı Grev

1978 yılında İşçi Kültür Derneği’ne geçen Yılmaz Onay, 12 Eylül faşist darbesine kadar tiyatro çalışmalarını burada yürüttü. Darbeden sonra Ankara Sanat Tiyatrosu’nda çalışmalarına devam eden Onay, Hans Fallada’nın Küçük Adam Ne Oldu Sana ve kendi yazdığı ve bir sistem eleştirisi olan Bu Zamlar Bana Karşı adlı oyunları yönetti.

Bu yıllarda kendini daha çok yazmaya veren Onay, Arafta Kalanlar, Karagöz’ün Muamması, Sanatçının Ölümü adlı oyunları tiyatro ortamına kazandırdı. Oyunları yabancı dillere çevrildi, Almanya ve Hollanda’da sahnelendi.  Aynı zamanda kendisi de bu ülkelerde reji çalışması yaptı. 1993 yılında Bursa Devlet Tiyatrosu’nda rejisör olarak atandı… Yazılar Filmatik adlı romanı ve Sanatçının Ölümü adlı oyunu TRT tarafından filme alındı. Yılmaz Onay 1994 yılında emekli oldu ancak tiyatro çalışması ve çeviri işini hiç bırakmadı. O, yazdığı oyunlar, tiyatrodaki sahnelemeleri, yaptığı 50’ye yakın çeviri ve sanat hayatının bütününde, örgütlü sosyalist bir aydın olarak hep gerçekten yana bir tutum aldı… Türkiye’de Bertolt Brecht tiyatrosunun toplum düzleminde anlaşılması ve yaygınlaşması için çevirileriyle büyük katkı sundu… Hem kuramda hem de uygulamada Sosyalist Gerçekçiliğin peşinden gitti ve sanat ve özgürlük mücadelesini bu hat üzerinden yürüttü. İşçi tiyatrosunun, emek ve özgürlükten yana sahne pratiğinin özellikle 60’lardan sonra değerli ve örnek bir neferi oldu…  

Yapıtları, çalışmaları ve anısı değerlidir… Vedası tiyatro sanatı için büyük kayıptır. Türkiye entelektüel ortamı büyük bir sanatçıyı,  duyarlı bir aydını, özenli bir çeviri ustasını,  mücadeleci hayat pratiği ile örnek bir komünisti kaybetmiştir. 

Işıklar içinde uyusun… Dostlarının başı sağ olsun… Anısı unutulmayacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Boran Arşivi