Güvenlikçi politikalar 'Hayır'ı çoğalttı
OHAL’in uygulandığı, gözaltıların yoğunlaştığı ve belediyelerin kayyumlarla yönetildiği Kürt illerinde seçmenin nabzını tuttuk.
![Güvenlikçi politikalar 'Hayır'ı çoğalttı](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/4398.jpg)
Fatime TEKİN
16 Nisan’da yapılacak olan referanduma sayılı günler kaldı. ‘Başkanlık’ sisteminin getirileceği referandumun ‘Evet’ cephesinde AKP, MHP ve BBP, ‘Hayır’ cephesinde CHP, HDP ve Saadet Partisi bulunuyor. Anket şirketleri yaptıkları araştırma sonuçlarını açıklıyor, siyasi partiler kampanyalarını sürdürüyor.
KÜRT SEÇMEN NE DİYECEK
Yaptıkları alan araştırmaların sonucunu açıklayan çeşitli anket şirketleri, referandum sonucunu kararsız oylarının belirleyeceğine dikkat çekiyor. Kürt seçmenin vereceği kararın bu referandumda belirleyici olacağı ifade ediliyor. 2015 yılında uygulanan barış sürecinin aksine, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı, çatışmaların tırmandığı ve neredeyse her gün ölümlerin yaşandığı bölge illerinde seçmen ne düşüyor? AKP hükümeti döneminde yapılan referandumlarda büyük bir bölümü ‘Evet’ diyen Kürt seçmen, OHAL’in uygulandığı, gözaltıların yoğunlaştığı ve belediyelerin kayyumlarla yönetildiği bu dönemde ne diyecek?
İLK DURAK MARDİN
Bölgedeki seçmenin nabzını tutmak için yola koyuluyoruz. İlk durağımız Mardin. 2012 yılında Büyükşehir statüsüne kavuşan Mardin, çok renkli ve inançlı bir il. Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Êzidilerin yan yana yaşadığı Mardin sokağa çıkma yasakları ve çatışmalardan olumsuz etkilendi. İlçelerinde sokağa çıkma yasaklarının uzun süre uygulandığı Mardin Belediyesi de kayyum atanan belediyelerden.
FARKLILARIN YAN YANA YAŞADIĞI KENT MARDİN
Kent merkezine doğru yöneliyoruz. Tarihi dokunun hakim olduğu kentte esnafla sohbet ediyoruz. Konu referandum. Bir iki kişi ile başlayan sohbete katılım artıyor. Etrafta toplanan kalabalık farklı etnik ve inanç gruplarından… Kimi ‘Evet’, kimi ise ‘Hayır’cı olduğunu dile getiriyor. Ayrı fikirler de olmalarına rağmen Mardin, farklılıkların nasıl yan yana yaşadığının somut bir göstergesi…
YAŞLILAR ‘EVET’ DİYOR, GENÇLER ‘HAYIR’
Mardinliler fikirlerini ortaya koyarken çekinmiyor, düşüncelerini direk ifade edebiliyor. Referandumda ‘Evet’ diyeceğini söyleyenlerin çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor. Oylanacak maddelerin neler olduğunu sorduğumuzda pek cevap alamıyoruz. ‘Evet’ diyenlerin büyük bir bölümü mütedeyyin kesimden oluşuyor.
Kalabalık içinde bulunan gençlere yöneliyoruz. Bir gence ‘Referandum’da ne diyeceksin’ diye sorduğumuzda, kararsız olduğunu söylüyor. OHAL’in yürürlükte olduğu bu dönemde referandum yapılmasına gençler, "Burada insanlar yan yana durabiliyor. Mardin çok kimlikli, çok kültürlü bir kent... Ama başka ilde böyle olmuyor. İnsanlar tercihlerinden dolayı yan yana gelemiyor. OHAL uygulamasından dolayı insanlar kendini ifade edemiyor. Çünkü korkuyor" diye tepki veriyor.
‘EVET ÇIKARSA TÜRKİYE SURİYELEŞİR’
Kalabalık esnaf grubundan ayrılarak kentin sokaklarını arşınlıyoruz. Caddeler, sokaklar AKP flamaları ve Türk bayrakları ile donatılmış durumda. Gazeteci arkadaşım Refik Tekin ile Mardin’in tarihi sokaklarını gezerken gençlerle sohbete başlıyoruz. Referandumda ‘Hayır’ diyeceğini söyleyen gençlerden biri, kararını ‘Tek adamcılığa, tek partiliğe karşıyım’ gerekçesine dayandırıyor. Referandumda ‘Evet’ çıkması durumunda ne olur diye sorduğumuzda, "Evet çıkarsa Türkiye karışır, Suriye gibi olur" cevabını veriyor.
Mardin’in ara sokaklarında halkla sohbeti sürdürüyoruz. Yaş ortalaması 60-70 olan kesimde ‘Evet’ oranı önde. Neden ‘Evet’ diye sorduğumuzda pek cevap alamıyoruz. Kimi Avrupa ülkelerinin tutumunu öne sürüyor, kimi ise Cumhurbaşkanını sevdiği için ‘Evet’ diyeceğini söylüyor.
HDP’LİLERİN TUTUKLANMASI TEPKİYE NEDEN OLUYOR
Mardin’de ‘Hayır’ diyenlerin oranı da oldukça yüksek… ‘Hayır’ oyunu kullanma gerekçeleri ise OHAL, belediyeye kayyum atanması, çatışmalar, barış sürecinin durdurulması ve HDP’li milletvekillerinin tutuklu olması olarak ifade ediliyor.
KENT ÇIKIŞINDA POLİS GELİYOR
Bölgede yoğun olan baskılar Mardin’de de yok değil. İl merkezinde yaptığımız görüşmenin ardından kentten ayrılıyoruz. En son Mardin tabelasından görüntü almak için durduğumuzda, bizi adım adım takip eden polis ekibi yanımıza gelerek kim olduğumuzu, ne yaptığımızı soruyor. Kendimizi tanıtıp, referandum için röportaj yaptığımızı söyleyerek, herhangi bir sorun yaşamadan bölgeden ayrılıyoruz.
1990’LARIN MAĞDURU KIZILTEPE
Mardin’den Kızıltepe ilçesine doğru yola koyuluyoruz. Suriye sınırında olan ilçede 1990’lı yıllarda yoğun çatışmalar yaşandı. Çözüm sürecinin bitirilmesinin ardından da çatışmalar hiç eksik olmadı. İlçe merkezinde sohbet etmeye çalıştığımız halk ilk etapta çekiniyor. Sürekli gözaltıların yaşandığı bu ilçede halkın kaygılanması nedensiz değil. Her an başlarına bir şey gelir korkusu yaşıyorlar. Kim olduğumuzu, neden soru sorduğumuzu sorarak ilk başta konuşmak istemiyorlar. Biz Kürtçe konuşmaya başlayınca, kendimizi tanıtınca röportaj yapmayı kabul ediyorlar.
‘HAYIR’ DİYECEĞİM, SANA NE!
İlçede konuştuğumuz hemen hemen herkes ‘Hayır’ diyeceğini söyleyerek, hükümetin güvenlikçi politikalarına tepki gösteriyorlar. Kalabalığın içinden çıkarak ilçe merkezinde bulunan parka geçiyoruz. Güneşli havanın keyfini çıkaran yaşlı bir amcaya "Referandumda ne diyeceksiniz" diye sorduğumda sert bir ses tonu ile "Hayır diyeceğim" cevabını veriyor. Neden Hayır diyeceksiniz soruma ise tepki gösteriyor ve "Sana ne, sana ne kızım… Ben hayır diyorum" cevabını veriyor.
GENÇLER NET
Bu sırada 18 yaşlarında olan bir genç bize yaklaşarak, konuşmak istediğini söylüyor. Kararının ‘Hayır’ olacağını ifade eden genç, şunları anlatıyor: "Ben tek adamın, her şeyi elinde bulundurmasını istemiyorum. Bu tek adam babam bile olsa yanlıştır. Bizim milletvekillerimiz cezaevinde. Hemen hemen her gün evlere baskın oluyor, onlarca kişi gözaltına alınıyor. Baskılar artarak devam ediyor. Halk korkudan kendisini ifade edemiyor. Bu kadar baskı altında olan halk, nasıl hükümetin getirdiği bir Anayasa’ya ‘Evet’ der. Tek adamlılığa da baskılara da hükümetin bu politikalarına da ‘Hayır’ diyoruz."
KIZILTEPE HÜKÜMETİN POLİTİKALARINA TEPKİLİ
Kızıltepe’de yaptığımız görüşmelerde halk, güvenlikçi politikalara tepkili olduğunu ifade ediyor. Bölgede çatışmalar sürerken kimse pek de Anayasa değişikliği ile ilgilenmiyor. Anayasa değişikliğinden ziyade mevcut duruma göre tavır almaya hazırlanan Kızıltepeliler, bölgede çatışmaların yaşanmasını hükümetin politikasına bağlıyor. Hükümetin güvenlikçi politikalarından dolayı ‘Hayır’ diyeceğini ifade ediyor.
BİTLİS’TE AKP VE HDP YARIŞIYOR
Kızıltepe’nin ardından Bitlis’e doğru yola çıkıyoruz. Belediyesine kayyum atanan Bitlis’te HDP oyların yüzde 49’una sahip. 1 Kasımda yapılan genel seçimlerde HDP’yi yüzde 43 oranla AKP izledi. HDP ile yarışan AKP, ‘Evet’ oranını arttırmayı hedefliyor.
‘EVET’ DİYENLER RAHAT, ‘HAYIR’ DİYENLER KAYGILI
Bitlis’e vardığımızda bizi tarihi camiler ve minareler karşılıyor. Kentte AKP’nin bayraklarının yoğunluğu göze çarpıyor. Caddelerden ilerlerken esnafla sohbete başlıyoruz. Referandumda kararlarının ne olacağını soruyoruz. ‘Evet’ diyeceğini ifade eden yaşlı kesimin geneli oylanacak Anayasa maddelerini pek bilmiyor. ‘Hayır’ cephesinin gerekçesi ise hükümetin uyguladığı güvenlikçi politikalar, çatışmalar ve yaşanan ölümler. Kararlarının ‘Hayır’ olacağını söyleyenler pek yüksek sesle konuşmuyor. Önce kararsız olduklarını söylüyorlar. Neden kararsız olduklarını ısrarla sorduğumuzda ‘Hayır’ diyeceklerini, ancak kaygılı oldukları için fikirlerini açıklamak istemediklerini anlatıyorlar.
Esnafla yaptığımız görüşmelerin ardından çarşının daha kalabalık bir noktasına geçiyoruz. Burada ‘Evet’çiler yoğunlukta. ‘Hayır’ diyenlerin çekingen tavırlarına karşın bu kesim oldukça rahat. Kararlarını açıklamak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Yaşlı bir amca atılıyor öne, ‘Ben evet diyeceğim’ diyor. Neden diye sorduğumuzda, ‘Çünkü milletimiz için… Evet demek kafirlere karşı güçlü olmaktır. Bunun için evet diyeceğim" cevabını veriyor.
‘AKP’YE ÜYE OLURSAN İŞİ KAPARSIN’
Çarşıdaki taksi durağında ise ‘Evet-Hayır’ tartışması yaşanıyor. Bizde fırsattan istifade bu gruba katılarak neden ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ diyeceklerini soruyoruz. Kararının ‘Hayır’ olduğunu söyleyen biri, işsizliğin had safhada olduğunu, kentin gelişmediğini, 15 yıldır hayatlarında bir değişiklik olmadığını söyleyerek "Bitlis için ‘Hayır’ diyeceğiz. Burada iş sorunu var. Bakan ve milletvekilleri geliyor. İşsiziz, bize iş imkanı sağlayın dediğimizde bize, ‘Önce AK Parti’ye üye olacaksın’ diyorlar. Ben AK Parti’ye üye olmak istemiyorum. Ne olacak peki! Ben tüm bu yaşananlardan dolayı ‘Hayır’ diyorum" diye anlatıyor.
Bir başka ‘Hayır’cı ise, tek adamlık sistemine karşı olduğunu söylüyor. Tek adamlık sisteminin ülkeyi uçuruma götüreceği, şu an süren politikanın son bulması için ‘Hayır’ın çıkması gerektiğini savunuyor.
TERCİHİNİ AÇIKLAMAK İSTEMEYEN ‘KARARSIZIM’ DİYOR
Kentte ‘Evet’ seçeneği yapılan kampanyalarla görünür olsa da, ‘Hayır’ seçeneği oldukça yüksek… Referandumda oy kullanmayacağını söyleyenlere, ‘Kullanırsanız, tercihiniz ne olur" diye sorduğumuzda, ‘Hayır’ olur cevabını veriyor. Kararlarını açıklamaktan çekinenler, soru sorduğumuzda ya kararsız olduklarını ya da oy kullanmayacaklarını söylüyor.
TATVAN’DA ‘HAYIR’ ÖNDE
Bitlis’in ardından Tatvan’a geçiyoruz. İlçede dikkatimizi çeken sadece AKP’nin kampanya aracının dolaşması. Diğer yerlerde olduğu gibi AKP burada da kampanya avantajını elinde bulunduruyor. Tatvan’da kararının ‘Hayır’ olduğunu söyleyenlerin çoğu gençlerden oluşuyor. Bir çay ocağında sohbet ettiğimiz gençlerin neredeyse tümü ‘Hayır’cı… AKP’nin 15 yıldır iktidarda olduğunu anlatan gençler, bu iktidarın devamı için referandum yapıldığını belirterek bu nedenle ‘Hayır’ diyeceklerini anlatıyor. Bitlis’e oranla Tatvan’da ‘Hayır’ diyeceğini açıklayan seçmenin sesi daha gür bir şekilde çıkıyor.
ÖZİL: EŞBAŞKANLARIN POSTERLERİ DAHİ YASAKLANDI
HDP Tatvan İlçe Başkanı Mustafa Özil, baskı ve gözaltılardan dolayı sağlıklı çalışma yapamamaktan şikayet ediyor. Kırsal kesimde uygulanan sokağa çıkma yasakları nedeni ile bu bölgelere giremediklerini anlatan Özil, "Çalışma yapmamız engelleniyor. Kampanya için kullandığımız şarkı yasaklanıyor. Eşbaşkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın posterleri dahi yasaklandı. Pankartlarımız indiriliyor. Ne merkezde nede kırsalda çalışma yapmamıza izin veriliyor. Anlayacağınız biz baskı, gözaltı ve yasaklarla kampanyayı yürütüyoruz" diyor.
HDP: HEDEF YÜZDE 70
Tüm bu baskılara rağmen, ilçede nasıl bir sonuç bekliyorsunuz sorusuna Özil, "İlçede yüzde 70 oranında ‘Hayır’ bekliyoruz" cevabını veriyor.
Tatvan’da genel görüş ‘Hayır’dan yana. Yürürlükte olan OHAL’den dolayı yaşanan kaygılar oldukça yüksek. Genç kesim görüşünü açık bir şekilde ifade ederken, özellikle çalışan kesim biraz daha kaygılı. "Hayır, diyeceğiz ama konuşursak işsiz kalırız" diyen çalışan kesim bulunduğumuz alandan uzaklaşmayı tercih ediyor. Diğer illerde olduğu gibi burada da rahat konuşanlar ‘Evet’ diyeceğini açıklayanlar oluyor.