İmamoğlu'ndan HÜDA PAR'a yemin metni çıkışı: Bunun hesabını vereceksiniz

İmamoğlu'ndan HÜDA PAR'a yemin metni çıkışı: Bunun hesabını vereceksiniz
İBB Başkanı İmamoğlu, katıldığı yayında iktidar için "Bizi olmayan ortağımızla suçluyor, kendi ortağı HÜDA PAR" diyerek HÜDA PAR'ın Meclis'teki yemin metnine itiraz etmesine tepki gösterdi: Demokratik laik devletten mi haz almıyorsunuz?

Artı Gerçek - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, Cumhur İttifakı'nın tartışmalı ortağı HÜDA PAR'ın Meclis yemin metnine itiraz etmesine tepki gösterdi. "Devletin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüne mi karşısın? Demokratik laik devletten mi haz almıyorsun? İnsan hakları mı seni rahatsız ediyor ya da büyük Türk milleti demek mi?" diyen İmamoğlu, uzun süğredir Meclis'te bu tür bir sorun yaşanmadığını belirterek, "Hesap vereceksiniz" dedi.

Habertürk'te Serap Belet, Kübra Par ve Kürşad Oğuz'un sorularını yanıtlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'CHP'NİN OYLARI ARTTI AK PARTİ'NİN OYLARI DÜŞTÜ'

"Bakın aslında kıyamet kopacak bir durum yok. Ortada bir zafer yok, kazanan yok. CHP'nin oyu arttı, AK Parti'nin oyu düştü. Neye göre düştü, oyun artmasına rağmen düştü. Şunu söylemeye getiriyorum, bu seçimin siyasi parti olarak kaybedeni olarak AK Parti. Bu bizi mutlu eden bir tablo anlamında söylemiyorum, sadece tespit yapıyorum. Bütün bunlara rağmen. İlk saha gözlemimiz şu oldu. Bir odak çalışma yaptırdım. Baktım ki, inanılmaz etkili olmuş; terör örgütü aşağıya, terör örgütü yukarıya, inanılmaz etkili olmuş. Utanıyoruz. Yalanın karşısına biz gerçeği koyduğumuzda iş yeter diye düşünüyoruz. Az önce söylediğim o eşit olmayan propaganda sahası. Bana göre yüzde 90'a yüzde 10. Türkiye'nin izlediği ekranlar üzerinden yorum yapmıyorum. Kararsız seçmen ya da AK Parti'ye oy vermiş seçmen. Oradaki insanlara biz erişemedik. Bu yalanı, iftirayı belki o kadar anlatamadık. 2. tura girdik. Cevap vermeye başladık. Çok özür diliyorum, birbirimizi tanıyoruz, durup dururken koltuk mücadelesi üzerinden terörist dersem siz ne yaparsınız? Dozajı artırdık. O an itibariyle iftira değil ama gerçekleri önlerine koymaya başladık. Bir HÜDAPAR meselesi var mı, var. Biz olmayan ortağımızla suçlanıyor. Ortaklarımız belli bizim. CHP olarak 5 ortağımız var. Millet İttifakı olarak. Efendim bir başka partinin taraftarları sizi destekleme kararı verdi. Bir karar vermişse, aday çıkartmıyorsa niye aday çıkartmıyorsun deme hakkımız yok.

'SENİN SOMUT ORTAĞIN HÜDA PAR'

Ama senin somut ortağın var; HÜDA PAR. HÜDAPAR bu ülkenin resmi siyasi partisidir, doğru. Ama somut şaibeleri var. Bir milletvekili Serkan Ramanlı açıklama yapıyor. Diyor ki, "Meclis yemin metninin doğru metin olduğunu düşünmüyoruz, yemin metni değişmeli.” Yeminin ertelenmesini bu açıklamaların ortaya çıkmaması için bu işi seçimden sonraya attıklarını düşünüyorum. Devletin bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğüne mi karşısın? Demokratik laik devletten mi haz almıyorsun? İnsan hakları mı seni rahatsız ediyor ya da büyük Türk milleti demek mi? Meclis'te yemin krizi uzun süredir yaşanmıyor. Bu itiraz ne? Bunun hesabını vereceksiniz. Bu resmi ortağı. Bakın kendi listesinden AK Parti'nin, Cumhur İttifakı'nın seçilen milletvekiliyle ilgili yorum. Ayhan Ogan kim? Cumhurbaşkanı Danışmanı Sivil Dayanışma Platformu Başkanı. Tweet atıyor; "Sayın Kılıçdaroğlu vatanseverdir, PKK ile ne alakası var canım" diyor; yani ironi yapıyor. Ardından illeri sıralıyor. Ardahan, Ağrı, Iğdır, Diyarbakır, Muş, Hakkari, Bitlis, Siirt, Mardin, Batman gibi illeri sıralıyor. Burada aldığı oyları sıralıyor. Kırklareli yüzde 65 verdi Kemal Bey'e, ora da mı PKK'lı? Bunların hiçbiri montaj değil. Birisi Cumhurbaşkanının danışmanı birisi de aday yaptığı Batman Milletvekili'nin düşüncesi.

'PKK'Lİ DIŞARI' DİYEN VATANDAŞ HAKKINDA: DAVACIYIM

Bayrampaşa'daki vatandaşa kızmıyorum ki? Ben pazarlara tek başına gidiyorum. Yanımda bir iki görevlim var. Sadece siyasi olarak ilçe başkanını alıyorum yanıma. Pazara gittiğim andan itibaren vatandaşla diyaloğum şöyle; bana oy verin asla. Gününüz bereketli olsun, hayırlı işler, Allah gününüzü bereketli sağlasın, sofranıza bereket olsun, bu kadar. Birisi kesiyor önümü hayranlıkla sarılıyor. Ben bugün Güngören'deydim. Bir hanımefendi 'Ben AK Parti'ye oy veriyorum, şu karşıtlığa çok üzülüyorum, benim evlatlarım sana oy verdi' dedi. 'Senden Allah razı olsun, ben onu istiyorum, sen AK Parti'ye ver, öbürü şuna versin' dedim. Oya saygı duyarız. Seneye daha iyisini yaparız, onu konuşuruz. Girdik, pazarcı bize 'PKK'lı dışarı, içeri girme' dedi. Sabırla dinledim 5-6 dakika. 'Sensin terör üyesi, ben Anadolu çocuğuyum' dedim. Gariban bir insanın düştüğü duruma bak. Yaşı başı gitmiş. O aldatılmış bir insan. Kim aldattı onu? Başta sayın Cumhurbaşkanı. Beynini kilitledi, kalbine mühür vurdu. Ekrem İmamoğlu'nu terör üyesi görüyor. Ekrem İmamoğlu onun torununa hizmet edecek. Kızı varsa ona 'anne kart' verecek, İstanbul'u gezmesini sağlayacak. Daha iyi seyahat etmesi için metrolar yapacak. Çok ağır ifadelerde bulunduğu için hakkında davacıyım. Dövünerek uyardım, yapmayın diye. Türkiye Cumhuriyeti devletine bu dil kadar başka bir şey zarar vermedi.

'AKP SEÇİME GİDERKEN KANDİL KONUŞUR, FETÖ KONUŞUR'

PKK seçime çeyrek kala ilk kez mi açıklama yapıyor. Bu AK Parti seçime giderken Kandil konuşur, FETÖ konuşur. Bu iş ne hikmetse AK Parti'ye, FETÖ'ye yarar. Bize külliyen zararı olan şey. Acaba niye yapılıyor? Benim aklıma bin tane oyun geliyor. Acaba bu açıklamalar sipariş mi? Benim Cumhurbaşkanı adayım sayın Kılıçdaroğlu terör örgütünü her gün niye muhatap alsın. 'Bununla irtibatı olanın Allah belasını versin' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı adayımız daha ne desin? Meral Hanım cevap verdi, Mansur Bey verdi, ben verdim. Bizim işimiz gücümüz Kandil'e cevap vermek mi? Sayın Cumhurbaşkanı onlarla ne kadar fazla irtibat kurduğu, ilişki siparişi verdiğini kendileri anlatıyorlar. Benim seçimime bir gün kala kırmızı bültenle aranan bir insanın TRT'ye çıkması, bir metin okuyup sözümona Kürt vatandaşlarımız ona uyacak, bana oy vermeyecek. Ben karnımdan konuşmam, kendimle ilgili şüphem yok ki. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı diyecek ki, 'benim ondan hiç haberim yok'. Ben iktidarın üç maymunu oynamasından bıktım. İmralı'dan gelen mektup meselesi, avukatı meselesi. Bugünkü iktidarın bir oy için yapamayacağı bir şey. Allah aşkına bu koltuk hırsı ne?

'BİZ YAYINLASAK KAPIYA SAVCI DİKİLİR'

Uydurma montaj için devletin imkanlarını kullanarak meydanlarda yayınladılar. Biz yayınlasak kapıya savcı dikilir. Bu ülkenin savcılarına sesleniyorum. Daha ne olsun? Bunu yasaklamayacaksın da neyi yasaklayacaksın? Ben 100. halk buluşmamı yaptım. Desinler ki Ekrem İmamoğlu birine hakaret etti. Bir konuşmasında çocuğun diyemeyeceği bir söz söyledi. Yapmam, yapamam. Bana bir gün terörist diyen insanın çocukları dinliyor. Onlara bile iyi konuşmak zorundayım. Biz onlar gibi olmadan iftiracı, yalancı, şantajcı, montajcı olmadan doğruları iyi, güzel dille, inançlı şekilde anlatmaya devam edeceğiz.

'TÜRKİYE MÜLTECİ MESELESİNDE KENDİ HUKUKUNU ÇİĞNEDİ'

14 Mayıs'ta yapılan seçimde hangi parti için olursa olsun, hangi lider olursa olsun, 'haydi şuraya gelin' demesi böyle bir şey olmaz. Biz ilkelere bakarız. Ben Cumhurbaşkanı adayımızın da ilkeler zemininde sürece baktığını düşünüyorum. Bu diyaloglar tamamen onun yetkisindedir. Bu sürecin bütün yetkileri genel başkanımızdadır. Bu süreçleri yönetirken ilkesel baktığını düşünüyorum. Bir mutabakat zemini oluşmuş. İki tane ana mesele var. Terörle olan mesafe. Burada biriz zaten. Daha önemli mülteci meselesi. Bu meselede söylemler tam örtüşmeyebilir. Söylem nüansları tartışabilir. Biz neticede sosyal demokrat partiyiz. Sürece ve mülteci meselesine insan hakları ve uluslararası hukukun çerçevesinden bakarız. Türkiye uluslararası hukuk normlarının ötesinde kendi hukukunu çiğneyen mülteci meselesini yönetmiştir. Bir yol geçen hanına döndü. Hudut namustur. Hangi şehre gidersek gidelim, insanların birinci sıra tehdit olarak gördüğü iş sığınmacı meselesi. Bu ülkede

'GENÇLERİN BÜYÜK KISMI BİZE OY VERECEK'

2023'te 25 bin dolar demişler kişi başına. Peki neredeyiz? Üçte biri. Hedef 500 milyar dolar ihracat denmiş. İthalatın ihracatın neredeyse yüzde 50 üste olduğu süreç yaşatıyorsunuz. Güzelim Cumhuriyet’imizi fasoncu ülke yaptınız. 'Yoksul aile kalmayacak' diyorsunuz. Çekmeköy'de pazarda kadın 5 liraya 5 tane emekli aldım dedi. Türkiye'yi 16. sırada aldınız, 2017'de sistem değişti, 23'e gidiyoruz. Artık G-20 ülkesi değiliz. Ülkenin gençlerinin mutsuzluğunu, sıkıntılarını gözlerinden okuyorum. Gençlerin yüzde 30'unun oy vermesini bile fazla buldum. Bu iktidar gençlere umut veremez ancak kandırır. Sayın Oğan'ın ciddi oyu var gençler arasında. Gençlerin büyük kısmının bize oy vereceğini düşünüyorum. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar