Kemal Can: Erken seçim 'zaman lehimize değil'in itirafı
EMRE ÜNSALLI
ARTI GERÇEK - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin grup toplantısında "Türkiye'nin 3 Kasım 2019'u beklemesi bu şartlarda mümkün değil" diyerek önce erken seçim çağrısı yapıp ardından Malazgirt Meydan Muharebesi'nin tarihini kast ederek 'Seçim 26 Ağustos 2018'de olsun' açıklamasının ardından siyaset gündeminin birinci sırasına yerleşti.
MHP üzerine yaptığı araştırmalarıyla tanınan gazeteci Kemal Can, Devlet Bahçeli'nin erken seçim çıkışını Artı Gerçek'e değerlendirdi.
'AKP-MHP İTTİFAKININ ACELEYE İHTİYACI VAR'
'Malazgirt Meydan Muharebesi', 'ikinci kurtuluş savaşı' gibi savaş metaforunun 'Cumhur ittifakı'ndan beri kullanıldığını hatırlatan Kemal Can, erken seçim için verilen tarihin AKP-MHP ittifakının aceleye ihtiyacı olduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi:
"Böyle metaforlar daha çok parti kadrolarını motive etmek için uydurulan şeylerdir. Ama bana verilen tarihte ilginç gelen durum, bayağı aceleye ihtiyaçları olduğunu göstermesi. Bahçeli bu tip sembolik şeyleri sever ama bunun seçmende çok fazla bir karşılığı olduğunu bugüne kadar görmedik. Bana tarih konusunda ilginç gelen sembolik şeylerden çok, AKP’nin, sonbaharı beklemeden hemen kongrenin ardından bu işi bitirelim havasında olduğudur."
Zamanın aleyhte işlediği konusunda iki farklı tez olduğuna dikkat çeken Kemal Can, seçim tabancasının çekilmesinin zamanın aleyhe işlediğinin en büyük göstergesi olduğuna da dikkat çekti:
"Erdoğan süreci lehine çevirebileceğini düşünüyordu. Onun bu konuda hep bir özgüveni var. Ama benim şu an kestiremediğim bir durum var. Erdoğan razı mı edildi yoksa Bahçeli bu çıkışıyla Erdoğan’ı razı etmenin bir girişimini mi başlatıyor? Oradan bir takım sorular çıkabilir ama bence zamanın aleyhe işlediği konusu artık belirginleşmiş durumda. Erken seçim tabancasının çekilmesi ‘zaman lehimize değil’in itirafı aslında."
'BAHÇELİ'NİN İŞARETİNİ VERDİĞİ HİÇ BİR SÜREÇ BOŞ ÇIKMADI'
"Bahçeli bu kararı tek başına mı aldı yoksa mutabakatın sözcülüğünü mü yapıyor?" tartışmalarına da değinen Kemal Can, her ne olursa olsun Bahçeli'nin boş bir hamle yapmadığını düşündüğünü söyledi:
"Kararı tek başına alması da mümkün, kendi partisiyle çok fazla konuştuğunu sanmıyorum Bahçeli’nin. Zaten öyle bir şeye de ihtiyacı yok. Bahçeli koalisyonun önemli aktörlerinden, tabi Erdoğan da var ama başkaları da var. Onlarla konuşulmadan bir sürpriz olarak devre girdiğini düşünmek çok gerçekçi değil. İki seçenek hala açık. Bir mutabakata varılmış ve bunu daha önce de olduğu gibi 'Bahçeli açıklayacak' denmiş olabilir.
Bir kanat, bu konuda tartışma hala sürerken diğer kanat daha güçlü biçimde etkinlik sağlamak için bu açıklamayı yaptırmış olabilir. Ya da bu hamleyi Erdoğan’ı zorlamak için yapmış olabilirler. Ama her iki durumda da bu güne kadar Bahçeli'nin işaretini verdiği hiçbir süreç boş çıkmadı. Ben yine Bahçeli’nin boş bir hamle yaptığını düşünmüyorum. Bir mutabakatın sözcülüğünü yapmış olsa da bir kanadın ikna sürecini başlatan taraf da olsa her iki durumda da bundan bir sonuç çıkar. Bu öyle sonuçsuz kalmaz. Erken seçim öyle bir tabancadır, çektiğin zaman yerine sokmak kolay değildir."
'16 NİSAN SEÇİMLERİNDEN BERİ SEÇİM ATMOSFERİ HİÇ BİTMEDİ'
Bahçeli'nin açıklamalarının ardından piyasaların bu duruma hemen reaksiyon verdiğini belirten Can, bu durumu yatıştırmanın zor olduğunu ifade etti:
Bahçeli açıklamasının sonucunu iyi bildiği için durum gayet açık. Artık erken seçim sath-ı mahalline girilmiştir. Zaten Erdoğan da erken seçimi reddetmekle birlikte seçim atmosferinden uzak durmadı. Ekonomideki ısınma gibi siyaseti de hiç soğutmadı. Aslında Türkiye, 16 Nisan’dan beri bitmeyen bir seçim atmosferinde."