Sancar 'barış hukukuna ihtiyaç var' dedi, 3 başlık sıraladı
DEM Parti'nin düzenlediği 'Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Hukuki Gereklilikler' konulu atölye konuşan İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, sürecin hukuki boyutlarına işaret etti. 'Bir barış hukukuna ihtiyaç olduğunu' söyleyen Sancar, barış hukukunun 3 unsurunu' sıraladı.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Mülkiyeliler Birliği'nde “Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Hukuki Gereklilikler” konulu atölye düzenledi.
DEM Parti’nin Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin yanı sıra hukukçular ve akademisyenler atölyeye katıldı.
Atölyenin açılış konuşmasını yapan DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Mithat Sancar, sürecin hukuki boyutları ve gereklilikleri olduğuna dikkati çekti.
Sürecin barışa ve demokratik topluma, çözüme ve huzura evrilebilmesi için yapılması gerekenler olduğunu vurgulayan Sancar, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunlar başka adlarla nitelendirilmemesi gereken hususlardır. Polemiklere konu edilmeden, işin doğasına uygun adınlar olarak adlandırmalıyız. Öncelikle bir barış hukukuna ihtiyaç var. Barış hukuku birkaç boyuttan oluşur. İlk adımı çatışmayı sonlandırmak. Çatışmayı sonlandıracak hukuksal düzenlemeleri yapmak. Çatışmayı bitirmenin gerekliliklerini yerine getirecek tedbirleri siyasal ve hukuksal zemine almak. Burada şiddet-siyaset denkleminin önem taşıdığını vurgulamak isterim. Bir sorun 100 yıldır devam ediyorsa, 40 yılı aşkın süredir şiddetle iç içe geçmişse, bu sorunu dönüştürmek için ciddi çalışmalar yapmak gerek. Öncelikle çatışmayı sonlandıracak düzenlemeler titizlikle ele alınmalı ve sürecin doğasına uygun gerçekleştirilmelidir. Şiddet bitiyorsa, yerine siyasetin geçmesi gerektiği çok önemli bir noktadır. Şiddet-siyaset denklemi dediğimiz ya da diyalektiği dediğimiz bu nokta, şiddetin yerine demokratik siyasetle hayata geçirme istediğinin ve çalışmasının öne çıkmasını gerektirir.
Barış hukukunun ikinci unsuru; çatışmayı doğuran sorunu çözmeye yönelik yöntemler geliştirmek ve düzenlemeler yapmak. Çünkü çatışmalar kendiliğinden doğmaz, temelinde sorunlar vardır. Çatışmayı yaratan sebepler mevcuttur. Çatışmayı bitirme konusunda sağlam bir yol oluşturmak için çatışmanın temelinde yatan sorunları açmak gerekir. Biz bu soruna açıkça Kürt sorunu diyoruz.
Barış hukukun üçüncü boyutu; bu iki aşamayı bütünsel barışa dönüştürecek ve kalıcı hale getirecek çalışmaları yürütmek, düzenlemeleri yapmak, tedbirleri almaktır. Bunun da temelinde demokratikleşme ya da demokratik toplumun inşası yer alır. Bunlara başka şeyler de eklenir. Hukuk ve demokrasi bu 3 unsurun birbiriyle bütünleşmiş, vazgeçilmez boyutlarıdır. Hukuksal güvenceler oluştukça, sürece güven de artar. Sadece beyanlarla ve sözlü taahhütlerle toplumda güveni büyütmek mümkün olmaz. Güvenin temeli güvencelere dayanır.
Öte yandan demokrasi konusunda ciddi bir plan ve program hazırlayıp, bunu hayata geçirmek de toplumsal katılımı büyütür ve süreci farklı kesimlerin sahiplenmesini sağlar. Aynı zamanda itirazları, kaygıları ve tereddütleri gidermeye de yardımcı olur. O nedenle bu çerçevede de çalışmalar yürütmek barış hukukunun bir parçasıdır. Bütün bunları içeren bir barış planına ihtiyacımız var.
Silahlı mücadele yürütmüş insanlar silah bıraktığında; toplumsal, siyasal ve hukuksal sorunları ne olacak? Biz bu sorunları entegrasyon başlığı altında ele alıyoruz. BM metinlerinde bunu görebilirsiniz. Entegrasyon bu sürecin ayrılmaz unsurudur. Demokratik entegrasyon diyoruz.
Hukuk komisyonumuz da bu çerçevede uzun süredir çalışıyor. Süreç başlamadan dahi biz mekanizmalarımızı kurmuştuk. Özellikle hukuk komisyonumuz ve birlikte çalıştığı kurumlar ile toplum ile önemli bir fikriyat oluşturduk."
Sancar’ın konuşmasının ardından atölye basına kapalı olarak devam etti. (MA)