Yalçınkaya: Aleviyim beyanı sorunun çözümüne yönelik bir siyasal sonuç doğurmaz
Ayhan Yalçınkaya, Kılıçdaroğlu'nun videosu için "AKP, düşmanlaştırdığının düşmanlaştırıldığı yerden, düşmanlaştırıldığı vasfına sahip çıkacağını hiç ummuyordu" dedi ancak 'Aleviyim' beyanının çözüme yönelik siyasal bir sonuç doğurmayacağını söyledi.

Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA - Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde Twitter hesabı üzerinden paylaştığı “Alevi” başlıklı video kamuoyunun gündemine oturdu. Sosyal medyada büyük destekle karşılanan video milyonlarca izlenmeye ulaştı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının etkilerini, siyasal sonuçlarını ve arkasında yatan politik sebepleri Ayhan Yalçınkaya Artı Gerçek’e değerlendirdi. Yalçınkaya’ya göre bu beyanın siyasal sonuçlarını farklı aktörler üzerinden okumak gerekiyor.
KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 19 Nisan’da sosyal medya hesabı üzerinden ilk kez oy kullanacak gençlere seslendiği bir video yayınladı. “Alevi” notunu kullandığı videoda Kılıçdaroğlu gençlere "Artık kimlikleri konuşmayacağız, başarıları konuşacağız. Artık ayrışmaları ve farklılıkları konuşmayacağız. Ortaklıklarımızı ve ortak hayallerimizi konuşacağız. Bu değişim seferimize katılacak mısın? Bu değişimde benimle birlikte duracak mısın? Alevi olmaz diyen bu sisteme, doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur, diyecek misin?” diye sordu. Kılıçdaroğlu’nun "Ben Aleviyim. Hak Muhammed Ali inancı ile yetişmiş samimi bir Müslüman'ım. Allah'ın verdiği bir canım var, kul hakkı yemem…” çıkışı geniş yankı uyandırdı.
Peki bu videonun etkileri, siyasal sonuçları ve arkasında yatan politik sebepler neler?
‘SİYASETEN GECİKMİŞ BİR AÇIKLAMA’
Ayhan Yalçınkaya, Kılıçdaroğlu’nun açık beyanın mevcut atmosferde oldukça önemli bir adım ama siyaseten gecikmiş bir açıklama olduğunu vurguladı. Yıllardır Kılıçdaroğlu’na Aleviliği üzerinden saldırıldığını ve Alevilerin de Kılıçdaroğlu üzerinden hedef alındığına dikkat çeken Yalçınkaya, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu aşağılamaları ve hedef göstermeleri süreç içinde sessizce sineye çektiğini belirtti.
Yalçınkaya, söz konusu açıklamanın siyaseten geç kalmış olmasını şu ifadelerle değerlendirdi: “Kılıçdaroğlu’nun üç nedenle bu gecikmeye hiç hakkı yoktu. İlki kendi Alevi kimliği üstünden yalnızca kendisi değil bütün bir topluluk aşağılanıyordu. İkincisi ise ona saldıranların kendi çoğunlukçu dindarlarının Alevi nefreti üzerinden konsolidasyonuna ve onlar nezdinde bu nefretin olağanlaşması, sıradanlaşmasına da izin vermiş oluyordu ki buna hakkı yoktu, hele de bugünkü iddiaları eğer doğruysa, yani seçildiğinde herkesin cumhurbaşkanı olacaksa. Üçüncüsü, siyasal muarızlarının elinden bu nefret silahını ilk kullandıklarında alabilirdi ama bunu seçmedi.”
Kılıçdaroğlu’nun ilk kullanımda Alevi kimliğini üstlenmesi halinde “Aleviden ne olur, ne olmaz” tartışmasının hiç yaşanmayabileceğini vurgulayan Yalçınkaya, bu açıklamanın siyasal sonuçlarını farklı aktörler üzerinden okumak gerektiğine dikkat çekti.
'ÇOĞUNLUKLA İKTİDAR ŞEBEKESİ İÇİN BU BİR TEHDİT OLARAK OKUNUR'
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının AKP açısından hayırlı olmadığını ifade eden Yalçınkaya, “AKP, düşmanlaştırdığının düşmanlaştırıldığı yerden, düşmanlaştırıldığı vasfına sahip çıkacağını hiç ummuyordu ki bu zaten AKP ile sınırlı değil; her çoğunlukçu dindarlık kibirle maluldür, her çoğunlukçu cinsellik gibi. Alevinin, Ermeninin, eşcinselin ait olduğu vasıfları gizlemesi, saklaması, bir suç gibi taşıması beklenir, suçundan utanmalı ve asla söylememelidir. Bunlar vasıflarını üstlendikleri anda çoğunlukçu iktidar şebekesi için bu bir tehdit olarak okunur. Bir beyan değil, bir meydan okuma, kendi vasıflarına büyük bir saldırı gibi” dedi.
‘İÇERİK, AHLAKİ BİR TON TAŞIMAKTAN ÖTEYE GİTMİYOR’
AKP’nin seçimi kazanması halinde bu açıklamanın Aleviler açısından ağır sonuçları olacağını söyleyen Yalçınkaya, söz konusu açıklamanın CHP ve Kılıçdaroğlu için de ayrı ayrı sonuçlar yarattığına değindi.
Yalçınkaya söz konusu açıklamayla beraber Kılıçdaroğlu’nun Alevi topluluklar nezdinde büyük bir saygınlık kazandığını belirterek, “Bunun oya dönüşeceğini kesinlikle beklemek gerekli. Hatta öyle ki cüzi bir miktarda da olsa milliyetçi ırkçı partilere meyleden Alevilerin bile Kılıçdaroğlu seçeneğini siyasal tercihlerinden bağımsız olarak ciddiye alacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Ancak CHP açısından bu beyanın seçimler bağlamında siyasal fark yaratıcı bir sonuç yaratacağını düşünmüyorum” diye konuştu.
Açıklamanın CHP içindeki Alevi karşıtlarının da işini zor sürüklediğini vurgulayan Yalçınkaya, açıklamanın içeriğini şöyle değerlendirdi: “Açıklamanın içeriği ahlaki bir ton taşımaktan öteye gitmiyor ki bu sıradan çoğunluğun, hükümdarın dinine tapmadıkça, sağduyusunun zaten kimliklerin uğradığı ayrımcılığı görünmez kılmak için başvurduğu en önemli söylemsel unsurlardan biri. Aman canım Alevi olsa ne olur, Sünni olsa ne olur, insan olsun, iyi olsun, ahlaklı olsun gibi. Kılıçdaroğlu beyanında bundan öteye gitmediği gibi, bu söylemsel unsuru üstleniyor, ona eklemleniyor, oysa sorun şu ya da bunun iyiliği, şu ya da bu topluluğun ne ölçüde ahlaklı olup olmadığı filan değil; sorun açıkça Aleviler ve aynı yazgıyı paylaşan toplulukların uğradığı yapısal ayrımcılık, negatif eşitsizlik, eşitsiz yurttaşlık, sözde yurttaş kılınmakla ilgili.”
Yalçınkaya, yeni bir şey söylemediği sürece bu beyanın yalnızca yapıya güvence vermekle, geleneksel eşitsizlikçi söylemi yeniden üretmekle, devletin soruna karşı geliştirdiği ayrımcı politik hatta ve bunun araçlarına sadakatle sınırlı kalmaya mahkum olduğunu ifade etti. Yalçınkaya cümlelerini, “Sonuç olarak Alevi topluluklar ve benzerleri bakımından bu beyanın sorunun çözümüne dönük bir siyasal sonucu olacağı kanısında değilim” diyerek noktaladı.
Ayhan Yalçınkaya kimdir?
1964 yılında Çorum’da dünyaya gelen Ayhan Yalçınkaya, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapan Yalçınkaya; siyaset bilimi, siyasal düşünce tarihi ve siyasal antropoloji dersleri verdi. Alevilik Araştırma, Dökümantasyon ve Uygulama Enstitüsü’nün kurucu üyelerinden olan Yalçınkaya’nın başlıca çalışma alanları Alevilik, din antropolojisi, din ve siyaset ilişkisi, siyasal bünye ve siyasal düşüncedir. Bu konularda yazılmış “Küf: Dede Korkut, Said Nursi ve Hz.Ali Üzerine”, “Alevilerde Bildiri: Alevi Bildirilerinde Devlete Kaçış”, “Aleviler ve Sosyalistler, Sosyalistler ve Aleviler”, “Kavimkırım İkliminde Aleviler”, Pınar Ecevitoğlu ile beraber hazırladıkları “Aleviler Artık Burada Oturmuyor” başlıklı kitapları bulunmaktadır.
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: Bizim Alevi'ye de saygımız var, her türe saygımız var
Bahçeli'den tepki çeken açıklama: 'Kılıçdaroğlu ilk kez Alevi olduğunu itiraf etti'
Kılıçdaroğlu’nun 'Alevi' videosunun ardından Davutoğlu’ndan ‘Sünni’ videosu
Kılıçdaroğlu'nun 'Alevi' videosu AKP cenahında rahatsızlık yarattı
Demirtaş'tan Kılıçdaroğlu'nun 'Alevi' videosuna destek: Kutluyorum