İç hastalıkları uzmanından obezite salgını uyarısı: Fazla kalori ömrünüzü kısaltıyor
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, birçok hastalığa zemin hazırlayan ve tüm dünyada salgın olarak nitelendirilen obeziteye ilişkin önemli uyarılarda bulundu."Obezite vücutta fazla yağ dokusu birikimidir. Tip 2 diyabete, kalp-damar hastalıklarına, kanser ve cinsel yetersizliğe yol açarak, ömrü kısaltır" diye belirten Prof. Dr. Osman Erk, obezitenin nedeninin sadece öğünden sonra ortaya çıkan insülin yükselmesi değil, aşırı kalorilerin yavaş yavaş emiliminden de kaynaklanabildiğini anlattı.
"Sonuçta bütün fazla kaloriler yağ olarak depolanır. Hayvansal proteinlerin genel olarak insülin seviyesini artırıcı etkileri vardır. Aynı öğünde karbonhidrat ve proteinlerin birlikte tüketilmesi insülin cevabını artırabilir. Hayvansal proteinlerden kaçınmak; bitkisel protein almak; karbonhidratlarla birlikte protein tüketmemek insülin cevabını azaltır" bilgisini paylaşan Erk, hayvansal gıdaların her gün ve her öğün tüketilmesi gereken besinler olmadığını ekleyerek "Yüksek insülin, yüksek risk demektir" notunu düştü.
ZEYTİNYAĞI DA DİKKATLİ TÜKETİLMELİ
Obeziteye ve beslenme alışkanlıklarına ilişkin önemli tavsiyelerde bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, Sözcü’ye yaptığı açıklamalarda şu bilgileri verdi:
"Batı toplumlarında her gün fazladan 60 gram kadar yağ tüketilir. Bu kalorisi oldukça yüksek, besin içeriği zayıf, lifsiz ve mineralsiz bir beslenme tarzıdır ve obeziteye yol açar. Her türlü işlenmiş yağ, zeytinyağı da dahil olmak üzere kalori açısından zengin, gerçek besin açısından fakirdir. Zeytinyağı sanıldığının aksine ancak doymuş yağ ve trans yağların yerine geçerse sağlık açısından faydalı olabilir. Sağlıklı olmak için ekstra zeytinyağı tüketmek gereksiz ve zararlıdır. Bir yemek kaşığı işlenmiş zeytinyağında 120 kalori, 14 gram yağ, 1.8 gram doymuş yağ vardır. Protein, vitamin ve mineral ise oldukça azdır. Özetle bol zeytinyağı ilave kalori aldırır."
OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE ÖNEMLİ AKTÖR: LİFLİ BESİNLER
"Obezitenin önlenmesinde liften zengin bir beslenme tarzının önemi büyüktür. İştahı azaltır, mideyi doldurur, beyne tokluk sinyalleri göndererek kilo almayı önler. Besin değeri düşük, liften fakir bir beslenme tarzı ise iştah merkezini baskılayamaz ve obezite gelişir. Hiçbir besin değeri olmayan fruktozdan zengin mısır şurubundan yapılmış asitli ve tatlı içecekler obezitenin en önemli nedenidir. Bu tür içeceklerde bulunan fazla kalori, rafine karbonhidrat ve kafein insülin direnci ve obeziteye neden olur. Obezler, obez olmayanlardan çok daha az lif tüketir. Sebze-meyveler, tam tahıllar, kuru baklagil ve kuruyemişler lif içeriği yüksek yiyeceklerdir. Tam tahıllar, rafine tahıllardan çok daha fazla lif ve besin içerir. Et, süt ve yağlar kalorisi yoğun, lifi az yiyeceklerdir."
‘OBEZİTE BİR BEYAZ GIDA HASTALIĞIDIR, BESİN TERCİHLERİNİZİ DEĞİŞTİRİN’
"Obezite bir beyaz gıda hastalığıdır (şeker, un, tuz, süt ürünleri). Seçilen bu tür yiyecekler, hareketsizlik ve genetik yapı obeziteyi belirler. Fazla yağlı ve karbonhidratlı beslenenlerde insülin etkilerine karşı direnç ortaya çıkar. Tahıllardaki nişasta; sebze ve meyvelerdeki fruktoz ve glikoz; süt ve süt ürünlerinde bulunan laktoz çok fazla tüketilirse insülin fazla salgılanır. Bu yüzden kanda uzun süre kalır, kan şekeri düşer, tekrar yeme ihtiyacı ortaya çıkar. Obezite ne kadar ve ne yenildiğiyle ilgili bir sağlık sorunudur. Fazla kilolu kişiler, diyet yaparken yedikleri gıdaların türünü değil, ne yerlerse onların miktarını azaltırlar. Oysa kalori azaltmakla birlikte obeziteye yol açan özellikle hazır gıdaların da tamamen terk edilmesi gerekir. Besin yönünden zengin, kalorisi az, lifi bol bir diyet rejimi ömrü uzatır."