Şimdi bilim insanlarının yaptığı bir araştırmada bu yasak sayesinde 100 bin obezite vakasının önlendiği öne sürülüyor. Fakat bu doğru olabilir mi? Nasıl ölçüldü? Yasak neleri kapsıyordu?
Londra Belediyesi bütün bir toplu taşıma ağındaki panolara şeker ve yağ oranı yüksek ya da fazla tuzlu gıdaların ilanlarının alınmasın 2019 yılında karar verdi.
BBC'den Sam Francis'in haberine göre,
Gıda şirketleri, restoranlar, hazır yemek, eve paket yemek hizmeti sunanlar bu alanlarda genel olarak markalarının değil sadece daha sağlıklı olan ürünlerinin reklamını yapabilecekti.
Amaç Londra Belediye Başkanı'nın ifadesiyle özellikle "çocuklarda yaygınlaşan obezite sorunuyla mücadele" idi. Uygulamaya konmadan önce halka danışıldığında yüzde 82 destek almıştı.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI NELER?
Araştırmaya göre, abur cubur gıda reklamı yasağı, ilan edildiği 2019 yılından bu yana Londra'da, doğrudan, beklenenden 94 bin 867 daha az obezite vakası görülmesini sağladı.
Sheffield Üniversitesi ile Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi'nin ortak araştırmasına göre bu, obezite vakalarında yüzde 4,8'lik bir azalmaya tekabül ediyor.
Aynı araştırma, aynı dönemde Londra'da, beklenenden 2 bin 857 daha az diyabet ve bin 915 daha az kalp hastalığı görüldüğünü de tespit etti.
Bunun önemli bir yönü de hayat kurtarması ve sağlığı geliştirmesinin yanında Ulusal Sağlık Hizmetleri'ne, mevcut nüfusun yaşam süresi içerisinde 218 milyon sterlin (4 milyar 740 bin Türk lirası civarında) tasarruf sağlaması.
Bu araştırma, daha önce yapılan ve bin civarında Londralının reklam yasağından itibaren alışveriş alışkanlıklarının, İngiltere'nin kuzey batısında yaşayan aynı sayıdaki insana kıyasla nasıl değiştiğini izleyen daha önce tamamlanmış bir başka çalışmadan yararlanılarak yapıldı.
Şubat ayında yayımlanan bu ilk çalışma, sağlıksız gıda reklamlarına konan yasağın, Londralıların haftalık alışverişlerinden tahminen ortalama bin kalori eksilmesine yol açtığı sonucuna varmıştı. Ayrıca yağ, şeker ve tuz oranı yüksek gıda ürünlerini de daha az almışlardı.
Araştırma bu bine yakın kişi içerisinden "evin alışverişini yapan kişinin toplu taşıma kullandığı" daha küçük bir grubu ayırmış ve bu grupta sağlıksız gıda tüketimindeki düşüşün çok daha büyük olduğunu, haftalık alışverişlerinden bin 307 kalori eksildiğini görmüştü.
Sheffield ve Tropikal Hastalıklar Fakültesi'nin yaptığı son araştırma bu bulguları mikro simülasyon modellemesi yoluyla Londra nüfusunun tamamına yayarak, toplum sağlığı üzerinde ne tür etkiler yaratabileceği konusunda tahmini sonuçlar elde ediyor.
ARAŞTIRMAYA YÖNELİK ELEŞTİRİLER VAR
Adını vermeksizin BBC'ye konuşan bir profesör "Her türlü modelleme varsayımlara dayanır ve bu da çok cesur bazı varsayımlarda bulunuyor" dedi.
Daha sert eleştiriler de var.
Institute of Economic Affairs adlı düşünce kuruluşundan Christopher Snowdon "Bu modelleme çalışması bir tıp dergisinde yayımlandığını bugüne kadar gördüğüm en berbat 'çöp-bilimlerden' biri" diyor ve sürdürüyor:
"Reklam yasağının Londralıların 1000 kalori daha az tüketmesine sebep olduğu gibi yanlış bir iddiada bulunan, daha önceki bir modelleme çalışmasına dayanıyor. 'Rapor' bu uyduruk iddiaya dayalı bir dizi üstünkörü hesaplamadan ibaret."
Çalışmayı eleştirenler ayrıca Ulusal Sağlık Hizmetleri verilerine göre, reklam yasağından bu yana Londra'da çocuk obezliği vakalarının ortalamanın üzerinde artış gösterdiğine de işaret ediyor.
BELEDİYE BAŞKANI SADIQ KHAN MEMNUN
Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ise araştırma sonuçlarını memnuniyetle karşılayanlardan.
"Reklamların daha sağlıksız gıdaların tüketimini teşvik etmekte önemli bir rolü olduğu kuşkusuz. Yılın başlarında yapılan başka bir araştırmaya dayanan bu son çalışma uygulamaya koyduğumuz radikal sınırlamaların insanların eğilimlerini etkileyip hayat kurtarmakla kalmayıp Ulusal Sağlık Hizmetleri'ne de milyonlarca sterlinlik tasarruf sağlayabileceğini gösteriyor."
Belediye Başkanı Khan, Londralıların daha sağlıklı olması ve sağlık hizmetleri üzerindeki baskının azalması için adımlar atmayı sürdüreceğini söyledi.
Araştırmayı yapanlar ise eleştirilere karşılık, yaptıkları, tahminler ve modellemelere dayalı hesaplamaların yüzde 100 doğru olmayabileceğini ama bir eğilime işaret ettiğini söylüyor. Araştırmacılar, genel olarak reklamlar ile tüketilen gıda arasındaki ilişkiye işaret eden çok sayıda başka çalışmanın da olduğuna işaret ediyor.