Türkiye’de son üç yılda HIV tanısı alan kişilerin sayısı 10 bine ulaştı
Türkiye’de 1985 yılından itibaren HIV tanısı almış kişi sayısı 31 bine ulaşırken son üç yılda ise yaklaşık 10 bin kişiyi buldu. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) verilerine göre son üç yılda HIV tanısı alan kişilerin sayısı yaklaşık 10 bini buldu. Geçen yıl içinde HIV tanısı alan kişilerin sadece yüzde 38’inin hangi yolla HIV edindiğini bilmesi, bu konuda ciddi yetersizliklerin varlığına işaret ettiği belirtildi. CİSÜ, 2019 yılında açıkladıkları HIV/AIDS Kontrol Programı’nın uygulanması için çağrı yaptı.
HIV İLE YAŞAYAN BİREYLERE YÖNELİK AYRIMCILIK
Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Programı (UNAIDS) tarafından HIV’nin yayılımını ve HIV ile yaşayanların yaşam refahının azalmasını ve insan hakkı ihlallerini önlemek amacıyla küresel hedefler belirlendi. Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı sorumluluğunda BM hedefleri doğrultusunda 2019-2024 yıllarını kapsayan "Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı" hazırlandı. Program kapsamında yeni vaka sayısı ve enfeksiyona bağlı ölümleri azaltmak, sağlık hizmetlerinin kapasitesini geliştirmek ve HIV ile yaşayan bireylere yönelik ayrımcılığı ve mahremiyet ihlallerini önlemek amaçlandı.
‘HIV AKTARIMI ARTARAK HIZLANACAK’
CİSÜ’nün yayımladığı politika belgesinde, eylem planının izleme ve değerlendirilmesi amacıyla toplantıların düzenlenmesi gerektiği ancak bugüne kadar gerçekleştirilmediği kaydedildi. Bildirgede, Türkiye’de uygulamadaki HIV ve AIDS izleme ile toplumdaki HIV ile yaşayan ve HIV’den etkilenen kişi ve toplulukların deneyim ve ihtiyaçlarına yönelik yeterli derecede veri toplanamadığı belirtildi. Bildirgede, "Türkiye’de epideminin genel durumu izlenemiyor. HIV ile yaşayanlar tanı almadıkları sürece toplum içinde HIV aktarımı artarak hızlanacak" denildi.
MÜLTECİLERDE BULAŞMA HIZI YÜKSEK
Cinsel Sağlık ve Üreme sağlığı Hakları Platformu’nun (CİSÜ) 30 Mart’ta düzenlediği çalıştayın sonuç raporuna göre, mülteci nüfusta HIV bulaşma hızı Türkiye ortalamasının oldukça üstünde. Bunun sonuçları ve korunma yöntemleriyle ilgili bilgileri ise yetersiz. Yine aynı şekilde mültecilerin dil ve kimlik sorunlarından dolayı cinsel sağlık ve üreme sağlığı (CSÜS) hizmetlerine erişimlerinin engellendiğinin belirtildiği raporda, mülteci kadınların aile planlaması hizmeti veren kurumlara erişmelerinin zor olduğu, eriştiklerinde ise dil bariyerine takılarak hizmet alamaya bildikleri vurgulandı.