Bilim insanları 'paralel evren'e geçit açmayı deneyecek

Bilim insanları 'paralel evren'e geçit açmayı deneyecek
Doğu Tennesse’deki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda çalışan bilim insanları 'paralel evren'e geçit açmaya çalışıyor.

Bilim insanları bu yaz içerisinde deneyecekleri ve paralel bir evrene ilk bakışı atmamızı sağlayabilecek ekipmanların yapımını tamamladı. Bu "ayna evren" parçacıklar, gezegenler ve belki de yaşamla pek çok açıdan bizimkinin kopyası olabilir.

Projenin arkasındaki fizikçi Leah Broussard, geçen hafta NBC’deki röportajında gizli, gölge bir evreni ortaya çıkarma girişiminin çılgınca bir heyecan yarattığını söyledi.

Saklı bir ayna evrenin keşfi Stranger Things benzeri bir bilim kurgu dizisini çağrıştırıyor olabilir. Ancak teorilerle uyumsuz deney sonuçlarını açıklamaya girişen fizikçiler, bu fikri pek çok kez öne sürdü. Ne var ki henüz böyle bir yerin var olduğunu gösteren güçlü kanıtlar bulunmadığı için, bu fikir kendini açıkça ortaya koyamadı.

Araştırmanın yapılmasına neden olan uyumsuz bulguların geçmişi 1990’lara, parçacık fizikçilerinin nötron parçacıklarının atom çekirdeğinden koparıldıktan sonra protonlara bozunması için gerekli süreyi ölçtükleri deneylere dayanıyor.

İki farklı deneyde nötonların beklendiği gibi aynı hızda bozunmadıkları, farklı hızlarda bozunarak nötronlara dönüştükleri gözlemlenmişti.

Deneylerin birinde serbest nötronlar manyetik alanlar aracılığıyla yakalandı ve manyetik-yerçekimsel tuzak adı verilen düzeneklerde saklanmıştı. Diğer deneydeyse bir nükleer reaktör akımında hangi oranda nötronun protona dönüşerek çıktığı ölçülmüştü.

Nükleer reaktörden gelen akımla fırlatılan bu parçacıklar ortalama 14 dakika 48 saniye yaşamıştı. Bu süre manyetik-yerçekimsel tuzaktakilere göre 9 saniye daha uzundu.

Bu küçük bir fark gibi gelebilir ama bilim insanlarının zihnini uzun süredir meşgul ediyor.

Ayna evrenin varlığıysa buna muhtemel bir açıklama getiriyor: Nötronların iki farklı evrende iki farklı yaşam süresi var. Belki de nötronların yaklaşık yüzde biri bizim gerçekliğimizden ayna evrene geçiş yapıyor ve diğer evrende tespit edilebilir protonlara dönüşmelerinin ardından geri dönüyor.

Yeni yapılacak deneyde ise bir nötron demeti, içinden geçemeyeceği bir duvara ateşlenecek. Duvarın diğer tarafına ise normal koşullarda hiçbir şey tespit etmemesi gereken bir nötron dedektörü yerleştirilecek.

Ancak eğer dedektör, bir nötron varlığı tespit ederse, nötronların ayna evrenle bizim evrenimiz arasında salınım yaptığı fikri güç kazanacak. Bu fikir doğruysa ayna evrene giden nötronlar bizim evrenimize -ayna nötronlar olarak- dönecek.

New Scientist dergisine konuşan Broussard "Sadece salınım yapabilenler ve bizim evrenimize geri dönenler tespit edilebilecek" dedi.

Bunun yanında araştırma ekibi, duvarın iki tarafında da gücü değiştirebilecekleri manyetik alanlar oluşturacak. Araştırmacılar belirli güçlerin parçacıkların salınımına yardım edebileceğini düşünüyor.

Ekip, derli toplu bir teori oluşturmaktan çok, gerçekliğin "gölge ikizi" olması ihtimalini daha fazla önemsiyor.

Broussard ilk denemelerde "sıfır ölçüm" dışında bir sonucu kesinlikle beklemediğini belirtiyor. Ancak eğer duvarın diğer tarafında bir nötron tespit ederlerse bunun çok büyük sonuçları olabilir.

Ayna evrenin varlığı aynı zamanda, fizikçilerin Lityum-7 izotopunun evrenimizdeki azlığını da açıklayabilir. Bilim insanları, bu izotopun Büyük Patlama’nın yaratması gereken miktardan daha az olduğunu düşünüyor.

Ayrıca, galaksimizin ötesinden gelen yüksek enerjili kozmik ışınlar da ayna evrenin varlığıyla açıklanabilir.

Bu ışınlar, sadece gözlemlenebilir evren içinde yolculuk etmek için çok yüksek enerjiye sahip. Ancak iki evren arasında salınım yapıyor olmaları, bu gizemi çözebilir. 

Öne Çıkanlar