Dikmen Vadisi Melih Gökçek'i yendi

Dikmen Vadisi Melih Gökçek'i yendi
Ankara Dikmen Vadisi’nde, Melih Gökçek’e karşı 12 yıldır verilen mücadeleyi halk kazandı.

HABER MERKEZİ - Dikmen Vadisi'nde 12 yılın sonunda kazanımla sonuçlanan mücadelenin öncüsü Tarık Çalışkan, konutlarına yerleştikten sonra da vadi halkının mücadeleye devam edeceğini söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifasının konuşulduğu bugünlerde, Gökçek'e başka bir darbe de Dikmen Vadisi'nden geldi. Kentsel dönüşüme karşı vadide yıllardır verilen mücadele sonucu Gökçek kaybetti, vadi halkı kazandı. 280'i aşkın gecekondu sahibi yerinde ve maliyetinde konut hakkı elde etti. Vadideki mücadelenin öncüsü Barınma Hakkı Bürosu Başkanı Tarık Çalışkan, Gökçek tarafından 12 yıl boyunca hedef gösterildi, evi kurşunlandı, ailesi ölümle tehdit edildi. Saldırılara rağmen Çalışkan vadiyi hiç terk etmedi. Dikmen Vadisi mücadelesinin sembol ismi Tarık Çalışkan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) mücadelenin seyrini ve bundan sonrasını anlattı. Röportajdan bazı bölümler şöyle:

-Dikmen Vadisi'nin yıkım kararı verildiği 2006 yılından bu yana sürdürdüğünüz mücadeleyi kazanımla sonuçlandırdınız. Mücadele süreci nasıl başlamıştı?

O dönem Halkevleri'nin İlker Mahallesi Başkanlığı yapıyordum. Henüz kentsel değişim-dönüşümün neyi ifade ettiğini tam anlamıyla bilmiyorduk. Mahallede yıkım kararı çıktı bir anda. Mahalleyi taradık, nabız ölçtük, genel bir fotoğraf çıkardık. Bin 100 tapu tahsis belgesi olan, 600 tane de tabusu olan ev vardı. Geri kalanlar ise belgesizdi. Baktık ki kentsel dönüşüm, Türkiye'de yeni bir rant sahası. Dört arkadaş karar verdik, vadiye daldık. ‘Ya burayı alırız ya da kaybederiz’ dedik. Vadiye girerken, tamamen halkın ihtiyacı üzerinden mücadele ettik. Kimsenin kimlikleri ya da siyasal kaygılarıyla uğraşmadık. Siz bir kentsel dönüşüm alanına girip, ‘Ben devrimciyim’ deseniz, kimse sizi dinlemez. ‘Karşısında koskoca Melih Gökçek var, iktidar var, sen nereden geldin’ diye düşünür. Ancak ‘Evlerimiz için mücadele veriyorum’ derseniz, orada kalırsanız, insanlar sizi gözlemler, izler. Yeter ki sen duruşun halka güven ver. Sonra gerisi geliyor.

-Vadide mücadeleyle birlikte saldırılar da gelmeye başladı…

İlk tehdit evimizden geldi. Bir kızım, bir oğlum var. Duydular, ‘Babamız vadiye giriyor, karşında Melih Gökçek var, biz senin ölünü görmek istemiyoruz’ dediler. Onlar kendi sorunlarını çözemiyorlar ki bize ne kadar yardımcı olacaklardı. Daha sonra tehditler aldık. Evim kurşunlandı, çocuklarım tehdit edildi. Barınma Hakkı Bürosu'nu yaktılar. Zaten 1 Şubat 2007'deki büyük saldırıyı yaşadık…

1 Şubat'tan sonra yıkım tebligatları mahalleye dağıtıldı. Hukukçu arkadaşlarla toplandık. Hemen dava açtık, yürütmeyi durdurduk. Yargı süreci başlamış oldu. Yargının buradaki yıkımı durdurması, yıkımları tamamen ortadan kaldırmayacaktı, bunu biliyorduk. Bizim de amacımız zaten zaman kazanmaktı. Yargı da bize o yolu açtı, elimiz güçlendi. Bundan önce her hangi bir meslek odasına gittiğimiz de bize ‘Boşuna uğraşma karşında Gökçek var’ diyorlardı. Bunu sol kurumlar söylüyordu. Hatta ‘Bizi Melih'e bulaştırma’ bile dediler. Sonra bu durum da değişti. 

-Melih Gökçek ile hiç görüşmeniz oldu mu?

Birebir görüştük. 1 Şubat'tan sonra bizimle görüşme ihtiyacı duydu. ‘Gelin barışalım’ dedi. Vadi heyeti olarak belediyede masaya oturduk, masadan kaçtı. Taleplerimizi söyledik. 

-Belediye 12 yıl boyunca vadiye hizmet vermedi. Kötü koşullarda yaşadınız, nasıl çözdünüz sorunlarınızı?

Kentsel dönüşüm olduğu tüm alanlarda orayı boşaltmak için hizmetleri keserler. Burada da elektrikleri ve suları kestiler, yolları yapmadılar. Telefon ve internet kesildi, mahallede bakkal kalmadı. Biz de gittik, basılması gereken yerleri bastık, sonra elektrik ve su sorunumuz kalmadı. Ama ulaşım ve altyapı 12 yıldır yok. Halkı buradan çıkarmak için vadiyi bilinçli olarak çöpe çevirdiler, çöpleri toplamadılar, moloz yığınları attılar. Buraya gecekondu yaparken zaten ne su ne de elektrik vardı.

-Peki, Çankaya Belediyesi size hizmet vermedi mi?

Hiç destek olmadılar. Çankaya Belediyesi’ne gidiyorduk, ‘Tamam’ diyorlardı ama tamamla kalıyordu.

-12 yılın sonunda asıl kazanım neydi, insanlarda temel olarak ne değişti?

Biz asıl olarak direnme kültürünü kazandık, bunu öğrendik. Paylaşımcı olmayı kazandık. Bir arada durmayı, kültür alışverişini öğrendik. Tabi ki Melih'i yenmeyi kazandık. Sonuçta o bir sınıfın tarafı, biz de bir sınıfın tarafıyız.

-Peki, bundan sonra, konutlar inşaat edildikten sonra vadi halkının mücadelesi de son bulacak mı?

Mücadeleyi çok geniş düşünmemiz lazım. Burada ev kazandım ama evi verdikten sonra bırakıp giderseniz, insanlar da gider. Her Pazar toplantı yapmaya devam edeceğiz, bırakmayacağız. Evlerimizi alabiliriz ama bundan sonraki süreci sınıflar mücadelesi anlayışıyla örgütlemek lazım.

-Vadiden edindiğiniz deneyimleri nasıl aktaracaksınız?

12 yıl boyunca yaşadıklarımızı arşivledik. Bir kitap hazırlığımız var. Grup çalışması yaptık. Ancak kitabı basmak için ekonomik sorunlarımız var. İstanbul'a gitmemiz lazım, oldukça kötü durumda. Türkiye'nin birçok yerinde kentsel dönüşüm alanları var ve Dikmen Vadisi'nden edindiğimiz kazanımlarımızı, deneyimlerimizi arkadaşlarımıza aktarmamız lazım.

Öne Çıkanlar