Türkiye ne zaman medeniydi ki

Türkiye oldum olası medeniyetten uzaktaydı ama medeniyetten uzaktakiler hiç bu kadar iktidar sahibi olmamış ve gün yüzüne çıkmamıştı.

Yazar Hulki Aktunç’un işyeri binanın 5. yada 6. katındaydı, camdan dışarı bakarken beni yanına çağırdı ve "Şimdi ışıklardan geçenlere bak, düz gitmeye çalışan ortada kalıyor, çünkü çoğunluk kestirme diye çapraz geçiyor" dedi. Gerçekten dehşet bişeydi, karşılıklı geçen ortalama 20 kişi, düz geçen 2-3 kişiyi ortada devamlı sıkıştırıyor ve kilitliyordu.

Babamla Basın İlan Kurumu Tatil Sitesi’nde tatildeyiz ailecek, babamla yemek yiyoruz, babam "Şimdi giren ve çıkanlara bakın, kapıyı ilk açandan sonra o kapı hep açık kalacak, çünkü bizde daha kapı kültürü bile yerleşmedi" dedi. Demez olaydı, misafirliğe gittiğimde bile dikkat eder oldum evdeki kapıların kapatılıp, kapatılmadığına.

Ali’yle okul çağına geldik, bize yatak, çalışma masası, gardrop ve kütüphane alınacak ama alınacak dediğime bakmayın, yıl 60’ların ortası, mobilya mağazası yok daha Istanbul’da, marangoz yaptı ve getirdi. Neyse ki taşınma yok o yıllarda, çünkü taşınacak gibi değil, sanırsın ki kaya.

HaberTürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylı dün gazetedeki köşesinde "Yakında Altaylı kavga etti haberi görürseniz sakın şaşırmayın. Dayak da yemiş olabilirim, dayak da atmış olabilirim. Çünkü delirmek üzereyim. Şunu söyleyeyim, benim hatırladığım dönemde İstanbul ve hatta Türkiye hiç bu kadar medeniyetten uzaklaşmamıştı. Giderek ilkel, saygısız, kuralsız bir insan güruhu haline dönüşüyoruz. Kural tanımaz, saygısız, medeniyetten uzak bir hale geldik. Eskiden genelde bazı Ortadoğu ülkelerinde gördüğümüz manzaralar ve tavırlar artık bize de tam olarak intikal etti. Bunun için sadece trafikte olan bitene bakmak bile yeterli." diye yazmış.

Yukarıda verdiğim 3 örnek de esasında Fatih Altaylı’nın haksızlığını ortaya koyuyor ama daha çok örnek verebilirim. Türkiye oldum olası medeniyetten uzaktaydı ama medeniyetten uzaktakiler hiç bu kadar iktidar sahibi olmamış ve gün yüzüne çıkmamıştı. Hani bugünlerde eski bekçileri sevgiyle anıyoruz ya, bekçilerin hemen hemen tamamı sadece ilkokul mezunuydu. Bu bir medeniyet çizelgesi midir, bana göre bir medeniyet çizelgesidir. Aralarında çok sevimli "Bekçi amca"ların olması sistemi medenileştiremez.

Size isterseniz bir istatistik vereyim, daha fazla yazmaya gerek kalmaz:

Eğitim Durumu Kadın Erkek Toplam 6 yaş üzeri oran

Eğitim Durumu Kadın Erkek Toplam 6 yaş üzeri oran

Okuma yazma
Bilmeyen

1.738.389 286.590 2.024.979 %2.8

Okuma yazma bilen
ama okul bitirmeyen

4.477.469 3.305.134 7.782.603 %10.5
İlkokul 9.897.925 7.681.822 17.579.747 %23.7
İlköğretim 2.438.391 3.240.303 5.678.694 %7.7
Ortaokul ve dengi 5.999.606 7.365.958 13.365.564 %18.1

İstatistiğin tamamını yazının sonuna ekleyeceğim, silik olduğundan benim için önemli olan bölümü tekrar yazdım.

Türkiye’nin bu oranlarına bakınca medeniyet neresinden tartışılır, bilemedim. Okuma yazma bilmeyenlerle üniversite mezunlarının oranı eşit. Bu eşitlik de son yıllarda Erdoğan’ın bakkal açar gibi üniversite açmasıyla oldu, yoksa 10 yıl öncesinin istatistikleri daha da felaketti. 11 yıl önceki üniversite mezunlarının oranı %5.5, okuma yazma bilmeyenlerse daha yüksekti. Burada okuma yazma bilen ama okul bitirmeyenlerin nasıl öğrendiklerini herkes biliyor, o yüzden bu oran bana göre doğru. İki aylık kurslarla, bilhassa kadınlara verilen sertifakalarla okuma yazma bilenler listesine almak sadece kendini kandırmak gibi geliyor bana. Zaten Avrupa Birliği de bu numarayı yutmadığından son olarak Merkel bu açıklamayı yaptı ve Türkiye’ye kapılarını kapattı.

Altaylı en çok trafikten ve araba kullananlardan şikayetçi olmuş, haklıdır, ne de olsa medeni insan ama ortaokul mezunuyla beraber bu %62.8’lik oranın %80’inin ehliyeti var, onlar kullanıyor ve istediği yere park ediyor.

İşte o yüzden Yumuşak G yazmasını bilmeyen ve bunu gülerek anlatan Binali Yıldırım diye bir başbakanımız var, uyuşturucu baronu Zindaşti’yi serbest bıraktıran bir anayasa profesörü, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı üyesi bir Burhan Kuzu’muz var. Daha sayayım mı, Reza Sarraflarımız var ve saraya girip-çıkan eşkiyalarımız var.

Bunlar yeni ortaya çıkmadı, sadece sivil iktidarı ele geçirdiler, hep vardılar… İşin ilginç yanı da, bizler gelmeden önce, buralarda gerçekten medeniyet vardı…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi