Serkut Bozkurt
CHP ve AKP’nin ortak gündemi ne? Erdoğan’dan sonra AKP’nin başına kim geçecek? MB üyeleri neden YSK gibi olmak istemiyor?
23 Haziran seçimlerinden 10 gün önce Türkiye’nin gündemi Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’ın ortak yayınıydı. Mayıs ayının ortasında iki aday da canlı yayında buluşmak istediklerini açıkladıktan sonra gözler moderatör ve yayındaki sorulara döndü. CHP ve AKP’liler arasında ortak yayın için görüşmeler başladı. İlk görüşmelerde AKP, ittifak ortağı olduğu MHP’yi bilgilendirdi, Didem Arslan Yılmaz ismi zikredildi.
Sonra bir sorun oldu ve moderatör değişti. İsmail Küçükkaya’da karar kılındı. CHP ve AKP ortak açıklamasında yayının nasıl olacağını açıkladı.
Tam bu sırada sadece ortak yayın değil, aynı zamanda Yeni Anayasa için de görüşmeler yapıldı. AKP’lileri de rahatsız eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konuşuldu.
Teklif CHP’den gelecek
CHP’lilerin ilk şartı partili cumhurbaşkanı sıfatı.
Buna karşı olduklarını anlattılar.
AKP tarafı Recep Tayyip Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanlığından vazgeçebileceğini söyleyerek ilk şartı kabul etti. Ama teklifin CHP’den gelmesi şartıyla.
Pazarlık yapılan kanunlar
Kulislerden gelen bilgilere göre, iki parti arasında görüşme trafiği bayağı ilerledi.
Yarı parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemine yakın birçok madde üzerinde anlaşma sağlanıyor.
Erdoğan, partili cumhurbaşkanlığından vazgeçeceğini Türkiye İttifakı üzerinden söylemişti. Saraya yakın kaynaklar tarafından servis edilen Türkiye İttifakı’nda Erdoğan "Ülke Lideri" olarak öne çıkmıştı.
Fransa’daki başkanlık sistemine benzeyen yeni anayasa taslağı üzerine görüşmelerin 10/15 gün içinde başlaması bekleniyor.
Kulislere sızan bilgilere göre görüşmelerde ele alınan başlıklar şunlar:
* Meclis içinden bir milletvekilinin bakan olması. Şu anki sistemde milletvekili olup da bakan olanların sayısı az. Meclis’teki AKP’li milletvekilleri en çok bundan şikâyetçi.
TBMM içinden bir vekil bakan seçilirse ulaşmak daha kolay oluyor. Ama şu an vekiller sekreteri bile aşamıyor. MHP ise istediği gibi atama yapabiliyor. Sorumluluğu olmayan parti (MHP) ama veto yetkisine sahip bir partinin gücü AKP’yi rahatsız ediyor.
* Yeni Anayasa görüşmesi için yapılan pazarlıklardan biri de cumhurbaşkanı seçimindeki oy oranı.
Yüzde 50+1 yerine en çok oyu alan cumhurbaşkanı olsun. Yani 4 aday seçime girdi. En çok oyu alan iki aday en son yarışacak. Son seçimde en çok oyu alan aday cumhurbaşkanı olacak. Yüzde 50+1 kalkacak. Ki yandaş medyada bu yazılar arttı.
* Gensoru ve güvenoyu oylaması geri gelecek.
MHP ittifaktan ayrılır
Bu görüşülen maddeler ile ilgili AKP tarafından yapılacak ilk açıklama, Cumhur İttifakı’nı bozacak seviyede. Çünkü şu an Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden en memnun parti MHP. Meclis’in etkisi artınca MHP’nin etkisi azalıyor. Erdoğan’ın MHP’ye ihtiyacı kalmıyor. Yeni Anayasa görüşmeleri resmî olarak başlatıldığında Devlet Bahçeli baskın seçim isterse şaşırmamak gerek. Ancak baskın seçime karşı görünen 3 parti var. AKP, CHP ve İyi Parti. Ayrıca AKP’den ayrılıp Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun partisine katılanları da hesaplarsak, parlamentoda henüz grubu olmayan siyasetçiler de baskın seçim istemez. Baskın seçim yerine bakanlık pazarlığı yaparlar. Bu pazarlıklar sırasında ekonomi yönetimi için Durmuş Yılmaz’ın adı geçerse MHP’nin erken seçim çağrısını kimse dinlemez. Durmuş Yılmaz, Babacan ve Mehmet Şimşek zamanında Merkez Bankası başkanlığı yapan biri.
AKP’de Erdoğan’ın yerine kim gelecek?
Yarı başkanlık sistemi üzerine başlayacak olan Yeni Anayasa hazırlığı doğal olarak AKP’de olağanüstü kongreyi gündeme getirecek. Çünkü partisinden istifa etmesi beklenen Erdoğan’ın yerine AKP Genel Başkanlığı için bir siyasetçinin geçmesi gerekiyor.
Kulislerden gelen bilgilere göre 3+1 isim konuşuluyor.
1. Bülent Arınç
2. Süleyman Soylu
3. Berat Albayrak
3+1 diye geçen isim ise Binali Yıldırım. Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ı istediği konuşuluyor. Ama Yıldırım’ın İstanbul seçimlerinde aldığı (2) mağlubiyetten sonra siyasetten uzak kalacağı söyleniyor.
Arınç ve diğer iki ismin adaylığı siyaseti takip edenler için sürpriz olmamıştır.
Babacan Erdoğan ile ne görüştü?
Ali Babacan ile Erdoğan görüşmesi açıklanmıştı. Görüşmede konuşulanlara ilişkin Artı Gerçek’e ulaşan kulis bilgi ise şöyle.
Ali Babacan: Efendim, ben veda etmeye, helalleşmeye geldim.
Erdoğan: Niye bizi bırakıyorsun?
Babacan: Ben bırakmıyorum. Olduğum yerdeyim. Siz başka yerdesiniz.
Erdoğan: Gel danışmanım ol veya Özbekistan’da bir iş var ona bak.
Babacan: Teşekkür ederim. Ben helallik istemeye, vedaya geldim.
Babacan aslında 2016 yılında ayrılmıştı
Babacan ile Erdoğan’ın arasındaki en büyük sorun, aslında 2016 yılında başladı. Mehmet Şimşek ve Ali Babacan’ın getirdiği Merkez Bankası Başkanı’nın yerine, Murat Çetinkaya getirilmesi için ilk adım 2016 yılında atıldı. O dönem bakan olan Mehmet Şimşek buna karşı çıktı. Kanunda düzenleme yapıldıktan sonra Çetinkaya’nın Merkez Bankası Başkanlığı yolu açıldı. Bu yolu açan da, o sırada Enerji bakanı olan Berat Albayrak.
Yani aynı zamanda şimdiki MB Başkanı Çetinkaya, Albayrak’a yakın. Aynı zamanda faizlerin düşürülmesine Erdoğan gibi bakıyor.
YSK gibi görünmek istemezler
Merkez Bankası’nda başkan dışında 4 üye daha var.
Merkez Bankası’nın yeni başkanı Murat Çetinkaya faizlerin en az yüzde 1.5 düşmesini istiyor.
Çetinkaya’yı o koltuğa getiren Berat Albayrak ve kayınpederi Erdoğan ise faizin yüzde 3 veya 4 oranında düşmesini bekliyor.
Merkez Bankası’nın 4 üyesi ise YSK durumuna düşmek istemiyor. YSK’nın 23 Haziran için verdiği karar siyasi karar olarak tarihe geçti. 25 Temmuz’da yapılacak Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda eğer faiz oranı yüzde 1.5 çıkarsa Çetinkaya’nın dediği olacak. Ama faiz oranı hiç değişmezse Merkez Bankası, "Bağımsız" olduklarını duyuracak. Ki kanunda öyle.