‘Afrin’e saldırı sadece IŞİD'e yarar’

Afrin Kantonu Dış İlişkiler Komitesi'nin Uluslararası Kamuoyunu Bilgilendirme Raporu'nda, bölgedeki uluslararası güçlerin Türkiye'nin Afrin'e saldırmasını engellemesi gerektiği belirtildi.

‘Afrin’e saldırı sadece IŞİD'e yarar’

ARTI GERÇEK - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 13 Ocak'ta Afrin’i hedef alarak‚ 'orayı başlarına yıkacağız' açıklaması sonrası Afrin'e saldırı hazırlığı yapıldığı dillendirilmeye başlandı. Açıklamanın ardında Türkiye’nin Suriye sınırında hareketlilik artarken, olası bir harekâtın yeni sorunlara yol açacağı uyarısı yapılıyor.

Afrin Kantonu Dış İlişkiler Komitesi'nin Uluslararası Kamuoyunu Bilgilendirme Raporu Türkiye'nin Afrin’e neden saldırı hazırlığında olduğuna da açıklık getiriyor. Raporda, Türkiye’ye tehdit oluşturmadığı ve herhangi bir saldırı da bulunmadığı halde Türkiye’nin saldırı yapılacağına dair açıklamalarının Kürtlerin bölgede statü kazanmasından duyduğu endişenin sonucu olduğu belirtildi.

‘ABD, RUSYA VE İRAN ONAYLAMADAN AFRİN'E GİREMEZ’

Afrin Bölgesi Savunma Gücü ve YPG Komutanı Sipan Hemo, Türkiye'nin Ortadoğu'da, Suriye ve Rojava'da başarısız olduğunu söyledi. Türkiye'nin Rusya ve İran izin vermediği sürece Afrin’e saldırmasının mümkün olmadığını belirtti. 3 devletin saldırıya onay vermediği sürece Türkiye’nin etkisiz kalacağına dikkat çeken Hemo, "Halkımız, Rusya, ABD ve İran onaylamadığı sürece Afrin'e bir saldırı olmayacağından emin olmalı. Rusya'nın bu süreçte nasıl hareket edeceği çok önemli. Rusya'nın rolü belirleyici olacak. Bu Türkiye'nin tek başına verebileceği bir karar değil, devletlerarası bir durum var. Türkiye, Cerablus’a Rusya ve uluslararası güçlere onay vermeden giremedi. Şu an yaptığı açıklamalar ile saldırı için onay almaya çalışmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Saldırılar karşısında bölge halklarının kendilerini savunacaklarına dikkat çeken Hemo, "Türkiye'nin saldırı hazırlıkları ve yaptığı açıklamalar, Suriye'nin selameti için değil, ne yazık ki bölgede hala Türkiye'ye destek veren güçler var. Buda Türkiye'nin bu politikasından uluslararası kamuoyunu sorumlu yapıyor" dedi.

Türkiye'nin neden Afrin'e saldırmak istediği sorusuna netlik kazandıran raporda, 2016 yılında IŞİD'in Kobani'de YPG güçleri tarafından yenilgiye uğratılmasının Türkiye'nin bölgedeki pozisyonunu zayıflattığı belirtilerek, Suriye’de Rusya’ya karşı güçü zayıflayan Türkiye'nin bölgedeki pozisyonunu güçlendirmek için dikkatini bölgedeki Demokratik Özerk Yönetime çevirdiğine dikkat çekildi.

Raporda, Türkiye'nin Azez ve Cerablus’daki askeri açılımının ana hedefinin Afrin'i kuşatmak olduğu belirtildi. Bu kuşatmanın iki hedefi olduğu belirtilen raporda, birincisi, Rakka operasyonun sabote edilmesi, ikincisi ise IŞİD'in korunması. Bir diğer önemli gerekçe ise, Kuzey Suriye Federasyonu’nun Demokratik Özerk Yönetim’e karşı mücadelesinin baltalanarak, demokratik Suriye'nin kurulmasını engellemek olduğu belirtildi.

‘IŞİD’E DEĞİL KÜRTLERE SALDIRIYOR’

Türkiye'nin, Baas rejimiyle çelişkiye düştüğünden beri Afrin'i yok etmek istediğine dikkat çekilen raporda, Haziranda yapılan Rojava operasyonu ile bölgede binlerce sivilin saldırılar sonucunda öldüğü, binlercesinin de yaralandığı ve halka ait pek çok yerleşim yerinin yakılıp yıkıldığı vurgulandı. Raporda, saldırılarda amaç 'IŞİD ile mücadele değil, Kürtlere saldırıydı' denildi.

'KÜRTLERDEN İNTİKAM ALMAK İSTİYORLAR'

IŞİD ile birlikte hareket eden Kuzey Suriye ordusunun Rojava’da kaybetmeye devam ettiği belirtilen Afrin Kantonu Raporunda, Türkiye'nin YPG'nin bölgedeki başarılarını hazmedemediği için Kürtlerden intikam almak istediğine dikkat çekildi.

Raporda, son dönemde Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın peş peşe yaptıkları açıklamalarda Afrin'e operasyon hazırlığında olduklarını açıklandığı belirtilerek, Türkiye'nin saldırı planını onaylatmak için ABD Başkanı Donald Trump'ı, Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin ve İngiletere Başbakanı Teresa May ile telefon diplomasisi yaptığı ve diğer taraftan da Suriye sınırına askeri yığınak yapmaya başladığı belirtildi. Raporda, El Bab ve Azaz'e yönelik saldırıların ise devem ettiği açıklandı.

'TÜRKİYE NEDEN SALDIRIYOR?'

IŞİD'e karşı uluslararası güçlerin ortak hareket etmesine rağmen pek çok belge ve raporun Türkiye'nin IŞİD'e silah yardımını ortaya çıkardığı belirtilen raporda, Türkiye'nin bu politikasının sadece bölgedeki Kürtleri değil, IŞİD aracılığı ile dünyayı tehdit ettiği açıklamasına yer verildi.

‘TÜRKİYE DEMOKRATİK SURİYE İÇİN TEHDİT’

Afrin'den kendisine yönelik herhangi bir tehdit ya da saldırı yapılmadığı halde Türkiye'nin Afrin’e saldırı hazırlıklarının ne yasal ne de ahlaki bir gerekçesinin olmadığı belirtilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: "Bu saldırgan tutumun en önemli nedeni Türkiye'deki 'Kürt fobisi'dir . Türkiye, Kürtlerin bölgede yasal statü kazanmasını ve başarılı olmasını istemiyor. Türkiye bu saldırgan politikası ile barışı değil kargaşa, savaş ve istikrasızlık istediğini kanıtlamıştır. Türkiye, IŞİD’in kaybetmesini de istemiyor. Bölgede, Selefi güçlere destek vererek etkisini artırmak istiyor. Milliyetçi emellere dayanan bu politika için Türkiye, Kürt, Arap, Keldani, Ermeni, Türkmenlerden oluşan Suriye halklarının selametini feda etmeye hazır olduğunu göstermektedir. Türk askerinin bölgedeki varlığı Demokratik Suriye'nin geleceği için bir tehdittir."

Türkiye’nin bölgedeki zor şartları daha da zorlaştırdığına dikkat çekilen raporda; "Türkiye bölgede negatif rol oynamakta. Rojava'daki tüm demokratik güçler Türkiye'nin bölgeden ayrılmasını talep etmelidir. El Bab, Cerablus’daki Türk askerinin varlığı bölgedeki savaş durumu ve istikrasızlığın en önemli nedenidir" değerlendirmesinde bulunuldu.

‘ETNİK TEMİZLİK YAPILIYOR’

Türk ordusunun Sheba'da köyleri boşaltarak Kürtleri zorla yerlerinden ettiği belirtilen raporda, Türkiye'nin Cerablus, El Bab ve Azez'de etnik temizlik yaptığı bununda bölgenin demografik yapısını bozmak amacıyla yapıldığı belirtildi. Bunun 'insanlık suçu' olduğu vurgulandı. Raporda, saldırılara ilişkin ise şu bilgiler yer alıyor: "Türkiye, 24 Ağustos 2016'da Cerablus’u işgal etti. Daha sonra dikkatini Rai, Azez, Exterin, Soran ve son olarak da El Bab'a çevirdi. Hedef, Shehba ve o bölgedeki 217 Kürt köyüydü. Askeri saldırılar sırasında El Rai ve Marea'daki 50 köy yakıldı. Askerler bu köyleri zorla boşalttı. 2 gün önce Türk ordusu Sheba bölgesindeki köylerde yaşayan halkın evlerini terk etmesi için tehdit etti."

'ULUSLARASI GÜÇLER SALDIRIYI ENGELLESİN'

Uluslararası Kamuoyuna çağrıda bulunulan raporda şu taleplere yer verildi:

"Afrin 5 yıldır Suriye'deki en güvenli ve istikrarlı bölge. Uluslararası güçler ve BM bu durumun değişmemsinin garantörü olmalı. Bu güçler Afrin'i dış tehditlere karşı korumalı. Afrin, Türkiye için tehdit değildir ve hiç bir saldırı da yapılmamıştır. Saldırı sadece Kürtlerin bölgedeki artan etkinliğini ve yasal hak kazanmasını engellemektir. Bu durum dikkat alınmalı ve Türkiye'nin saldırması engellenmelidir. Rusya bunu sağlayacak en önemli aktörlerden biridir. Türkiye'nin Kuzey Suriye, Rojava ve Afrin’e saldırmasının sadece IŞİD'e faydası var."

saldırı ypg afrin