İsrailli aşırı sağcılar eylemcilere şiddet çağrısı yaptı

İsrailli aşırı sağcılar eylemcilere şiddet çağrısı yaptı
İsrail son yılların en büyük siyasi krizini yaşıyor. On binlerce kişi Batı Kudüs'te parlamento önünde eylemlerini sürdürürken aşırı sağcı gruplar şiddet çağrısı yapıyor. Netanyahu ise sol ve sağ eylemcilere şiddetten uzak durmaları çağrısında bulundu.

Artı Gerçek - İsrail'de koalisyon hükümetinde çatlak yaratan ve muhaliflerin "yargıya darbe" olarak andığı tartışmalı yargı düzenlemesine yönelik kitlesel eylemler sürüyor. Batı Kudüs'teki İsrail parlamentosu (Knesset) önünde toplanan on binlerce İsrailli, Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesini protesto etmeye devam etti.

Haaretz gazetesi polis kaynaklarından aktararak Knesset önündeki eyleme en az 80 bin kişinin katıldığını duyurdu. Festival atmosferinde geçen eylemlere Siyonist ve Sosyalist Yahudi Birliği'nden genç aktivistler, Siyonist gençlik hareketi, dindar İsrailliler, yedek askerler ve kadınların da yer aldığı geniş bir kesim katılıyor.

IRKÇI GRUPLARDAN HÜKÜMET KARŞITI EYLEMCİLERE ŞİDDET ÇAĞRISI

Ancak kötü şöhretli ırkçı, şiddet yanlısı La Familia futbol ultraları da dahil olmak üzere İsrailli aşırı sağcı gruplar destekçilerini WhatsApp gruplarında demokrasi yanlısı protestoculara saldırmak için silaha sarılmaya çağırdı. Bazı gruplar destekçilerini eylemcilere "traktör, patlayıcı, silah, bıçak" kullanarak saldırmaya kışkırttı.

Tanınmış aşırı sağcı rapçi "The Shadow" tarafından yönetilen bir grup olan "The Unapologetic Right"ta ise bir üye bir arabanın Tel Aviv'de bir protestocuya çarptığı videoyu paylaştı ve "onları bir ciple ezin" çağrısında bulundu. Başka bir üye ise "Yüksek Mahkeme'ye benzinle gitmeliyiz, burada Naziler var. Benzin, patlayıcılar, traktörler, silahlar, bıçaklar. Bugünden itibaren her şey koşer (helal)."

Aşırı sağcı taraftar kulübü La Familia ise pazartesi akşamı Kudüs'teki Knesset dışında hükümetin yargı reformu lehine sağcı bir gösteriye destekçilerini katılmaya çağırdı ve "ülkeden asla vazgeçmeme" sözü verdi. Sıklıkla Arap karşıtı ırkçılıkla ilişkilendirilen ve aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'i destekleyen ırkçılığıyla ünlü La Familia, Twitter hesabından yaptığı açıklamada hükümetin planına karşı artan muhalefet karşısında "artık sessiz kalmayacağını" söyledi.

AŞIRI SAĞCI MİLLETVEKİLİ DE DESTEKÇİLERİNİ KARŞI EYLEM YAPMAYA ÇAĞIRDI

İsrail parlamentosunun Anayasa, Hukuk ve Adalet Komisyonu'nun başkanlığını yapan ve tartışmalı yargı düzenlemesinin mimarı kabul edilen milletvekili Simcha Rothman, hükümete destek vermek ve yargı düzenlemesinin durdurulmasını önlemek için sağcı destekçilerini sokağa çağırdı. Aşırı sağcı ve ırkçı politikalarıyla bilinen Dini Siyonizm Partisi Milletvekili Rothman, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla, destekçilerini, bugün hükümet karşıtı gösterilere sahne olması beklenen Batı Kudüs'teki parlamentonun önünde toplanmaya davet etti.

EYLEMCİLER POLİSTEN KORUMA İSTEDİ

Protesto liderleri, demokrasi yanlısı göstericilere saldırmayı planlayan aşırı sağcı aktivistlerden koruma istemek için polise başvurdu. Yanıt olarak, İsrail Polisi protestoları güvence altına almak için ek kuvvetler göndereceklerini söyledi. Güvenlik servisi Şin Bet de aşırı sağcı saldırılara ilişkin "önemli endişelerini" dile getirdi.

NETANYAHU'DAN 'ŞİDDETTEN UZAK DURUN' ÇAĞRISI

Diğer yandan ülkede tüm gözlerin üstünde olduğu ve akşam saatlerinde yargı reformu konusunda açıklama yapması beklenen İsrail Başbakanı Netanyahu hem sol hem de sağ eylemcilere şiddetten uzak durmaları çağrısı yaptı. Netanyahu Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Sağdan ve soldan Kudüs'teki tüm göstericileri sorumlu davranmaya ve şiddet kullanmamaya çağırıyorum. Biz kardeşiz" ifadelerini kullandı.

İSRAİL SON YILLARIN EN BÜYÜK KRİZİNİ YAŞIYOR

Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın buradaki atamalarda söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 13 haftadır protesto edilirken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın görevden alınması, bardağı taşıran son damla olmuştu. Gallant'ın ardından Netanyahu’nun partisi Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan da yasa tasarısının durdurulması ve diyalog önerisinde bulunmuştu.
Başbakan Netanyahu’nun Gallant'ı görevden alarak düzenleme konusunda geri adım atmayacağının mesajını vermesi, yüz binlerce İsrailliyi sokaklara döktü ve ülkedeki siyasi krizi derinleştirmişti.

Hükümet karşıtı protestocular da dün başta Tel Aviv ve Batı Kudüs olmak üzere ülke genelinde meydanlara inmişti.. Göstericiler, Tel Aviv’de Ayalon Otoyolu'nu çift yönlü trafiğe kapatarak çeşitli noktalarda ateş yaktı. Batı Kudüs’teki eylemciler ise Başbakanlık konutuna yürüyerek polisle çatışmıştı. Netanyahu'nun partisi Likud'dan milletvekili ve bakanların evlerinin çevresinde de gösteriler düzenlenmişti. Ayrıca ülke genelinde çok sayıda sektör ve meslek kuruluşu, hükümetin yargı düzenlemesine karşı grev kararı aldı. İsrail’in en büyük işçi sendikası Hastadrut, Netanyahu'nun düzenlemeyi durdurduğunu açıklamaması halinde en kısa sürede genel greve gidileceğini duyurmuştu. Ülkenin en büyük uluslararası havalimanı Ben Gurion'da başlatılan grev nedeniyle seferler durdurulmuştu. Ülkedeki üniversiteler, İsrail Avukatlar Birliği, hastaneler ve sağlık çalışanlarının yanı sıra uluslararası restoran zinciri “McDonald’s” gibi özel firmalar ve alışveriş merkezleri de greve katıldıklarını ve iş bıraktıklarını açıklmıştı.

KOALİSYONDA ÇATLAK

Protestoların hedefindeki Netanyahu'nun, artan baskılar üzerine yargı düzenlemesini askıya almayı duyuracağı yönünde çıkan haberler ise çok parçalı koalisyon hükümetinde çatlağa neden oldu. Aşırı sağcı ve ırkçı politikalarıyla bilinen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in partisi Dini Siyonizm, düzenlemenin askıya alınmasının "şiddet ve anarşiye teslim olmak anlamına geleceği ve seçim sonuçlarını mahvedeceğini" savundu. Seçim sonuçlarıyla "kendilerine İsrail demokrasisinde bir denge oluşturma görevi verildiğini" belirten Dini Siyonizm Partisi, tavize, diyaloğa açık olduklarını ancak bunun "İsrail demokrasisindeki merkez güçlerin darbe tehdidi" altında olmayacağını kaydetti. Netanyahu'nun bir diğer aşırı sağcı koalisyon ortağı Yahudi Gücü Partisi lideri ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, yargı düzenlemesinin askıya alınmaması ve "anarşiye teslim olunmaması" çağrısında bulundu. Öte yandan İsrail basını, Ben-Gvir'in, yargı düzenlemesinin durdurulması halinde "koalisyon hükümetini devirme" tehdidinde bulunduğunu aktardı.

NETANYAHU'NUN ZOR SEÇİMİ: ERKEN SEÇİM GÜNDEME GELEBİLİR

Yaşanan bu gelişmelerin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "iki acı seçenekle karşı karşıya" olduğu değerlendiriliyor. Ya yargı düzenlemesini devam ettirecek ya da bunu geçici olarak donduracak. Ancak her iki seçeneğin de Netanyahu için "maliyeti" olacağı belirtiliyor. Netanyahu, yargı düzenlemesini askıya almayı kabul etme eğiliminde olsa da koalisyon hükümetinin bu nedenle çökmesini de engellemek istiyor. Likud partisinden 3 bakan ve bazı milletvekilleri, ülkede siyasi krize yol açan yargı düzenlemesini durdurma yönünde karar alması durumunda, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun bu kararını destekleme niyetinde olduklarını açıkladı.

Koalisyon ortağı Ultra Ortodoks partiler Şas ile Birleşik Tevrat Yahudiliği de Netanyahu'nun yargı düzenlemesi konusunda seçeceği yolu "takdirle karşılayacaklarını" ve yargı düzenlemesinin durdurulması halinde karşı çıkmayacakları mesajını verdi. Ancak Netanyahu, Likud’tan Adalet Bakanı Yariv Levin ile koalisyondaki aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisinden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir gibi ortaklarının muhalefeti ile karşı karşıya. Bu isimlerin, yasa tasarısının ertelenmesi veya askıya alınması halinde, hükümet koalisyonundan ayrılma tehdidi, Netanyahu’nun önünde duruyor.

Bir taraftan protestoların durmasını diğer yandan da hükümetinin ayakta kalmasını isteyen Netanyahu, tüm ortaklarını ikna etmeden yargı düzenlemesini askıya almayı seçerse, koalisyon hükümeti dağılabilir ve ülkede yeni bir erken seçim senaryonu gündeme gelebilir. Düzenlemeyi devam ettirmesi durumunda ise"İsrail halkı arasında benzeri görülmemiş bir bölünmeye neden olan" isim olarak anılabileceği belirtilen Netanyahu, ayrıca Savunma Bakanı Gallant örneğinde olduğu gibi partisi içinden de muhalefetle karşılaşarak yine iktidarının sonunu getirebilir. (DIŞ HABERLER)

Öne Çıkanlar