Riyad'daki Arap-İslam Zirvesi’nde Erdoğan ile Esad aynı karede: Suudi Veliahtı, İsrail'in Gazze Savaşı için 'soykırım' dedi
Artı Gerçek - Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen Olağanüstü Arap ve İslam Zirvesi’ne İsrail'in Gazze ve Lübnan savaşları damga vururken, katılan 50'den fazla ülkenin lider ve temsilcileri arasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Cumhurbaşkaı Recep Tayyip Erdoğan da var. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın (MbS) girişte karşıladığı Erdoğan'a, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç eşlik etti.
???? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı "İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi"nden aile fotoğrafı. pic.twitter.com/JAJFK6yfv9
— TRT HABER (@trthaber) November 11, 2024
11 Kasım 2023'te Riyad'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin devamı niteliğindeki zirvenin amacını, Suudi kraliyeti, "İsrail saldırganlığını durdurmak için pozisyon birliği sağlayıp ortak duruş sergilemek" olarak açıkladı.
SELMAN'DAN GAZZE VE LÜBNAN ÇIKIŞI
Açılış konuşmasını yapan 'fiili Suudi kralı' konumundaki Veliaht Prens, ABD İsrail-Arap normalleşmesine yönelik İbrahim Anlaşmaları'na Suudi kraliyetini de dahil etmeye çalışırken, İsrail'in Gazze Savaşı'nı "kolektif soykırım" diye tanımladı.
Saudi Arabia’s Crown Prince Mohammed bin Salman reiterates the Kingdom’s “categorical rejection” of the “genocide” committed by Israel in the Gaza Strip, at a joint Arab League and Organisation of Islamic Cooperation summit in Riyadh.#SaudiArabia #MBS #Riyadh #ArabLeague #OIC pic.twitter.com/z0eU6ZLYEW
— Al Arabiya English (@AlArabiya_Eng) November 11, 2024
"Krallığın İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği kolektif soykırımı kınaması ve kesinkes reddetmesini yinelediğini" söyleyen MbS, "İsrail'in devam eden saldırganlığının Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi ve bölgede barışın sağlanması çabalarını baltaladığını" belirtti.
'FİLİSTİN VE LÜBNAN'IN YANINDAYIZ'
"İsrail'in Lübnan'da devam eden askeri operasyonlarını kınadıklarını, Lübnan'ın güvenliği ve istikrarının tehdit edilmesini reddettiklerini" bildiren Veliaht Prens, Filistin ve Lübnan'ın yanında olduklarını vurgulayarak ekledi:
"Bu perspektiften hareketle, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik ortak çabalarımızı sürdürmenin önemini ve Lübnan devletinin tüm toprakları üzerindeki egemenliğini koruma ihtiyacını teyit ediyor ve bu zirvenin hepimizin arzuladığı hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmasını dört gözle bekliyoruz."
'İSRAİL'İN İRAN'IN EGEMENLİĞİNE SAYGI GÖSTERMESİ SAĞLANMALI'
MbS, uluslararası toplumu da "İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki kardeşlere karşı eylemlerini derhal durdurmak ve İsrail'den İran'ın egemenliğine saygı gösterip topraklarına saldırmamasını talep etmek" suretiyle barış ve güvenliği sağlama sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı.
ERDOĞAN: HAMAS'TAKİ KARDEŞLERİMİZ ŞEHİT OLDU
Erdoğan konuşmasına "İsrail'in Gazze ve diğer Filistin topraklarında gerçekleştirdiği katliamda bugüne kadar yüzde 70'i çocuk ve kadın olmak üzere 50 bin Filistinli şehit oldu. Şehitlerimiz arasında siyasetçiler, direniş önderleri ve Hamas'ın siyasi kanadında ateşkes ve barış için gayret gösteren kardeşlerimiz bulunuyor" diye başlayarak şu vurguları yaptı:
'İSRAİL'İN AMACI YERLEŞİP İLHAK ETMEK'
"İsrail'in amacı, Gazze'ye yerleşmek, Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria'daki Filistin varlığını yok etmek ve nihayetinde ilhak etmektir. Adım adım buraya doğru bir gidiş söz konusudur. Buna engel olmalıyız."
'MÜSLÜMAN ÜLKELERİN TEPKİSİZ KALMASIYLA BU NOKTAYA GELİNDİ'
"Bir avuç Batılı ülke İsrail'e askeri siyasi ekonomik ve moral açıdan her türlü desteği verirken, Müslüman ülkelerin tepki göstermekte yetersiz kalması maalesef sahadaki durumun bu noktaya gelmesine yol açmıştır."
'GÖRÜŞ AYRILIKLARIMIZ AYAK BAĞI OLMAMALI'
"Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı temelinde Filistin'de soykırım suçu işleyenlere özellikle zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eşgüdüm halinde sürdürmemiz fevkalade önemlidir. Aramızdaki görüş ve tutum farklılıklarının ortak davalarımızda bizlere ayak bağı olmasına izin veremeyiz."
'BİZİM GİBİ İSRAİL'LE TİCARETİ SONLANDIRIN'
"İslam ülkeleri olarak İsrail'e karşı atılabilecek adımlara öncülük etmeliyiz. Her şeyden önce İsrail'e silah ambargosu uygulanması İsrail'le ticaretin sonlandırılması ve İsrail'in saldırganlığı sona ermedikçe uluslararası alanda tecrit edilmesi son derece önemlidir."
"İsrail'e silah satışının durdurulması için BM Güvenlik Konseyi'nin daimi iki üyesinin de katıldığı girişimimize 52 ülke ve 2 uluslararası teşkilat destek vermiştir. Güney Afrika tarafından İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı nezdinde açılan davaya teşkilat üyeleri başta olmak üzere azami sayıda ülkenin müdahil olmasını teşvik etmeliyiz."
"Türkiye olarak İsrail'e yönelik ticari kısıtlamaları yürürlüğe koyduk. Netanyahu hükümetine Filistin topraklarını işgalinin maliyeti olduğunu hissettirecek somut ve gerçekçi tüm önerileri hayata geçirmeye hazırız."
'FİLİSTİN DEVLETİ'NİN TANIMAMASINI TEŞVİK ETMELİYİZ'
"İsrail hükümetinin rızasını aramak suretiyle iki devletli çözüme ulaşmanın imkansızlığını hepimiz görüyoruz. Bu şartlar altında daha fazla ülkenin Filistin Devleti'ni tanımamasını teşvik etmeliyiz. Nitekim 7 Ekim'den bu yana 9 ülke daha Filistin Devleti'nin tanıdı. BM Güvenlik Konseyi'ndeki direncin aşılarak Filistin Devleti'nin BM üyesi olduğu günleri göreceğimize inanıyorum.
ESAD: PRATİKTE NE YAPACAĞIZ, NASIL YAPACAĞIZ?
Esad, konuşmasına, "Filistinlilerin devredilemez tarihi hakları ve bunlara bağlı kalmanın kaçınılmazlığından, Filistin ve Lübnan halklarını destekleme görevimizden ve her iki ülkedeki direnişin meşruluğundan ya da İsrail işgalinin Nazizminden bahsetmeyeceğim. Bu, dünyadaki birçok kişinin bildiği şeye hiçbir şey katmayacaktır" diye başlayarak şu vurguları yaptı:
'SÖMÜRGECİ VARLIKLA, BARBAR SÜRÜSÜYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
"Sonuçların aynı kalması, kullanılan araçların aynı kalmasındandır. Sonuçları değiştirmek, defalarca sınanmış ve defalarca etkisiz kalmış mevcut araç ve mekanizmaların değiştirilmesini gerektirir."
"Önerilen ilkeler üzerinde mutabakata varırsak bunları gerçeğe nasıl dönüştürebiliriz?... Filistin halkının izin verilen haklarından bahsederken hedefler herhangi birimize temel görünebilir, ancak Filistinliler yaşam hakkı olan temele sahip olmadıklarında bu hakların bir bütün olarak değeri nedir?… Dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir alanda verilen bir hakkın ölüler için değeri nedir? Tüm yasal hakların yeniden sağlanması için çalışmanın önemine rağmen, artık öncelik, katliamların durdurulması, soykırımın durdurulması, etnik temizliğin durdurulmasıdır."
'ASLINDA ARAÇLARIMIZ VAR, AMA ARAÇLARI KULLANMA KARARIMIZ YOK'
"Araçlara gelince, Araplar ve Müslümanlar, ülkeler ve halklar olarak, kolektif, popüler ve resmi olarak bunlara sahip olduğumuza inanıyorum… İhtiyacımız olan şey, (İsrail'in) açıklamada belirtilen ve üzerinde anlaşmaya varılan şeye yanıt vermeyi reddetmesi durumunda bu araçları kullanma kararıdır... O zaman seçimlerimizi yapmalıyız. Tekrar kızacak mıyız? Kınıyor muyuz? Uluslararası topluluğa mı sesleneceğiz yoksa boykot mu edeceğiz?... Uygulama planımız nedir? Aksi takdirde soykırımın devamını teşvik eder ve dolaylı olarak buna ortak oluruz."
'SÖMÜRGECİ VARLIKLA, BARBAR SÜRÜSÜYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
"Biz hukuki anlamda bir devletle değil, hukukun dışında sömürgeci bir varlıkla karşı karşıyayız. Uygar anlamda bir halkla değil, insanlıktan ziyade barbarlığa daha yakın olan yerleşimci sürüleriyle karşı karşıyayız. Sorunun mevcut akılsız aşırıcı hükümet ve geçen yıl 7 Ekim’de yaşananlardan dehşete düşmüş bir halk olduğunu söylemek yanlıştır. Hepsi tek bir ideolojik zihinle çalışıyor; kan döken, üstünlük yanılsamasından hasta, yüzeyde Nazizm’den nefret etmekle gerçekte onu onun organik bir parçası olarak sevmek arasında şizofreni hastası bir zihin."
'KATİLE İNSANLIK DİLİYLE SESLENENLER GİBİ OLMAYALIM'
"Bugünkü toplantımızın hedefleri bunlardır ve sorun da budur. Sorun, araçları belirler ve araçlar başarının temelidir... Hırsıza hukuk diliyle, suçluya ahlak diliyle, katile insanlık diliyle konuşanlar gibi olmayalım… Böylece iyi niyetler, bir kez daha onlarca yıldır iyi niyetlerin ve mekanizma eksikliğinin bedelini ödeyen Filistin ve Lübnan halklarına karşı daha fazla ölümün başlangıç noktası ve teşviki olmasın.”
SELMAN, ERDOĞAN VE ESAD'LA AYRI AYRI GÖRÜŞTÜ
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yoğun programı gerekçesiyle katılmadığı Riyad'daki zirve vesilesiyle Suudi Veliaht Prensi Selman, Erdoğan ile baş başa görüşme gerçekleştirdi.
MbS'nin Esad'la görüşmesinde "Filistin meselesinin merkeziliği ve bölgedeki diğer ülkelere yönelik saldırı kapsamının genişletilmesi tehlikesi" ve "ikili ilişkiler ile bunları ortak çıkarlara hizmet edecek şekilde geliştirmenin yolları" ele alındı. Esad, "zirvenin sonuçlarının uygulanmasının önemini" vurguladı. (AA, Al Arabiya, Şarkul Avsat, SANA, Dış Haberler)