Ekonomik krizin etkileri yılın tamamında hissedildi
2020’ye yönelik beklentiler olumsuz kalmaya devam ediyor.
![Ekonomik krizin etkileri yılın tamamında hissedildi](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/94686.jpg)
ARTI GERÇEK - Ekonomik krizin etkilerinin her alanda hissedildiği bir yıl daha geride kaldı. Türkiye ekonomisi, 2019 yılını önceki yıllardan kalan olumsuz mirasın gölgesi altında geçirdi.
Ekonomik durgunluk yıl geneline yayıldı.
Hükümetin çaresizce başvurduğu teşvik mekanizmaları istenen sonuçları vermedi. Ekonomik krizin en büyük kaybedeni emekçiler oldu. İşsizlik, Cumhuriyet tarihi rekorları kırarken, ücretlilerin alım gücü gözle görülür şekilde geriledi. İş bulamayan, borçlarını ödeyemeyen yurttaşlar 'çareyi' yaşamlarına son vermekte buldu.
TÜİK’in açıkladığı verilere yönelik güvensizlik artarken, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına iktidar tarafından müdahale edilmesiyle ilgili tartışmalar neredeyse yıl genelinde gündemdeki yerini korudu.
Şirketler de krizden nasibini fazlasıyla aldı. 2019'da birçok şirket konkordato ilan etti. Bazılarının iflasına karar verildi. Bazı şirketlere yönelik kurtarma operasyonları ise büyük tartışma konusu oldu.
Maalesef, geride bıraktığımız yılda da, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarına çözüm geliştirilmedi. Tüm politikalar günü kurtarmaya odaklandı. Bütçe açıkları yama tutmamaya başlayınca elektrik, doğalgaz, gıda maddeleri ve en temel ihtiyaç ürünleri başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam üstüne zam, vergilere de artış üzerine artış geldi.
Tüm bu sebeplerden dolayı 2020’ye yönelik beklentiler olumsuz kalmaya devam ediyor.
ZAMLAR, DEPO BASKINLARI VE TANZİM SATIŞ UYGULAMASI
2019’un ilk aylarında Türkiye ekonomisinin bir numaralı gündemi hayat pahalılığıydı. TÜİK’e göre birçok gıda ürününde iki katı aşan fiyat artışları yaşandı.
Ekonomi yönetiminin fiyat artışlarına verdiği yanıt ise gıda depolarını basmak oldu.
Ticaret Bakanlığı, özellikle sebze ve meyvede aşırı fiyat oluşumlarına karşı 81 valilik kanalıyla ticaret il müdürlüklerine talimat göndererek denetimlerin kapsamını genişletti.
Bu da işe yaramayınca ve özellikle meyve sebze fiyatlarındaki artışların önüne geçilemeyince tanzim satış devreye sokuldu. Sadece belirli bölgelere açılan tanzim satış noktalarında yurttaşların, ucuz sebze ve meyve satın alabilmek için saatlerce kuyrukta beklemesi eleştiri konusu oldu.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tanzim satış noktalarında uygulanan ürün fiyatlarından yurttaşların "son derece memnun" olduğunu savunarak, "Şimdilik Çarşıdaki yangın sona ermiştir diyebiliriz" ifadesini kullandı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise, tanzim satış noktalarını kastederek, "Bu fiyatların yayılmaya başladığını tüm Türkiye'de göreceğiz. Amaç da bu zaten... Spekülasyon yapmak isteyen, fahiş kar, fahiş fiyatlama yapmak isteyenlere izin vermeyeceğiz" dedi.
Uygulamanın kamuoyunda tepki çekmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İki tür kuyruk vardır. Biri yokluk kuyruğu. Ekmek kuyruklarını bilirler, yağ kuyruğu vardı. Şimdiki kuyruk yokluk kuyruğu değil, bereket kuyruğu fırsatçılara ders verme kuyruğu" dedi.
Uzmanlar tarafından tanzim satış uygulamasının fiyatların ucuzlaması yönünde çare olamayacağı ifade edildi. Nitekim, tanzim satışlar fiyat artışlarının önüne geçemedi. Uygulamanın başladığı şubat ayında tanzim noktalarında satılan sekiz üründen dördünde fiyat artışı yaşandı.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, beş ildeki hallerde yapılan eş zamanlı operasyonlarda sebze ve meyvelerin alış ve satış fiyatlarında yüzde 800'lere varan fahiş fiyat artışları tespit ettiklerini belirterek, "İlk verilere göre, fahiş fiyat uygulayan 88 firma hakkında 2 milyon liranın üzerinde idari para cezası uygulanması için Bakanlığımızca idari işlem başlattık" ifadesini kullandı.
Tanzim satış uygulaması 1 Nisan günü sona erdi. Daha sonra İstanbul’daki tanzim satış çadırları için alınan domateslerden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 4,5 milyon TL zarar ettiği ortaya çıktı.
YEREL SEÇİM BİTTİ, ELEKTRİK VE DOĞALGAZ ZAMLARI GELDİ
Öte yandan, hükümetin yaptığı zamlar ve vergi artışları da vatandaşların maddi durumunu daha da kötüleştirdi.
31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçim gündeminin yoğunluğu sırasında yılın ilk yarısında yapılmayan zamlar, seçimlerin bitmesiyle peş peşe açıklandı. Son bir yıl içinde doğalgaz ve elektriğe 10 kez zam yapılırken, sadece iki kez indirime gidildi.
Yıl içerisinde yapılan zamlarla birlikte 2019’un ocak ayından bu yana sadece elektriğe yüzde 32,1 oranında zam yapılmış oldu. Doğalgaza da temmuz ve ağustos aylarında toplam yüzde 32 oranında zam yapıldı.
Mayıs ayında sigara, cep telefonu ve hurda teşviki kapsamındaki araçlara ilişkin asgari maktu vergi tutarı, ÖTV oran ve matrahları yeniden belirlendi. Bazı ürün gruplarına yönelik artış gerçekleşti. Ağustos ayında tütün ürünlerine uygulanan asgari maktu vergi tutarlarında artış yapıldı.
23 Haziran’da tekrar edilen İstanbul’daki seçimlerin ardından geçen iki günde yurttaşlar, iki günde üç farklı zam haberi aldı. Önce motorine, ardından çaya, sonra da şekere zam geldi.
Yılın sonlarına doğru yurttaşlar yeni yeni vergilerle tanıştı. Konaklama Vergisi, Dijital Hizmet Vergisi, Değerli Konut Vergisi gibi vergiler hayatımıza girdi. Zenginlerden daha fazla Gelir Vergisi alınmasının yolu açıldı.
İŞSİZLİK ORANI TARİHİ YÜKSEK SEVİYELERE ULAŞTI
Yuttaşlar, 2019'da artan fiyatlarla boğuşurken, bir yandan da işini kaybetme tehlikesi altında günlerini geçirdi. Bu süreçte milyonlarca kişi işini kaybetti.
Mart ayında resmi olarak işsiz sayısı 4 milyonu geçti.
İktidar ve iktidar çevreleri ekonomik krizi yok sayarken, AKP döneminde hiç kriz yaşanmadığı iddiaları ortaya atıldı. İktidar her ne kadar görmezden gelse de, ekonomik krizin etkileriyle 2019 yılında işsiz sayısı Cumhuriyet tarihi rekoru kırarak, 5 milyona dayandı. Kadın ve genç işsizliğinde adeta patlama yaşandı, kayıt dışı çalışanların oranı artış gösterdi. Yüzbinlerce insan iş aramaktan ümidini kesti.
Türkiye’de her dört gençten biri işsiz, her dört işsizden bir ise üniversite mezunu.
Geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon seviyesini geçti. Uzmanlar, bu rakamın daha da artacağını ve Türkiye’nin bu yüzden büyük bir insani ve sosyal krizle karşı karşıya kalabileceğini belirtti.
Kasım ayında ekonomik sıkıntılara dayanan intihar vakalarının sayısı artmaya başladı.
ŞİRKET İFLASLARI VE ÖDENMEYEN BANKA BORÇLARI
Krizin bedelini büyük ölçüde emekçiler ödese de, şirketler için de epey zorlu bir yıl geride kaldı. Birçok şirket banka borçlarını ödeyemedi. Yüzlerce çalışan işten çıkarıldı.
Konkordato ilan eden ya da iflas eden şirketler, piyasadaki nakit akışının tamamen durmasına da yol açtı. 2018’de başlayan konkordato rüzgarı 2019’da da tüm hızıyla sürdü. Kemal Tanca, Hotiç, Collezione, Ulusoy, Çift Geyik Karaca gibi önde gelen markalar konkordato ilan eden şirketler kervanına katıldı.
Bankalar, yüzlerce milyar liralık ödenmeyen krediyi yeniden yapılandırdı. Buna rağmen ödenmeyen kredi sorunu büyüdü. Banka bilançoları yeni kredi veremeyecek derecede bozuldu.
Mega projelerde yer alan şirketler de alarm sinyalleri vermeye başladı.
Osmangazi Köprüsü'nün ortaklarından İtalyan Astaldi şirketinin Türkiye'de yaşadığı finansal zorluklar sebebiyle, köprünün bir bölümünün veya tamamının satışa çıkarılacağı belirtildi. Ödeme güçlüğü yaşayan ve İtalya’da konkordato ilan eden şirket, yılın ortalarında bir kez daha Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü'ndeki hisselerini satışa çıkardı.
Sinop’ta Türkiye’nin ikinci nükleer santralinin inşaatından sorumlu olan Japon firması Mitsubishi, nükleer santrali yapmaktan vazgeçtiğini duyurdu.
Şubat ayında Kolin İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ'nin İstanbul Havalimanı'nı inşa eden konsorsiyumdaki hisselerinin devri için Rekabet Kurulu’na başvuruldu.
Mart ayında Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu görevinden istifa etti. İstifa, İddaa ihalesini Demirören-Sisal ortaklığının almasından kısa bir süre sonra gerçekleşti. Turkcell’in ihaleye ilişkin itirazları değerlendirmeye alınmamıştı.
Ağustos ayında Tank Palet fabrikasının özelleştirilmesi için ara bir formül bulundu. Fabrika TSK'dan çıktı, iktidara yakın iş insanı BMC'nin sahibi Ethem Sancak ve Katarlı ortağına devredildi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu hamleye büyük tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti düzenlemeyi "anlamamakla" eleştirdi.
Atlasglobal, 26 Kasım'da yaptığı açıklamada, yeniden yapılanma süreci nedeniyle uçuşlarını 21 Aralık'a kadar geçici olarak durdurduğunu açıklamıştı. Bu süreçte çalışanlar izne çıkarılırken, uçuşu gerçekleştirilemeyen yolculardan satın aldıkları biletleriyle ilgili iade ve değişiklik talepleri ile ilgili işlemlerin yapılacağı duyurulmuştu. Uçuşlarını geçici olarak durduran Atlasglobal Havayolları, tarifeli uçuşlarına yeniden başladı. 26 gün aradan sonra Atlasglobal Havayolları'nın ilk seferi İstanbul Havalimanı'ndan Londra'ya gerçekleşti.
Aralık ayında Türkiye'nin en büyük otobüs üreticilerinden Temsa, maddi sıkıntılar sebebiyle üretimi durdurdu. Bankalar şirkete haciz gönderdi.
Çinli konsorsiyum, Üçüncü Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun yüzde 51'ini almak üzere harekete geçti. Altı Çinli şirket söz konusu satın alma için 688,5 milyon dolar harcayacak. İtalyan Astaldi ise hisselerini devrederek, şirketteki payını bırakacak.
ÇAYLAR ŞİRKETTEN, SİMİTLER ZİRAAT'TEN...
Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu
Aralık ayında borçlu Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılacak olması kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın satın almaya ilişkin "tasvip etmiyorum" sözlerinin ardından Ziraat Finans Grubu, Simit Sarayı'nın yüzde 51'inin alınmasına ilişkin Rekabet Kurumu'na yaptığı başvuruyu geri çekti, başvuru internet sitesinden silindi.
Eylül ayında Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından, devlete 1 milyon liranın üzerinde vergi borcu bulunan mükellefler açıklandı. Devlete 1 milyon liranın üzerinde vergi borcu bulunan 47 bin 32 kişi ve kuruluşun olduğu belirlendi. Listeye göre ilk 100'de yer alanların borçlarının toplam tutarı 44 milyar lirayı geçti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak
HÜKÜMET YURTTAŞI BORÇLANDIRARAK DURUMU DÜZELTMEYE ÇALIŞTI
Hükümetin krize yönelik uygulamaya koyduğu temel politika, vatandaş ve şirketleri daha fazla borçlandırmak oldu. Kamu bankaları üzerinden devreye sokulan düşük faizli kredi kampanyaları ile ekonomi canlandırılmaya çalışıldı.
Merkez Bankası da faizi yüzde 24’ten yüzde 12’ye indirerek bu politikanın parçası oldu. 2019'un son aylarında ucuz kredinin etkisiyle yurtiçi tüketim bir miktar kıpırdandı. Ancak, yurttaşların kredi faizlerinde düşüşle birlikte krediye borç kapatmak için başvurduğu görüldü.
Uzmanlar, bu politikanın ekonomik büyümeyi kısa vadede arttıracağını ancak riskleri de büyüteceğini belirtiyor.
Dolara olan talebi azaltmak için hesabında dolar tutanlardan kesilen bir yıllık stopaj, yüzde 16’dan yüzde 20’ye çıkarıldı.
Mart ayında Cumhurbaşkanı kararıyla, bir yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarından elde edilen faize uygulanan kesinti oranı yüzde 20'ye, bir yıldan uzun vadelilerde ise yüzde 18'e yükseltildi. Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerden vadesi bir yıla kadar olanlardan yüzde 7, vadesi 1-3 yıl arası olanlardan yüzde 3 kesinti yapılma kararı alındı.
Mayıs ayında ise kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden binde 1 oranında Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tahsil edilmesi kararlaştırıldı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve gelen Berat Albayrak, ekonomideki olumsuzlukları yok sayan tavrını 2019’da da sürdürdü.
31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yerel seçimlere ilişkin olarak "Seçim geride kaldı. Bizim için ana gündemin ekonomide reform ve değişimin olduğu 4,5 yıllık kesintisiz bir dönem başlıyor" dedi.
PAKET ÜSTÜNE PAKET AÇIKLANDI AMA...
Albayrak, 10 Nisan günü, "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019"u düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Albayrak, mayıs ayında "İVME Finansman Paketi" tanıtım toplantısıyla kamu bankaları aracılığıyla farklı sektörler için devreye aldıkları özel finansman paketini açıklayarak, üç ana faaliyet alanına üç kamu bankasının katılımıyla yıl sonuna kadar 30 milyar liralık bir finansman sağlanacağını açıkladı.
30 Eylül tarihinde Albayrak, 2020-2022 yıllarını kapsayan ve teması "Değişim Başlıyor" olarak belirlenen Yeni Ekonomi Programı'nı (YEP) açıkladı. 4 Ekim’de Türkiye ekonomisinin 2020-2022 dönemi yol haritasının belirlendiği Yeni Ekonomi Programı (YEP) Resmi Gazete'de yayımlandı.
11 Ekim’de Orta Vadeli Mali Plan yayımlandı. Plana göre, 2020-2022 döneminde ekonomi politikasının temel amacı, fiyat istikrarı, finansal istikrar ve cari işlemler dengesinde son bir yılda elde edilen kazanımların korunup geliştirilmesi, üretim ve verimlilik odaklı sürdürülebilir büyümeyle adaletli paylaşıma yönelik ekonomik dönüşümün gerçekleştirilmesi olarak belirlendi. Söz konusu dönemde, maliye politikasının temel hedefi, mali disipline kararlılıkla devam edilmesi olacak.
Harcama gözden geçirmeleri sonucunda verimsiz harcama alanları tasfiye edilecek. Gelecek yıl merkezi yönetim bütçesinin 138 milyar 873 milyon lira açık vermesi bekleniyor.
2019 yılında paket üzerine paket açıklandı, ancak paketlerin hiçbiri ne yurttaşın, ne esnafın, ne emekçinin ne de şirketlerin yarasına merhem oldu. Açıklanan programların hemen hepsi uzmanlar tarafından yetersiz bulundu.
Temmuz ayında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kalkınma planı olan ve 2019-2023 dönemini kapsayan 11’inci Kalkınma Planı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
KAMU MALİYESİ HARCAMALAR YÜZÜNDEN AÇIK VERDİ
Kamu maliyesi hükümetin verdiği teşvikler ve azalan vergi gelirleri yüzünden büyük açıklar verdi.
Haziran ayında devletin KDV iadelerini 20 gündür yapmadığı ortaya çıktı.
Merkezi yönetim bütçesi, haziran ayında 12,1 milyar lira, ocak-haziran döneminde 78,6 milyar lira açık verdi. Ocak-haziran döneminde bütçe gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 yükselerek 403 milyar lira, bütçe giderleri ise yüzde 20,5 artışla 481,6 milyar lira olarak kayıtlara geçti.
Tek seferlik gelirler dışarıda bırakıldığında 11 aylık faiz dışı açık 100 milyar lirayı buldu. Bütçede bu düzeyde bir bozulma 2001 krizinde dahi görülmemişti.
Ekim ayında Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, 2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'ni açıkladı. Buna göre, 2020'de bütçe giderleri 1 trilyon 95,5 milyar lira, faiz hariç giderler 956,5 milyar lira, bütçe gelirleri 956,6 milyar lira, vergi gelirleri 784,6 milyar lira, bütçe açığı 138,9 milyar lira olarak öngörüldü. Bütçeye göre, kamuya 2020 yılında 60 bin yeni personel alınacak.
Ekonomistler, kriz dönemlerinde kamu açığının artmasının gerekli olduğunu, ancak hükümetin harcamalarını verimsiz alanlara harcadığını savunuyor.
VATANDAŞLARIN DÖVİZE OLAN İLGİSİ ARTARAK DEVAM ETTİ
2018’deki kur krizin ardından 2019'da piyasalar nispeten sakin bir dönem geçirdi.
Dolar, TL karşında yüzde 11 civarında yükseldi. Bu da Türk Lirası’nın reel değerinin son bir yılda değişmediği anlamında geliyor.
Yıl içerisinde İstanbul seçimlerinin iptali ve ABD ile ilişkilerin gerilmesi gibi durumlar dönemsel oynaklıkların yaşanmasına yol açtı.
12 Ağustos 2018'de Türkiye'yi uzun süren bir ekonomik bunalıma sokan dolar kurunun bir gecede 7.20 TL'ye yükselmesinin yıl dönümü olan 12 Ağustos 2019'da dolar kuru 5.52'ye kadar gerilemişti. Dolar yılı 5.94-5.95 bandında kapatıyor.
Her şeye rağmen yurttaşlar ve şirketlerin dövize ilgisi 2019’da da artarak devam etti.
Bankalardaki toplam döviz mevduatları 35 milyar dolar artarak rekor bir seviye olan 195 milyar dolara kadar yükseldi.
TÜİK’E OLAN GÜVEN KAMUOYUNDA SORGULANDI
Mayıs ayında enflasyon beklentilerin altında çıkınca TÜİK’e olan güven sorgulandı. TÜİK Başkanı Yinal Yağan, "TÜİK, bilimsel, teknik özerkliğe sahip kılınmıştır ve dünyadaki en şeffaf kurumlar arasında yer almaktadır" açıklaması yaptı.
Ekim ayında 26 ay aradan sonra enflasyon yüzde 9,26 ile tek haneye indi. Fiyatların artış hızı bir nebze de olsa azaldı. Ancak, uzmanlar ve ekonomiyle ilgili kurumlar, enflasyonun tek haneye inmesinin gerçeği yansıtmadığını ve enflasyonun burada kalıcı olmayacağı açıklandı. Nitekim, ilerleyen aylarda enflasyon tekrar çift haneye yükseldi. Bu TÜİK ile güvenilirlik tartışmalarını tekrar alevlendirdi.
YSK’nın 31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimlerin ardında İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi için seçimlerin tekrarlanması kararı almasıyla dolar yükseldi.
Marmara Capital Portföy Yönetimi Genel Müdürü Haydar Acun’un piyasa yorumu sosyal medya kullanıcıları tarafından binlerce kez paylaşıldı. Acun, "Benim şöyle bir önerim olabilir. Türkiye’nin risk primini düşürecek, TL’ye güven sağlayacak, piyasaya güven sağlayacak bir şey yapılabilir. Anayasa’nın birinci maddesine bundan sonra AKP dışında hiçbir parti seçim kazanamaz, iki AKP’nin yüzde 80’in altında kaldığı her seçim yenilenir. Bunu yazarsan Türkiye’nin risk primi aşağı inebilir" demişti.
31 Mayıs’ta açıklanan TÜİK verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde (ocak-mart) Türkiye ekonomisi yüzde 2,6 küçüldü.
HAKAN ATİLLA'NIN BORSA İSTANBUL'A ATANMASI EBRD'DE RAHATSIZLIK YARATTI
Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla
Ekim ayında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü'ne ABD'de Halkbank davasında yargılanan ve daha sonra Türkiye'ye dönen Halkbank esi Genel Müdürü Hakan Atilla'nın atandığını açıkladı.
Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın Borsa İstanbul'un Genel Müdürü olmasının ardından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Borsa İstanbul'daki hisselerini satma kararı aldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Borsa İstanbul’daki yüzde 10 hissesini en kısa sürede satmak istediğini Türkiye'deki yetkililere bildirdi.
EBRD'nin hisselerini yılın son günü Varlık Fonu devraldı.
TCMB BAŞKANI ÇETİNKAYA’NIN GÖREVDEN ALINMASI ŞOK ETKİSİ YARATTI
Merkez Bankası eski Başkanı Murat Çetinkaya
Yılın en önemli ekonomi olaylarından biri ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'nın, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alınması oldu. Murat Çetinkaya’nın yerine Murat Uysal atandı.
Çetinkaya’nın, 6 Temmuz’da görevden almasının ardından gerçekleşen ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz 425 baz puan indirildi. 4,5 yıl aradan sonra ilk kez faiz indirimine gidilmiş oldu.
Erdoğan’ın Çetinkaya’ya yönelik, "Kendisine ekonomi toplantılarında defalarca faizi indirmesi gerektiğini söyledik. ‘Faiz düşerse, enflasyon düşer’ dedik. Gerekeni yapmadı. Aynı kulvarda değildik" ifadeleri dikkat çekti.
Politika faizini, temmuz ayında 425 baz puan indirimle yüzde 19.75'e, eylül toplantısında ise 325 baz puan indirimle yüzde 16.50'ye, ekim toplantısında 250 baz puan indirimle yüzde 14'e çeken Merkez Bankası, 2019 yılında toplam 1200 baz puan faiz indirimine gitti.
Merkez Bankası’nın faiz kararlarının ardından özel bankalar, kredi faizlerini indirmemekle itham edildi. Daha sonrasında kamu ve özel bankalar da faiz indirimine gitme yönünde karar aldı. Ancak, faiz indirimleri ekonomiyi canlandırma noktasında etkisiz kaldı. 9 Ağustos - 6 Aralık arasındaki 120 gün boyunca yurttaşların kredi borcu yüzde 13 arttı.
Üretimi teşvik etmesi ve işsizliği azaltması beklenen faiz indirimleri, yine ranta dayalı tüketim ekonomisini canlı tutmaktan öte bir işleve sahip olamadı.
Tarım sektöründe ithalata dayalı politikalar sonucu buğday üreticisi olan Türkiye ithalatçı halini aldı. İlk 10 ayda 7.6 milyon ton buğday ithalatı ile tarihi rekora ulaşıldı. Yaz aylarında sarımsak fiyatının 70 liraya ulaşması en çok tartışılan konu oldu. Bir tarım ülkesinin nasıl bu hale geldiği tartışmaları yapılırken, üreticiyi koruma paketleri yerine ithalatı arttırmak üzerine çalışmalar yapıldı, çiftçi borç batağına itildi.
Yılın sonuna doğru Türkiye, Rusya’dan ilk kez şeker ithal etti.
DÜNYADA EN ÇOK TİCARET SAVAŞLARI KONUŞULDU
ABD ve Çin arasında devam eden ticaret savaşları, 2019 yılında da devam etmesi küresel piyasalarda önemli bir endişe kaynağı oldu. 5 Mayıs tarihinde ABD Başkanı Donald Trump, 200 milyar dolarlık Çin ürününe uygulanan yüzde 10'luk gümrük vergisi oranının yüzde 25'e çıkarılacağını açıkladı.
13 Mayıs'ta Çin, 60 milyar dolar tutarındaki ABD menşeli ürünlere gümrük tarifesini yüzde 5 ila 25 artırdığını duyurdu. 20 Mayıs'ta Google, Çin teknoloji devi Huawei'nin ABD Hükümeti tarafından kara listeye alınmasının ardından, Huawei kullanıcılarının Android işletim sistemine olan erişimini askıya aldı.
1 Ağustos'ta ABD, ticaret savaşı içinde olduğu Çin ürünlerine 1 Eylül'den geçerli olmak üzere yüzde 10 ek vergi getirdi. 23 Ağustos'ta ABD, Çin'in Amerikan ürünlerine getirdiği ek gümrük vergilerine misilleme olarak, bu ülkeye yönelik gümrük vergilerini yüzde 5 artırdı. 6 Ağustos'ta ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı gerilimi doruk noktasına ulaştı. Çin, ABD'den tarım ürünü almayı durdurdu. Wall Street'te büyük kayıplar yaşandı, teknoloji hisseleri tepetaklak oldu. Ancak yıl sonuna doğru taraflar yumuşamaya başladı ve 13 Aralık'ta ticaret savaşını sonlandıracak olan ön anlaşma duyuruldu, ardından müzakerelerde ilk aşamanın tamamlandığı açıklandı.
DÜNYACA ÜNLÜ SEYAHAT ŞİRKETİ THOMAS COOK İFLAS ETTİ
Dünyanın ve Türkiye'nin geçen yıl en çok konuştuğu konular arasında dünya devi İngiliz seyahat acentası Thomas Cook'un iflası oldu. Thomas Cook'un iflasından en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye geldi. Durumdan olumsuz etkilenen otelciler için acil bir kredi paketi açıklandı.
CHP VE İYİ PARTİ'NİN IMF İLE GÖRÜŞMESİNİ İKTİDAR ELEŞTİRDİ
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz
Eylül ayında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz’ın Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileriyle yaptığı görüşmeye yönelik iktidar kanadından gelen eleştiriler günlerce sürdü.
Görüşmenin gizli olduğu yönündeki eleştirilere yanıt olarak tüm istişarelerin mutat uygulamalar çerçevesinde gerçekleştiğini vurgulayan IMF, açıklamasında, Türkiye ile IMF arasındaki Dördüncü Madde İstişaresi çerçevesinde IMF'nin her yıl ilgili ülkelerle ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydetti.
Öztrak, görüşmeye dair yaptığı açıklamada, "Yani bu görüşmenin gizli olduğu nereden çıkarılıyor? IMF, iş dünyasıyla, akademisyenlerle ve muhalefetle de görüşür. Dünyanın birçok ülkesinde bunu yapmıştır. Kimse öküzün altında buzağı aramasın" dedi.
Görüşme, otel lobisinde kimliği bilinmeyen bir kişinin basına servis ettiği fotoğraf çekimlerine konu oldu.
Bu yıl da önceki yıllar gibi rutin bir şekilde gerçekleştirilen misyon ziyaretinin başında Donal McGettigan bulunuyordu ve ziyaret, 2019 yılı IMF Dördüncü Madde İstişaresi amacıyla 12-23 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
BARIŞ PINARI HAREKATI'NIN ARDINDAN VW YATIRIMINI ASKIYA ALDI
Volkswagen CEO’su Herbert Diess
Türkiye sınır güvenliğini gerekçe göstererek, 17 Ekim'de 'Barış Pınarı Harekatı'nı başlattı. Yeni fabrika yatırımı için Türkiye'de şirket kuran Alman otomotiv devi, askeri harekatın başlamasının ardından Türkiye'de yapacağı fabrika yatırımını askıya aldığını açıkladı.
Alman otomotiv devi Volkswagen’ın (VW) CEO’su Herbert Diess, Manisa’ya fabrika açma planları konusunda, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki "Barış Pınarı Harekatı"na dikkat çekerek, "İnsanlar öldürüldüğü müddetçe, bir harp meydanının yanına temel atmayacağız" açıklamasını yaptı.
Gerek iktidar kanadından gerekse VW kanadından arka arkaya konuyla ilgili açıklamalar gelirken, Volkswagen'in Türkiye'deki yatırımının akıbetine dair belirsizlik hala gündemdeki yerini koruyor.