Ekonomistler faiz kararını değerlendirdi: Halkın ödeyeceği bedel yerel seçimden sonra ağırlaşacak

Ekonomistler faiz kararını değerlendirdi: Halkın ödeyeceği bedel yerel seçimden sonra ağırlaşacak
Ekonomistler, enflasyonla aradaki fark nedeniyle 500 baz puanlık faiz artışının da uzun vadede yeterli olmadığına işaret etti. Ekonomistler, seçimin ardından daha düşük maaş ve tüketim harcamalarıyla halkın sırtındaki yükün artacağına dikkat çekti.

HASRET VURUCU


ANKARA - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), kasım ayı faiz kararını açıkladı. Gösterge faizi, 500 baz puan daha yükseltilerek yüzde 40 olarak belirlendi. Faiz artırımının henüz Türkiye’ye sıcak para girişi için yeterli olmadığını dile getiren ekonomistlere göre, enflasyon ile politika faizi arasındaki makas yurttaşların enflasyon altında ezilmesine sebep olacak.

Seçim sonrası göreve getirilen Hafize Gaye Erkan başkanlığında Merkez Bankası, son 6 toplantısında üst üste faiz artışına gitti. Seçim sonrası faizdeki artış 3 bin 150 baz puana ulaştı.

Merkez Bankası tarafından bugün yapılan açıklamada enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlemlendiği iddia edilirken, kredi kartı azami faiz oranlarında aralık ayında değişiklik yapılmayacağı açıklandı.

SÖNMEZ: ENFLASYON İLE POLİTİKA FAİZİ ARASINDAKİ MAKAS DARALMALI

İktisatçı yazar Mustafa Sönmez, politika faizinin 500 baz puan arttırılarak yüzde 40’a çıkarılmasını kendi içinde anlamlı bir adım olarak değerlendirse de, politika faizinin enflasyonla kıyaslanması gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, kasım ayı sonunda yıllık enflasyonun yüzde 65 olması durumunda politika faizi ile enflasyon arasında 25 puanlık bir fark olacağına işaret etti. Faiz artırımının enflasyondan uzak olduğunu belirtti. Sönmez, önemli olanın enflasyonun yavaşlatılması olduğunu vurguladı, 2024 Mayıs ayına kadar TÜFE'nin yüzde 75’lere dayanacağını ifade etti.

'31 MART’TAN SONRA GEÇİNMEK DAHA ZOR OLACAK'

Politika faizi ile enflasyon arasındaki makas daralmadığı sürece anlamlı bir istikrar sağlanamayacağını ve TL’nin değer kazanamayacağını anlatan Sönmez, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerin ardından daha sıkı politikalara geçileceğini ifade etti.

Ücretli çalışanların maaşlarına enflasyon oranında zam yapılmadığı sürece yurttaşların geçinmekte güçlük yaşayacağının altını çizen iktisatçı Mustafa Sönmez, “Özellikle 31 Mart seçimlerinden sonra maaşların daha da aşağı çekilmesi, tüketimin yavaşlaması, talebin düşmesi ve o yolla fiyat artışının durdurulması planlanıyor. Yurttaşın ödeyeceği bedel umurlarında değil” dedi.

BİRDAL: YÜZDE 40’LARDAKİ BİR FAİZ İLE TL’Yİ CAZİBELİ KILMAK ZOR

İktisatçı Prof. Dr. Murat Birdal ise Merkez Bankası’nın 500 baz puanlık faiz artışının uzun vadede yeterli olmadığına dikkat çekti. 2024 yılının ilk çeyreğinde enflasyonun yüzde 75’lere dayanacağını ve yüzde 40 seviyesindeki mevduat faizleri ile TL’yi cazibeli kılmanın mümkün olmadığını belirtti.

TL’yi cazibeli kılmak için daha yüksek faiz oranlarına ihtiyaç olduğunu söyleyen Birdal, 2024 mart ayında yapılacak yerel seçimlere seçimlere işaret ederek, “İktidarın açmazı şu; Mart ayında bir yerel seçim var. Bir tarafta içerdeki piyasayı sıkılaştırıyorsunuz, bunu en son cari açık verisinde de gördük, üretim daralıyor ve üretim daraldığı için istihdam baskı altına alınmış oluyor, ancak bu seçime giden bir iktidarın en son isteyeceği şey” dedi.

'BİRBİRİ İLE ÖRTÜŞMEYEN ADIMLAR ATILIYOR'

Kredi kartı azami faiz oranlarında aralık ayı için değişiklik yapılmayacak olmasını ise Birdal iktidarın sıkılaşma politikaları ile uyuşmayan bir adım olarak değerlendirdi. “Bir taraftan TL’nin değerini arttırıyorsunuz, faizleri yukarı çekiyorsunuz, öte yandan da artık kredi piyasasında daha fazla sıkılaşma istemiyorsunuz, bunlar birbiri ile örtüşmeyen adımlar” diyen Birdal, Merkez Bankası’nın azami faiz oranlarını artırmamasını seçim kaygısının bir sonucu olarak değerlendirdi. Seçimin ardından çok daha kapsamlı tedbirlerin alınacağını söyledi.

Politika faiziyle birlikte mevduat faizlerinin de artacağına dikkat çeken Birdal, eğer mevduat faizlerinde yeterli artış sağlanmaz ise TL’de kalmak için bir sebep olmayacağına dikkat çekti. Kur Korumalı Mevduat hesaplarına işaret eden iktisatçı Birdal, “KKM’lerin 100 milyar doların altına çekilmesi ve tasfiye edilmesi isteniyorsa TL mevduat faizlerinin yukarı çekilmesi dışında bir seçenek yok" yorumunda bulundu.

CEYLAN: KUR ARTIŞLARI DEVAM EDECEK

İktisatçı yazar Musa Ceylan, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Eğer siz insanların Türk Lirası’nda kalmasını istiyorsanız, mevduat faizlerini ya da tahvil faizlerini enflasyonun üzerine çıkarıp, reel faiz vermeniz lazım” dedi.

Politika faizini artırarak piyasa faizine etki edilmek istendiğine dikkat çeken Ceylan, faiz artırmanın enflasyonla mücadelede bir araç olduğunu, ancak enflasyon ile politika faizi arasındaki farkın altında yurttaşların ezildiğini söyledi. Enflasyonun 2024 Haziran’a kadar artış göstereceğini belirten Ceylan, kur artışlarının da devam edeceğinin altını çizerek “Önümüzde tıkanmış bir ekonomi var” değerlendirmesinde bulundu.

Öne Çıkanlar