Reuters: Faizi sabit bırakması beklenen TCMB'nin kararı yeni Başkan için kredibilitede ilk eşik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın piyasalarda saygınlık kazanmış olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) başkanını görevden almasının ardından bankanın iki yıl içerisindeki dördüncü başkanı yarın ilk politika kararını açıklayacak.
Erdoğan ani bir kararla Naci Ağbal'ın yerine kendisi gibi sıkı para politikasını açıkça eleştiren ve yüksek faiz oranlarının enflasyona neden olduğu görüşünü destekleyen Şahap Kavcıoğlu'nu atamıştı. Ağbal'ın 20 Mart'ta görevden alınması piyasalarda şu anda yüzde 19 seviyesinde bulunan faizlerin kısa sürede düşürüleceği beklentisine yol açarken yatırımcıları ürkütmüş ve TL dolar karşısında yüzde 12 değer kaybetmişti. Birçok analist, Erdoğan'ın TCMB'ye yaptığı bu müdahalenin bankanın kredibilitesini sarstığı görüşünde.
Perşembe günü TSİ 14:00'te açıklanacak karar öncesinde sorulacak beş soru bulunuyor:
1. GEÇTİĞİMİZ AY FAİZLERİN ARTIRILMASINDAN BU YANA NELER YAŞANDI?
18 Mart'ta Naci Ağbal faizleri yüzde 16 seviyelerine ulaşan enflasyonu yavaşlatmak ve sıkı duruşunu güçlendirmek için beklentilerin üzerinde 200 baz puan faiz artırmış ve bu karardan iki gün sonra cumartesi günü görevine son verilmişti. Takip eden pazartesi günü TL dolar karşısında yüzde 15 değer kaybetmiş ve dolar 8.485 seviyesini görerek Ağbal'ın göreve geldiği kasım ayındaki seviyesinin de üzerine çıkmıştı. Piyasalarda 2008 finansal krizinden sonra yaşanan en büyük satış yaşanmış ve yabancı yatırımcılar bir hafta içerisinde 2 milyar dolara yakın varlık satışı gerçekleştirmişlerdi. Türkiye'nin CDS'leri 150 baz puan yükselerek 450 bp seviyesine yükselmişti.
Türkiye'nin CDS'lerini ağırlık azalt olarak pozisyonlayan Jupiter Asset Management'tan Reza Karim "TCMB başkanının değiştirilmesi piyasalarda ciddi bir şaşkınlık yarattığından dolayı çekimser bir hava mevcut" dedi. Karim yarın yapılacak toplantıya ilişkin, "Eğer değişiklik yapmaz ve sıkı para politikasını sürdürürlerse bu pozitif bir işaret olacaktır" dedi.
2. YENİ BAŞKANIN TUTUMU NE?
Eski bir bankacı ve AKP milletvekili olan Kavcıoğlu Şubat ayında bir gazeteye yazdığı yazıda yüksek faiz oranlarının ekonomiye fayda sağlamadığını ve "dolaylı olarak enflasyonun yükselmesine neden olduğunu" yazmıştı.
Göreve gelmesinden bu yana Kavcıoğlu faizleri düşürmeye yönelik ifadelerde bulunmazken enflasyonun yüksek olması sebebiyle sıkı para politikasının bir süre daha süreceği sözünü verdi. Kavcıoğlu'nun yatırımcılar ile yaptığı toplantıda yer alan kaynaklar gazetede yazdığı yazının sorulması üzerine Kavcıoğlu'nun şu anda bankanın "kurumsal görevlerine" uygun davranacağını ve yatırımcılara kendisine ilişkin değerlendirmeleri yarın gerçekleştirilecek toplantıdan sonra yapma çağrısında bulunduğunu söylüyorlar.
Kavcıoğlu'nun verdiği güvence şimdilik karşılık bulmuş gibi gözüküyor. Reuters'ın anketine katılan 19 ekonomistin 17'si bu hafta yapılacak toplantıda faizlerin sabit tutulacağını tahmin ediyor. Oyak Securuites bankanın toplantı sonrası yapacağı açıklamada faiz oranlarının gerekildiği takdirde yükseltileceği fikrinden vazgeçildiğini bile söylemesi durumunda TL'nin değer kaybedeceğini söylüyor. Morgan Stanley faizlerde bir indirime gidilmesi durumunda TL'nin yüzde 15-20 arası değer kaybedebileceği uyarısında bulunuyor.
3. POLİTİKALARDA NASIL DEĞİŞİKLİKLER GÖRÜLEBİLİR?
İlerleyen dönemde Kavcıoğlu'nun, uzun süredir devam eden yabancı yatırımcı çıkışının durmasını sağlayan Ağbal'ın planladığından daha önce faiz indirimine gidebileceği düşünülüyor. Reuters anketine katılan 14 ekonomistten 5'i Haziran ayına gelmeden faiz indirimine gidileceği tahmininde bulunurken 7 ekonomist bu indirimin yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşeceği tahmininde bulunuyor. Ancak piyasalar önümüzdeki iki yıl içerisinde faizlerin enflasyon baskısı nedeniyle daha da yükseleceği şeklinde pozisyon alıyorlar.
Bazı analistler faizlerin gerekenden önce düşürülmesinin TL'nin değer kaybetmesine neden olabileceği gibi bir çeşit sermaye kontrolü getirilmesine de neden olabileceğini söylüyorlar. Hükümet bu söylentileri kesin bir dille reddediyor. Eski IMF bölge sorumlularından ve şu anda Morgan Stanley'de baş ekonomi danışmanı olarak çalışan Reza Moghadam "Eğer faizleri artıramıyorsanız ve yeterli rezerviniz de yoksa döviz kurunu kontrol etmek için (sermaye kontrolü dışında) başka bir opsiyonunuz yok demektir. Rezerv sıkıntısı çeken birçok merkez bankası bu yolu denedi ancak çoğunluk yolun sonu iyi olmadı" diyor.
4. YATIRIMCILAR VE TÜRKİYE İÇİN RİSKLER NELER?
Ağbal'ın dünyanın en sıkı para politikalarından birini uygulamasıyla birlikte Türkiye yatırımcılar için cazip bir yer haline gelmişti. Ancak Ağbal'ın görevden alınmasının ardından bazı yatırımcılar zarar ederken kimi yatırımcılar tekrar Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünmediklerini söylüyorlar. Kredi derecelendirme kuruluşları Erdoğan'ın aldığı karar ve bu kararın para politikasının bağımsızlığına verdiği zarar nedeniyle kısa vadede yaklaşık 160 milyar dolarında dış borcu olan şirket ve bankaların ödemeler dengesi krizi riski oluşabileceğini söylüyorlar. Bu tarz bir sıkıntı karşısında Türkiye'nin eli zayıf durumda. Geçtiğimiz dönemde kuru düşürmek için yaklaşık 128 milyar dolar satan bankanın döviz rezervleri yaklaşık yüzde 75 azaldı. TL'deki değer kaybı ve artan petrol fiyatları ithal ürün fiyatlarının yükselmesine ve enflasyonun yüzde 16.2 seviyesine yükselmesine neden oldu. Wall Street'teki bankalar salgın ve yüksek işsizlik nedeniyle sıkıntı yaşanan Türkiye'de fiyatlardaki artışın bu çeyrekte yüzde 19 seviyesine kadar yükseleceğini tahmin ediyorlar.
5. ERDOĞAN NE İSTİYOR?
Reuters'ın kısa süre önce yayımladığı bir haberde belirtildiği üzere Erdoğan'ın Ağbal'ı görevden almasının iki sebebi bulunuyor: faizlerin yüksek olmasından hoşlanmaması ve siyasi sebepler
Kaynaklar Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın ekonomi bakanı olduğu dönemde satılan 128 milyar dolara ilişkin araştırma yapılmasından rahatsız olduğunu söylüyorlar. Ağbal göreve geldiğinde döviz rezervlerini yeniden güçlendirme sözü vermiş ve hükümet serbest piyasa prensiplerine bağlı kalınacağını söylemişti. Ancak analistler Kavcıoğlu döneminde yeniden döviz kuruna müdahale edilebileceğinden endişeliler. Son iki yılda üç merkez bankası başkanının görevine son veren Erdoğan bu ay faizin tek haneli rakamlara düşürülmesi çağrısını yineledi.
Brown Brothers Harriman'dan Win Thin "Erdoğan'ın söylemleri faizlerin hızla düşürülmesini istediğini gösteriyor bu toplantıdan faizlerin düşürülmesi sürprizi çıkabilmesi ihtimali var" diyor. Thin "Ekonomi salgın dolayısıyla ciddi sıkıntılar içerisinde ve Erdoğan hızla bazı teşvikleri yürürlüğe alma konusunda çaresiz durumda" dedi.