Sendikalardan tasarruf paketine eleştiri: ‘Saray harcamasını kısmayanlar memur servisiyle tasarruf yapıyor’

Sendikalardan tasarruf paketine eleştiri: ‘Saray harcamasını kısmayanlar memur servisiyle tasarruf yapıyor’
Seçimlerde AKP’nin yaşadığı oy kaybında lüks harcamalarının payı tartışılırken, kamuda tasarruf paketi açıklandı. Memurların servis hakkının kaldırılması ve istihdamın sınırlandırılmasını öngören paket sendikalara göre kazanılmış hakların geri alınması.

Müzeyyen Yüce


İSTANBUL - 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde AKP’nin yaşadığı oy kaybının en önemli sebepleri arasında üst düzey kamu yöneticilerinin lüks harcamaları gösteriliyor. Özellikle seçim sonrası çoğu AKP’li belediyenin el değiştirmesi sürecinde, kullanılan araçlar ve belediye binalarındaki özel odalara ilişkin israf iddiaları gündemdeki yerini korurken, hükümet yeni bir hamleyle Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından yapılan sunumda, kamuda tasarruf hedeflenen alanlar sekiz başlık altında toplandı.

‘Dağ fare doğurdu’ eleştirilerine neden olan pakette en dikkat çekici tedbir ise kamuda personel servisi hizmetinin toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacak olması oldu. Pakete göre ambulans, savunma ve güvenlik gibi alanlardaki zorunlu ihtiyaçlar hariç, kamuda yeni araç satın almayı ve kiralama uygulaması 3 yıl durdurulacak. Aynı zamanda Bakanlık deprem riski istinası ile kamunun yeni bina yapımı ve alımını da 3 yıl süreyle durduruyor. Yeni bina kiralanmaması ve kiralık kamu binalarının sözleşmelerinin de yenilenmemesi isteniyor.

‘TESARRUF PAKETİ DEĞİL, SALDIRI PAKETİ’

Hükümetin tedbir programını değerlendiren memur sendikaları, tasarruf önlemleri kapsamında kamudaki emekçilerin haklarından ziyade saray harcamaları, uçakları, konvoyları ve korumaları kapsayan harcamalarda tasarrufa gidilmesi görüşünde.

Açıklanan paket ile ekonomide karadelik oluşturan alanlara değil, emekçilerin haklarına dönük bir saldırı söz konusu olduğunu ifade eden Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, “Zaten yetersiz olan kamu yatırımlarının ve kamu personeli istihdamının kısılmasından güvencesiz istihdamın, angarya çalışmaların arttırılmasına, ücretlerin düşürülmesinden lojmanların ve sosyal tesislerin satılmasından servis hizmetlerinin kaldırılmasına kadar uzanan bir dizi ‘saldırı paketi’ olarak değerlendiriyoruz bu tedbirleri” dedi.

174610.jpg
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak174610.jpg

‘YENİ HASTANE, LOJMAN, KREŞ YOK DİYORLAR’

Koçak, hükümetin açıkladığı paketin tasarruf ile uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını, yapılanın kamu emekçisinde hak kaybına neden olacağını kaydederek şunları söyledi:

“Kamunun yeni bina yapımı ve alımı ile yeni bina kiralamasını durdurması demek, yeni hastane, okul, lojman, sosyal tesis ve kreş yapımlarının da durdurulması anlamına geliyor. Bu sağlık hizmetine ulaşımda, eğitimde, barınmada yaşanacak sorunları işaret ediyor. Aynı zamanda zaten sınırlı sayıda olan lojman kiralarının ve sosyal tesis ücretlerinin piyasa koşullarına göre artırılması da söz konusu. Bizim kamu emekçilerine barınma hakkı konusu taleplerimiz arasındayken bu taleplere kulak tıkayıp, üstüne böyle bir düzenlemeye gitmek devletin sosyal devlet anlayışını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Kamuda personel alımının emekli olanlarla sınırlandırılacağı ifade ediliyor. Ancak kamu emekçileri ekonomik şartlar nedeniyle emekli olamıyor ki. Çünkü emekli olduklarında maaşları yarı yarıya düşüyor ve açlık sınırının altında kalıyor. Bu da istihdamı sıfıra çekip, gençlerin çalışma alanını daraltacakları anlamına geliyor. Ayrıca zaten sınırlı sayıda kalan kamu personelinin servis hakkı da ellerinden alınıyor. Bakanlıklara alınan araçlar, konvoyla çıkılan seyahatlerden kısıtlama yapmak yerine emekçilerin servis haklarına göz dikiliyor.”

‘1 DAKİKALIK MASRAFI 2 EMEKLİ MAAŞINDAN FAZLA OLAN SARAYIN HARCAMALARI KISILMIYOR’

Söz konusu ‘tasarruf paketi’nin 31 Mart seçimlerinin ardından hayata geçirilmesini de ‘manidar’ olarak değerlendiren Koçak’a göre CHP’li belediyelerin çalışmalarını engellemek, diğer deyimle siyasi rekabete emekçiler kurban ediliyor.

“Yandaşlara, beşli çetelere, Hazineden yapılan döviz garantili projelere son verme yok. Kamu idarecilerinin kullandığı mevcut lüks uçak ve makam araçlarının sayısını azaltmak yok” diyen Koçak,
“Kur korumalı mevduat soygununun faturasını halka yıkmaktan vazgeçmiyorlar. Bir dakikalık masrafı 2 emeklinin maaşından fazla olan sarayın harcamalarından kısmıyorlar. Personel alımında liyakati ortadan kaldıran, torpilin kapısını sonuna kadar açan siyasal kadrolaşmaya son vermiyorlar. Saray harcamalarını kısmayanlar memur servisi ile tasarruf yapıyor” diye konuştu.

KESK, TASARRUF TEDBİRLERİNE KARŞI PROGRAM HAZIRLIĞINDA

Memurların şartlarının düzeltilmesini beklerken, kazanılmış haklarının ellerinden alındığına vurgu yapan koçak, memurlara yoksulluğun reva görüldüğü uygulamayı kabul etmeyeceklerini söyledi. Bu haksızlıklara karşı sessiz kalmayacağının da altını çizen Koçak, bir program hazırlığında olduklarını, bu kararlara karşı tepki vereceklerini söyledi.

MEMUR-SEN: KAZANILMIŞ HAKLAR GERİ GİTMEMELİ

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu harcamalarında tasarrufa gidilirken istihdamın öncelenmesi gerektiğine dikkat çekti. Kamu görevlilerinin çalışma koşullarının değiştirilmemesi ve toplu sözleşme hükümlerinin uygulanmasına engel olunmaması gerektiğini belirten Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Personel istihdamında; artan nüfus ve kamu hizmeti gerekliliği birlikte değerlendirilmeli, başta sağlık, eğitim, tarım alanlarına ilişkin personel ihtiyacı tasarrufa konu edilmemeli, emekli olan kadar değil kamu hizmetinin ihtiyacı kadar istihdam yapılmalıdır. Servis hizmeti noktasında hükmün açıklığı ve netliği göz önünde bulundurularak; tasarruf paketi toplu sözleşme hükümlerini engellememeli, toplu taşıma ve ulaşım altyapısı dikkate alınarak kamu görevlileri mağdur edilmemeli, kazanılmış haklar geriye gitmemelidir. Kamu lojmanları kira bedellerinin güncellenmesine ilişkin çalışma yapılırken kamu görevlilerinin giderlerini azaltacak ve sosyal devlet ilkesini göz ardı etmeyecek uygulamalar hayata geçirilmelidir. Gelir ve vergi dağılımında adaletin sağlanmasına özen gösterilerek düzenlemeler yapılmalıdır. Toplu sözleşme özerkliğini, hukukunu ve teamülünü engelleyecek düzenlemelerden kaçınılmalıdır.”

whatsapp-gorsel-2024-05-15-saat-13-23-46-196a256d.jpg
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın

‘PERSONEL ALIMI KARARI KAMU HİZMETLERİNİN AKSAMASINA YOL AÇAR’

Kamu tasarruf paketi hakkında sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirmede bulunan Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise alınan tasarruf tedbirlerinin bir kısmını desteklerken bir bölümünün ülkeye fayda getirmeyeceği görüşünde. Özellikle kamuya yeni personel alımının emekli olan kamu görevlisi sayısı ile sınırlandırılmasının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade eden Kahveci,
“Hepimizin bildiği gibi sağlık, eğitim ve güvenlik başta olmak üzere hemen bütün hizmetlerde büyük bir personel açığı olduğu bilinen gerçektir. Özellikle büyükşehirlerde kamu hizmetleri az sayıdaki personelin üstün gayretleri ile yürütülmektedir. Böyle bir karar, önümüzdeki yıllarda artacak nüfusa ve hizmet ihtiyacına paralel olarak kamu çalışanı açığının daha da büyümesine ve kamu hizmetlerinin aksamasına yol açacaktır. Ayrıca emekli maaşlarının düşüklüğü nedeniyle kamu görevlilerimiz emekli olmak istememekte, tüm çalışanlar 65 yaşına kadar görevlerinde kalmayı tercih etmektedir. Böyle bir durumda sağlık, eğitim, güvenlik, haberleşme, tarım, kültür, diyanet, enerji, yerel yönetim, imar, ulaşım, denetim hizmetleri, mühendislik, adalet, uzmanlık gibi alanlarda ortaya çıkacak personel ihtiyacının karşılanamaması ve hizmetlerin yürütülememesi sorunu baş gösterecektir” ifadelerine yer verdi.

1639243871704-dasdasjpg.jpg
Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı Önder Kahveci

‘ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE VE TOPLU SÖZLEŞME HAKKINA DARBE’

Kahveci toplu taşıma olan yerlerde personel servislerinin sonlandırılmasının da kamuya hiçbir fayda sağlamayacağını, aksine zarar getireceğini belirtti ve ekledi:

“Karar servis hizmetlerine yönelik olarak alınmış toplu sözleşme kararlarının da böyle bir çalışma ile iptal ediliyor olması, sendikacılık ve toplu sözleşme ilkelerine aykırı bir durum olarak toplu sözleşmenin özerkliğini yok etmek anlamı taşıyacaktır. Toplu sözleşme ile alınan kararların idari keyfiyetle iptal edilmesi, örgütlenme özgürlüğüne ve toplu sözleşme hakkına darbe vurmak anlamına gelmektedir. Böyle bir karar, diğer toplu sözleşme hükümlerinin de iptal edilebilmesinin önünü açacaktır.”

Öne Çıkanlar