KESK: Merkezi bütçe geri çekilmelidir

KESK: Merkezi bütçe geri çekilmelidir
Kamu emekçileri yaptıkları açıklamayla 2021 bütçesinin geri çekilmesini ve yeniden görüşülmesini istedi.

ARTI GERÇEK- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yazılı bir açıklama yaparak bütçeden kadın kamu çalışanları için eşitlik istedi. Konfederasyondan yapılan açıklamada pandemi döneminde artan kadınların iş yüküne dikkat çekildi.

Coronavirus salgınıyla birlikte çalışan kadınların görünmeyen emeği daha fazla arttı. Salgın nedeniyle ve evden çalışmaya geçilen iş yerlerinde yemek ve temizlik gibi ‘kadınların sorumluluğu’ olarak görülen işlerin büyük çoğunluğu yine kadınlara yüklenirken, çocuklu ailelerde sorumluluk yine kadınlara yüklendi. Üstelik vaka olan evlerde yine hasta bakımı da çoğunlukla kadınların üzerine kaldı.

KESK yazılı bir açıklama yaparak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekti, bütçeden kadın emekçilerin hakkını istedi.

Yapılan açıklamada, "Bütçelerin karakterinin ülkenin yönetim karakterini de belirlediği, tüm toplumsal kesimlerin yaşamını doğrudan etkilediği düşünüldüğünde biz kadınlar açısından bütçelerin yapım sürecide dahil olmak üzere bütçe hakkı en temel taleplerimizden biri olmaya devam etmektedir" denildi.

2020 küresel toplumsal cinsiyet uçurumu raporundan verilere yer verilen açıklamada Türkiye’nin 153 ülke arasında 130. sırada olduğu hatırlatıldı. 2021 yılı bütçesinin de toplumsal cinsiyet eşitliği normlarına uymadığı için sıralamayı değiştirmeyeceği ön görüsü paylaşıldı.

2021 bütçesinin kadınların sorunlarının daha da derinleştireceğinin kaydedildiği açıklamada, "2021 merkezi bütçesinin yapım aşaması önceki yıllarda yapılan bütçeler gibi katılımcılık ve şeffaflıktan uzak bir şekilde hazırlanmış, yine eril bir bakış açısıyla hazırlanmış, gelir ve cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere toplumsal eşitsizlikler yine görmezden gelinmiş,  sermayeyi ve güvenlikçi politikaları önceleyen bir bütçe hazırlanmıştır" ifadelerine yer verildi.

‘SOSYAL YARDIMLARDAN FAYDALANAN KADINLARIN ORANI YÜZDE 62’

2021 bütçesinin sosyal politikayı değil sosyal yardımı önceleyen bir şekilde hazırlandığına dikkat çekilen açıklamada pandemi döneminde ücretsiz izin ve işten çıkarılan kadınların oranının erkeklere göre daha fazla olduğuna, "Uzun yıllardır uygulanan neoliberal politikalar nedeniyle yoksulluğun kadınlaştığı tespitleri yapılırken pandemiyle birlikte kadın yoksulluğu ve işsizliği korkunç rakamlara ulaşmıştır. BM Türkiye kadın biriminin açıkladığı verilere göre pandemi sürecinde erkeklere göre işini kaybeden kadınların oranı %32 iken, kadınların ücretsiz izin kullanım oranı erkeklerden % 42 daha fazla olmuştur. DİSK AR’ ın Temmuz 2020 de açıkladığı ve Covid-19 etkisiyle revize geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 45,3 (5 milyon 219 bin) olmuştur. Hâlihazırda sosyal yardımlardan faydalananların %61′ inin kadınlardan oluştuğunu düşündüğümüzde AÇSHB’ nın bütçesinde 69,5 milyar TL’ lik pay ayrılan sosyal yardımların bırakalım tüm toplumu, yalnızca kadınların temel yaşamsal ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan uzaktır" şeklinde açıklandı.

"Kadınların Güçlenmesi Programına" ayrılan bütçe toplam bütçenin on binde 3 olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, yapılan yardımların kadınlara değil, kadınlara yüklenene engelli, yaşlı ve çocuk bakımına ayrılan miktar olduğu belirtildi.

KADINLARIN VERGİ YÜKÜ DAHA FAZLA

KESK, vergi yükünün kadınlar için daha ağır olduğuna, "Çünkü kadınlar işgücü piyasasındaki ayrımcılıklar nedeniyle erkeklerden daha düşük gelir elde etmekte, bunun yanı sıra, gelirlerinin de daha büyük bir kısmını hanenin temel ihtiyaçlarına ayırmaları nedeniyle dolaylı vergilerden fazlasıyla olumsuz etkilenmekteler. Halktan toplanması planlanan 1 Trilyon 59 Milyarlık verginin 660 milyarı ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerdir. Tüketim üzerinden alınan bu vergiler adaletsiz olup cinsiyet eşitsizliğini de derinleştirmektedir. 200 milyar TL’lik gelir vergisine karşılık 112 milyar TL’lik kurumlar vergisinin toplanacak olması vergi yükünün hem tüketim hem de gelir üzerinden emekçilere yüklendiğinin göstergesidir. Halktan toplanan bu vergiler yandaş, savaş ve israf başlıklarına harcandığı için ilave olarak 245 milyar borçlanılacak olması ise geleceğimizin harcanmasıdır. AKP toplumun geleceğini harcamıştır. Kamu gelirleri adaletsiz bir şekilde toplandığı gibi kamu harcamaları da kadınlara yönelik ayrımcılık ve eşitsizlikleri azaltacak şekilde dağıtılmamaktadır" sözleriyle açıklık getirdi.

OECD ülkeleri içinde erkek şiddeti ve kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı ülkenin Türkiye olduğunun kaydedildiği açıklamada Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde 2023’ e kadar artışın planlanmadığını ve bütçede kadınlara barınma ve kreş desteğinin miktarının ne kadar olacağına dair herhangi bir ifadenin yer almadığı bilgisi paylaşılarak göçmen kadınlar ve LGBTİ+ bireylere yer verilmediği ifade edildi.

‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNE DUYARLI BÜTÇE’

"Kamu politikaları tasarımında toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi hedefiyle eşleşen bir bütçe oluşturulması gereklidir" denilen açıklamada, "TBMM genel kurulunda görüşülen ve başta kadınlar olmak üzere halkın büyük bölümünün ihtiyaçlarını gidermekten uzak, toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren merkezi bütçe geri çekilmelidir" talebi dile getirildi. 

KESK bütçeye ilişkin şu taleplerde bulundu: 

Eşitleyici kamu hizmetlerinin tasarımı ve uygulanması,

İhtiyaçları farklılaşan ve özel politika uygulaması gerektiren kesimlerinin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi,

Demokratik, kapsayıcı ve adil bir kalkınma için sadece kadınlarla erkekler arasında değil grupların kendi içlerindeki eşitsizliklerin giderilmesi,

Kadın emeği sömürüsünün önlenmesi ve ev içi emeğin hakkının verilebilmesi,

Bütçe uygulama süreçlerinde eşitsizliğin yeniden üretilmesinin engellenmesi,

Bütçe gelirlerinin toplanması ve harcanması süreçlerinde eşitsizliğin yeniden nasıl üretildiğinin ortaya çıkarılması için

Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme  (TCDB) yapılmasını talep ediyoruz.

Öne Çıkanlar