Akif Beki'nin 'muhafazakar medya' eleştirisine 250 bin TL'lik dava

Akif Beki'nin 'muhafazakar medya' eleştirisine 250 bin TL'lik dava
Köşe yazısında, Bakan Karaismailoğlu'nun bir ihalesiyle ilgili bir haberin başlığını alıntılayıp “Hangisi doğru, hangisi yanlış? Aslı astarı ne? Muhafazakâr medyada okuyor musunuz hiç bu haberleri?” diyen Beki'ye 250 bin TL'lik dava açıldı.

Artı Gerçek - Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, köşe yazısında hakkında yapılan bir haberi anımsatarak, “Hangisi doğru, hangisi yanlış? Aslı astarı ne? Muhafazakâr medyada okuyor musunuz hiç bu haberleri?” sorusunu yönelten Karar gazetesi yazarı Akif Beki hakkında 250 bin TL’lik dava açtı.

T24'ün haberine göre, Beki, yazısında, davayla ilgili olarak, “Hem cevap ve düzeltme hakkı için, aramaları kâfiydi. Noter, mahkeme masrafına da gerek yoktu. Göz korkutmak, bastırmak ve yıldırmak değilse amaç” ifadelerini kullandı.

Beki, “Daha ne olacaktı AK Partili kardeşim” başlıklı köşe yazısında Karaismailoğlu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bir ihalesi ile ilgili olarak başka bir yayın organında çıkan haberin başlığına yer verdi ve “Hangisi doğru, hangisi yanlış? Aslı astarı ne? Muhafazakâr medyada okuyor musunuz hiç bu haberleri?” sorusunu yöneltti.

'YALAN VE AHLAKSIZ İFTİRA' DENİLDİ

Beki’nin bu sorusuna bakanın avukatı tekzip ve davayla karşılık verdi. Beki hakkında 250 bin TL’lik tazminat davası açan Karaismailoğlu’nun avukatı, dava dilekçesinde, yazıdaki ifadelerin yalan ve iftira niteliğinde olduğunu savundu. Gazeteye gönderilen ihtarnamede de “yalan ve ahlaksız bir iftiranın söz konusu olduğu”, “AK Parti davasına hakareti gerekçe yapan hezeyanları reddettikleri”, “basiretli bir gazetecinin kulaktan kulağa taşınan iftiralı köşesine taşımayacağı” gibi ifadeler kullanıldı.

'DUYARLILIĞIMA TEŞEKKÜR EDİLEBİLİRDİ'

Beki, ihtarname ve dava ile ilgili yazısında, yaşanan süreci aktararak şunları kaydetti:

“'Onlar yalan, doğrusu bu' dense gerçek ortaya çıkacak, mevzu kapanacaktı. Yazımda, gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyorum. Bu tür iddiaların üstüne gitmeyenlerdeki duyarsızlaşmayı eleştiriyorum. Niye hakaret, iftira, karalama olsun? Duyarlılığıma teşekkür ederek kamuoyunu aydınlatabilir, işin aslını anlatabilirlerdi. Bilgilendirici bir açıklama, daha doğru ve etkili olmaz mıydı? Yolsuzluk, kayırmacılık, peşkeş iddialarının üstüne gidilmesiyle değil, bu şaibelerin kendisiyle mücadele etmeleri beklenir. Hem cevap ve düzeltme hakkı için, aramaları kâfiydi. Noter, mahkeme masrafına da gerek yoktu. Göz korkutmak, bastırmak ve yıldırmak değilse amaç.” (Kaynak)

Öne Çıkanlar