'AKP'nin eğitim vizyonu çöken sistemin vitrin düzenlemesidir'
HDP, Milli Eğitim Bakanlığı'nın '2023 Eğitim Vizyon Belgesi'ne dair açıklama yaptı.
HDP Eğitim Politikaları, Kültür ve Sanattan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Sevtap Akdağ Karahalı "Eğitimde 2023 Vizyon Belgesi: Çöken sisteme vitrin düzenlemesi" başlıklı bir açıklama yayımladı.
"2023 Vizyon Belgesi olarak sunulan eğitim politikalarının eğitim sisteminin sorunlarını çözmeye odaklı olduğunu söylemek mümkün değildir" denilen açıklamada "AKP'ye ve devlete sadık bireyler, sermayeye ucuz işgücü, erkek egemenliğine boyun eğen kadınlar yetiştirmek yönelimi süslü sözlerle perdeleniyor" vurgusu yapıldı.
Yazılı açıklamada şunlara yer verildi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 16 yıllık AKP iktidarının 7’inci Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da katıldığı toplantıyla, Milli Eğitim Bakanlığı 2023 Eğitim Vizyon Belgesi yakın bir zamanda açıklandı.
16 yıldır tek başına iktidar olan AKP, eğitim sisteminin kronikleşmiş köklü sorunlarına, kalıcı çözümler üretmeye hiçbir zaman yönelmedi. Her bakan değişiminde, kimi zaman süslü sözlerin, kimi zaman "kindar dindar nesil yetiştirme" söyleminde olduğu gibi açıkça ifade edilen ideolojik söylemlerin arkasından yapılan değişiklikler, eğitim sistemini çökme noktasına kadar getirdi. Bakan’ın kendi ifadesinde belirttiği gibi, eğitim sistemi "yoğun bakım" seviyesinde hastadır. Temel nitelikleri değişmeyen piyasacı, milliyetçi, mezhepçi, cinsiyetçi, anti demokratik ve bilim dışı yaklaşımla bu hasta yataktan kalkamaz. Olan çocuklarımıza, gençlerimize, geleceğimize olmaktadır.
Yeni Bakan’ın açıkladığı 3 yıllık vizyon belgesine baktığımızda da, "Hedefler" başlıkları altında ifade edilen süslenmiş söylemlerin, somut bir içeriği ve planlamayı içermeyen ve şimdiye dek defalarca tekrarlanıp gereği yerine getirilmemiş süslü vaatler olmaktan öteye geçmediği görülüyor. Örneğin herkesin ortaklaşacağı başlıklardan "5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu olması" hedefi neredeyse 10 yıldır tekrarlanan ama gereği bir türlü yerine getirilmeyen bir hedef. Sormak isteriz, Okul öncesi eğitim hangi hazırlık planı ile ve hangi tarihte zorunlu olacaktır? MEB’in 2019 bütçesinde eğitim yatırımlarına ayrılan pay, 2018’de %8,36 iken, 2019 için %4,88’e çekilirken ve yatırımlarda aslan payı imam hatiplere ayrılırken bu hedefin gerçekçi olmayan bir vaat olduğunu anlamak hiç kimse için zor olmasa gerek.Yine belgede yer alan "Öğretmenlik meslek kanunu çıkarılması" hedefi, içeriği hakkında hiçbir bilgi olmayan bir savsöz olmaktan öte anlama sahip değil. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak, iyi kurgulanmış, iddialı cümlelerin altını kazıdığımızda 16 yıldır derinleşen, eğitim sistemini kötürümleştiren bir anlayış gözler önüne seriliyor. 2018-2019 Eğitim Öğretim yılının açılışı vesilesiyle hazırladığımız raporumuzda bu anlayışın eğitim politikalarını temel başlıklarıyla kapsamlı olarak irdelemiş ve 14 Ekim 2018 tarihinde kamuoyu ile paylaşmıştık. Burada vizyon belgesinin anlayış sürekliliğini ifade eden birkaç başlığına değinmekle yetineceğiz.
- Önceki dönemlerde ‘Öğretmen Strateji Belgesi’ adı altında ifade edilen piyasacı anlayış, bu kez ‘Okul Temelli Gelişim Modeli’ adı altında önümüze getiriliyor. Özel öğretim kurumlarında bürokrasinin azaltılması" ve"özel öğretim kurumları ile işbirliğinin güçlendirilmesi" yaklaşımı, özel okulların kamu kaynaklarıyla desteklenmesine devam edileceği anlamına geliyor. Okulların finansmanının kendi öz kaynaklarından (bağışlar, aidatlar vb) sağlanması yaklaşımının öne çıkartılması ise, piyasacı anlayışın derinleştirileceğinin ifadesi olarak okunmalıdır.
- ‘Öğrencilere okurken çalışma fırsatı verilecek’ ifadesiyle "müjde" gibi sunulmaya çalışılan yaklaşım, çocuklarımızın eğitimlerini sürdürürken sermayeye ucuz iş gücü olarak,"çocuk işçi" olmasının teşvik edileceğini göstermektedir.
- ‘Sınavla öğrenci olan okul sayısının azaltılması’ hedefi irdelendiğinde, öğrencilerimizin eğitim hayatı boyunca bir sınavdan diğerine hazırlanmakla uğraştığı koşullarda, bu hedefin nasıl somutlanacağına dair bir ipucu görünmüyor. Bu hedef, okullar arasındaki nitelik farklarını ortadan kaldıracak somut adımlar atılmadan, olsa olsa sınavla öğrenci alacak "nitelikli" okul sayısını azaltabilir.
- İmam hatip okullarına belgede geniş bir yer ayrılması ve alt başlıklarda ifade edilen hedefler (Program çeşitliliği, ders çeşidinin azaltılması, Arapça ve İngilizce yaz okulları, imam hatip okulları ile üniversiteler arasında işbirliği) imam hatiplerin ayrıcalıklı konumunun ve okul türleri arasındaki ayrımcılığın süreceğini gösteriyor.
- Demokratik eğitimin temel kriterlerinden biri ve aynı zamanda, farklı etnik kimliklerden oluşan çok dilli, çok kültürlü toplumsal yapımızın ihtiyacı olan "anadilinde eğitimi temel alan çok dilli eğitim" yaklaşımı, vizyon belgesinde yer almadığı gibi, anadili kelimesine rastlamak bile mümkün olamıyor.
- Vizyon belgesinde, eğitim emekçileri olarak öğretmenlerin farklı statülerde çalışmasının(kadrolu, sözleşmeli, ücretli) gitgide güvencesizliği artarak devam edeceği anlaşılıyor. Sözleşmeli öğretmenin görev süresinin 6 yıldan 4 yıla indirileceği söylemini ise ancak ölümü gösterip sıtmayı müjde ilan etme politikası olarak değerlendirebiliriz. Önce atama bekleyen eğitim emekçilerini işe alımda 6 yıl sözleşmeliliğe mahkûm et, sonra olması gereken kadrolu istihdamı gündemine alma ve 6’yı 4’e indirmeyi lütuf olarak sun… Haksız ve ayrımcı uygulamaların kaynağı olan ‘mülakat’ ve ‘güvenlik soruşturması’na son vermekten bahsetme, bu uygulamaları "yandaş memur" yaratmak için Demokles’in Kılıcıolarak kullanmaya devam et… Resmi öğretmen açığını 117 bin olarak açıklarken, ataması yapılmayan 400 bini aşkın öğretmenin atanma sorununa değinme…
- 400 bini aşkın öğretmen atama beklerken, pedagojik formasyonu olmayanların öğretmen olarak atandıktan sonra, MEB tarafından ‘mesleki gelişim’ çerçevesinde formasyon eğitimi alacağının belgede yer alması son süreçlerde MEB ile Diyanet ve dini vakıflar arasındaki anlaşmalar, görevlendirmeler düşünüldüğünde, bu uygulamanın nasıl gerçekleşeceği konusunda yeterli ipucu veriyor olmalı.
AKP'YE SADIK BİREYLER YETİŞTİRMEK HEDEFLENİYOR
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama gerekli değil. Diğer başlıklar da benzer nitelikte. 2023 Vizyon Belgesi olarak sunulan eğitim politikalarının eğitim sisteminin sorunlarını çözmeye odaklı olduğunu söylemek mümkün değildir. Ekonomik, sınıfsal, cinsiyete bağlı vb. eşitsizlikler ve anadilinde eğitim gibi en temel sorunları çözme; eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik özlük haklarını geliştirme perspektifi, öncekilerde olduğu gibi bu vizyon belgesinde de yer almıyor. AKP'ye ve devlete sadık bireyler, sermayeye ucuz işgücü, erkek egemenliğine boyun eğen kadınlar yetiştirmek yönelimi ise süslü sözlerle perdeleniyor.
Biz HDP olarak, eğitim sisteminin toplumun üretken kapasitesini geliştirecek, bireyin kendisini gerçekleştirebilmesini sağlayacak, bireyi özgürleştirecek, demokratik bir toplum düşüncesini destekleyecek şekilde oluşturulmasını; bilimsel temellerde yükselmesini; insanlık tarihinin kazanımları olan evrensel değerlerle uyumlu olmasını; herkes için eşit seviyede ulaşılabilir olmasını; anadilini, ortak dili ve en az bir yabancı dili dört dörtlük öğretecek şekilde düzenlenmesini savunuyoruz. Bütün bunların velisinden öğrencisine, öğretmeninden eğitim sendikalarına kadar, eğitimin tüm bileşenleri ile yan yana gelerek, birlikte tartışıp, ihtiyaçları birlikte belirleyip, birlikte eyleyerek hayata geçirilebileceğini biliyoruz. Bütün bu yaklaşımlardan uzak temeller üzerine inşa edilmiş bir "Vizyon"un "Vitrin" düzenlemek dışında bir anlamı olmayacağını bir kez daha dile getiriyoruz. (HABER MERKEZİ)