Alevi örgütlerinden yeni müfredat tepkisi: Zorunlu din dersinin kaldırılmasını istiyoruz
Mehmet MENEKŞE
Amasya - Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini tartışmaya açtı. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda din dersi dördüncü sınıftan on ikinci sınıfa kadar zorunlu olurken, Alevilik sadece on ikinci sınıflarda dördüncü ünitede ‘İslam düşüncesinde tasavvufi yorumlar’ başlığı altında yer aldı. Alevi sivil toplum örgütleri zorunlu din dersi dayatmasının sürdürülmesine tepki gösterdi. Laik sistemde zorunlu din dersinin kaldırılması gerektiğini belirten Alevi örgütleri AKP’nin eğitimi laik, bilimsel temelden kopardığını, kendi düşüncesine uygun eğitim müfredatı yaptığı yönünde eleştirdi. Artı Gerçek’e konuşan Alevi sivil toplum örgütü yöneticileri “Devletin dini olmaz, devlet bir inanışı topluma dayatamaz, tüm inançlara eşit mesafede olası gerekir” uyarısında bulundu.
ALEVİLİK DİN DERSİ KİTABINDA OLSUN DEMEDİK
Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istedikçe AKP hükümetinin zorunlu din dersinin sayısını artırdığını belirten Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe şöyle konuştu:
“Bizim din dersi kitabında niçin Alevilik yoktur gibi bir itirazımız hiç olmadı. Biz hiçbir zaman Alevilik de din dersi kitaplarında olsun demedik. Tam tersine Aleviliği tanımlamak size düşmez dedik. Hatta İslami çevrelerin bile aynı duyanlılığı göstermiş olması gerekirken, yani İslam'ı tanımlamak devlete düşmez, Milli Eğitim Bakanlığı'na hiç düşmez demesi gerekirken, oralarda da ufak tefek itiraz sesleri yükselse de bizim kadar net bir itiraz ortaya konulmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını dikkate alarak, sözüm ona, arkadan dolanarak din dersi kitaplarına da Aleviliği tanımlamaya, böyle tam tarifiyle söyleyeyim, hadsizliğini yaptılar. Aleviliği tarif ederek din dersi kitaplarına koydular ve ‘Bakın Alevilik de var’ demeye başladılar. Tarif ettikleri inancın bizim inancımızla, inancımızın özüyle uzaktan yakından bir ilgisi yok.”
ALEVİLİK KENDİNE ÖZGÜ BİR İNANÇTIR
Aleviliği İslam’ın farklı bir yorumuymuş gibi gösterilip, tasavvufi bir yorum gibi gösterilmesine tepki gösteren Cuma Erçe sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alevilik herhangi bir dinin, herhangi başka bir inancın içinden çıkan bir yorum değildir. Tam tersine Alevilik kendine özgü bir inançtır. Yani Alevilik Aleviliktir. Kimseye bunu tanımlamak haddi düşmez. Başka dinleri tarif edebilirler, tanımlayabilirler. O dinlerin taraftarları ya da mensupları o dinlere inananları ilgilendirir, bizi ilgilendirmez. Ama bizim itiraz ettiğiniz nokta din dersleri kitaplarında Alevilik niçin yoktur değildir. Bizim itiraz ettiğimiz nokta laik eğitimde, laik bir devlette devlet din işlerine karışmaz, dini tanımlamaz ve çocuklara o yaşlarda çocukların somut öğrenme çağlarında, soyut öğrenmede uzak oldukları çağlarda çocukların akıllarını karıştırmak değildir.
ALEVİLİĞİ TÜMDEN YOK ETMEK İSTİYORLAR
Cuma Erçe açıklamasında AKP Hükümetinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle “Oluşturmak istedikleri parti devletine uygun, dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek, eğitimi bilimden, akıldan, laiklikten koparıp, itaat eden, teslim olan, itiraz etmeyen, karşı çıkmayan, sorgulamayan, okumayan, düşünmeyen bir toplum yaratmak istiyor” dedi.
Erçe açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Aleviliği tümden ortadan kaldırmayı hesaplıyorlar. Aleviliği ancak bu şekilde kaldıracaklarını düşünüyorlar. Ama yanılıyorlar. Bu yeni yayınladıklarımın müfredatta Alevilik yine bir tanımlamayla İslam dininin tasavvufi bir yorumu olarak gösterilerek aslında gerçekten Aleviliğe aleni bir şekilde hakaret edilmektedir. Aleviliğe ve Alevilere hakaret edilmektedir. Biz hiçbir inancı bir başka inancın yorumu olarak tarif etmeyiz. Yani Hristiyanlık Yahudiliğin yorumudur demeyiz. İslam bir başka Hristiyanlığın yorumudur demeyiz. Ama hiç kimsenin de devlet de olsa, bakan da olsa, cumhurbaşkanı da olsa Aleviliği tanınmamaya tarif etmeye hakkı yoktur, haddi de değildir. Biz okullarda, eğitim kurumlarında devlete ait olan eğitim kurumlarında din derslerinin olmasını doğru bulmuyoruz. Zorunlu din derslerinin derhal kaldırılmasını istiyoruz.”
MÜFREDAT AKIL VE BİLİMDEN UZAK
Müfredatın bilimden uzak olduğunu söyleyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe şunları söyledi:
“Biz bu müfredatın genel anlamıyla bilimden ve akıldan uzak olduğunu net olarak söylüyoruz. Bu müfredat bir partinin seçim ya da bir partinin propaganda aracıdır. Bunu kabul etmeyiz. Okurlarımız ne yazık ki hızla bilimin ve aklın gösterdiği yoldan uzaklaşıyor. Çocuklarımızın kafaları hurafelerle, korkuyla dolduruluyor. Bilmedikleri, görmedikleri dokunamadıkları kimi dinsel motiflerle kimi dinsel öğelerle çocuklarımıza ne yazık ki travmalar yaşatılıyor. Bu bir toplumsal vakadır ve toplumun bütün kesimleri, aydınları tarafından karşı durulması gereken bir olgudur. Sadece Alevilerin değil, bütün aydınların, bütün demokratların, bütün laiklerin bu işi kesinlikle gündemlerine almaları ve karşı çıkmaları gerekmiştir diye düşünüyoruz.”
'MAHKEME KARARLARI VAR'
Zorunlu din derslerinin din ve vicdan hürriyetine aykırı olduğunu, kaldırılması ile ilgili mahkeme kararları olduğunu belirten Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan şu şekilde konuştu:
“Yıllardır Türkiye'de eğitim politikalarla ilgili özellikle zorunlu din destekleri yani din kültürü ve halk bilgisi dersinin zorunlu olmasıyla ilgili gerek iç hukukta gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde kişi ve hak özgürlükleriyle ilgili, din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili defalarca kazanılan davalar var. AHİM’in zorunlu din dersi olmaz kararına rağmen AKP iktidarı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da sağır ve körü oynamaya, bildiğini okumaya devam ediyor, mahkeme kararlarını yok sayıyor. Devletin dini olmaz, devlet laik olur, hiçbir inanca, mezhebe ayrıcalık tanımaz ve bir inanca dayatmaz. Eğitimin dinselleştirilmesi, eğitimin medreselere dönüştürülmesine dair itiraz maalesef sadece Alevilere kalıyor. Bizler her şeye rağmen laik, bilimsel eğitim için, din ve vicdan özgürlüğü için, eşit yurttaşlık hakkı için mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
'BÜTÜN OKULLAR İMAMHATİPLEŞTİRİLDİ'
ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan şunları söyledi:
“Devlet tüm inançlara eşit mesafede olmalı, belli bir inancı, mezhebi çocuklarımıza dayatmamalı. Biz bunu dile getirdikçe AKP iktidarı önce Fethullah Gülen denilen FETÖ terör örgütüyle, şimdi de onun başka versiyonu olan cemaatlerle okullara girdi değerler eğitimi adı altında dini eğitim vermeye devam ediyor. Adeta Milli Eğitim Bakanlığı diye bir bakanlık yok, Diyanet İşleri Başkanlığının müdürlüğü gibi çalışıyor. Cemaatlerle, tarikatlarla yapılan protokoller haftada 16 saat imamların okullarda ders verdiği bir sürece geldik. Tüm okulların tabelaları değişmese de okullar aslında bir nevi imam hatipleştirildi. AKP iktidarı ve onun Milli Eğitim Bakanı bu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile cemaatlerle, tarikatlarla, Diyanetle Türkiye'de tek bir din anlayışını, gericiliği, ırkçılığı çocuklarımıza dayatıp, eğitimi adeta medrese sistemine çevirme girişiminin bir adımıdır. Veli dernekleri, Alevi kurumları, seküler yaşamdan, laiklikten, özgürlükten yana olan tüm toplumsal kesimlerin bu konuda, bu sürece itiraz etmemiz gerekmektedir. Bizim Alevi kurumları olarak, Alevi Bektaşi Federasyonu olarak bu müfredatı kabul etmemiz söz konusu değil.”
TOPLUMU ORTAÇAĞA GÖTÜRMEK İSTİYORLAR
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez de yeni müfredata ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“AKP’den beklenen tam da budur, sözde bu yeni müfredat ve eğitimin dinselleşmesi bizi hiç şaşırtmıyor. AKP Alevilerin dine laik, özgürlükler, eşit yurttaşlık bakış açısından rahatsız oluyor. Biz Aleviliğin din dersi içerisinde olsun, anlatılsın istemiyoruz, tam tersine din dersi kaldırılsın, zorunlu olmaktan çıkarılsın istiyoruz. Biz kendi inancımızı, kendi çocuklarımıza öğretiriz. Bizim isteğimiz dinler tarihinin öğretilmesiydi, din derslerine dinler tarihini koymuyorlar, bütün müfredatı dinselleştirip, yalnızca Sünniliği eğitimin içine alarak tüm topluma dayatıyorlar. Aklı, bilimi, din ve vicdan özgürlüğünü, insan haklarını dışlayan bu anlayıştan ne beklenir? Bunların yüzyılı insanlığı ileriye doğru taşıyacak yüzyıl değil, orta çağ zihniyetine götürecek yüzyıl. Halen daha bu anlayışla hareket ediyorlar.”
CHP'den yeni müfredat tepkisi: AKP iktidarının çağdışı eğitim manifestosu
MEB’in ‘müfredat taslağına’ tepki: Müfredat parti programı olarak hazırlanmış