Avukatlar adliyede mahkemenin Can Atalay kararını protesto etti

Avukatlar adliyede mahkemenin Can Atalay kararını protesto etti
Avukatlar, İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin AYM kararına rağmen tahliye kararı vermemesini protesto etti. ÖHD’li avukat Eski “Kürt mahallesinde denediklerini daha sonra bütün muhalif mahallelerde uyguluyor” dedi.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL- Can’ın Arkadaşları/ Meslektaşları’nın çağrısıyla birçok hukuk örgütü Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararını İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye kararına bağlamayıp ve geç saatlerde dosya avukatlarına vermeden basın yoluyla duyurarak Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne yollamasını protesto etti.

Kararın gece açıklanmasının ardından bugün Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen avukatlar bir basın açıklaması yaptı.

SELEK: HUKUKSUZ KARARLARIN İLERİDE KENDİ İSİMLERİYLE ANILMASINDAN KORKUYORLAR

İlk olarak söz alan Avukat Alp Selek, “Ben Can’ı çocukluğundandır tanırım. Milletvekilliğini en güzel şekilde yapacak kişilerden biridir. Fakat onun vekil olmasından rahatsız olan kişiler de var. Bir mahkemenin duruşmadan kaçması ne demek? Onu da anlayamıyorum. İçeride verilen kararların hukuksuz olmasından kaçıyorlar. Hukuksuz kararların ileride kendi isimleriyle anılmasından korkuyorlar. Şimdi de Yargıtay’a yolladılar” dedi.

Alp Selek’in ardından Avukat Ekin Yavuz basın metnini okudu. Yavuz, 27 Ekim tarihinde AYM’nin verdiği kararını hatırlatarak 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi adeta ‘saklambaç’ oynamış, avukatların ve milletvekillerinin mahkeme kalemine giriși engellenmiş, avukatlar güvenlik görevlleri tarafindan fiziksel ve sözlü șiddete maruz kalmıştır” ifadelerini kullandı.

Avukat Ekin Yavuz açıklamanın devamında ise şunları söyledi:

“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarak açıkça suç işlemiş ve işledikleri bu suça adliye bürokrasinini ortak etmiştir. Keyfi bir tutumla avukatlarla ve milletvekilleriyle görüşmekten imtina eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti dün akşam, dosyanın avukatlarının haberdar olmasından önce medyada yayınlanan karar ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nda olmayan bir usulle dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermiştir. Amacı en bașından beri topluma göz dağı vermek olan Gezi Davası'nın ve Can Atalay özelinde yașanan dünkü gelişme hukuk devleti açısından utanç vericidir."

‘KARARIN SARAYDA VERİLDİĞİNİN İSPATI’

"Kararın sarayda verildiğinin ispatı olarak karar tarihi karardan 17 gün önce yazılmış, heyet yerine sadece mahkeme başkanının imzası konacak șekilde muhakeme hukukuna dikkat etmeyecek kadar pervasızlaşmışlardır.”

Ekin Yavuz açıklamayı bitirirken Can Atalay ve Gezi tutuklulukları için mücadele edeceklerini söyledi.

GÜLTEKİN: BU BİR SUÇ İHBARIDIR

İzmir Barosu’ndan gelen ve aynı zamanda Can Atalay’ın okul arkadaşı olan Volkan Gültekin ise adliye önünden savcıları suç duyurusunda bulunmaya çağırdı. Gültekin, “Bu basın açıklaması bir suç ihbarıdır. Dolayısıyla çok net belirlenmiş Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bir karar uygulamamak suçtur. Görevi yaptırmamak suçudur.”

VEYSEL ESKİ: HUKUKU SÜRÜNCEMEDE BIRAKMAK TAVIR HALİNE GELDİ

Özgürlükçü Hukukçular’dan Avukat Veysi Eski söz aldı. Eski, Atalay dosyasındaki gelişmeleri “Anayasa Mahkemesi başkanının da dediği gibi ‘yorum kakafonisi’ başladı. Hukuku sürüncemede bırakmak mahkemeler açısından bir tavır haline geldi. Başkanın idari yazışması söz konusudur. Amiyane tabirle gargara yapıyorlar” sözleriyle değerlendirdi.

‘BİZ BUNLARI KÜRT MAHALLESİNDE YAŞADIK’

Avukat Eski, Kobanê davasından yargılanan azami tutukluluk süresi dolan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ın da tahliye edilmediğini, eski HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:

“Mahkemeler bu bütün tahliye etmeme gerekçelerini şöyle açıklıyor; ‘Bu tutuklama benim tutuklamam değil. Ben tutuklamadım öbürü tutukladı’ bizim de bahsettiğimiz bu ‘yorum kakafonisi’ ‘gargara’. Şu an Can Atalay’ın Gezi davasında da aynısı yaşıyoruz. Çünkü bu devlet Kürt mahallesinde denediklerini daha sonra bütün muhalif mahallelerde uyguluyorlar. Biz bu olanları Kürt mahallesinde yaşadık şimdi de Gezi davasında görüyoruz. Birilerinin hem Kobanê ile hem de Gezi ile sorunu bitmedi. Gezi’dekilerin de Kobanê sokağa çıkanların da onlarla sorunu bitmedi. Can’ı mutlaka ama mutlaka alacağız.”

Öne Çıkanlar