Diyarbakır'da deprem mağduriyeti: AFAD yetersiz, kayyım belediyeleri ortada yok
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR - Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremde can kaybı artıyor. Enkaz kaldırma çalışmasının sürdüğü Diyarbakır’da ölü sayısı 144’e, yaralı sayısı ise 877’e yükseldi. Merkezde yıkılan 7 binada enkaz kaldırma çalışması devam ediyor. Hala enkazda kaç kişinin olduğuna ilişkin net bir bilgi yok. Ölü ve yaralı sayısı artabilir.
BATTANİYE, GIDA VE YAKACAK SORUNU VAR
Depremin vurduğu Diyarbakır’da hasarlı yapılar da risk oluşturuyor. Bağlar, Şehitlik başta olmak üzere birçok yerde hasarlı yapılar olduğu ifade ediliyor. Hasar tespit çalışması yapılamadığı için hangi binanın riskli olduğu şu an bilinmiyor. Evlerinde kalamayan Diyarbakırlılar geceyi parklarda, araçlarda yada çadırlarda geçiriyor. AFAD’ın çadır kurduğu Koşuyolu, Sümerpark ve Nevroz Parkında depremzedeler mağduriyet yaşıyor. Çadırların çoğunda battaniye yok. Elektriklerin de olmadığı çadırlarda yurttaşlar ataşe yakarak ısınmaya çalışıyor. Gece boyu devam eden kar yağışı ise mağduriyeti arttırıyor. Depremzedeler yaktıkları ateşin etrafında ısınarak geceyi geçirmeye çalışıyor. En temel ihtiyaçları ise battaniye, odun ve gıda.
KURUMLAR YETERSİZ
Depremin ardından kent seferber olmuş durumda. Çadır ve battaniye gibi ihtiyaçlar AFAD yâda Kızılay tarafından karşılanması gerekiyor. Normal sivillerin, Diyarbakırlıların ellerinden geleni yaptığını anlatan depremzedeler en çok resmi kurumlardan şikâyetçi. Koşuyolu parkında geceyi soğuk havada geçiren depremzedelerin dile getirdiği sorunların bazıları şunlar: “Bakın gece boyu hayırsever insanlar yardım etmeye çalışıyor. Kimi odun getiriyor, kimisi ise evde hazırladığı börekleri, meyve suyu, su getiriyor. İnsanlar elinden geleni yapıyor. Ama AFAD, Kızılay yâda Valilik bu konuda eksik.”
ORGANİZASYONSUZLUK MAĞDURİYET YARATIYOR
Kızılay yâ da AFAD’ın yardım tırları yok mu? Depremzedelerin anlattığına göre oldukça fazla. Gün ortasında Koşuyolu parkı girişine Kızılay Tırı geldiğini anlatan bir yurttaş, şunları anlattı: “Tır çadır ve battaniye doluydu. Bu parkta binlerce insan kalıyor. Tır geldi, parkın etrafında iki tur attı. Durmadan devam etti. Çünkü koordinasyon sağlayacak kimse yoktu. O tırla birlikte görevliler olacaktı. Organizasyon sağlayıp yardımları dağıtacaktı. Dağıtmadan gitti. Yemek yok. Hayırseverler evlerinde çorba yapıp getiriyorlar. Allah aşkına devlet bunu yapamaz mı? Yapmıyor. Belediyeler yok. Valilik yok. Bir bakın burada seyyar mutfak olması gerekiyordu ancak yok. Yine söylüyorum hayır sever çok, yardım çok ama halka ulaştıran yok.”
İŞLETMELER SEFERBER
Organizasyonluğa rağmen kentte ciddi bir dayanışma var. İşletmeler, kafeler, lokantalar, oteller, düğün salonları kapılarını depremzedelere açmış. Gece boyu açık olan bu yerlere bazı işletmeler kendi imkanları ile sıcak çorba, ekmek ve su dağıtıyor. Dicle kenet villalarında bulunan mekânların neredeyse tümü depremzedeleri ağırlıyor. Dicle kentte bulunan ve üç öğün yemek veren bir işletme sahibi hem yaptıkları çalışmayı hem de sahadaki durumu anlattı: “Sadece bizim işletmede 200’ün üzerinde depremzede ağılıyoruz. Tüm işletmeler böyle. Günlük 600 kişinin üzerinde depremzedeye yemek vermeye çalışıyoruz. Diyarbakır’da depremzedeler için yemek hazırlanan yerlerden bizde geliyor, biz de onu dağıtıyoruz.”
KAYYUM BELEDİYELERİ ORTADA YOK
Sivil tolum, iş inşaları, yurttaşlar bu yönlü kampanya başlatırken belediyeler ne durumda? Belediyeler yardım getiremiyor mu? İşletmeleri bulunan bölgenin Kayapınar bölgesi olduğunu hatırlatan işletme sahibi, şunları anlattı:
“Kayapınar ilçe belediyelerinde durumu en iyi olan belediyeydi. HDP’deyken öyleydi. Şu anda kayyum yönetiyor. Yan tarafta Kayapınar belediyesine ait okuma salonu var. Dün gece orada kalanlardan bir grup geldi, hiç yemek verilmediğini söyledi. Buradan 200 kişilik yemek götürdük. Sorduk, şu ana kadar hiçbir şey yapmamışlar. Düşünün alanda biz zabıta dahi yok. Gece çocuklar semaver kurup millete çay dağıtıyor ama belediye yok. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.”
CAMİLERDE KALANLAR MAĞDUR
Sadece belediyeler değil, Camilerde de benzer sorunlar var. Camilerde depremzedelere açılmış, evlerinde kalmayanlar burada kalıyor. Camilerde kalanlara da yiyecek temini yapılmadığı için işletmeler, kentte çalışma yapan sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler yiyecek ve battaniye ulaştırmaya çalışıyor.
GAZETECİLER ENGELLENDİ
Dayanışmanın yoğun olduğu kentte en çok AFAD ve resmi kurumların organizasyonsuzluğu eleştiri konusuyken, basına yönelik kısıtlamalarda başladı. Depremin ilk gününde basına yönelik kısıtlama olmazken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın OHAL ilanının ardından enkaz alanına basın mensupları alınmamaya başlandı. Polis, kazı çalışmasını takip etmek için giden basın mensuplarına İletişim Daire Başkanlığı tarafından verilen turkuaz basın kartını sordu. Turkuaz basın kartı olmayanlar alana alınmadı. Buna tepki gösteren gazetecilere polis, “Bu yönlü talimat aldık. Ha bire talimatlar geliyor. Valilik tarafından akredite edilmeyen gazeteciler çalışma alanına alınmayacak” gerekçesini sundu.
Diyarbakır'da ekipmanı inşaat şirketleri, çalışmaları gönüllüler üstlendi
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olan Diyarbakır surlarında göçük meydana geldi
Diyarbakır'da enkazda ağlayan bebek, annesi ile iki kişiyi kurtardı
Diyarbakır geceyi soğukta geçirdi: Çadırlar ıslak zeminde, battaniye yok