Ankara JİTEM davasında 'hukuk katliamı': 19 sanığın tamamı beraat ettirildi

Ankara JİTEM davasında 'hukuk katliamı': 19 sanığın tamamı beraat ettirildi
Kamuoyunda "Ankara JİTEM davası" olarak bilinen, Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin ve ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 sanıklı faili meçhul cinayetler davasında tüm sanıklara bir kez daha beraat verildi.

Artı Gerçek - Ankara ve çevresinde 1993-1996 arasında, Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da aralarında bulunduğu 19 kişinin ölümü nedeniyle açılan, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, eski özel harekat polisleri Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel ve Enver Ulu dahil 19 kişinin yargılandığı davada tüm sanıklar beraat ettirildi.

'ONLARCA DELİLE RAĞMEN...'

1994'te kaçırılarak öldürülen Ankara Altındağ İlçesi Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın oğlu avukat Eren Baskın, "Çok üzgünüm. 11 yıldır süren mahkeme de onlarca delil ve tanıklık olmasına rağmen bir hukuk katliamı işlenerek tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi" tepkisini gösterdi.

İSTİNAFIN BOZMASI SONRASI GÖRÜLDÜ...

Kamuoyunda "Ankara JİTEM davası" olarak bilinen davanın istinaf mahkemesinin bozma kararı sonrasında, sekizinci duruşma bugün Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube'den avukatlar ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi avukatlar ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticileri katıldı

‘BABAM 30 YILDIR EVE GELMİYOR!’

Mahkemenin 10 yıldır karar vermesi için uğraştıklarını belirten katılan Avukat Eren Baskın, “Hepimizin tek amacı 19 kişinin akıbetini sormak. Gerçeği, adaleti sokaklarda arayacağız bundan sonra. Arjantin, Kolombiya gibi ülkelerde faili meçhul cinayetlerle bağlantılı kişileri yargıladı ve cezalandırdı. Burada da yine beraat kararı verilecek. Savcının mütalaasını kabul etmiyorum. 30 yıldır babam eve gelmiyor. 30 yıldır katilini yakalayamadık. Bizim mücadelemiz burada bitmeyecek. Her Cumartesi günü Tansu Çiller’in ‘Oturur oturur giderler’ dediği Cumartesi Anneleri ile beraber mücadele edeceğim. Burada vazgeçmiyoruz, bundan sonrada elimizden gelen her şeyi yapacağız” diye konuştu.

‘BERAAT TALEBİ REDDEDİLSİN’

Mahkemenin altından kalkamayacağı düzeyde dosya olduğuna dikkat çeken Avukat Sertaç Ekinci, “Size verilen yetkiler burada faili meçhul cinayetleri aydınlatabilecek düzeyde değil. Savcı çelişkiler olduğunu ifade ediyor ama ben bir çelişki göremiyorum. Mütalada uzi marka silahlardan hiç bahsedilmiyor. Kutlu Adalı cinayeti de bu uzi markalı silahlarla işlendi Sedat Peker açıkladı bunu. Beraat talebi genel hukuk kurallarına aykırıdır, mahkemeden beraat talebinin reddedilmesi gerekmektedir” dedi.

‘SAVCI SANIKLARIN AVUKATI GİBİ’

İstinaf Mahkemesi’nin bozduğu karar mahkemesinde verilen mütalaanın birebir aynısı olduğunun altını çizen Avukat Yusuf Alataş şunları söyledi: “İstinaf Mahkemesi’nin hükmü nedir aynı mütalaa niye sunuluyor? Adil bir yargılama yapıldığına şahit olmadığık. Bu dava devlet içerisindekilerin güç kavgasıdır. Sanıkların bulunduğu taraf güçlü olduğu için dava sanıkları aklamaya yönelik hal aldı. Bir devlette geçmişle yüzleşme yoksa mahkeme yoluyla adalet sağlanamaz. Keşke mahkeme de elinden geleni yaptı ama olmadı diyebilseydik. İddia makamı sanıkların savunma makamı gibi haberet etti. Bir savcı sanığın duruşmalardan vareste tutulmasını neden ister? İçişleri Bakanlığı yapmış Mehmet Ağar için bilgi istiyoruz, ‘Hiçbir bilgi ve belgeye ulaşılamadı’ kağıdı geliyor mahkeme bunu sineye çekiyor. Bunları nasıl kabulleneceğiz. İstinaf mahkemesinin bozma kararı vermesindeki nedenlerden hiç biri karşılanmadı. Kobanê’de Kürtler zulme uğramasın diye halka sokağa çıkın diyen partililer müebbet hapisle yargılanıyor ve yıllardır tutuklu ama bu dosyadakiler tutuksuz olarak yargılanıyor. Biz hukuk devletinden adil ve gerçeğe ulaşma yönünde bir yargılama yapmasını bekliyoruz. Bu ülkenin adaletine herkesin güvenmesini istiyoruz.”

‘SANIKLARIN POZİSYONLARI GÖZ ARDI EDİLEMEZ’

İddia makamının mütalaasının sanıkların savunması gibi göründüğünü vurgulayan Avukat Nuray Özdoğan, “Mütalaanın içeriği açısından tüm delillerin tartışılmadığı ortada. İddia makamının takdirine karışamayız fakat delilleri tartışması gerekir. Soruşturma kovuşturma aşamasından beri eksiklikler ve yanlışlıklar var. Bizim ağır insan hakları ihlali olduğuna dair iddiamıza yanıt vermenizi istiyoruz kararda. Deliller sanıklarla yüz yüze tartışılmadı. Sanıkların pozisyonları kim oldukları göz ardı edilmeden yargılama yapılamaz. Mağdurun hakkı yokmuş gibi yargılama yapılmasına itirazımızı yapacağız. Mütalaa karara varmaya uygun bir mütalaa değil. Madem çelişki var sanıkları ve tanıkları getirir yüzleştirirsin. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.

‘YARGIDA CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ OLUŞUYOR’

Bu tarz davaların "cezasızlık davası" diye adlandırdıklarını kaydeden Avukat Öztürk Türkdoğan “İnsanlığa karşı suçlarda devlet görevlilerini koruyor. Soruşturma aşamasında uygun bir süreç yürütülmüyor, kovuşturma aşamasında süreç yine aynı şekilde ilerleyerek cezasızlık politikası oluşuyor ve yargıda bir cezasızlık kültürü oluşuyor. Türkiye en temel meselesi olan Kürt meselesini çözemedi ve son 8 yılımız ağır insan hakkı ihlalleri ile geçiyor. Gerekli deliller toplanmalıydı. Mahkeme kendisini baskı altında hissetmeden kovuşturma aşamasında ilersin isterdik. Nereye kadar bu failler korunacak. Her dönem Mehmet Ağar ismini duymaktan bıktık. Bu ülke birkaç kişi için mi, birkaç kişinin çıkarı için mi var ülke? Siz ne karar verirseniz verin biz mücadele edeceğiz. Mahkemenin istinaf kararına uymasını talep ediyoruz. Bu davada zaman aşımı olmayacak” ifadelerinde bulundu.

Sanık avukatları iddia makamının mütalaasına iştirak ettiklerini dile getirerek, sanıkların beraatlerini talep etti. Kararını açıklayan mahkeme tüm sanıklar hakkında beraatine karar verdi.

EREN BASKIN'DAN TEPKİ: HUKUK KATLİAMI

Eren Baskın, kararın açıklanmasından sonra Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Ankara 1. Ağır C. M görülen ve katledilenler arasında Babam Mecit Baskın’ın da bulunduğu ‘Faili meçhul cinayetler’ davasında tüm delillere rağmen sanık Mehmet Ağar, Korkut Eken, İbrahim Şahin ve özel harekat polisleri hakkında bu gün yine beraat kararı çıktı! Çok üzgünüm" dedi.

"11 yıldır süren mahkeme de onlarca delil ve tanıklık olmasına rağmen bir hukuk katliamı işlenerek tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi" diyen Baskın, "11 yılda tam 41 hakimin değiştiği, 16 savcının görev aldığı mahkeme sürecinde ‘yüz yüzelik, alenilik’ normları hiçe sayıldı. Sanıklarla yüz yüze gelip soru sorma hakkımız elimizden alındı. Savcı çok ilginç bir biçimde tüm sanıkların vareste tutulması için talepte bulundu ve bu kabul gördü. Evet yanlış duymadınız; Bunu sanıklar değil savcı talep etti" ifadelerini kullandı.

Baskın, dava sürecinde Fikri Sağlar, Kutlu Savaş, Tuncay Özkan, Mehmet Eymür, Uğur Dündar ve bir çok ilgili ismin ifadelerinde "bu cinayetlerin gerçek olduğunu ve devlet içinde devlet adına bu cinayetleri işleyenlerin var olduğunu" söylediğini hatırlatarak, delilleri şöyle sıraladı:

'ABDULLAH ÇATLI'NIN ÜZERİNDEN ÇIKAN SİLAH...'

"İsrail’den alınan UZİ VE GLOCK marka silahlar envantere kaydedilmeden Antalya’da İbrahim Şahin ve Korkut Ekene teslim edildi. Bu silahlardan 10 tanesi kaybedildi. Bu davadaki maktullerin bir çoğunun vücudundan çıkan mermi çekirdekleri incelendiğinde atışların UZİ VE GLOCK marka silahlardan çıktığı belirlendi. Yine kaybolan bir silah Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın üzerinden çıktı.

Türkiye’nin ilk telefon dinleme tapelerinden elde edilen ses kayıtlarında cesedi bulunamayan Tarık Ümit ile Korkut Eken, katledilen insanlarınızın üzerinden çıkan değerli eşyalar için kavga ediyordu."

Baskın, sözlerine şöyle devam etti:

"Mehmet Ağar’ın daha önce de suç işlemek için kurulan silahlı örgüt faaliyetleri sebebi ile cezası Yargıtayda kesinleşmiş ve cezaevine girmişti. Normal şartlarda denetim ile dışarı çıkan Mehmet Ağar hakkında 2011 yılında yeni bir soruşturma açılınca ve konusu da aynı suç tipi olunca denetimi bozulduğundan tutuklanması gerekirken eski suçu hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvuru yapılmış ve ilk suçu hakkında inanılmaz bir biçimde beraat kararı alınmıştı.

'MEHMET AĞAR'I SALONA GETİREMEDİK'

11 yıllık mahkeme süresince Mehmet Ağar’ı mahkeme salonuna getiremedik. Hiç bir zaman kendisine soru soramadık. Bir pazar günü adliye kendisine özel olarak açıldı. Bir ara karar ile kendisine özel bir celse açıldı ve üç satırlık bir savunma alındı. Pek tabi biz maktul yakınlarına ve avukatlarına haber verilmedi.

Bizler uzun zamandır adalet talep ediyoruz. Her ne kadar bu gün tüm deliller ve daha sayamadığım yüzlerce hukuksuz uygulamaya rağmen beraat kararı verilsede bizim adalet mücadelemiz daha yeni başlıyor.

Sokaklarda failimeçhul cinayete giden sevdiklerimizin hesabını sormaya ve bu katillere katil demeye devam edeceğiz.

‘Umutluyuz ve cesaretliyiz’" (MA, HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar