Hukukçular deprem için adalet nöbeti tuttu
Hicran CENGİZ
İSTANBUL - İstanbul Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen hukukçular 6 Şubat'ta Maraş merkezli gerçekleşen depremler sonrasında yaşanan ihmaller ve hak ihlallere karşı adalet nöbeti gerçekleştirdi.
Adalet nöbetinin ardından yaoılan basın açıklamasında İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, ÖHD İstanbul Şube Eş Başkanı Av. Esra Bilen, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Çiğdem Akbulut, Demokrasi İçin Hukukçular Av. Devrim Avcı, İstanbul Barosu üyesi Av. Eren can Avukat Dayanışması’ndan Stajyer Av. Fırat Al, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Esin Köymen konuştu.
YOLSUZLUK, DENETİMSİZLİK, RANT HIRSI
Esin Köymen’in okuduğu basın açıklaması, “Yetki ve sorumluluk verilenlerin liyakatsizliği, imar barışı adı altında kaçak ve güvensiz yapılara getirilen aflar, inşaat sektöründeki yolsuzluklar, denetimsizlik ve rant hırsları on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur.” tespitiyle başladı.
Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle kuruluşları ve gönüllülerinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada “Sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamak temel insan hakkı iken; barınma ve konut hakkını hiçe sayarak, konutun metalaşması ve rant aracı haline gelmesi için düzenlemeler yapan, depremden sonra bile sayısız plan değişikliği ve rant projelerine onay veren, yıkılan kentlerimizde enkaz altında ölülerimiz yatarken ve depremzedelere çadır bile veremeyen bu iktidarın bir an önce gitmesi gerekmektedir.” denildi.
‘YAŞAM HAKKININ İHLALİNİN YANI SIRA BAŞKA SUÇLARIN İŞLENDİ’
Avukat Esra Bilen konuşmasında yaşanan yıkımın nedeninin depremin çok daha öncesine dayanan büyük ihmaller zinciri olduğunu söyledi ve “Gerek enkaz altındaki yurttaşları çıkarma konusunda geç kalma, gerek deprem sonrası için hazır olmama hali gibi ihmaller sonucunda can kayıpları çok daha fazla arttı.” dedi.
Deprem bölgelerinde hak ihlaller yaşandığına da dikkat çeken Bilen şunları söyledi:
“Bazı hapishanelerde mahpusların firar ettiği iddiasıyla üzerine jandarma tarafından ateş açıldı ve bazı mahpuslar öldürüldü. Ölmeyen ve yakalanan diğerlerine ise ağır işkenceler yapıldı. Temel ihtiyaçlarına ulaşamayan bazı yurttaşlar marketlere girip temel ihtiyaçlarını almak zorunda kaldılar. Bu durum kamuoyuna mülteciler deprem bölgesinde yağmaya başladılar şeklinde yansıtılarak bölgedeki halk galeyana getirildi ve birçok kişiye linç girişimi oldu.”
'FELAKET DEĞİLCİNAYET'
Hatay’da anne ve babasını kaybeden Avukat Eren Can da, önceki adalet nöbetlerine meslektaşı olan annesi Hatice Can ile geldiklerini hatırlatarak sözlerine başladı. Depermi faleket değil cinayet olarak nitelendiren Can şöyle konuştu:
“Deprem bölgesinde arama kurtarma ve yardım faaliyetlerini en çok etkileyen konulardan birisi de iletişim konusu idi. Telefonlar çekmiyordu ve cumhurbaşkanının Antakya’ya geldiği gün ayrıca bant daraltması da yapıldı. Söyleyecek söz bulamıyorum. Biz o gün halen twitterda vinç aramaya devam ederken kısıtlı olan iletişimimiz de kesildi.”
“Cumhurbaşkanının not ediyoruz söylemi ile karşılaştık. 5 şubat ile birlikte neyimiz kaldı kaybedecek. Asıl biz not ediyoruz. Bize reva görülen ölümü, yapılmayan denetimleri gelmeyen yardımları not ediyoruz. Ve söz veriyoruz. Ben burada önce kaybettiğim kendi anne babama söz veriyorum. Hesapsız bırakmayacağız.”
‘YA SEFALETİ TERCİH EDECEĞİZ YA DA ADALETİ’
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da önceki ders çıkarılmadığına dikkat çekerek “Birileri hala barolara, avukatlara, STK’lara parmak sallamaya devam ediyor. Maden cinayetleri bu işin fıtratında bu var deprem zaten kaderdir diyen bir anlayışla mücadele etmeye devam ediyoruz. Devletin bölgedeki acizliğini, koordinasyon yetersizliğini ve oryantasyonun olmadığını çok acı tecrübe ile öğrendik” dedi.
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu deprem bölgelerindeki ziyaretine ilişkin “ Aslında bu deprem bize uzun bir süredir bir enkaz altında yaşadığımızı gösterdi.” değerlendirmesinde bulundu. Seçimlere işaret eden Köroğlu “Tam da bu nokta da bir karar vermek zorundayız: Ya sefaleti tercih edeceğiz ya da adaleti.” dedi.
‘BU KATLİAMIN HESABI SORULMALIDIR’
Adalet nöbetine katılan bir diğer isim Yusuf Şanlı oldu. Şanlı Hatay’da bulunan abisi ve babasını İskenderun Devlet Hastanesi enkazında kaybettiğini belirtti. Hastanenin depremden önce verilen “Depreme dayanıklı değildir” raporunu hatırlatan Şanlı "10 yıldır hiçbir işlem yapılmaması, binanın faaliyette olması zamana yayılmış bir cinayettir. Abim ve babam gibi orda can veren herkes bir katliama maruz kalmıştır. Bu katliamın hesabı sorulmalıdır ” diye konuştu.