Koray ve Menekşe'nin annesi Hüsne Kaya: Bugün kızımın doğum günü, çocuklarımın hayallerin yaktılar

Koray ve Menekşe'nin annesi Hüsne Kaya: Bugün kızımın doğum günü, çocuklarımın hayallerin yaktılar
12 yaşındaki Koray ve 14 yaşındaki Menekşe Kaya'nın annesi Hüsne Kaya katliamın 31. yıl dönümü öncesi Artı Gerçek'e konuştu: "Bugün kızımın doğum günü. Yaşasa 45 yaşında olacaktı. Oğlum 43 yaşında girecekti. Madımak’ta çocuklarımın hayallerini yaktılar."

Mehmet MENEKŞE


AMASYA - Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te 33 aydın ve sanatçı ile iki otel görevlisi Madımak Oteli'nin ateşe verilmesi sonucu katledildi. 31 yıldır adalet arayan ailelerin acısı daha da derinleşti. Hüsne Kaya, 12 yaşındaki oğlu Koray ve 14 yaşındaki kızı Menekşe Kaya’yı Sivas Katliamı'nda yitirdi.

Koray saz çalıyordu, ablası Menekşe ise semah ekibindeydi. Pir Sultan Abdal Anma Şenlikleri için Sivas'a giden iki kardeşin cansız bedeni katliamın ardından birbirine sarılı halde bulundu. Hüsne Kaya, katliamın ardından doğan kızına Sivas'ta kaybettiği Menekşe'nin adını verdi.

menekse-anne.jpg
Katliamdan sonra doğan Menekşe ile annesi.

Menekşe, hiç tanıyamadığı ablası ve abisin katledildiği Sivas'ta üniversite okudu ve mezun olduktan sonra Ankara'ya annesinin yanına döndü.

'ZAMAN ACILARIMIZA İLAÇ OLMADI'

Katliamın 31'nci yıldönümü öncesi Artı Gerçek'e konuşan anne Hüsne Kaya, "31 yıl acılarımızı dindirmeye yetmedi. Diyorlar ya, zaman her şeye ilaç, zaman bana hiç ilaç olmadı. Çocuklarımın özlemi, acısı ile yaşıyorum. Bu sözle anlatılmaz ancak yaşayan bilir. Çocuklarımın hayallerini, geleceklerini yaktılar. Bizim hayatımızı yaktılar" dedi.

'ÇOCUKLARIMIN DOĞUM GÜNÜNÜ MEZARLARI BAŞINDA ANIYORUM'

Hüsne Kaya, şöyle devam etti:

"27 Haziran 1979 Menekşe’nin doğum günü. Yaşasaydı Menekşe bugün 45 yaşında olacaktı. Koray’ım 1 Mayıs doğumlu. O da 43 yaşında olacaktı. 31 yıldır çocuklarımın yaş gününü mezarları başında anıyorum. Kim yazdı bu kaderi? Böyle mi olmalıydı? Menekşe doğalı 45 yıl oldu. Daha dün gibi her şey. Ankara’ya 1978’de geldik. Bir yıl sonra 1979’da Menekşe doğdu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde Koray’a hamileydim. O zaman Menekşe 1 yaşındaydı. Menekşe 27 Haziran’da sıcak, güzel bir günde Ulucanlar SSK Hastanesinde doğmuştu. 45 yıl geçmiş, dün gibi her şey. Dile kolay, yarım asır geçmiş neredeyse. Menekşe doğduğunda Ankara’ya yeni gelmiştik, Büyükayrancı’da kapıcıydık. Oradan geçerken hâlâ canım acıyor."

koray-menekse.jpeg

'31 YILDIR HER GÜN ÖLÜYORUM'

Geçen zamanının acıları azaltmadığını dile getirdi Hüsne Kaya:

"Ben Madımak’ta iki çocuğumu kaybettim. Koray, Madımak’ta yakılanların en küçüğü, daha 12 yaşında. Menekşem de 14 yaşına gireli beş gün olmuştu. 31 bir sene geçti, acılarımız hiç eskimiyor. Ne eskimesi şu kaşın ile gözün arasındaki mesafe kadar. Hiç unutabiliyor muyum, aklımdan hiç çıkıyor mu? 31 yıl geçmiş ama içimdeki acı bir gram azalmış mı?

Koray, 1 Mayıs doğumlu, öyle yanıyorum. 27 Haziran Menekşe’min doğum günü öyle yanıyorum. 2 Temmuz’da yavrularım Madımak’ta yandı, öyle yanıyorum. Bu üç ay beni mahvediyor. 31 yıldır her gün göz yaşı, her gün ölüyorum. 31 yıldır acı yükü yüreğimde. Yoruldum ama direniyorum. Menekşe’ye tutunuyorum, Menekşe için direniyorum. Yaşlandım, çok zorlanıyorum, tükenir gibi oluyorum. Çocuklarımın acısıyla yaşıyorum."

'BİZE BUNU YAPANLARIN HER ŞEYLERİ YARIM KALSIN'

"Menekşemin de Korayımın da çok hayalleri vardı. Madımak’ta çocuklarımın hayallerini yaktılar" diye devam ediyor Hüsne Kaya:

"Menekşem gelinlik giymeyi çok seviyordu. Bir gün gelinlik giyeceği günlerin hayalini kuruyordu. Birgün köylülerimizden birinin düğününden dönerken konuştuk, daha ortaokul son sınıftaydı. Bana hayallerini anlatırdı. Liseyi, üniversiteyi okuyacak, iş güç sahibi olacak, düğün olacak, gelinlik giyecek diye konuşmuştuk yolda. Bu an hiç aklımdan çıkmıyor. Yeni bir şey alsam ilerde lazım olur, çeyizim olur diye sandığına koyuyordu. Çeyizine danteller yaptırdım, birçoğunu kendim yaptım. Hem işe gidiyor hem de Menekşeme çeyiz hazırlıyordum. Neler yapmadım ki yavrularımın her şeyleri yarım kaldı. Çocuklarım çocukluklarını, gençliklerini yaşayamadı, hayalleri yarım kaldı. Diyecek bir şey bulamıyorum. Bunu bize yapanların da her şeyleri yarım kalsın. Çocuklarımın hayallerini yaktılar. Geleceklerini yaktılar, hayatımızı yaktılar."

'KORAY'IN SAZI DUVARDA ASILI KALDI'

koray-saz.jpg

"Koray’ın sazı duvarda asılı kaldı. Bir türkü vardı ‘Sazım duvarda asılı kaldı, giysilerim sandıkta basılı kaldı, kitaplarım kaldı’ diye...

Özlem, bekleyip de gelmemek, isteyip de görememek bizim hayatımız. Çocuklarımı rüyamda bile görmeyeli yıllar oldu. Göremiyorum, rüyalarıma girsinler istiyorum. Yıllar önce Koray'ımı görmüştüm, öyle ağlamışım ki gözyaşlarım kulaklarıma dolmuştu. Beni zorla uyandırmışlardı. Rüyamda bile ellerinden tutayım, koklayıp öpeyim istiyorum. Rüyamda bile göremiyorum yavrularımı."

'BU MÜCADELEYİ BİZDEN SONRAKİLERE MİRAS BIRAKACAĞIZ'

31 yıldır adalet beklediklerini de vurgulayan Kaya, şunları söyledi:

"Bir insanı anlamak için onun yaşadığı acıyı yaşamak gerekmez. Bu bir vicdan meselesi. Vicdanlı, duyarlı insanlar bizi anladılar, arkamızda, yanımızda durdular, Madımak Katliamını unutturmadılar. Vicdanı körelmişler bizi anlayamazlar. Bir insanın vicdanı varsa, merhametliyse insandır o. Beni anlaması için illa da aynı acıyı yaşaması gerekmez.

31 yıldır bir mücadele veriyorsak, ayaktaysak, yılmadan, korkmadan yavrularımızın hakkını savunuyor, dile getiriyorsak vicdanlı, duyarlı, merhametli insanların bize sahip çıkmasındandır. Vicdanlı, duyarlı, merhametli insanlar Madımak’ı unutturmadı, unutturmayacağız da. Bu mücadeleyi bizden sonra geleceklere de miras bırakacağız. Bizim bıraktığımız yerden vicdanlı, merhametli insanlar bu davayı savunacak, çünkü bu bir insanlık davası.

'Madımak müze olsun' dedik hâlâ bu isteğimiz yerine getirilmedi. Madımak Katliamından sonra yıllarca yavrularımızın yakıldığı, insan yakıldığı yer kebapçı lokantası olarak çalıştı. 31 yıl geçti ama hâlâ adalet yerini bulmadı, gerçek suçlular bulunup cezalandırılmadı. Adaletin binası ve sadece yazısı var ama adalet diye bir şey yok, görünmedi bize. Yüreğimizi rahatlatacak, acılarımızı az da olsa azaltacak bir şey olmadı. Suçlular cezasını çekti mi? Madımak müze oldu mu? 31 yıl geçti, ne oldu? Vicdanlı, duyarlı insanların desteği ile gözümüzün yaşı, içimizdeki acı ile mücadele ettik ve hâlâ devam ediyoruz. Çocuklarımızın yakıldığı yeri kültür merkezi yaptılar. İnsan yanan yerde neyin kültürü olabilir? O kadar ağır bir şey ki bu, düşündüğün zaman deli olmamak elde değil. Orada kültürleri yaktınız, kültürlü canları yaktınız, insanların kültürünü yaktınız. Asım Bezircileri, Hasret Gültekinleri, Nesimi Çimenleri, Muhlis Akarsuları yaktınız. Sen onların ancak bedenlerini yaktın, türküleri söylenmeye devam ediyor. İnsanların yüreğinde yaşayacaklar. İnsanlık, insan yakanları lanetle anacak."

Öne Çıkanlar