Prof. Dr. Zoroğlu'ndan 'aileyi zehirleme planı' savunması: Kurgusal amaçlı söylemiş
Çocuklara ketamin verip yönlendirdiği iddiasıyla tutuklanan Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, çocukları ailelerini öldürmeye yönlendirdiği iddialarını kabul etmedi: Hastanın tacizcisini öldürme isteğini anlayabildiğimi belirtmek amaçlı kurgusal söyledim.

Artı Gerçek - Çocuklara ketamin verip ailelerinin 'cinsel istismarına' maruz bırakıldıklarına inandırdığı iddia edilen Prof. Dr. Salih Zoroğlu, iddiaları gündeme getiren gazeteci Timur Soykan'ın sorularını cezaevinden yanıtladı.
Zoroğlu'na çok sayıda kişiye Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) ya da diğer adıyla Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) teşhisi koyması soruldu. Zoroğlu, "Disosiyatif Kimlik Bozukluğunun sıklığı yüzde 1-1.5 arasındadır. Disosiyatif bozuklukların sıklığı ise yüzde 18’dir. Hekimlikte hasta popülasyonunuz, diğer meslektaşlarınızın veya hastaların refere etmesiyle gittikçe sizin uzmanlaştığınız alanda kümeleşmeye başlar" dedi.
'ALGIDA YÖNLENDİRME YAPMIŞ OLUYORSUNUZ'
“Böylesi tartışmalı bir tanıyı çocuklara koyup onların ailelerini cinsel istismarla suçlamak büyük riskler içermiyor mu” sorusuna ise Zoroğlu şu yanıtı verdi:
"Hastalık, psikiyatri anayasası olan DSM 5’te tanımlı bir hastalıktır, sana bana göresi yoktur yani. “Böylesi tartışmalı” olarak anlattığınız şey, diğer tüm tıp ve bilim dallarında da yaşanmaktadır. Benim tedavi ettiğim hastaların tamamı istismarı yönlendirme olmadan kendisi beyan etti. Polis incelemesinin bu konuda gerçeği ortaya çıkartacağına olan inancım tam. ‘Büyük riskler’ gibi bir ifadeyi seçerek algıda yönlendirme yapmış oluyorsunuz."
KETAMİNİ 'ACI VE ÜZÜNTÜYÜ HAFİFLETEBİLMEK İÇİN' KULLANMIŞ
Çocuklara ilacı enjekte edip etmediği sorulan Zoroğlu, "Ketamin, çocuklardaki kişilikleri ortaya çıkarmak için değil, bazı seanslarda yaşanılan dayanılmaz acı ve üzüntüyü hafifletebilmek için kullanıldı. Her ilacı olduğu gibi, bunu da dozajına uygun kullandım. Benim Ketamin kullandığım hastalar da 15 yaş üstü olup vücut kitle indeksi bakımından erişkin kabul ettiğimiz hastalardı. Tıpta asıl olan yaş değil hastalıktır. Hasta hikayesi alınırken ve teşhis koyulurken kesinlikle Ketamin kullanmadım" ifadelerini kullandı.
Zoroğlu, "Ketaminin yan etkileri ile ÇKB tanısı koydunuz mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Hastalar sadece Ketamin etkisindeyken DKB değillerdir. Hasta diğer ilaçsız seanslarda da günlük hayatında da zaten DKB’dir. Ketamin’in yarılanma ömrü 15 dakikadır, tüm etkileri maksimum 45 dakikada ortadan kalkar. DKB tanısını Ketamin etkisi altında koymuyoruz. Dolayısıyla Ketamin’in yan etkileriyle DKB’yi karıştırmak gibi bir şey söz konusu olmuyor. Ayrıca Ketamin’in yan etkilerinin bizzat hastalığı taklit edebileceği bir halüsinasyon ve dissosiasyon tipi de yoktur."
'SİZ HAKSIZ OLMA İHTİMALİNİZİ DÜŞÜNMEDİNİZ Mİ?'
Zoroğlu'na yöneltilen bir diğer soru ise "Ya teşhisim ve yöntemim yanlışsa, bu çocuklar ÇKB değilse ve ben bu ailelere dünyanın en ağır suçlamasını yöneltirken haksızlık yaptıysam’ diye düşündünüz mü?" oldu.
Zoroğlu’nun yanıtı şöyle oldu:
“Elbette düşündüm, düşünüyorum. Peki siz, “Neden aile açısından yaklaşıyorum, çocuk açısından yaklaşmıyorum? Bu ailelerin siyasi ve ekonomik güç ve ilişkileri nedir?” diye düşünmüyor musunuz? Başka bir deyişle, siz hiç haksız olma ihtimalinizi düşünmediniz mi? Bu durumda bütün istismarcıları cesaretlendirip faillere doktoru suçlama gibi bir seçenek sunduğunuzun farkında değil misiniz?”
ÖLDÜRMEYE YÖNLENDİRME İDDİALARINA YANIT: KURGUSAL SÖYLEDİM
“Bir kız çocuğunu, babasını çorbasına zehir katarak öldürmeye yönlendirdiğiniz iddiası hakkında ne dersiniz?” sorusunu şöyle cevapladı:
"Yok çorba yok zehir yok şu yok bu, derken doğrudan bu kasıtla söylenmemiş, bir ergen için fantastik yaklaşımın etki gücünü de bilerek, hastanın tacizcisini öldürme isteğini anlayabildiğimi belirtmek amaçlı kurgusal söylediğimi kavrayabilmeniz için, travma ve DKB bilen ve tecrübeli bir psikiyatrist olmanız mı lazım? Güdümlü bir bakış olmadığında zaten açık çünkü… Terapi sırasında doktor hastayı yargılamaz, yargılamamalı. Hasta size hangi yaklaşımla geliyorsa o tavır ve yaklaşımlarını kabullendiğinizi ve ifade etmekte, hissetmekte özgür olduğunu bilmesini sağlarsınız. Çocuk, faili o anda yok etme, ardından da hemen kendisine zarar verme fikrinde iken, onunla uyumlu ancak bu fikirlerini de o an için yumuşatan/yavaşlatan söylemlerde bulunmak, sadece benim uyguladığım bir yöntem değildir, psikoterapinin temel prensiplerindendir."
GİZLİ KAMERAYI YALANLADI
Salih Zoroğlu’nun bir kız çocuğu hastasına gizli kamera vererek odasına koydurduğu ortaya çıkmıştı. Zoroğlu buna ilişkin ise "O kamyonet ses veya görüntü kaydı yapmayan, sadece bluetooth özelliği olan bir hoparlördür. Kamera yerleştirilebilecek bir yeri de yoktur. Kliniğimden alındıktan sonra ne koydular, ne çıkardılar, ne eklediler bilemem" dedi.
Evine gizli kamera koyan kız çocuğu “Salih Hoca annemi ve babamı sularına radyoaktif madde katarak öldürebileceğimi söyledi” demişti. Bu iddiaya ise şöyle yanıt verdi:
“Aslında bu çok zalim, korkunç ve saldırgan alterler olmasa; mağdur çocuk tacizcilerin tepelediği, yok ettiği bir insan olur. Bu saldırgan alterler aşırı öfke yüklü ve güçlüdürler. Bu alterlerin aktif oldukları dönemlerde, o çocuğun normalde gösteremeyeceği kadar yüksek düzeyde fiziksel güç gösterebilirler. Mesela 7 yaşındaki bir çocuk hastam, okul sırasını elleriyle iyice kaldırıp arkadaşlarının üstüne atmıştı, öğretmenler durduramıyordu, hatta çocuğun içine cin girdiğini düşünüp korkuyla kaçışmışlardı. Bu bahsettiğim çocuğa baro tarafından atanan avukatın sizin de yakın bir akrabanız olduğunu öğrendim.
'TAMAM SEN ÖLÜM TANRISISIN'
Bu agresif alterler doktorun onları anladığını ve varlıklarına saygı duyduğunu hissetmeye ihtiyaç duyarlar, aksi takdirde tedaviyi sabote ederler. Mesela seansta çocuk “Bu gece onu öldüreceğim” diyor. Ben de “Tamam sen ölüm tanrısısın (alter adı HADES = ölüm tanrısı), istersen tabii ki öldürürsün de, sen bunu yaparsan Elif (host kişilik) hapse girer. Sakın böyle bir şey yapma, zamana bırakmak lazım, böyle de yapılabilir, aceleye gerek yok” diyerek katliam yapma fantezisine biraz daha rasyonel gelebilecek bir söylemle sızıp değiştirmeye çalışmış oluyorum. 3 ay gibi bir süre sonra o ölüm tanrısı alter, katliam yapacak düzeydeki öfkesini yavaş yavaş acıma hissine, yıkıcı dürtülerini de adaleti sağlama, çocukları kurtarma misyonunun verdiği enerjiye dönüştürme noktasına geliyor.”
ÇOCUKLARIN HAYATINI GARANTİ ALMAK İSTEMİŞ
Zoroğlu, çocukların ailelerine gönderdiği çok sayıda mesajda malvarlıklarını çocuklarının üzerine geçirmelerini söylüyor. Bunu yaparlarsa suç duyurusunda bulunulmayacağını ifade ediyor. Zoroğlu, bununla 'neyi amaçladığına' dair soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Böyle derin travmaları yaşayan çocuklar için tek çözüm, çocuğun hayatının garanti altına alınması, eğitiminin garanti altına alınması, bunu sağlayacak ekonomik imkanlara çocuğun ulaştırılmasıdır. Böylece çocuğun “kendisi için dünyadaki en kötü yerden, yani istismara uğradığı evden” ayrılması ve en tehlikeli kişilerden kurtulup normal insanlarla yaşamaya başlamasından başka bir çözüm yoktur. Benim niyetim ve amacım da budur.
Teorik olarak, 30 yılı aşan bilgi birikimimle ve uygulamadaki felaketleri ve engelleri görmüş bir çocuk psikiyatristi olarak; biyolojik anne babanın (aslında aile bile denemez de), 1) pişman olmak, 2) özür dilemek 3) çocuğun hayat şartlarını ve eğitimini garanti etmek, bir nevi tazminat ödemek karşılığında, A) isimlerinin ifşa edilmeyeceği, B) terapiye devam etmelerinin zorunlu olması C) bu şartlar altında da cezai işlem olmayacağı garantisi verilmesini doğru buluyorum. Ayrıca belirtmem gerekir ki öz çocuklarına böyle ağır şeyleri yapan aileleri de her şeye rağmen öncelikle hasta olarak kabul ediyorum ve onların da tedavi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Böylelikle kapana kısıldıkları zaman yalan üstüne yalan söyleyip mağduru daha mağdur etme pahasına hekime de iftira atmak durumunda kalmazlar… Siz yaptığınız tek taraflı haberle nelere yol açtığınızı anlamıyorsunuz, ilginç…” (Kaynak)
Profesör Zoroğlu'na yeni suçlama: Çocuğa verdiği hoparlörden kamera çıktı
Bir garip ketamin bilmecesi: Uzmanlar farklı görüşte
Çocuklara ketamin verdiği iddia edilen profesör: Suçsuzum
Çocukları tecavüz edildiklerine inandıran psikiyatrist tutuklandı