Sözcü gazetesi, komployla suçlanan polis müdürleriyle konuştu

Sözcü gazetesi, komployla suçlanan polis müdürleriyle konuştu
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Ayhan Bora Kaplan dosyasına bakan ve hükümete karşı komplo kurmakla suçlanan polis müdürleri ile konuşarak iddialara yanıtlarını aktardı. Müdürler, gizli tanık Sertçelik ile görüşmelerini anlattı.

Artı Gerçek - Organize suç örgütünün lideri Ayhan Bora Kaplan (ABK) hakkındaki davanın soruşturmasını yürüten Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Müdürü Kerem Gökay Öner, yardımcısı Şevket Demircan’ın 'hükümete darbe' için komplo kurmakla suçlanması ve evlerinin aranması ile başlayan kavga sürüyor.

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, davanın hem iki numaralı sanığı hem gizli tanığı Serdar Sertçelik'in “AKP ve bazı eski bakanların isimlerinin ifadede geçirilmesi için kendilerine baskı yapıldığını” öne sürmesi sonrası ifadeleri alınan üç polis müdürünün yanıtlarını yazdı. .

Üç müdürün telefonlarına el konulduğunu belirten Öztürk, "Telefon incelemesiyle üç Emniyet mensubunun özellikle Sinan Ateş suikastı ile FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle hakkında işlem yapılan ve yurtdışından yayın yapan kişiye bilgilerin kimin sızdırdığı, bu müdürlerle bir bağlantısı bulunup bulunmadığı da araştırılıyor" dedi.

POLİS MÜDÜRLERİ FACTETIME İLE KONUŞMUŞ

“Gizli tanık” olmasına, ayağında elektronik kelepçe bulunmasına rağmen yurt dışına kaçan Sertçelik'in iddialarını hatırlatan Öztürk'ün aktardığına göre, polis müdürleri gizli tanık olmak istediğini bildiren Sertçelik ile önce dosyanın şikayetçisi N.K.’nin telefonundan facetime görüşme yaptı. Bu görüşme sonrası Sertçelik'in gizli tanık olmasına karar verildi.

Yazıya göre polis müdürleri, Sertçelik'in daha sonra ise, "Hiç yaşamadığı şeyleri yaşamış gibi ifadesine yazıldığını, ifadesinin tamamen hayali olduğunu" söylemesine karşın diğer şüphelilerin ifadelerinin, HTS ve baz kayıtlarının iddiaları zaten doğruladığını söyledi.

'DURUŞMADAN 1 AY ÖNCESİNE KADAR HER ŞEY YOLUNDA GİTTİ'

Sertçelik'e, "Yurt dışına çık, dava başlayacağı zaman dönersin" ve "Yurt dışına kaç" denildiğini de reddeden polis müdürleri şunları anlattı:

"Duruşmaların başlayacağı tarih olan 15 Nisan’dan yaklaşık 1 ay öncesine kadar her şey yolunda gitti. Duruşmaya geleceğini, kendisinin ifade için geldiğinde tutuklanmayacağının garantisini istedi. Bu konuşmaları da kayda aldı.

Ancak bu telefon seslerini kayda alırken ABK’nın kardeşi olan firari şahıs S.K.’nın yanında olduğu, tehdit altında olmasından dolayı bu kumpasın kurulduğu istihbarat kaynaklarınca değerlendirildi. Zaten zorla ifadesi alınmış olsa ya da zorla okumadan imza attırılmış olsa kendi kaydettiği bu telefon görüşmelerinde ‘Müdürüm, müdürüm ben ne zaman geleyim, duruşmadan 4 gün önce söz geleceğim vs’ der mi?

Olması gereken, ‘Bana ifadeyi zorla imzalattırdınız, parmak bastırdınız, hepinizi şikayet edeceğim vs ‘ gibi konuşmalar olması gerekmez mi?

Ayrıca çorbacıda vurulma olayından sonra açmış olduğu twetter hesabında ve işadamlarına gönderdiği whatsapp üzerinden mesajlarında para istediği, yoksa dosyaya ekletmekle tehdit ettiği de emniyet kayıtlarına girmiştir.

SİYASİ VE BÜROKRAT ŞAHISLARIN ADINI VERDİĞİ SORGU

Bu kişinin konuşmasının başlangıç ve sonucuna kadar geçen iletişim şöyledir: ‘Ben geleceğim ama tanık koruma programından çıkmamanın garantisi ve bununla beraber programda sorun olacak ise yeni ifadeler vereceğim’ şeklindedir. Geldiğinde yeni vereceği ifade için bahsettiği siyasi ve bürokrat şahısların adlarını vererek ‘Bunlar da örgüte yardım ediyordu’ şeklinde beyanları üzerine Şevket Bey, bu şahısların ismini telaffuz etmesini sağlamış ve devamında kendi söylediği isimlerin ‘Ne yaptı onlar?’ diye sorması, adlarının geçmesi ile bu şahıslar için yukarılara danışması gerektiğini anlattığı ses kayıtlarının kendisine göre kesilerek servis edilmesidir. Zorla ifadesi alınmış şahsın hiçbir şey olmamış gibi Şevket müdür ile görüşmüş olması mümkün müdür? Kaldı ki, AKP’ye darbe, siyasilere kumpas vs. gibi dedikleri doğru olsa bu verdiği emniyet ifadesi veya savcılık ifadesinde olmaz mıydı? Neden kaçmış olan şahsın telefonla getirilmesini sağlarken bu yapılsın ki? İddia ettiği konular zaten ele geçirilmiş şahsın varlığında yapılmaz mıydı?

Hiçbir siyasinin, işadamının ya da bürokratın adı, yapılan çalışmanın hassasiyeti açısından geçmemiştir. Sadece ispatlanmış konular ifadeye yansımıştır. Örgütün 2 numarasının her dediğinin doğru olduğu kabul edilmeyeceğinden tüm beyanları titizlikle incelenmiştir.”

Öne Çıkanlar