'Suçumuz Güneydoğu'da yaşamak mı?'

CHP heyeti, zırhlı araçların neden olduğu çocuk ölümleri raporunu açıkladı. Aileler, sorumlularının yargı karşısına çıkarılmamasından şikayetçi.

'Suçumuz Güneydoğu'da yaşamak mı?'

HABER MERKEZİ- CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekilleri Selina Doğan ve Onursal Adıgüzel, Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın ve Şırnak İl Başkanı Mehmet Uğur’dan oluşan heyeti, zırhlı araçların neden olduğu ölümlere ilişkin raporunu açıkladı. Rapor, özellikle 4 Mayıs gecesi polis panzerinin evlerine girmesi sonucu hayatını kaybeden 6 yaşındaki Furkan ve 7 yaşındaki Muhammet kardeşlerin ölümüne ilişkin gözlemleri de içeriyor.

2016 yılı ve 2017 yılının ilk 5 ayını kapsayan dönemde; zırhlı araçların neden olduğu ölümlere ve yaralanmalara ilişkin medyaya yansıyan haberlere bakıldığında, resmi olmayan verilere en az 7 çocuk, toplamda ise 13 sivilin hayatını kaybettiği vurgulanan raporda, can kayıpları ve yaralanmaların sivil vatandaşlar ile sınırlı kalmadığı da belirtiliyor. Son yıllarda zırhlı araçlar nedeniyle yaşanan kazalarda polis ve askerlerin de öldüğü ve yaralandığı ifade ediliyor. Raporda şu tespitlere yer veriliyor:

"7 Haziran 2016 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde 6 yaşındaki Bünyamin Bayram, 24 Temmuz 2016’da Van İpekyolu’nda 4 yaşındaki Taha Kılıç, 24 Ekim 2016’da Cizre’de 5 yaşındaki Hakan Sarak, 9 Şubat 2017’de Mardin’in Dargeçit ilçesinde 7 yaşındaki Berfin Dilek ve 24 Nisan’da Diyarbakır Bismil’de 8 yaşındaki Hüseyin Barut zırhlı araçların altında kalarak can vermiştir. Yine 12 Ocak 2016 tarihinde Hakkâri Yüksekova’da 65 yaşındaki Hasan Akdoğan, 27 Nisan 2016’da Diyarbakır Yenişehir’de 55 yaşındaki Hatun Elhuman, 1 Mayıs 2016’da İstanbul Tarlabaşı’nda 57 yaşındaki Nail Mavuş, 6 Eylül 2016’da Tunceli’de 73 yaşındaki Naciye Özdemir, 4 Mart 2017’de Batman’ın Kozluk ilçesinde 34 yaşındaki Kerem Aslan zırhlı araçların altında kalarak hayatlarını kaybetmiştir. 19 Şubat 2016 tarihinde ise Mardin'in Nusaybin ilçesinde zırhlı araçtan açılan ateş sonucu 59 yaşındaki Dilşah Ak vurularak hayatını kaybetmiş, yanında bulunan 10 yaşındaki kızı ise yaralanmıştır.
Son olarak, 4 Mayıs 2017 günü Şırnak’ın Silopi ilçesinde zırhlı bir aracın bir evin duvarını yıkarak evde uyuyan 6 yaşındaki Furkan ve 7 yaşındaki Muhammed Yıldırım kardeşlerin ölümüne sebebiyet vermesi, son yıllarda sivil yerleşim yerlerinde artan zırhlı araç kazalarını bir kez daha gündeme taşımış; başta çocuklar ve yaşlı vatandaşlar olmak üzere sivillerin ölüm ve yaralanmaları ile sonuçlanan kolluk kuvvetlerinin neden olduğu kazalara ilişkin kamuoyunda gerekli denetimin yapılmadığı ve cezai işlemlerin uygulanmadığına ilişkin endişeleri de beraberinde getirmiştir."

CHP heyetinin 18 Mayıs'ta Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerine ziyaret gerçekleştirerek, aileler ve yetkililerle görüştüğü vurgulanan raporda şunlar kaydediliyor:

'SAVCIDAN HABERSİZ ARACI ÇEKTİLER'

"Heyet, hayatlarını kaybeden Furkan ve Muhammet kardeşlerin haricinde iki kız bir de erkek çocukları olan baba Mesut ve anne Nesime Yıldırım’ın olaya ilişkin anlattıklarını dinledi.
Olayın gerçekleştiği saatte iki çocuğu ile birlikte uyuduğunu ifade eden baba Mesut Yıldırım, sesler üzerine uyandığını, çocukların uyuduğu odaya koştuğunu, çocukların molozların altında kaldığına şahit olduğunu söyledi. Çocukları komşuların yardımıyla molozların altından çıkardıklarına, polislerin bu esnada müdahale etmek yerine geriye çekildiklerine ve aracı korumaya aldıklarını söyleyen baba Yıldırım, "Komşular yardımcı oldu. Ambulans gelene kadar çıkardık çocukları. Hastaneye biz götürdük, polisler kendi araçlarını korumaya aldılar, savcı o gece gelmedi. Aracı da savcıdan habersiz çekmişler. Görgü tanıkları, savcının aracın kendinden habersiz çekildiğini görünce çok sinirlendiğini söylüyor " ifadelerini kullandı.

"ZIRHLI ARAÇLAR HIZ YAPIYOR'

Öte yandan, diğer mahalle sakinleri, genel olarak zırhlı araçların çok sürat yaptıklarına ilişkin şikâyetlerini ve özellikle de çocukları için duydukları endişeleri dile getirdi.
Heyet, evdeki incelemelerin ardından, Silopi Kaymakamlığı’na giderek, Kaymakam Savaş Konak ile görüştü. Olayla ilgili soruşturmanın başlatıldığını ve iki polis başmüfettişinin görevlendirildiğini, İçişleri Bakanlığı’nda kendilerine yapılan açıklamada, gerekirse Bakanlık müfettişlerinin görevlendirilebileceğini söyledi. Kaymakam ayrıca söz konusu zırhlı aracın MHP İlçe binasını korumak için görevlendirildiğini ve olayın olduğu sırada devriye attığını ifade etti.

POLİS MEMURU: FRENLER ÇALIŞMADI

Heyet, olaya karışan polis memuru ile Şırnak Merkez T TİPİ Ceza İnfaz Kurumu’nda görüşerek, polis memurunun ifadelerine başvurdu.
5 yıldır polis memuru olduğunu ve 1,5 yıldır Şırnak’ta görev yaptığını söyleyen polis memuru, olaya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Olay günü, eve yaklaşık 80 metre mesafedeki MHP binası koruyorduk. Güvenliği sağlamak için 2-3 saatte bir devriye atıyorduk. Ben ilk devriyeyi saat 9 gibi attım. Kaza ikinci devriyeyi atarken oldu. Gece 12- 12 buçuk gibi devriyeyi attım. Sonra aracı yerine park etmeye çalıştım. Araç istop etti. Hidrolik sistemin devre dışı kaldığını fark ettim. Aracı çalıştırmaya çalıştım, ama çalışmadı. Bulunduğumuz yer yokuş olduğu için araç kaymaya başladı. Frenler çalışmadı. Farların yanmadığını görünce, ana güç şalterini kapatıp açtım. Farlar yandı. Arabayı çalıştırma düğmesine bastım. Ama çalışmadı. Vitesi park konumuna getirdim, durmadı araç. Tekrar kırmızı çalıştırma düğmesine bastım. Yine çalışmadı. Bu sırada, hidrolikte az bir yağ kaldığı için ilk virajı döndüm. Daha sonra direksiyon hâkimiyetimi tamamen kaybettim. Toplamda şalteri kapatıp açmayı 4 defa denedim. Şiddetle bir yere çarptım. Sürat göstergesi çalışmıyordu. Nereye çarptığımı görmedim. Çarpar çarpmaz önümü toz bulutu kapladı. Bağrışmaları duydum. Telsizden anons ettim, araç kodunu söyledim. Kaza yaptığımı, binaya çarptığımı, yaralılar olabileceğini, kaza yerine acil ambulans ve takviye gelmesini istedim. Haber merkezi kaza yaptığım yerin konumumu sordu. MHP binasından aşağı doğru yakın bir yerde olduğumu, tam olarak bilmediğimi söyledim. İlk yardım ekipleri acele etsin dedim. Tekrar anons ettim. Ön taraftan çıkamayacağımı anlayınca, sol arka kapıdan dışarıya çıktım. Olay yerine gelen ekipler vardı. Arkadaşlarla birlikte binanın ön tarafına geçip yaralıları çıkardık. İki çocuğu da çıkardık. Ambulans gelmemişti. Araçlarla hastaneye sevk ettik. Birinin durumu ağırdı. Diğerinin nabzı atıyordu. Beni de bir araca bindirip hastaneye götürdüler. Başımda yaralar vardı. Gece polis merkezinde ifadem alındı. Cuma günü ve o gece ertesi gün nezarette kaldım. Cuma akşam mahkemeye çıktım. Tutuklandım."

'ZIRHLI ARAÇ KULLANMAK İÇİN ÖZEL EĞİTİM ALMADIM'

Öte yandan polis memuru, kullandığı aracın 1995 model, Dragon tipli 17 tonluk bir araç olduğunu, en son muayenesinin 4 Nisan’da yapıldığını belirtmiştir. Araçta normalde biri şoför koltuğunda, diğeri kulede olmak üzere iki kişinin olduğunu ancak o gece kendisinin araçta tek olduğunu ifade etmiştir. Bu aracı kullanmak için herhangi bir özel eğitim almadığını, normal B sınıfı ehliyetle aracı kullandığını, 8 ay önce araçta görev yapmaya başladığını, iki hafta öncesine kadar ise kulede görev yaptığını, yalnızca iki haftadır aracı kullandığını söyledi.

Polis memuru ayrıca, MHP binasının önünde güvenlik kayıtları olduğunu, hem bu kayıtların hem de telsiz kayıtlarının incelenebileceğini ifade etti.

'POLİS MEMURU İLE AİLENİN İFADESİ ÇELİŞİYOR'

Hem ailenin hem de polis memurunun ifadelerine bakıldığında, ifadelerde bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Aile olaya karışan polis memurunun olay yerinden kaçtığını, çocuklarını kendi olanakları ve komşuların yardımıyla çıkardıklarını ve hastaneye götürdüklerini söylerken, polis memuru çocukların çıkarılmasına yardım ettiklerini ve araçlarla hastaneye sevk ettiklerini ifade etmiştir. Bu çelişkilerin aydınlatılması ve irdelenmesi gerekmektedir.

'ÇOCUĞUMU ÖLDÜRDÜ, ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYOR'

Ayrıca Şırnak’ta zırhlı araçlar nedeniyle hayatını kaybeden diğer çocukların ailelerini ziyaret etmek için Cizre’ye giden milletvekilleri, Cizre’de 7 Haziran 2016 tarihinde zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 6 yaşındaki Bünyamin Bayram’ın ve 24 Ekim 2016’da aynı şekilde zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki Hakan Sarak’ın aileleri ile görüştü.
Bünyamin Bayram’ın babası Heybet Bayram ile görüşen milletvekillerine baba Bayram, "O gün çocuklar zırhlı aracın etrafına toplanıyor. Polisler çocukları dağıtmak yerine, aracı kullanan şoför geri geri gidiyor, çocuğu eziyor. Etrafındaki insanlar durduruyor çocuğu ezdin diye. Oğlumu ezerek öldüren polis memuru elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor" dedi. Kimsenin gelip kendilerinden özür dilemediğini belirten baba, "Eğer polis memuru gelse, özür dilese şikâyetçi bile olmazdık" diye de sözlerine ekledi.

'SUÇUMUZ GÜNEYDOĞU'DA YAŞAMAK MI?'

Bünyamin’in annesi ise, "1 günde en az 4-5 defa geçen zırhlı araçlar olaydan sonra geçmez oldu. Zırhlı araçlar çok hızlı gidiyor. Bizim suçumuz Güneydoğu’da yaşıyor olmak mı? Bizim canımız yok mu?" diye acısını paylaştı.

'OTOPSİ SONUCU GELMEDİĞİ İÇİN DAVA AÇILAMADI'

Öte yandan, 24 Ekim 2016’da kaldırımda kardeşi ile birlikte yürürken zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden Hakan Sarak’ın yakınları ile görüşen milletvekillerine amcası Şemsettin Sarak, çocuklarını öldüren kazaya karışan polis memurunun kim olduğunu dahi bilmediklerini, İstanbul Adli Tıp’tan otopsi sonuçları gelmediği için davanın açılamadığı kaydetti.

chp rapor zırhlı araç Çocuk ölümü