'Bu seçim AKP'nin son seçimi olacak'

'Bu seçim AKP'nin son seçimi olacak'
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz seçim sürecini Artı Gerçek'e değerlendirdi: Seçimler AKP tarafından bir zorunluluk ama bizim tarafımızdan bir fırsat olabilir.

Esra KOÇAK MAYDA - ARTI GERÇEK


Seçim takvimi hızla işliyor. Adayların isimleri, seçim programları, beyannameleri bir bir açıklanıyor. Cumhurbaşkanı adayları meydanlara indi. Vaatler sıralanıyor.

Peki AKP iktidarında en çok kıyıma uğrayan kesimlerden olan mimar, mühendis ve şehir plancıları bu seçim sürecini nasıl değerlendiriyor, onlardan da bir 'TAMAM' sesi yükseliyor mu? İşte bu soruları Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz'a sorduk.

'SEÇİMLER AKP AÇISINDAN BİR ZORUNLULUK BİZİM İÇİN FIRSAT OLABİLİR'

- Seçimlere OHAL koşullarında gidiyoruz. Bu süreçten en çok etkilenen hak kayıpları açısından işçiler, emekçiler ve demokrasi güçleri oldu. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

OHAL koşullarının kendisi zaten antidemokratiktir biliyorsunuz. OHAL'in ilan nedeni belliydi. Darbe girişiminin sorumlularını yargı önüne çıkarmak. Ama OHAL ilan edildiğinden itibaren, bırakınız darbe girişiminin sorumlularını yargılamayı toplumsal muhalefeti sindirmenin ve AKP'nin uzun yıllardır devreye soktuğu piyasacı, laiklik karşıtı, anti demokratik tek adam tek parti rejimini uygulamanın ve ona hukuki bir zemin yaratmanın bir aracı olarak kullanıldı. Bu süreçte öğrencilerden öğretmenlere, kamu çalışanlarından sivil toplum kuruluşu yöneticilerine kadar bir çok kişi gözaltına alındı tutuklandı. Parti başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları tutuklandı. Bu süreçte zaten fiili olarak uygulamaya geçen saray rejiminin, tek adam tek parti rejiminin hukuki alt yapısını hazırlamak için anti demokratik yollarla anayasa değişikliği yapıldı. Referandumun koşullarını oluşturdu bu süreç.

Şimdi yine aynı şekilde bir baskın seçime gidiliyor. Böylesi bir seçimin zaten demokratik olmadığı oldukça aşikar. Cumhurbaşkanı adaylarından birisi cezaevinde tutuluyor ki kendisini ifade etme olanağı bile tanınmıyor. Özellikle Doğan Medya'nın hükümet yanlısı bir isime satılmasından sonra tek sesli bir medyanın olduğu koşullarda gerçekleşiyor bu seçimler. Sıcak parayla yönetilmeye çalışılan ekonomide fren de patladı. Döviz kurları rekor seviyelere ulaştı. Dış borç bulmakta oldukça zorlanıyor. Gerçek enflasyon yüzde 13' leri aşmış durumda işsizlik yüzde 11'lerde, dış politika iflas etmiş durumda. AKP başka çaresi olmadığı için erken seçim kararı aldı. Bu AKP açısından bir zorunluluk ise bizler açısında da bir fırsat olabilir.

'AKP KARŞITLARI HER İKİ TURDA DA GEREKEN CEVABI VERECEK'

- AKP'nin MHP ile yaptığı ittifak gösteriyor ki AKP seçimi kaybetmemek için bir ittifak kurdu. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, sandıktan AKP'ye TAMAM çıkacak mı?

Bizim alandan bakarak söyleyeyim size; 530 bine yakın üyesi olan bir meslek kuruluşuyuz. AKP'nin biraz önce tariflediğim kent, doğa ve çevreden beslenerek yürüttüğü ekonomik alanlar mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının meslek uygulama alanları. Böylesine kamu denetiminden uzak projeleri yaşama geçirerek mühendislik, mimarlık mesleğini niteliksizleştiriyor, itibarsızlaştırıyor.

'HAYIR' çalışmasında görüldüğü üzere mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının geneli hayır oyu kullandı. Bu seçimler, HAYIR'ın bizim alanımızdan sesinin daha da güçleneceği bir dönem olacak. Bu seçimin AKP açısından son seçim olacağını düşünüyorum. Yapılması gereken bu sesi büyütmek ve daha geniş kesimlere ulaştırmak olmalıdır.

İki turlu bir seçim olacağını ve AKP karşıtlarının her iki turda da gereken cevabı vereceğini düşünüyorum. Asgari müştereklerde buluşarak AKP karşısındaki en güçlü adayın desteklenebileceğini fikrindeyim.

Bir meslek kuruluşu olarak herhangi bir parti veya cumhurbaşkanı adayını işaret edemeyiz. Ancak öncelikli olarak üyelerimize mektupla ulaşıp fikirlerimizi anlatacağız ve onların da alanlarında TAMAM sesinin yükseltmelerini bekleyeceğiz. Seçim sürecinde de emekten, barıştan yana bakan tüm kesimlerle dayanışma içinde olacağız. Eşit, özgür, demokratik bir Türkiye istiyoruz, hak, hukuk, adalet, demokratikleşme istiyoruz. Parlamenter rejimin geçmiş dönemdeki eksikliklerini de kapatabilecek temelde demokratik bir anayasanın birlikte çıkarılabileceğine inanıyoruz. Siyasi partiler ve seçim yasasının değiştirilmesini istiyoruz.

'AKP 16 ÖNCE NE VAAD ETTİYSE TAM TERSİNİ YAPTI'

- Şu ana kadar cumhurbaşkanı adaylarının yapmış oldukları konuşmalarda, açıklamış oldukları beyannamelerde, manifestolarda mimar, mühendis ve şehir plancılarının çalışma alanlarına yönelik vaatler de mevcut. Bu vaatleri hem iktidar hem de muhalefet partileri açısından ne kadar gerçekçi buluyorsunuz?

AKP açısından gerçekçi bulmak olanaksız. Sonuçta 16 yıldır AKP bu ülkeyi yönetiyor. AKP bu ülkede bir siyasi parti olmanın ışında bir devlet, bir rejim partisi haline geldi.  16 yıl önce ne vaat ettiyse bugün tamamen tersini yaptı. 'OHAL'i kaldıracağım' dedi, Güneydoğu'da kaldırdı ama tüm ülkeye yaydı. 'Hukukun üstünlüğünü getireceğiz' dediler bir anayasa değişikliği yaptılar ama şimdi hukuk tamamen sarayın güdümüne girmiş durumda. Ekonominin hali ortada. Tüm bunlar ortadayken AKP'nin bu politikalarıyla ülkeye ve halka yönelik herhangi bir olumlu gelişmenin olmayacağı barizdir.

Diğer partiler açısında da baktığımızda biz oyumuzu demokratikleşme için, güçler ayrılığı için, hukukun üstünlüğü, laiklik, Kürt sorununda barışçıl çözüm, toplumcu bir ekonomi, yoksullukla, yolsuzlukla mücadele, kadınların eşitliği özgürlüğü, dış politikada bağımsızlık ve barış, eşit yurttaşlık hakları, yaşanabilir kentler, bilimsel demokratik eğitim, mesleki haklarımız ve meslek onurumuz için kullanacağız. Kim bu politikalarına seçim programında bunlara yer verirse biz de ona oy vereceğiz elbette.

'BU SEÇİMİ ŞAİBELİ KILAN ÇIKARILAN KARARNAMELER'

Seçim güvenliğine ilişkin TMMOB’in bir çalışması olacak mı? Zira yine araştırmalarda ve sokakta yurttaşlar seçimlerin adil bir ortamda yapılmadığını, oylara sahip çıkılması gerektiğini söylüyorlar.

Biliyorsunuz bu dönem sandık kurullarında yalnızca kamu çalışanlarının yer alacağı belirtildi. biz üyelerimize genel bir duyuru yapacağız. Kendilerini hangi partiye yakın hissediyorlarsa, sandıklarda görev almalarını isteyeceğiz. Bunun dışında da sandık güvenliği konusunda oluşturulan sivil toplum örgütlerinin bizden istedikleri talepler varsa onları yerine getirmeye çalışacağız.

Türkiye artık şaibeli seçimlerden bıktı. Zaten bu seçimleri de şaibeli kılan seçime yönelik çıkarılan kararnameler. Sandıkların, ayrılması, dağıtılması ya da birleştirilmesi. İstendiği anda sandıklara polis gücünün çağrılabilmesi, yargı gözetiminde yapılması gereken seçimlerin iktidarın doğrudan denetiminde olan emniyetin ve asgari güçlerin eline terk edilmesi seçim güvenliğine ilişkin aklımıza birçok şaibe getiriyor.

'VATANDAŞ TAMAM DİYOR, 7 HAZİRAN'DAKİ GİBİ BİR UMUT VAR'

Bu seçimlerde bir 7 Haziran havası hakim gibi duruyor. Özellikle TAMAM ile başlayan ve rekor kıran paylaşımlar moral ve motivasyon üstünlüğünü muhalefete geçirmiş gibi duruyor. Sizce nasıl bir 25 Haziran ya da 9 Temmuz sabahına uyanacağız?

Bence vatandaş artık TAMAM diyor. Tıpkı 7 Haziran'da olduğu gibi bir umut var, bu iktidarı değiştirilebileceğine yönelik. Ama bir taraftan da konuştuğumuz gibi bir kuşku da var. Bunlar ne yapar ederler yeniden seçime şaibe karıştırarak galip gelirler.

Eğer seçime katılan tüm partiler oylarına sahip çıkarlarsa, ana muhalefet partisi 16 Nisan referandumunun hemen sonrasında sokağa çıkan kitleleri içeri çekmek gibi bir politika izlemezse, bu ülke vatandaşlarının verdikleri oya sahip çıkacaklarına inanıyorum. 25 Haziran sabahına da 9 Temmuz sabahına da ışıklı uyanacağımıza inanıyorum.

Öne Çıkanlar