Barış Anneleri: 20 yıldır barış istiyorlar

Barış Anneleri: 20 yıldır barış istiyorlar
Barış Anneleri İnisiyatifi, mücadelelerinin 20’inci yılına ilişkin düzenlenen etkinlikle barış ısrarını yineledi. Anneler barış için müzakerelerin başlamasını talep etti.

Barış Anneleri İnisiyatifi geride bıraktıkları mücadelelerinin 20'inci yılı için İstanbul'da bir etkinlik gerçekleştirdi. Türkiye ve bölge illerinden gelen Barış  Anneleri'nin katılımının yoğun olduğu etkinliğe, Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Eş Genel Başkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven, HDP Milletvekilleri, Demokratik İslam Kongresi (DİK) Eşbaşkanı Hüda Kaya, Halkların Demokratik Kongresi Eşbaşkanı (HDK) Eşbaşkanı İdil Uğurlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Tevgera Jinen Azad (TJA) Aktivistleri, HDP Kadın Meclisi üyesi kadınlar, siyasi parti ve sendika temsilcileri ve üyeleri, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları, Pınar Aydınlar ile yurttaşlar katıldı.

'İSTANBUL'A DEĞİL BARIŞA KANAL'

Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice 'İstanbul'a değil, barışa kanal', 'Anneler barış istiyor', 'Müzakereler başlasın', 'Adalet Bakanlığı sözünü tut', 'İmralı tecridine son', 'Biz anneler savaş istemiyoruz' pankartları asılan etkinlikte Barış Anneleri'nin 20yıllık mücadelesini anlatan fotoğraflar sergilendi.

'BARIŞ, BARIŞ, BARIŞ DEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Barış Anneleri İnisiyatifi'nden Güler Buğday ve Havva Kıran barış mücadelesinde kararlı olduklarını vurguladı.

Barış Anneleri'nden Havva Kıran, yaşadıkları tüm baskı ve şiddete rağmen 'barış'demekten vazgeçmeyeceklerini söyledi:

"20 yıldır barış mücadelesi için büyük bedeller ödedik. Bu devlet anaların gözyaşlarını umursamadı. Coplandık, cezalandırıldık, gazlara maruz kaldık. Ama tüm bunlara rağmen barışı savunmaya devam ettik. Çünkü kendi çıkarları için Kürt ve Türk çocuklarını  savaştırıyorlar. Ortadoğu’da kan gölüne dönmüş durumda. Ölümlere karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Bizler barış, barış, barış demekten vazgeçmeyeceğiz."

'İLLE DE BARIŞ İLLE DE BARIŞ'

barış Anneleri'nden Güler Buğday, yaptığı konuşmada, "Barışın külfetini biliyoruz. Ancak biz tüm halklar için ve çocuklar için mücadele etmeye söz verdik. Deniz Gezmiş'lerden, Mahir Çayan’lara ve daha ismini sayamayacağımız nice kahramanların mücadele kararlılığını ve direnişini sürdüreceğiz. Barış olacak, olacak diyorum. İlle de barış ille de barış" ifadelerini kullandı.

Barış Anneleri'nin 20 yıldır verdiği barış mücadelesini anlatan Barış Anneleri İnisiyatifi'nden Tülay Aydın, kadına yönelik şiddetin, katliamların, çocuk istismarının, ekonomik krizin fve intiharların, siyasi iktidarın savaşın bitmesini istememe halinin birsonucuolduğunu söyledi:

'GÜCÜMÜZÜ SAVAŞIN SON BULMASI İÇİN BİRİKTİRİYORUZ'

"Bir ana ne ister? Evlatlarıyla kendi dilinde, kendi kültürüyle yaşamak ister. Analar için evlatlarının her an ölüm haberini duymak kadar kötü bir şey yoktur. Barışa çok susadık. Biz barış isterken evlatlarımızı, toprağımızı, kültürlerimizi, doğamızı, derelerimizi geri istiyoruz. Yüreğimiz ve yüz yıllardan sürülüp gelen bilgilerimizle asla kini beslemedik. Biz anayız, barıştan yanayız diye yola çıktık. Kanın kanla temizlenmediğini biliyoruz. Biz savaşa karşıyız. Gücümüzü savaşın son bulması için biriktiriyoruz. Değerlere sarılarak yürüdük. Mücadelemizden bu yana çok zaman geçti. Cenazelerimize, evlatlarımızın bedenlerine çok eziyet edildi. Çatışmalara kalkan olmaya çalıştığımızda beyaz tülbentlerimize çamur bulaştı. Biz sözün gücüne inanıyoruz. Durmadan konuşuyor, anlatmaya çalışıyoruz savaşın olumsuz sonuçlarını. Tecrübemiz iktidarın savaşın bitmesini istemediği yönünde. Çünkü iktidar flulaşmış bir hayat ister. Nitekim bölgede ve ülkede olan tam da budur. Çürümüşlüğü görüyoruz. Kadına yönelik şiddet, katliam, çocuk istismarı, ekonomik kriz, intiharlar iktidarın savaşın bitmesini istememe halinin sonucudur. Sayın Abdullah Öcalan ile yeniden müzakere ortamının oluşmasını istiyoruz. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan savaşın yıkıcı yüzünü ve yaşanacakları çok önceden görmüştü ve uyarılarda bulunmuştu. Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinin barışa giden yol için önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle geride kalanlar aşkına tecrit son bulsun diyoruz."

'MUTLAKA DEMOKRATİK ÇÖZÜM GERÇEKLEŞECEKTİR'

TJA Aktivisti Ayla Akat, Barış Anneleri'nin mücadele hikayesinin tarihi direnişi yansıttığını vurguladı. Barış Anneleri'nin verdiği mücadeleye tanık olduklarını anlatan Akat, "Annelerin direnişinde Zilan, Dersim direnişi var. Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün yaşama olan etkisini yıllardır anlattı. Ben onlarla birlikte bir avukat olarak yürümeye başladım. Hayatımın en önemli kilometre taşlarını oluşturan anlardı. Tüm annelerin ellerinden öpüyorum. İyi ki varsınız. Demokratik çözüm gerçekleşecektir mutlaka" dedi.

 İDLİB’DE YAŞAMINI YİTİREN ASKERLERİN ANNELERİNE SABIR DİLENDİ 

İdlib'de yaşamını yitiren askerlerin ailelerine sabır temennisinde bulunan Barış Anneleri'nden Nezahat Teke, yıllar önce düzenledikleri bir etkinlikte güvenlik güçlerinin 'Savaş yok ki, barış istiyorsunuz' dediğini hatırlatarak, "savaş yoksa şuan yaşanan ne" diye sordu.

HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın mesajları okundu. Kutlama ve temenni mesajı gönderenler arasında Asrın Hukuk Bürosu ve İnsan Hakları Derneği ( İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin de yeraldı. Türkiye ve bölge kentlerindeki cezaevlerinde bulunan tutukluların gönderdiği mesajlar anneler tarafından uzun süre alkışladı.

‘NEDEN BU TOPRAKLARDA SAVAŞ VAR?’ 

DTK Eş Genel Başkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven yaptığı konuşmada, PKK lideri Abdullah Öcalan'a cezaevinde uygulanan tecriti eleştirdi:

"Neden bu topraklarda savaş var? Bu topraklarda yaşayan Kürtleri dört parçaya ayırıp, kimliğiniz yok dediler. Ama biz varırız. Kızlarımız ve oğullarımız Rojava’da mücadelesini yazdı. Çocuklarınız bu mücadelenin felsefesini nereden aldılar; İmralı’dan aldılar. Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ı uluslararası bir komployla 20 yıldır tecrit altına aldılar. Komplo sonucu İmralı’ya koyan Öcalan için ne dediler, '1 yılda ölür' dediler. Ama Öcalan yaşadı ve yaşattı."

İmralı Adası'nda çıkan yangın hakkında da konuşan Güven, "Orası kıymetli bir yerdir. Yaklaşmayın oraya. Aile ve avukatları bir an önce gidip Öcalan'la görüşsün. Bu ateş onların zihniyetlerinde. Televizyona çıkıp provokasyon peşinde birileri. Kimse böyle bir şey denemezsin. Bunu kabul etmeyiz" dedi.

SAVAŞ TEZKERESİNE HDP DIŞINDAKİ TÜM PARTİLER 'EVET DEDİ'

İdlib’de yaşanan son  gelişmelere de değinen Güven, yaşamını yitiren 33 askerin ailelerine başsağlığı diledikten sonra savaş tezkeresi Meclis'e geldiğinde HDP dışında tüm partilerin tezkereye 'evet' dediğini hatırlattı:

"Dün 33 asker neden öldü? İktidarın Kürt düşmanlığında bu askerler öldü. Kürt düşmanlığından dolayı askerlerini Suriye topraklarına gönderdiler. Bu fakir insanların çocukları yazık değil mi? Buradan ailelerine baş sağlığı diliyorum. İdlib’de yaşamını yitiren 33 askerin ailelerine başsağlığı diliyorum. O tezkere meclise geldiğinde bizim partimiz dışında bütün partiler tezkereye evet dedi. Şimdi çıkıp diyorlar Meclis’i toplayalım. Bu saatten sonra Meclis toplansa ne toplamazsan ne… Onların yanlış politikalarının yüzünden gariban annelerin yüreğine ateş düşürüyorlar. Sen kendi ülkendeki Kürtlerle barıştın mı ki; başka ülkelerin topraklarına barış götüreceğim diyorsun. Ne içte ne de dışta bunların bir itibarı kalmadı."

Kürt Sorununda Müzakere Süreci'ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Güven, her şeye rağmen barışın geleceğine olan inancının sürdüğünü ifade etti:

"Dolmabahçe Mutabakatı  bizler için değerli bir fırsattı. Bu mutabakat yok sayıldığından beri binlerce genç yaşamını yitirdi" diyen Güven, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Barıştan öteye bir yol yok. O yüzden bu annelerin direnişi çok önemlidir. Şimdi bile çok geç kalmış değiliz; gelin barış için bir araya gelelim. Ve Sayın Öcalan’a gidelim. Barış orada. Acılarımızı güce dönüştürelim. Benim barışın geleceğine dair inancım var. Barış öncülüğünü de beyaz tülbentli anneler yapacaktır." (HABER MERKEZİ- M.A)

Öne Çıkanlar