'Cezaevleri, İsrail'in Camp 1391 Cezaevi'den daha kötü'

'Cezaevleri, İsrail'in Camp 1391 Cezaevi'den daha kötü'
'Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi', Türkiye'deki cezaevlerinin İsrail'in Guantanamosu olarak bilinen Camp 1391'den daha kötü olduğunu açıkladı.

HABER MERKEZİ - Olağanüstü Hal'in (OHAL) ardından baskı, şiddet ve hak ihlallerinin daha da arttığı cezaevlerinde 12 Eylül'ün cezaevlerinde kullanılan yöntemler uygulanmaya başladı.

Tek tip uygulamasının ardından tutuklulardan ayakta ve askeri nizamda sayım alma uygulaması tüm cezaevlerine yayılmış durumda.

En son Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutuklulara ayakta ve askeri nizamda sayım verme dayatması yapıldı.  Pazartesi gününden bu yana her sabah ve akşam yapılan sayımlarda, bu uygulamaya karşı çıkan tutuklulara gardiyanlar tarafından işkence yapılıyor.

Cezaevlerinde yaşanan baskı, şiddet ve hak ihlalleri hakkında araştırma yapan Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi, durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Hak ihlallerine itiraz eden tutuklulara açılan keyfi disiplin soruşturmaları, cezası bitmesine rağmen serbest bırakılmayan tutuklular, telefon görüşmelerinde ailelerden önce tekmil vermelerinin istenmesi, tutukluların gökyüzünü görmelerinin engellemek için havalandırmaların üzerinin tel örgüyle kapatılması, hücre cezaları derken ortaya toplama kamplarından farksız bir manzara çıkıyor.

İSRAİL'İN GUANTANAMOSU CAMP 1931'DEN DAHA KÖTÜ

Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Mehmet Temizyüz, Türkiye'deki cezaevlerini değerlendirirken, İngiliz mandasının sömürge yönetimine karşı çıkan Araplar ve Yahudiler için İsrail'de inşa ettiği Camp 1391 Cezaevi’nden daha kötü olduğunu belirtiyor.

Bazı cezaevlerinde tutukluların gökyüzüne bakmasının bile yasak olduğunu söyleyen Temizyüz, Tutuklularla Dayanışma İnisiyatifi'ne ulaşan bilgileri şöyle sıralıyor:

 "Tokat Cezaevi’nde, telefon görüşmelerinde ailelerden önce tekmil vermeleri isteniliyor. Bolu Cezaevi’nde görüşme salonlarına devasa Türk bayrakları asılmış. Tarsus Cezaevi’nde tüm tutuklulara tek tip saç tıraşı dayatılıyor. Trabzon Cezaevi’nde havalandırma yerlerinin üzeri tel ile kapatılmış. Kafes sistemine geçilmiş, tutuklular gökyüzünü görmesin diye." 

İdarenin denetiminden geçip tutuklulara teslim edilen kitaplara, cezaevinde yapılan aramalar sırasında el konulduğunu ve disiplin soruşturmaları açıldığını da belirten Temizyüz, koğuşlardaki tüm radyoların toplatıldığını, bazı cezaevlerinde tek kanal üzerinde televizyon yayını yapıldığını, onun da A Haber kanalı olduğunu söyledi.

 'AİLELER GÖRÜŞE ELBİSE DEĞİŞTİREREK GİDEBİLİYORLAR'

Açık ve kapalı görüş sürelerinin ise keyfi olarak kısıtlandığını aktaran Temizyüz, eskiden haftada bir yapılan telefon görüşü ve kapalı görüşün 15 günde bir yaptırıldığı, ayda bir olan açık görüşün ise 2 ayda bir yaptırıldığına dikkat çekti. Temizyüz, "Koğuşlarda kalan tutuklular ortak alana çıkartılmadığı gibi hobi faaliyetlerine keyfi yasaklama getiriliyor. Oda içlerine, avluya hatta bazı cezaevlerinde tuvalet ve banyoyu dahi görecek kameralar yerleştirilmiş" dedi. 

Diyarbakır'dan Edirne'ye yakınını görmek için giden ailelere zorluklar çıkarıldığını ifade eden Temizyüz, "Tutuklulara yapıldığı gibi ailelere karşı da keyfi uygulamalar yapılıyor. X-ray cihazının hassaslaştırılmasından dolayı pantolon üzerindeki zincire dahi alarm veriyor. Bolu Cezaevi’nde yanlarında bulundurdukları elbiseleri ailelere veriliyor. Elbiseler giyilmeden cezaevine almıyorlar" dedi. 

MEKTUP 1 YIL SONRA VERİLDİ

Yine birçok mektubun "örgüt propagandası içerdiği" gerekçesiyle gönderilmediği veya içeriğinde herhangi bir suç unsuru olmadığı halde tutuklulara disiplin cezası verildiğini aktaran Temizyüz, Tekirdağ Cezaevi’nde bulunan kardeşine gönderdiği mektubun bile 1 yıl sonra teslim edildiği örneğini verdi.

ISINMA VE SICAK SU SIKINTISI SALGIN HASTALIĞA NEDEN OLABİLİR

Temizyüz, ülkenin yarı açık cezaevine dönüştüğü son yıllarda cezaevlerinin nüfusunun iki kat arttığına da dikkat çekti. Temizyüz, bu konuda şu bilgileri verdi: "Başta Diyarbakır, Siirt ve Urfa cezaevleri olmak üzere, cezaevinde bulunan tutuklu sayısının, kapasitenin üstünde olması, hatta bazı cezaevlerinde kapasitesinin iki katı fazla tutuklu bulunması nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Kış aylarında birçok cezaevinde ısınma sorunu yanında sıcak su ihtiyacının haftada bir iki gün ve birkaç saat ile sınırlandırılması hastalıklara davetiye çıkarıyor." 

'TEK TİPE KARŞI TÜM TUTUKLULAR KARARLI

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile cezaevlerine tek tip kıyafet zorunluluğu getirilmesi üzerinde de duran Temizyüz, yaptıkları görüşmelerde tutukluların hiçbir şekilde hazırlanan elbiseleri giymeyecekleri konusunda kararlı olduğunu aktardı. Temizyüz, "Kişinin onurunu zedeleyerek, kişiliğini elinden almak suretiyle aşağılamak işkencenin bir çeşididir. Tutuklulara yönelik artan baskılardan anlıyoruz ki cezaevlerinde tek tip kıyafetin hazırlığı var. Ancak tutuklular hiç bir şekilde kendilerine dayatılan bu onursuzluğu kabul etmeyeceklerini net bir şekilde belirttiler" bilgisi verdi. 

'KANUN CEZAEVİNDE ÖLMEK YOK DİYOR AMA 2 BİN 300TUTUKLU HAYATINI KAYBETTİ

Kanunda adeta cezaevinde ölmenin engellendiğini anlatan Temizyüz, "5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Kanunu’nda tutuklunun hayatı için bir tehlike teşkil ediyorsa cezanın infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır yazılı. Yani ‘cezaevinde hastalıktan ölmek yok’ demek. Ancak, Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre son 8 yılda cezaevlerinde 2 bin 300 tutuklu hayatını kaybetti" dedi. 

Cezaevlerindeki 850 - 900 tutukluya bir doktor düştüğüne vurgu yapan Temizyüz, tedavilerin sürekli aksatıldığını belirtti ve ekledi: "Tutuklular revirde tedavi olmak için genellikle uzun süre beklemek zorunda kalıyor. Mesai saatleri dışında doktorların revirde olmaması uzun süre bekletildikten sonra hastaneye yapılan sevkler jandarma tarafından kelepçeli bir şekilde muayeneye zorlandıkları, ayrıca tutuklulara karşı cezaevinde gardiyanların hakaretlerine ve kötü muamelesi ile karşılıyorlar. Bunun yanında ağır kronik hasta tutukluların tedavisi aksatılıyor." 

'İŞKENCE VE HAK İHLALLERİ İLK ÖNCE PİLOT CEZAEVLERİNDE DENENİYOR'

Bölge pilot cezaevlerinde sınama yaptırımları yapıldığına dikkat çeken Temizyüz, konuyla ilgili şunları söyledi: "Marmara bölgesinde Tekirdağ, Akdeniz bölgesinde Tarsus Cezaevi, Güneydoğu Bölgesinde Elazığ Cezaevi, İç Anadolu Bölgesinde Sincan Cezaevi, Karadeniz Bölgesinde Bolu gibi pilot cezaevlerinde önceden belirlenen bazı yaptırımlar uygulanır. Bundan sonuç alınırsa diğer cezaevlerine taşınıyor. Ya da diğer cezaevlerinde hukuksuzluğa karşı direnen tutuklular pilot cezaevlerine sürgün edilirler. Ve burada tekrar cezalandırırlar. "

'TÜRKİYE HAK İHLALLERİNDE SONDAN 7'NCİ'

Meclis İnsan Hakları İzleme Komisyonu’nun 2017 yılında sadece 2 kez cezaevine gittiğini dile getiren Temizyüz,  şikayete rağmen yeni yılda cezaevine giden bir komisyonun olmadığını söyledi.

Birleşmiş Milletlerin insan hakları raporunda Türkiye’nin 120 ülke arasında sondan 7'nci olduğunu belirten Temizyüz, buna cezaevlerinde yaşananların etkisinin büyük olduğunu söyledi.

(Mezopotamya Ajansı)

Öne Çıkanlar