Erdoğan: Seçim kanunu en çok CHP milletvekilini rahatlatacak

Erdoğan: Seçim kanunu en çok CHP milletvekilini rahatlatacak
Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tartışmalı yap-işlet-devret modeli için "Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor. Ama köprüden, ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor, açık mı var, bu açığı da devlet o yüklenici firmaya ödüyor. " dedi. Yeni seçim kanunu hakkında da konuşan Erdoğan, "Seçim kanununda yapılacak bu düzenlemeler en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum. Çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde gözleri yaşlı, boyunları bükük bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu." dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

DÖVİZ KURUNDAKİ YAŞADIĞIMIZ GEÇİŞ SÜRECİNİN BEDELLERİ

Döviz kurundaki, enflasyondaki, faizlerdeki dalgalanmalar yaşadığımız geçiş sürecinin bedelleridir. Biz durmadık, çalışıyoruz. Fiyatlar şunlar bunlar. Sevgili vatandaşlarım bakın durmuyoruz. Bu yatırımları yaparken bu yatırımları da özellikle zaman oluyor Yap-İşlet-Devret'le bu adımları atıyoruz. Ama akılları almıyor, 'Ne demek açıklayın' diyorlar. E öğren de gel. Yüklenici firmaların kendi imkanları ile bu yatırımı yapıp ondan sonra da yaptığımız ihaleyle ama 10, ama 15, ama 20 senede bunun bedelini biz devlet olarak kendilerine ödüyoruz. Devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor. Burada yüklenici firma bunu yapıyor. Ama köprüden, ama otobanlardan geçen vatandaş bedelini ödüyor, açık mı var, bu açığı da devlet o yüklenici firmaya ödüyor. 

Bunu sadece otobanlarda, otoyollarda yapmadık hastanelerde de yaptık. İşte şu anda 19 şehir hastanesi var. Bu şehir hastanelerimizi biz aynı anlayışla yaptık. Şimdi şehir hastanelerimizle iftihar ediyoruz. Onların üzerine gelmeye, kulp takmaya başladılar. Boşuna uğraşmayın, bak sizin de eliniz ayağınız oralara düşer. Bak, şu koronavirüste bu şehir hastanelerimiz bu eğitim ve araştırma hastanelerimiz olmamış olsaydı biz bu süreci öyle kolay kolay atlatamazdık. Fakat bu hastanelerle biz bu süreci başarıyla atlattık. Bu millet istiklali ve istikbali için Çanakkale'den milli mücadeleye, darbelerden vesayete dışarıda yazılıp içeride oynanan senaryolara kadar nice badireyi yaşamış, tecrübe etmiş, sonuçlarıyla yüzleşmiş bir halktır. Eğer biz kendimizi ve önümüzdeki bu tabloyu doğru ve samimi olarak anlatıp 85 milyonun tamamıyla gönül bağımızı güçlendirirsek üstesinden gelemeyeceğimiz mesele, aşamayacağımız engel yoktur. Onun için ısrarla söylüyorum şu anda burada tüm il başkanlarım Allah için hemen hemen yatırımın olmadığı eserin olmadığı bir ilimiz yok. Dolayısıyla size düşen ne? Siz de bu ilinizdeki tüm eserleri eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda bunları halkımla vatandaşımla paylaşacaksınız onlara anlatacaksınız. 

Az önce televizyon ekranında paletli ambulanslarla hasta taşımasını izledim. Arkadaşlar biz geldiğimizde bırakın paletli ambulansı normal ambulans var mıydı? Doğru dürüst normal ambulans yoktu. Biz bunların hepsini aştık. Paletli ambulansları devreye soktuk ve en sıkıntılı yerlere bu ambulanslarla çıkmaya başladık. Aynı şekilde ambulans helikopterlerimizi devreye soktuk. Ambulans uçaklarımızı devreye soktuk. Böyle şeyler var mıydı? Bunları biz niye yaptık? İşte Tıp Bayramını yeni geride bıraktık Kanuni'nin ifade ettiği gibi 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' dedik ve yola böyle koyulduk. Çünkü biz milletimizi seviyoruz. Milletimize inanıyoruz dolayısıyla partimize de güveniyoruz. Çünkü biz bu kadronun bu teşkilatın gücünden, kabiliyetinden, yapabileceklerinden eminiz.

BAZILARI SAF SAF SORUYOR: 'YA SİZ GERÇEKTEN KÜRTLERİ DE SEVİYOR MUSUNUZ?'

Ülkemizin hiçbir ilini, ilçesini, köyünü ihmal etmeden her karış vatan toprağına hizmetlerimizle mührümüzü vurduk. Bizde ayrım yok, ne dedik? 'Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak' dedik. Bazıları saf saf soruyor: 'Ya siz gerçekten Kürtleri de seviyor musunuz?' Ya Allah'tan korkun... Bizde ayrım yok. Rabbimizin tüm yarattıklarının siyahıyla beyazıyla, hepsi bunlar bizim kardeşlerimiz. Üstünlük şu kavim, bu kavim değil sadece ittika iledir. Sormak lazım onlara, siz ittikayı biliyor musunuz? Bilmezler. Çünkü onlar başka şeyle meşgul.

Sağlıkta tarihimizin en büyük sağlık reformunu yapmışız. Onlar bunun üzerine ne ekleyeceklerini açıklasınlar. Çıksınlar söylesinler.  Biz merdiven altlarında adalet arayışlarını biliriz. Şimdi ise modern, gayet lüks adalet saraylarını yaparak hakim, savcı daha rahat çalışsın diye adımlar atmışız. Bunu eleştiriyorlar.

MİT BİNASI PENTAGON'DAN SONRA DÜNYANIN İKİ NUMARALI TEŞKİLAT BİNASIDIR

Bizim MİT'İmiz belki de Pentagon'dan sonra dünyanın iki numaralı teşkilat binasıdır. İnşallah TSK'nın tüm birimlerini, MİT'e yakın yerde inşaatı devam ediyor. Orada onunla birlikte güvenliğimizi daha güçlü şekilde temsil edeceğiz. Jandarma'ya büyük güç kattık. Polis teşkilarımız bu konuda gayet iyi konumda. Onlar ne yapacaklarını açıklasınlar. Ellerinde büyükşehir belediyeleri var. Ne yapıyorlar görelim. Peynir gemisi lafla yürümüyor. Sel afetleri olduğunda bunların belediyelerindeki yerlerin ne hale geldiğini gördük. 

YENİ SEÇİM KANUNU TEKLİFİ EN ÇOK CHP MİLLETVEKİLLERİNİ RAHATLATACAKTIR

Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesinden ittifakların milletvekili çıkarma hesabının yeniden yapılmasına, seçmen kütüklerinin tanziminden yeni yönetim sistemimizle ilgili uyum hükümlerine kadar pek çok düzenlemeyi içeren bu teklifin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu teklifle ilgili detaylı açıklamaları arkadaşlarımız zaten kamuoyu ile paylaştılar. Burada sadece bir hususun altını çizmek istiyorum. Seçim kanununda yapılacak bu düzenlemeler en çok CHP milletvekillerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum. Çünkü biliyorsunuz bu partinin milletvekilleri seçimler öncesi gruplar halinde gözleri yaşlı, boyunları bükük bu şekilde başka partilere altın tepside ikram ediliyordu. Yeni düzenleme ile seçimlere katılmak için Mecliste grup kurmak tek başına yeterli olamayacağı için siyasi mühendislik gayretlerinin ürünü bu tür taşınmalara artık ihtiyaç kalmayacak. Böylece CHP milletvekillerinin tuzluk gibi siyaset masasında elden ele dolaştığı milli irade adına utanç verici yüz kızartıcı tablolarla inşallah bir daha karşılaşmayacağız. Yine bu düzenleme ile ittifaklar içinde yer alan partilerin sahip oldukları oy potansiyelinin çok üzerinde güç ve milletvekili elde edebilmelerini sağlayan sistemi de değiştiriyoruz. Böylece hem milli iradenin tecellisinde adaleti sağlamayı hem de tabela partilerinin siyaseti manipüle etmelerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz.

CHP MİLLETVEKİLLERİ KALBEN DESTEKLEYECEKLER

Çünkü CHP ittifakını geniş tabanlı göstermek için kendi mensuplarının seçilmesi gereken yerlerin bir kısmını diğer partinin adaylarına peşkeş çekiyordu. Meclis'e verilen teklifle bu garabetin de önüne geçilmekte. CHP'lilerin kendi listelerine sahip çıkabilmelerine imkan sağlanmaktadır. Sorsanız AK Parti'yi demokrat olmamakla, sadece kendi çıkarını düşünmekle suçlarlar. Gördüğünüz gibi biz seçim kanununda değişikliği çalışırken bile CHP milletvekillerinin yaşadığı sıkıntıları da dikkate aldık düzenlemeleri onların da endişelerini giderecek şekilde yaptık. Bunun için Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde CHP milletvekillerinin sunulan teklifi alenen yapamasalar bile kalben destekleyeceklerine inanıyorum. Aslıda siyasette elini en çok rahatlattığımız kişi de CHP'nin başında. Bunca yıldır hiç bir iş yapmadan hiç bir seçim kazanamadan durmayı başarabilen Kılıçdaroğlu'dur.

YUVARLAK MASA ETRAFINDA TOPLANMAKLA SİYASET OLMUYOR

Öyle Ahlatlıbel'de yuvarlak masanın etrafında toplanmakla siyaset olmuyor. Bu zat önce AK Parti'nin yaptıklarına yapmakta olduklarına bakıyor sonra çıkıyor kürsüye bunların bir kısmını iftiraya varan yalan yanlış bilgilerle eleştiriyor, bir kısmını da kendi akıl etmiş kendi söylemiş gibi anlatıyor. Bir gün bakıyorsunuz terörle mücadele için yaptığımız sınır ötesi harekatlarına herhalde PKK'ya göbekten bağlı olduklarını gücendirmemek için zırva bahanelerle karşı çıkıyor. Sonra bir başka gün bu harekatları kendisinin önerdiğini söylüyor. Bir gün bakıyorsunuz ülkemizin dünyadaki en önemli markalarının biri haline gelen insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii ürünlerimizi yerden yere vuruyor. Sonra başka gün bu projelerin kendisine ait olduğunu ifade ediyor hatta ve hatta o fabrikayı benden önce gidip gezmiş, görmüş. Böyle yalan olur mu? Anlamak mümkün değil bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin onurlu dış politika duruşlarına en ağır ifadelerle saldırıyor. Sonra başka gün kendinden gayet emin şekilde bu duruşun patentine talip oluyor. Patent bize ait. Bir gün bakıyorsunuz Türkiye'nin enerji alanında yaptığı yatırımları çetecilikten kaynak israfına, iş bilmezlikten çevreciliğe kadar tu kaka ilan ediyor, bir başka gün hesaba kitaba gelmez yöntemlerle aynı işleri kendisi proje olarak anlatıyor. Kendisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı çıkmasına rağmen ortaya yurt dışında hazırlanıp eline tutuşturulmuş maalesef bir rapor dışında hiç bir teklif koyamadığını da unutmadık.

Daha masada nasıl oturacaklarına, koridorda nasıl yürüyeceklerine bile karar vermeyi beceremeyenlerin böylesine köklü bir reformu düşünmeleri, hazırlamaları, milleti ikna etmeleri uygulamaya geçirmeleri elbette mümkün değildir. Salgın gibi bir felaket siyasi ve ekonomik fay hatları gibi hususlarda ülkemizin kaderini ellerinde tuttuğunu düşünün. Onlar bir araya gelene oturma düzenine ve söz sırasına karar verene, koridorda yürüme hizasını tutturana kadar zaten iş işten geçer. Böylesi bir karmaşadan ülkenin ve milletin hayrına bir kararın çıkması hadi çıktı diyelim hızlı ve sağlıklı bir şekilde uygulanması mümkün mü? Bu tablonun sadece düşüncesi bile kabus gibi. Milletimize teklif edilen sistem işte budur. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun bu tutarsızlıklarına bu hezeyanlarına rüzgar gülü misali esintiye göre sürekli yön değiştirmelerine artık alıştık. Biz belki mecburen alıştık ama milletimiz kendisinden inanıyorum ki bıktı. İnşallah 2023 seçimleri diğer bir çok hayırlı neticesinin yanında ülkemiz siyasetini bu karikatür tipten de kurtaracak bir vesile olacaktır.

Öne Çıkanlar