Güldem Atabay: Ekim enflasyonda kırılma noktasıydı, tam gaz yokuş aşağı

Güldem Atabay: Ekim enflasyonda kırılma noktasıydı, tam gaz yokuş aşağı
Ekonomist Atabay, Ekim ayı enflasyon verisinin bir kırılma anı yarattığını belirterek, TÜİK’in açıkladığı verileri değerlendirdi.

TÜİK verisine göre yüzde 19,89 olarak açıklanan yıllık TÜFE enflasyonu, akademisyen ağırlıklı ENAGrup verisine göre yüzde 49,87 olarak açıklandı. Verilerin açıklanmasının ardından oranlara ilişkin bir yazı kaleme alan ekonomist ve yazar Güldem Atabay, her iki verinin de detaylarını ayrı ayrı incelemek gerektiğini belirtti. Aradaki farkın büyüklüğüne ve günlük alışveriş deneyimlerinden yola çıkarak TÜİK verilerinin, güven duyulmaması gerektiğini hatırlatarak resmi verilerin gerçeklerle bağının kopmuş olduğunun altını çizdi.

Güldem Atabay'ın Paraanaliz'deki yazısı şöyle:

TCMB’nin ardından politize olması ile kaybettiğimiz  önemli kurumlar kervanına artık TÜİK de net bir şekilde dahil oldu.

TÜİK verileri ile ilgili tartışmalar uzun süredir devam etmekte.  Sene başında merkez bankası başkanlığına yapılan en son politik müdahale ile birlikte TÜİK başkanının da değişme şekli bu tartışmaları somutlaştırmıştı.  Ancak ekim ayı gibi yüklü zamların ve TL’deki değer kaybının enflasyon üzerinde yıkıcı etkisi olacağı bilinirken, TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisinde yıllık TÜFE enflasyonun yüzde 20 seviyesinin altında "kalışı", ya da bırakılışı, TÜİK’in de tam anlamıyla biat baskısına yenildiğini gözler önüne sermekte.

Oldukça üzücü bir durum tabi, çünkü devletin resmi istatistik verilerinin sorgulanması, güven olmaması; ekonomiyi oluşturan tüm birimler açısından karanlıkta kalınması anlamına geliyor.

Bunun en önemli yansıması da maliyet tarafında üreticinin yaşadığı fiyat baskılarının artan bir geçişkenlikle üretici fiyatlarına yansıyacak oluşu.  Devletin olmadığı yerde herkesin kendi gemisini kurtarmaya çalışması hali bir anlamda.

Bu kırılma anının anlattığı; seçimlere giderken AKP hükümetinin oy kaybını durdurmak için yapması gereken doğru ekonomi politikaları üretimi yerine artan ve artacak enflasyona toplumun geniş kesimlerini maaş artışlarıyla adapte etmek.  Alım gücü aşırı enflasyonla düşen geniş halk kesimlerine rahatlama alanı gerekli.  Ancak ufukta enflasyonun düşeceği beklentisi yoksa bu durum Türkiye ekonomisinin yeniden nasıl enflasyona yenilen ve bir arpa boyu yol kat edemeyen bir ekonomi haline dönüştüğünü, gösteriyor.  İstikrarlı ve gelir dağılımı düzeltecek kaliteli büyüme böylesi parasallaşan bir ekonomide mümkün görünmüyor.

Keza, 2022 içinde gerçek enflasyonun yüzde 60-70 bandına yükseldiğini hep beraber izleyeceğiz.  Bu arada TCMB kasım-aralıkta faiz indirimi deneyine devam ederken, ne zaman zorunlu faiz artışı yapacağını tartışacağız.

Bu döngünün kırılması için ya AKP-MHP iktidarın hemen her alanda akıl yoluna dönmesi gerekli, ya da mümkün olan en erken zamanda yapılacak bir erken seçimle aklı devreye sokacak bir iktidarın göreve gelmesi gerekli.

Çünkü Türkiye ekonomisi yokuş aşağı sürükleniyor.

GIDA FİYATLARI MUCİZESİ

TÜİK verilerin detaylarında TÜFE enflasyonu artışı yüzde 2,39 gibi ekim ayı boyunca yaşananlara kıyasla son derece ılımlı bir rakam.  Bu ılımlı aylık TÜFE enflasyonun temelinde ise yüzde 1,9 gibi mucizevi bir gıda fiyatları enflasyonu var.  Rekabet Kurumu’nun "fahiş fiyatlar" nedeniyle büyük zincir marketlere ceza yağdırdığı ekim ayında gıda fiyatlarındaki artışın yüzde 1,9 olarak açıklanması oldukça çelişkili bir durum.

Yine TÜİK verileri içinde pandemi yasaklarının kalktığı dönemde eğlence -kültür fiyat enflasyonun yüzde 0,17’de kalışı, sağlık hizmetleri aylık enflasyonun yüzde 0,65 oluşu, TL’deki değer kaybına rağmen çeşitli mal ve hizmetlerde artışın yüzde 1,75 ile sınırlı kalması, zam yağmuru devam ederken ev eşyasından aylık enflasyonun yüzde 2,25 olması hep Türkiye mucizeleri. TÜFE ekim verisi içinde sürprizli olmayan iki kalem varsa onlar da elbette mevsimsellik etkisi altında yüzde 7,6 artan giyim fiyatları ile zam gören alkollü içecek-tütün kalemindeki yüzde 6 yükseliş. Giyim tarafında önümüzdeki dönemde yüzde 30’a varan ayarlamalar geleceğini sektörün önde gelenlerinin açıkladığını unutmamak gerekli.

Çekirdek enflasyon kalemlerinde ise ayrı bir şaşırtıcı durum var. Yaz aylarında TL’nin nispeten sakin seyrine bağlı olarak ağustos ve eylül çekirdek enflasyon göstergelerindeki durağanlığı açıklamanın bir yolu vardı denebilir.  Fakat ekim ayında TL’nin değer kaybına rağmen Çekirdek-B enflasyonun eylüldeki yüzde 18,63’ten yüzde 18,50’ye gerilemesi, Çekirdek-C’nin ise yüzde 16,98’den yüzde 16,82’ye düşmesi matematikle açıklanamayacak kadar gerçek dışı.

ENAGRUP: GERÇEK ACITIR

TÜİK’in suç duyurusunda bulunduğu akademisyenlerin oluşan ve güvenilirliği her geçen gün artan ENAGrup verisine göreyse ekimde aylık TÜFE yüzde 6,9.  Yıllık seviyeyi yüzde 50’ye taşımakta.

Çeşitli mal ve hizmetlerdeki aylık artış yüzde 14,8; eğlence-kültür yüzde 11; sağlık yüzde 12,4; giyim yüzde 14 ve tabi gıda yüzde 9,1.

DOĞRU SÖZE NE DENİR?


TÜİK veri setine geri dönersek içinde üretici fiyatları enflasyon detayları daha güven verici. Üretici fiyatları aylık yüzde 5,24 artışla yıllık yüzde 44’ten yüzde 46,3’e yükselmiş durumda. Aylık artışın büyük oranda ara malı üretiminden (yüzde 5,3) ve enerjiden (&9,3 kaynaklandığını görüyoruz.  Bu da yanlış para politikasının artan üretim maliyetleri üzerinden güçlü seyreden ihracat performansını da yakın zamanda vurabileceğini gösteriyor.  TÜFE tarafına geçişkenliğin hızlanması da bir diğer çıkarım olabilir.

Alt kalemlerdeki detaylara bakınca, kok kömürü ve petrol tarafında yıllık artışın yüzde 130 olması dikkat çekici. Ana metaller yüzde 91,2; ham petrol ve doğalgaz yüzde 85,5.

Öne Çıkanlar