HDP'li Bülbül: Kürtçe dilim ‘X’, Alevi olarak kapıma ‘X’ konuluyor, politika yapmam yasak

HDP'li Bülbül: Kürtçe dilim ‘X’, Alevi olarak kapıma ‘X’ konuluyor, politika yapmam yasak
HDP’li Bülbül, 'Benim dilim Kürtçe dilim ‘X’, Alevi olarak kapıma ‘X’ konuluyor, HDP’li olarak politika yapmam yasak ‘X’, üç bilinmeyenli denklem' diyerek baskı politikalarını eleştirdi.

Meclis Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2022 yılı ve 2020 Kesin Hesap bütçeleri görüşmeleri devam ediyor. HDP grubu adına Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine dair HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül değerlendirmeler bulundu. Katledilen çocukların ve gençlerin isimlerini sıralayan Bülbül, "Devlet nezdinde öldürülmüş Resik Hüseyin, Erdal Eren, Koray Kaya, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ceylan Önkol, Miraç Miroğlu, son 10 yılda panzer altında kalarak ezilen adı bile unutulmuş 20 çocuk, Aladağ’da eğitim hakkı uğruna yanan yoksul çocuklar, Soma’da, Ermenek’te babalarını yitiren öksüz kalan ve gelecekleri meçhul kalan, Kürt sorunundan doğan sistematik şiddet nedeniyle babasını, annesini yitiren asker, polis Kürt, Türk, çocukları, devlet dersinde öldürülen çocuklar ne olacak?" diye sordu. 

4 BİLİNMEYENLİ DENKLEM

Bütçenin meşru olmadığını dile getiren Bülbül, kürsüye dövizlerle çıkarak, "Benim dilim Kürtçe dilim ‘X’, Alevi olarak kapıma ‘X’ konuluyor, HDP’li olarak politika yapmam yasak ‘X’, üç bilinmeyenli denklem. Buna bir ‘X’te ben ekleyeyim. Yoksulluk, açlık. 3 K’dan, Kızılbaş, Kürt, Komünist ve 3 X’e geldik. AKP ve MHP’nin yaptığı gelişme bu olmuştur. 3X bir X daha ekledik, 4 X geldik. Bu matematik denklemini soruyoruz. Alevi’nin yaşadığı zulüm ile Kürtlerin yaşadığı zulüm çarpı, eşittir, ırkçılık, tekçilik, inkarcılık eksi tek adam rejimi, bölü insan hak ve özgürlükleri o da eşittir demokratik Türkiye ve eşit yurttaşlık. Demokratik Türkiye olacak kapasite, kabul, saygı ve demokrasi bilinci hükümette yok" dedi.
 
Hükümetin ret ve inkar üzerine kurduğu siyasetini eğitimde de devam ettirdiğini kaydeden Bülbül, "Yaşamsal tüm süreçlerde de sürdürüyor. Öğrencilere yapılan, kafasından duman çıkan İçişleri Bakanı’nın gözlerinden duman çıkan polisi olur. Kafasından duman çıkan. Öğrenciler niye gözaltına alındı. Barınamadıkları, hak istedikleri için gözaltına alındılar. Bu da eğitim ortamının bir parçası" diye belirtti.
 
Anadilde eğitim hakkının yasak olduğunu dile getiren Bülbül, şöyle devam etti: "20 Kasım 1989 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imza koyan 17, 29, 30 maddeye imza koymamıştır. Bu maddeler bir bölgede farklı inanç, kültür ve diller varsa onların eğitim hakkı ve farklılığını korumak zorundasınız, diye bir koşul getiriyor. AİHM’in verdiği zorunlu din dersi bir insan hakkı ihlalidir, Cemevi’ni tanımamak bir insan hakkı ihlalidir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nde görüşüldü. Hak ihlali olduğuna karar verdi ama buna dair bir işlem yok. Engelli, mülteci çocukların haklarına dair ayrımcılık konusunda bir tane örnek verebilirim. Engellileri farkında olarak ya da bilmeyerek bir ayrımcılık söz konusu. Buna dair sınıflar düzenlemelidir. Eğitim emekçilerinin sorunları. Eğitim emekçilerinin öğretmenlik meslek yasası, 3600 kabul edilmiş, herkes böyle davranıyor. Yok böyle bir şey. Toplum, öğretmenler bekliyor ama buna dair bir şey yok" ifadelerini kullandı.
 
Eğitim alanında saymakla bitmeyecek sorunlar olduğunu söyleyen Bülbül, "Bunlara rağmen buraya gelip, ‘ya o kadar çok şey yaptık, neden hükümeti övmüyorsunuz’ gibi basit bir arabesk beklentiye girmek yönetememenin en büyük göstergesidir. Muhalefetten övgü bekleyeceğinize, yergi bekleyin. Muhalefet yergi yapar. Gözaltında tutulan, kolu kırılan öğrenciler sizin için şunu ‘Haricinde biten goncagüle minnet eylemem, Arabi Farisi bilmem dile minnet eylemem, bir acayip derde düştüm, herkes gider derdine’"

HDP'Lİ ÖZGÜNEŞ: BU TOPLUMU ZEHİRLİYORSUNUZ

Kürtçeye tahammülsüzlük eden AKP ve MHP’lilere yanıt veren HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, "Bu Meclis AKP ve yandaşları huzurunda düşman yaratma Meclisi’ne dönüştü. Bu toplumu zehirliyorsunuz" dedi. 
 
Meclis Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2022 yılı ve 2020 Kesin Hesap bütçeleri görüşmeleri devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine dair söz alan HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Feleknas Uca, Türkiye’de çok dilli bir kültür olduğunu ancak anadil de eğitimin yasak olduğunu söyledi. Uca, "Türkiye’deki tüm halkları bu haktan mahrum eden hükümetin, Kürtçeye yönelik baskıları ise anadilde eğitimin çok ötesindedir. Okullarda Kürtçenin seçmeli ders olmasıyla, Kürtçe Radyo-TV açmakla övünüyorsunuz ancak Kürtçe eğitim veren kurumları kapatıyorsunuz. Kürt dili eğitimi veren akademisyenleri tutukluyorsunuz. Genel Kurul’da Kürtçeye tahammül edemediğiniz için mikrofonları kapatıyorsunuz. Kültür sanat etkinliklerini yasaklıyorsunuz. Kürtçeye duyduğunuz rahatsızlık öyle bir boyuta gelmiş ki ülke içindeki müdahaleler yetmemiş, Tokyo üniversitesinde başlayan Kürtçe derslerin kaldırılması için Japonya’ya baskı yaptınız" dedi.
 
ANADİLDE EĞİTİM
 
AB’nin başkentinin içinde olduğu Belçika’nın üç, İsviçre’nin dört, Hindistan’ın bölgelerde de konuşulmak üzere 22 resmi dil olduğunu kaydeden Uca, "Birleşmiş Milletlere üye yüz kırk üç ülkenin, birden fazla resmi dili var. İsveç eğitim sistemi, evde konuşulan dili eğitimde de geçerli dil olarak kabul etmekte ve en az beş kişilik grup oluştuğunda, belediyeler anadilde eğitimin verilmesiyle yükümlü oluyor. Ancak bu ülkelerin bölünme korkusu yok. Çünkü çok kültürlü ve çok dilli olmanın bir ülkeyi bölmeyeceğinin, aksine zenginleştireceğinin, sizden başka herkes farkında. Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya'ya yaptığı ziyaretlerde sık sık, Türkler için anadilde eğitim talebinde bulunuyor. Fakat Almanya’da ilkokuldan itibaren zorunlu anadil eğitimi veriliyor. Şimdi soruyorum size; Almanya’da talep ettiğiniz anadil eğitiminden, Türkiye’de neden rahatsızlık duyuyorsunuz? Siz neden Kürtçeden bu kadar korkuyorsunuz? İnsanların kendilerini anadilinde ifade etmesinin, eğitim almasının size ne zararı var?" ifadelerini kullandı.
 
KÜRT KELİMESİNE TAHAMMÜL YOK
 
Kürtçeye bu kürsü dahil olmak üzere, yurt içinde ve yurt dışında tahammül edemeyen zihniyetin Kürt kentlerini ziyaret ettiğinde ise Kürtçe şarkılı şov yapmaktan geri kalmadığının altını çizen Uca, şunları söyledi: "Ancak okunan parça Kürtçe de olsa, içinde geçen ‘Kürt’ kelimesine tahammül yine yok ve parça tahrif edilerek okutuluyor. Ancak Kürtlerin bunlara karnı tok. Artık bu numaralar sizi kurtarmaz. Siz her alanda meşruiyetinizi tamamen yitirdiniz. Kimsenin size inancı yok artık. Tekçi zihniyet gidecek, bütün halkları, inançları, dilleri ve kültürleri kapsayan HDP fikriyatı gittikçe büyüyecektir. Bu fikriyat, bu ülkeye barışı, özgürlüğü, huzuru getirecek."
 
KÜRTÇE VE ALMANCA KONUŞTU
 
Konuşmasının aynısını Kürtçe ve Almanca yapacağını söyleyen Uca, ilk olarak Almanca konuştu. MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül ve milletvekilleri Uca’nın sözünü kesmeye çalıştı. Uca ise konuşmasını sürdürdü.
 
Meclis Başkanvekili Haydar Akar, resmi dilin Türkçe olduğunu Kürtçe ve Almanca bir metin okunamayacağını söyledi.
 
‘GİDECEKSİNİZ
 
Sözlerine Kürtçe devam eden Uca, "Sevgili halkımız sizde görüyorsunuz, bu Meclis’te Kürtçe dili ve diğer kültürlere tahammülsüzlük var. Bu sizin korkunuz ve gideceksiniz. HDP geliyor. Özgürlük, eşitlik getirecek" dedi.
 
Kürsüye çıkan HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş de MHP’lilerin tutumuna tepki gösterdi. Özgüneş, "Demokratik özgürlükçü dayalı bir zihniyet devrimini Türkiye ve Ortadoğu’da yaratmadığımız sürece bizim halimiz bu. Balığın koktuğu yer burası" dedi.
 
DİL HALKLARIN KİMLİĞİDİR
 
Hiçbir şeye tahammül olmadığını dile getiren Özgüneş, "Avrupalılar yüzyıl, 30 yıl, birinci dünya savaşlarını yaşadılar. Ama sonunda aydınlar, kadınlar, emekçiler halkların eşitliğini getirdiler ve dünyanın merkezi haline getirdiler. Biz hala armut topluyoruz, armut. Bu Meclis AKP ve yandaşları huzurunda hamaset, düşman yaratma, kin ve intikam, iftira ve kumpas ve kavga meclisine dönüşmüş. Ayıp, ayıp. Burada sevgi ve kardeşliği öğretelim. Dil, halkların kimliği, şerefi, haysiyetidir. Tarihidir, duygularıdır, rüyalarıdır, yaşamıdır. Bunu yasaklamak insanlık suçudur, ilkel milliyetçiliktir"
 
‘KÜRTLERİN DİLİNİ YASAKLADINIZ’ 
 
AKP ve MHP sıralarına dönen Özgüneş, "Siz bölünme paranoyasını uydurarak, bu toplumu zehirliyorsunuz. Tarih boyunca Kürtler ve Türkler diğer halklarla ittifak sağladılar. Cumhuriyeti birlikte kurdular. Siz bize bölücü diyorsunuz. Lozan’da Rojava’yı, Irak’ın Kuzey’ini bölen kim sizin zihniyetiniz. Biz birlikte Misak-ı Milliyi kurduk. Biz bu ülkede demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü, emekçiye, yoksulluğa bütçeden daha çok ayrılmasını istiyoruz. İki de bir kalkıp, terör deyip de bizi bölücülükle suçlamak temel bölücülüktür. DAİŞ’çiliktir. FETÖ’cülüktür. Bırakın bu hikayeleri. Anayasa’nın 42’inci maddesinde siz kardeşim dediğiniz Kürtlerin dilini yasakladınız" sözlerini sarf etti.
 
Özgüneş, "Siz de bunu anlayacak kapasite olsaydı, itiraz etmezdiniz. Sizde kapasite yok. Ne mutlu insanız diyenlere" sözlerini kullandı. (MA)

Öne Çıkanlar